33
10 aralık gecesi stadtan çıktıktan sonra yurda dönerken öğrendik maçın tekrarının ertesi gün oynanacağını. maç saatini hatırlayamıyorum şimdi ama, ertesi gün maç başlama saatine yarım saat kala bir quizim vardı. hemen çıkmam gerekki önce manzaradan yukarı yürüyecek, ardından levente otobüs ve metro ile stada geçiş yapacaktım.
yurda 1 gibi falan vardım o gün. eğitim öğretim hayatımda hiç yapmadığım gibi açtım ve quiz'e çalışmaya başladım. o kafayla, o yorgunlukla. akılda tek düşünce maça yetişmek. quizden iyi not almak değil de mümkün olduğunca erken çıkmak yani. neyse o quiz gerçekleşti. hoca kağıtları benden başlayarak dağıtmıştı. yanılmıyorsam 85 saniye gibi bir sürede kağıdı elimden geldiğince doldurup, masaya bıraktım ve çıktım sınıftan.
sonra manzaradan yukarı koştum. ayağımda bebek mezarı gibi botlarla. o soğuğun içinde şıpır şıpır terleyerek. şansa trafik yoktu vardık hemen levente. ancak seyrantepe metrosu ana baba günü. gelen 2. metroya binebildim. maça hala 5 dakika falan bu sırada. stada vardık ancak ortalık mahşer günü gibi. hiçbir derbi maçında veya şampiyonlar ligi maçında görmediğim bir kalabalık. vardım pegasusun önüne, izdiham var. millet yükleniyor turnikelere. bir kombineliler girebiliyor içeri. açılın dedim, kombinem var. tam o anda 10 kişi falan omzumu tutuyor. ne hikayeler dinledim. kız arkadaşı içeride olup buluşmak isteyeninden tut, kombinesini evde unutanına kadar. bir şekilde girdik içeri elemanın biriyle çift yaparak. bizim tayfanın her zamanki yerine gittim. o sırada da uzatmalar oynanıyordu. bir şekilde yetiştik işte.
sonra devre arası, ikinci yarı derken, o an geliyor. buraya yazılan tüm hikayelerin, orada olmak için yapılan tüm fedakarlıkların mükafatının alındığı an. gol olur, film kopar, gırtlakta acımayan ses teli kalmaz. yanındaki bir daha göremeyeceğin bir kişidir ama ona sarılmak için gol olsun istemişsindir aslında. tek ses, tek yürek olmak için. 40 yıllık arkadaşınmış gibi kucaklarsın. omuz omuza girer beraber bağırırsın rerere rarara diye. atkısı yoktur, ama açarsın o da paylaşsın o anı, o da tutsun atkının diğer ucundan diye. beklediğin gol çizgiyi geçerken 1 saniyeden az, pozisyonun hazırlanışıyla 10 saniyeden az, santra sonrası sevinciyle belki 1 dakika sürer. yaşattıkları, hayatına ve anılarına olan etkisiyse bir ömür.
o quizden 100 aldım bu arada. hala daha da üniversite hayatım boyunca 100 aldığım tek quiz.*
yurda 1 gibi falan vardım o gün. eğitim öğretim hayatımda hiç yapmadığım gibi açtım ve quiz'e çalışmaya başladım. o kafayla, o yorgunlukla. akılda tek düşünce maça yetişmek. quizden iyi not almak değil de mümkün olduğunca erken çıkmak yani. neyse o quiz gerçekleşti. hoca kağıtları benden başlayarak dağıtmıştı. yanılmıyorsam 85 saniye gibi bir sürede kağıdı elimden geldiğince doldurup, masaya bıraktım ve çıktım sınıftan.
sonra manzaradan yukarı koştum. ayağımda bebek mezarı gibi botlarla. o soğuğun içinde şıpır şıpır terleyerek. şansa trafik yoktu vardık hemen levente. ancak seyrantepe metrosu ana baba günü. gelen 2. metroya binebildim. maça hala 5 dakika falan bu sırada. stada vardık ancak ortalık mahşer günü gibi. hiçbir derbi maçında veya şampiyonlar ligi maçında görmediğim bir kalabalık. vardım pegasusun önüne, izdiham var. millet yükleniyor turnikelere. bir kombineliler girebiliyor içeri. açılın dedim, kombinem var. tam o anda 10 kişi falan omzumu tutuyor. ne hikayeler dinledim. kız arkadaşı içeride olup buluşmak isteyeninden tut, kombinesini evde unutanına kadar. bir şekilde girdik içeri elemanın biriyle çift yaparak. bizim tayfanın her zamanki yerine gittim. o sırada da uzatmalar oynanıyordu. bir şekilde yetiştik işte.
sonra devre arası, ikinci yarı derken, o an geliyor. buraya yazılan tüm hikayelerin, orada olmak için yapılan tüm fedakarlıkların mükafatının alındığı an. gol olur, film kopar, gırtlakta acımayan ses teli kalmaz. yanındaki bir daha göremeyeceğin bir kişidir ama ona sarılmak için gol olsun istemişsindir aslında. tek ses, tek yürek olmak için. 40 yıllık arkadaşınmış gibi kucaklarsın. omuz omuza girer beraber bağırırsın rerere rarara diye. atkısı yoktur, ama açarsın o da paylaşsın o anı, o da tutsun atkının diğer ucundan diye. beklediğin gol çizgiyi geçerken 1 saniyeden az, pozisyonun hazırlanışıyla 10 saniyeden az, santra sonrası sevinciyle belki 1 dakika sürer. yaşattıkları, hayatına ve anılarına olan etkisiyse bir ömür.
o quizden 100 aldım bu arada. hala daha da üniversite hayatım boyunca 100 aldığım tek quiz.*