• 64
    11 yaşındayım o zamanlar, ilkokul son sınıfım. 18ini doldurmaya birkaç gün kala sırf nasıl gittiğini görmek için(!) bindiği ve yoldan çıkıp taklalar atan arabadan çıkamayarak hepimizi kahredecek olan; o dönemlerdeki sıra arkadaşımla okudan çıkıp eve yürüyoruz. aklımız akşamda tabi, 4-1 falan farklı bi skor olucak diyorum; o dönemler yeni yeni öğrendiğimiz kelimelerden birini cuk oturtuyor "hassiktir be oğlum" diyor.

    nisan 23'de dondurmaya başlayan, mayıs başı "çıkıntı"lar ve turistlerin denize girdiği kıbrıs'ta şakır şakır yağmur yağıyor. kopenhag'daki bağlantılarda da havanın benzer halde olduğunu görüyoruz. akşama doğru babam "gel bakalım arabada ne var" diye alıyor beni, o zaman için çok büyük bir olay olan içi galatasaray marşı dolu bir kaset. alışverişe falan gidiyoruz, babannemlerde otururken "meydan muharebesi"nin bir kısmını naklen seyrediyoruz. leeds maçı akıllara geliyor ama geçiyor.

    akşam oluyor, gece oluyor, maç başlıyor... arif'in atamadığı golde elimi yere vurup morartmam dışında çok birşey aklımda kalmıyor. doksan dakika bitince odama postalanıyorum. ömrümüzün belki de sonuna kadar tekrarlanmayacak bir final oracıkta bitiyor benim için. odadan hatıram "neden hagi" repliği oluyor.

    bir de son golün ardından her yerden gelmeye başlayan korna, tabanca hatta makineli tüfek sesleri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın