11156
hizipçiliğin kurbanı olmuş teknik direktördür!
ayrıldığı sezon bıraktığı enkaz, bıraktığı yeniçeriler yüzünden galatasaray'ın senelerini çalmış, hizipçilik kendi döneminde şahlanmıştır. bu takımda sneijder'e pas atılmadı bir dönem. burak drogba'ya trip attı gençler hatırlatırım. sneijder bu adamın 4. tercihiydi. ünal aysal olmasa o transferleri göremezdik muhtemelen. çok isteyerek aldırdığı amrabat'ı azarlayarak bitirdi, amrabat top alamadı, yine amrabat gönderildi. amrabat'ın kısa dönemde verdiği katkının hatrı sayılırdı (bu tamamen kişisel görüştür katılmayanlar olabilir, bruma keza aynı şekilde. kendisi ise bu dönemde selçuk'ları, burak'ları, sabri'leri, aydın'ları sahiplendi.
şuanda ise bu sahiplendiği yerli tayfanın onu sattığı, arkasından işler çevirdiği çarşaf çarşaf yazılıyor, söyleniyor, kendisi ise taktisyen değil diyerek suçlanıyor. terim'in taktisyen olmadığı söyleyen insanlar vebalı gibi dışlanırken; terim bir kere en başarılı türk teknik direktör söylemiyle savunulurken şimdi tüm medya tarafından itin bir tarafına sokulmaktadır. peki 1 günde ne değişti? ne oldu da terim büyük hocalıktan, teknik taktik bilmeyen bir adama dönüşüverdi? bununla ilgili ne desek yalan olmaz sanırım. ama belki de terim(!) zamanında şimdiki kader ortaklarını tehdit ettiği konuşmayı fransa dönüşünde yapar. veyahut gelir özbek brothers ile bol sıfırlı kader ortaklığı yapar orasını bilmek zor, bu yüzden bekleyip görmek gerek. (bu arada terim üzerinden yapılan şenol güneş güzellemeleri de var ki o konuya sonradan değineceğim.) kader birliğinin diğer tarafı yıldırım demirören ise henüz tek bir açıklama yapmış değil, fakat terim'in gazetelerindeki dokunulmazlığının ortadan kalktığı bir sır değil. rezalet oynadığımız ön eleme gruplarından xelçuk the jannissarynin atmış olduğu golle, mucizevi 7 ihtimalin gerçekleşmesi sonucu geldik euro 2016'ya. ve hatırlarsınız o grupta tüm ümitler tükendiğinde tek söylem; terim bu milli takımın başına geleceği kurmak için geldi, bunu yaparsa sadece terim yapar, euro 2016 hedefimiz değildi, 2018'lere, 2020'lere terim'in bulduğu jenerasyon ile katılacağız, terim kurmaylarını görevlendirdi, bilinmeyen liglerde sürpriz oyuncular inceleniyor, nasıl galatasaray'a uefa'yı getiren jenerasyonu bulduysa yine aynısını yapacak vs vs haberlerini bulmak sadece hafızamızı biraz zorlamaya bağlı. şimdi ne oldu da o zaman terim'i canhıraş savunan tayfa şimdi terim'e vuruyor? şuanda ciddi bir güç savaşı veriliyor ve biatçı medya kazananın yanında duracak, buna emin olabilirsiniz.
şimdi gelelim terim üzerinden yapılan şenol güneş güzellemelerine, evet şenol güneş iyi bir hoca, evet insani yönü çok kuvvetli; fakat terim'in üzerinden şenol güneş güzellemesi yapmak nedir gençler? yok şenol güneş 2002'de şampiyon olamadık diye özür dilemiş, yok kıyafeti kötü diye gönderilmiş, yok kıymeti bilinmemiş, yok hakkı yenmiş, şenol güneş filozofmuş, şenol güneş tüm işlerini sevgiyle çözermiş ama terim öyle değilmiş. resmen terimden bir 'rumi' oluşturma çabası var. nedir bu çile çekip doğruyu bulan şenol güneş ayakları anlamak mümkün değil. terim'i sevmem fakat; terim'in şenol güneş ile kıyaslanması faciadır. şenol güneş'in en büyük başarısı olan dünya kupası 3.lüğünü hatırlayalım isterseniz. brezilya 1-2, kosta rika 1-1, çin 3-0, japonya 1-0, senegal 1-0, brezilya 0-1, güney kore 3-2. ve bu turnuvada 23 kişilik kadronun 12'si galatasaray'ın uefa kupası jenerasyonu, daha fazla konuşmak mantıksız bu konuda. hele hele ersun yanal ve aykut kocaman üzerinden yapılan güzellemelere cevap verip yorulmayacağım.
özet isteyen arkadaşlar için; terim'in son döneminde yükselttiği yeniçerilerinin sırt dönmesi sonucu, çok güvendiği kader ortaklarının ve onların uzantısı olan medyanın linç ettiği teknik direktördür. bu durumu hak etmiş midir? hayır. peki bulunduğu konumu(maaş, pozisyon vs) hak etmiş midir? ona da hayır. daha düzgün bir ünvan ve maaşla o mevkiiyi en çok hakeden türk olduğunu da söylemek gerekir. fatih terim için tek temennim ve umudum; egosunu bir kenara bırakıp, iyi bir ekip kurup bir takımda başarılı olmasıdır, galatasaray mı? lütfen benim için kutsal olan bu kulüpten uzak dursun, geçmişi bir nebze de olsa iyi olarak hatırlayabilecek taraftar sayısını da sıfırlamasın.
ayrıldığı sezon bıraktığı enkaz, bıraktığı yeniçeriler yüzünden galatasaray'ın senelerini çalmış, hizipçilik kendi döneminde şahlanmıştır. bu takımda sneijder'e pas atılmadı bir dönem. burak drogba'ya trip attı gençler hatırlatırım. sneijder bu adamın 4. tercihiydi. ünal aysal olmasa o transferleri göremezdik muhtemelen. çok isteyerek aldırdığı amrabat'ı azarlayarak bitirdi, amrabat top alamadı, yine amrabat gönderildi. amrabat'ın kısa dönemde verdiği katkının hatrı sayılırdı (bu tamamen kişisel görüştür katılmayanlar olabilir, bruma keza aynı şekilde. kendisi ise bu dönemde selçuk'ları, burak'ları, sabri'leri, aydın'ları sahiplendi.
şuanda ise bu sahiplendiği yerli tayfanın onu sattığı, arkasından işler çevirdiği çarşaf çarşaf yazılıyor, söyleniyor, kendisi ise taktisyen değil diyerek suçlanıyor. terim'in taktisyen olmadığı söyleyen insanlar vebalı gibi dışlanırken; terim bir kere en başarılı türk teknik direktör söylemiyle savunulurken şimdi tüm medya tarafından itin bir tarafına sokulmaktadır. peki 1 günde ne değişti? ne oldu da terim büyük hocalıktan, teknik taktik bilmeyen bir adama dönüşüverdi? bununla ilgili ne desek yalan olmaz sanırım. ama belki de terim(!) zamanında şimdiki kader ortaklarını tehdit ettiği konuşmayı fransa dönüşünde yapar. veyahut gelir özbek brothers ile bol sıfırlı kader ortaklığı yapar orasını bilmek zor, bu yüzden bekleyip görmek gerek. (bu arada terim üzerinden yapılan şenol güneş güzellemeleri de var ki o konuya sonradan değineceğim.) kader birliğinin diğer tarafı yıldırım demirören ise henüz tek bir açıklama yapmış değil, fakat terim'in gazetelerindeki dokunulmazlığının ortadan kalktığı bir sır değil. rezalet oynadığımız ön eleme gruplarından xelçuk the jannissarynin atmış olduğu golle, mucizevi 7 ihtimalin gerçekleşmesi sonucu geldik euro 2016'ya. ve hatırlarsınız o grupta tüm ümitler tükendiğinde tek söylem; terim bu milli takımın başına geleceği kurmak için geldi, bunu yaparsa sadece terim yapar, euro 2016 hedefimiz değildi, 2018'lere, 2020'lere terim'in bulduğu jenerasyon ile katılacağız, terim kurmaylarını görevlendirdi, bilinmeyen liglerde sürpriz oyuncular inceleniyor, nasıl galatasaray'a uefa'yı getiren jenerasyonu bulduysa yine aynısını yapacak vs vs haberlerini bulmak sadece hafızamızı biraz zorlamaya bağlı. şimdi ne oldu da o zaman terim'i canhıraş savunan tayfa şimdi terim'e vuruyor? şuanda ciddi bir güç savaşı veriliyor ve biatçı medya kazananın yanında duracak, buna emin olabilirsiniz.
şimdi gelelim terim üzerinden yapılan şenol güneş güzellemelerine, evet şenol güneş iyi bir hoca, evet insani yönü çok kuvvetli; fakat terim'in üzerinden şenol güneş güzellemesi yapmak nedir gençler? yok şenol güneş 2002'de şampiyon olamadık diye özür dilemiş, yok kıyafeti kötü diye gönderilmiş, yok kıymeti bilinmemiş, yok hakkı yenmiş, şenol güneş filozofmuş, şenol güneş tüm işlerini sevgiyle çözermiş ama terim öyle değilmiş. resmen terimden bir 'rumi' oluşturma çabası var. nedir bu çile çekip doğruyu bulan şenol güneş ayakları anlamak mümkün değil. terim'i sevmem fakat; terim'in şenol güneş ile kıyaslanması faciadır. şenol güneş'in en büyük başarısı olan dünya kupası 3.lüğünü hatırlayalım isterseniz. brezilya 1-2, kosta rika 1-1, çin 3-0, japonya 1-0, senegal 1-0, brezilya 0-1, güney kore 3-2. ve bu turnuvada 23 kişilik kadronun 12'si galatasaray'ın uefa kupası jenerasyonu, daha fazla konuşmak mantıksız bu konuda. hele hele ersun yanal ve aykut kocaman üzerinden yapılan güzellemelere cevap verip yorulmayacağım.
özet isteyen arkadaşlar için; terim'in son döneminde yükselttiği yeniçerilerinin sırt dönmesi sonucu, çok güvendiği kader ortaklarının ve onların uzantısı olan medyanın linç ettiği teknik direktördür. bu durumu hak etmiş midir? hayır. peki bulunduğu konumu(maaş, pozisyon vs) hak etmiş midir? ona da hayır. daha düzgün bir ünvan ve maaşla o mevkiiyi en çok hakeden türk olduğunu da söylemek gerekir. fatih terim için tek temennim ve umudum; egosunu bir kenara bırakıp, iyi bir ekip kurup bir takımda başarılı olmasıdır, galatasaray mı? lütfen benim için kutsal olan bu kulüpten uzak dursun, geçmişi bir nebze de olsa iyi olarak hatırlayabilecek taraftar sayısını da sıfırlamasın.