10676
öncelikle şunu söyleyeyim, terim'in galatasaray'a dönmesini kesinlikle istemiyorum. ama her başarısız dönemimizde olduğu gibi bu yaz da muhakkak "terim galatasaray'a dönüyor" haberleri çıkacak, taraftarımızdan birçoğu "bu takımı ancak fatih hoca adam eder, geçmiş geçmişte kaldı gelsin toparlasın abi" diyecektir. dursun özbek yönetimi de çok büyük ihtimalle euro 2016 sonrası fatih terim'in kapısını çalacaktır. bu sebeple terim'in 2011'deki başarısıyla ilgili gerçekçi bir analiz yapma ihtiyacı hissettim, terim gelse eğrisi doğrusu ne olur diye.
hiçbir zaman kendisinin başarılarını küçümsemek istemem ama 2011'deki dirilişimizde gayet yüksek paralar harcamıştık:
selçuk inan-2 milyon euro yıllık ücret
elmander-1.8 milyon euro yıllık ücret
riera-3 milyon euro bonservis/2.7 milyon euro yıllık ücret
engin baytar-1.1 milyon euro bonservis/400 bin euro yıllık ücret
ujfalusi-2 milyon euro bonservis/2.2 milyon euro yıllık ücret
muslera-6.75 milyon euro bonservis/2 milyon euro yıllık ücret
eboue-3.5 milyon euro bonservis/2.5 milyon euro yıllık ücret
melo-1.5 milyon euro kiralama ücreti/3.3 milyon euro yıllık ücret
sercan yıldırım-3 milyon euro bonservis/700 bin euro yıllık ücret
yiğit gökoğlan-2.5 milyon euro bonservis/600 bin tl yıllık ücret
toplam 23.6 milyon euro bonservis, yaklaşık 18 milyon euro maaş yükü. arda'nın satışından gelen parayı ve bizden aldığı maaşı düşersek: 10.6 milyon euro bonservis, 16 milyon euro maaş yükü. toplam 26 milyon euro'luk bir kaynak demek.
kısacası terim o yaz takımı toparladı toparlamasına ama 26 milyon euro da para harcadı (maaş+bonservis). bu yaz böyle bir kaynağımızın olması bence zor gözüküyor. hem podolski'yi hem selçuk'u hem umut bulut'u çin'e satmamız lazım. veya düşünmek bile istemediğim ihtimal gerçekleşirse, sneijder veya muslera'yı satmamız lazım.
kaldı ki futbolcu piyasası da 2011'e göre oldukça yükseldi. o zamanın 23 milyon euro bonservisi, şimdi nereden baksan 30-35 milyon euro'ya tekabül eder bence. bugün eboue'nin 2011'deki hali gibi bir sağ beki premier lig'den 3.5 milyon euro'ya alamazsın. hadi elmander gibi bir adamı bonservissiz aldın diyelim, adam sana gelir der ki "çin kulüpleri bana yıllık 3-4 milyon euro maaş önerdi, sen kaç veriyorsun". dolayısıyla şu an 2011'deki takımı kurmak istesen en az 5-10 milyon euro daha masraf etmen gerekir.
kısacası eğer varsa 30-35 milyon euro'luk kaynağın, terim senin takımını sıfırdan kurabilir. avrupa'da olmayacağımız için varıyla yoğuyla lige odaklanır, konsantrasyonu üst düzeyde tutar, her lig maçında takımı bıçak gibi biler. iyi oynayan genç oyuncuyu oynatmaktan korkmaz, bu sezona onunla başlasaydık sinan da koray günter de sene başından bu yana as oyuncu olurdu (emre çolak'ı kazanmak için en büyük gayreti gösteren hoca açık ara farkla terim'di). kötü oynayan adama süre verip bir miktar sabreder, ama sabrı tükendiyse sorgusuz sualsiz kapıyı gösterir (baros'a ve mehmet batdal'a yaptığı gibi). kısacası terim kadro adaletine önem verir, birçok insanın zannettiği gibi yerli-yabancı ayırımı da yapmaz. hakemler onun başında olduğu takımın aleyhine karar verirken iki defa düşünür.
gelelim dezavantajlarına. her şeyden evvel, elindeki 30-35 milyon euro'yu sorgusuz sualsiz terim'e teslim edersen o paranın üçte biri çöpe gider. çünkü terim iyi bir hoca olsa da transfer konusunda çokça hata yapar. yönetimde terim'e "o adamı değil şu adamı alacağız" deyip sözünü dinletebilen birisinin olması şart oğlu şarttır, yoksa yanlış bir transfere 8-10 milyon euro'yu gömer uğraşır dururuz. ikinci dezavantajı da taktiksel olarak istikrarlı bir planı olmamasıdır. 2013-14 sezonunun başını hatırlayın. kanser olduğumuz bursa, eskişehir deplasmanlarını hatırlayın. almanya'dan bir futbol adamı getirip o maçları izletseniz, teknik direktörün aynı takımdaki üçüncü sezonunu geçirdiğine kesinlikle inanmazdı. terim pragmatist bir hocadır, anı yaşar. takıma uzun vadede istikrarlı bir plan uygulatmaz. eğer uygulatsaydı 2013'te gittiğimiz kadıköy deplasmanına, sezon boyunca bir defa bile denemediği elmander-burak-drogba forvet hattıyla çıkmak gibi bir çılgınlık yapmazdı.
tekrar edeyim, terim'in dönmesini kesinlikle istemem. kaldı ki dönecekse bile takım kurmak için sağlam bir bütçe ister. eğer öyle bir bütçemiz olursa, o bütçeyi lucien favre'ye, rudi garcia'ya versek daha doğru bir iş yapmış oluruz bence. ama gelecek sezon galatasaray'ı kim çalıştırırsa şampiyonluk ihtimalimiz en yüksek olur diye sorarsan, cevap yine terim'dir.
hiçbir zaman kendisinin başarılarını küçümsemek istemem ama 2011'deki dirilişimizde gayet yüksek paralar harcamıştık:
selçuk inan-2 milyon euro yıllık ücret
elmander-1.8 milyon euro yıllık ücret
riera-3 milyon euro bonservis/2.7 milyon euro yıllık ücret
engin baytar-1.1 milyon euro bonservis/400 bin euro yıllık ücret
ujfalusi-2 milyon euro bonservis/2.2 milyon euro yıllık ücret
muslera-6.75 milyon euro bonservis/2 milyon euro yıllık ücret
eboue-3.5 milyon euro bonservis/2.5 milyon euro yıllık ücret
melo-1.5 milyon euro kiralama ücreti/3.3 milyon euro yıllık ücret
sercan yıldırım-3 milyon euro bonservis/700 bin euro yıllık ücret
yiğit gökoğlan-2.5 milyon euro bonservis/600 bin tl yıllık ücret
toplam 23.6 milyon euro bonservis, yaklaşık 18 milyon euro maaş yükü. arda'nın satışından gelen parayı ve bizden aldığı maaşı düşersek: 10.6 milyon euro bonservis, 16 milyon euro maaş yükü. toplam 26 milyon euro'luk bir kaynak demek.
kısacası terim o yaz takımı toparladı toparlamasına ama 26 milyon euro da para harcadı (maaş+bonservis). bu yaz böyle bir kaynağımızın olması bence zor gözüküyor. hem podolski'yi hem selçuk'u hem umut bulut'u çin'e satmamız lazım. veya düşünmek bile istemediğim ihtimal gerçekleşirse, sneijder veya muslera'yı satmamız lazım.
kaldı ki futbolcu piyasası da 2011'e göre oldukça yükseldi. o zamanın 23 milyon euro bonservisi, şimdi nereden baksan 30-35 milyon euro'ya tekabül eder bence. bugün eboue'nin 2011'deki hali gibi bir sağ beki premier lig'den 3.5 milyon euro'ya alamazsın. hadi elmander gibi bir adamı bonservissiz aldın diyelim, adam sana gelir der ki "çin kulüpleri bana yıllık 3-4 milyon euro maaş önerdi, sen kaç veriyorsun". dolayısıyla şu an 2011'deki takımı kurmak istesen en az 5-10 milyon euro daha masraf etmen gerekir.
kısacası eğer varsa 30-35 milyon euro'luk kaynağın, terim senin takımını sıfırdan kurabilir. avrupa'da olmayacağımız için varıyla yoğuyla lige odaklanır, konsantrasyonu üst düzeyde tutar, her lig maçında takımı bıçak gibi biler. iyi oynayan genç oyuncuyu oynatmaktan korkmaz, bu sezona onunla başlasaydık sinan da koray günter de sene başından bu yana as oyuncu olurdu (emre çolak'ı kazanmak için en büyük gayreti gösteren hoca açık ara farkla terim'di). kötü oynayan adama süre verip bir miktar sabreder, ama sabrı tükendiyse sorgusuz sualsiz kapıyı gösterir (baros'a ve mehmet batdal'a yaptığı gibi). kısacası terim kadro adaletine önem verir, birçok insanın zannettiği gibi yerli-yabancı ayırımı da yapmaz. hakemler onun başında olduğu takımın aleyhine karar verirken iki defa düşünür.
gelelim dezavantajlarına. her şeyden evvel, elindeki 30-35 milyon euro'yu sorgusuz sualsiz terim'e teslim edersen o paranın üçte biri çöpe gider. çünkü terim iyi bir hoca olsa da transfer konusunda çokça hata yapar. yönetimde terim'e "o adamı değil şu adamı alacağız" deyip sözünü dinletebilen birisinin olması şart oğlu şarttır, yoksa yanlış bir transfere 8-10 milyon euro'yu gömer uğraşır dururuz. ikinci dezavantajı da taktiksel olarak istikrarlı bir planı olmamasıdır. 2013-14 sezonunun başını hatırlayın. kanser olduğumuz bursa, eskişehir deplasmanlarını hatırlayın. almanya'dan bir futbol adamı getirip o maçları izletseniz, teknik direktörün aynı takımdaki üçüncü sezonunu geçirdiğine kesinlikle inanmazdı. terim pragmatist bir hocadır, anı yaşar. takıma uzun vadede istikrarlı bir plan uygulatmaz. eğer uygulatsaydı 2013'te gittiğimiz kadıköy deplasmanına, sezon boyunca bir defa bile denemediği elmander-burak-drogba forvet hattıyla çıkmak gibi bir çılgınlık yapmazdı.
tekrar edeyim, terim'in dönmesini kesinlikle istemem. kaldı ki dönecekse bile takım kurmak için sağlam bir bütçe ister. eğer öyle bir bütçemiz olursa, o bütçeyi lucien favre'ye, rudi garcia'ya versek daha doğru bir iş yapmış oluruz bence. ama gelecek sezon galatasaray'ı kim çalıştırırsa şampiyonluk ihtimalimiz en yüksek olur diye sorarsan, cevap yine terim'dir.