932
tanju çolak'ın satılışı sonrası yaşananları yeniden yaşıyor gibiyiz. tanju çolak son senesinde futbolundan ve gollerinden çok özel hayatı ile basında yer alıyordu; doğal olarak fenerli basın tanju'yu yıpratmak için azami gayret sarfediyordu. esasında tanju'nun yaşantısı camia içinde de tepki alıyordu. neticede henüz bir yıl önce avrupa gol kralı olmuş sporcusunu alp yalman yönetimi bir gecede serbest bırakma kararı aldı. daha sabah olmadan da fenerbahçe tanju ile mukavele imzaladığını basına duyurdu. tüm sene boyunca tanju'nun artık bittiğini bundan sonra kaldığı takdirde galatasaray'a zarar vereceğini, hemen satılması gerektiğini yazan basın!! bir anda galatasaray yönetimini eleştirmeye başladı. ertesi gün basının ortak kanısı yapılanın büyük hata olduğu, tanju ve rıdvan'lı fenerin ligi silip süpüreceği, galatasaray'ın ise lige santraforsuz başlayacağı şeklindeydi. nitekim bu dolduruşla taraftarın da morali bozulmuş ve ilk 3 ay yönetim protestoları ile geçmişti. peki sonra ne oldu? sene başında bursaspor'dan transfer edilen uzun boylu ama dengesiz ve güçsüz adam pişmeye ve oynadıkça oynamaya başladı. ligin ikinci devresinde kadıköy'de ligin kaderini etkileyecek maçta forveti rıdvan ve tanju ikilisinden oluşan ev sahibi karşısında hakan şükür- arif erdem adlı 20 yaşında iki gencin başı çektiği aslanlar 70 dakikasını 10 kişi oynadığı maçta rakibini 4-1 yenerek denize döküyordu. maç sonunda ev sahibi takımın taraftarları kale direklerini sökmüş, stadın belirli bölümlerni ateşe vermiş, başkanları metin aşık'da gece yarısı istifa ettiğini duyurmuştu. bu gece yapılan ilk sıcak yorumlar beni bir anda geçmişe götürdü.