11181
galatasaray'ın tarih boyunca kurduğu en sistemli kadrolarını, en düzenli oynayan takımlarını, florya'da herkesin işini yaparak en çok çalıştığı dönemleri, başarıda sürekliliğin feriştahının yaşandığı zamanları araştıralım bakalım, hepi topu kaç tane isim karşımızı çıkacak?
ne boşalmaz işkembeler var, salla salla bitmiyor içindekiler. sene olmuş 2016, fatih terim gelmiş 60 küsür yaşına hala gaz muhabbeti. he anasini satayım sırf gaz. görüyoruz gazla takım çalıştırmaya çalışanları, her yıl başka bir takımı küme düşmekten kurtarmak için çırpınıyorlar. sen taktik, teknik namına hiçbir şey yapmazsan o maça 15-20 dk kala verdiğin gaz da hiçbir boka yaramaz. ama bunun altyapısını oluşturursan, üstüne de o küçümsediğiniz gazlı ruhlu konuşmayı yaparsan, hadi sizin o çok sevdiğiniz tabirle söyleyelim, pastanın üzerindeki çilek olur.
ha bir de yeni moda süreklilik. sen adamı tek yetkili olarak göreve getir, 2.5 yıl o sisteme göre yatırım yap, sonra ardını sonrasını düşünmeden sezonun ortasında kov, ortalık allak bullak olduktan sonra da vay efendim sistemde süreklilik yok. yok ya! örnek sürekliliğe bakar mısınız, sezonun 5. haftasi idmanda teknik direktör gönderiyor. hoca gideli neredeyse 3 yıl olmuş, arada 3 yönetim, 6 hoca, sayısız topçu değişmiş, hala bu kaosun günahını tek başına fatih terim'e yüklemeye çalışıp bir de mağduriyet edebiyatı kasmaya çalışmak da müthiş bir özveri. bir alkış da bu gayret için alalım.
neredeyse 30 yıldır oynattığı futbolun "çakma hücum futbolu" olduğunu da öğrendik, tarifi imkansız duygular içerisindeyim. kandırıldık! allah aşkına bu "çakma" hücum futbolunun lisanslısını kim oynattı galatasaray'a ve çok daha başarılı oldu, gösterin hele aydınlanalım.
akıl ve izan orucu diye bir şey yok güzel insan bilakis onlardan istifade etmek vacib hükmünde. boz şu orucunu, kefareti varsa o da bizden olsun hatta.
ne boşalmaz işkembeler var, salla salla bitmiyor içindekiler. sene olmuş 2016, fatih terim gelmiş 60 küsür yaşına hala gaz muhabbeti. he anasini satayım sırf gaz. görüyoruz gazla takım çalıştırmaya çalışanları, her yıl başka bir takımı küme düşmekten kurtarmak için çırpınıyorlar. sen taktik, teknik namına hiçbir şey yapmazsan o maça 15-20 dk kala verdiğin gaz da hiçbir boka yaramaz. ama bunun altyapısını oluşturursan, üstüne de o küçümsediğiniz gazlı ruhlu konuşmayı yaparsan, hadi sizin o çok sevdiğiniz tabirle söyleyelim, pastanın üzerindeki çilek olur.
ha bir de yeni moda süreklilik. sen adamı tek yetkili olarak göreve getir, 2.5 yıl o sisteme göre yatırım yap, sonra ardını sonrasını düşünmeden sezonun ortasında kov, ortalık allak bullak olduktan sonra da vay efendim sistemde süreklilik yok. yok ya! örnek sürekliliğe bakar mısınız, sezonun 5. haftasi idmanda teknik direktör gönderiyor. hoca gideli neredeyse 3 yıl olmuş, arada 3 yönetim, 6 hoca, sayısız topçu değişmiş, hala bu kaosun günahını tek başına fatih terim'e yüklemeye çalışıp bir de mağduriyet edebiyatı kasmaya çalışmak da müthiş bir özveri. bir alkış da bu gayret için alalım.
neredeyse 30 yıldır oynattığı futbolun "çakma hücum futbolu" olduğunu da öğrendik, tarifi imkansız duygular içerisindeyim. kandırıldık! allah aşkına bu "çakma" hücum futbolunun lisanslısını kim oynattı galatasaray'a ve çok daha başarılı oldu, gösterin hele aydınlanalım.
akıl ve izan orucu diye bir şey yok güzel insan bilakis onlardan istifade etmek vacib hükmünde. boz şu orucunu, kefareti varsa o da bizden olsun hatta.