26
yarıda kalan maç salı günüydü ve çarşamba gününe ertelendiği saat de, çalıştığım okulda ders saatime denk geliyordu. bütün gün maçı izlemek için neler yapacağımı düşünüp, durdum haliyle. en sonunda öğretmenler odasındaki ufak televizyonu sınıfa çıkardım ve sınıfla beraber maçı izlemeye koyulduk. maç başlarken çocuklara "gol olursa bağırmak yok, idareden habersiz iş yapıyorum, sonra başımız belaya girmesin" dedim. ama o son dakikalarda gelen gole hayvan gibi sevinen de yine ben oldum. sonrasında da sevinçten koridorlara kadar taşan çocukları zar zor içeri topladım. işin özü bu maç sadece kendi çapında yarıda kalmadı, tüm türkiye'de hayatı yarım bıraktı. meslek hayatım boyunca bir daha bu tip bir şey yaşamam herhalde diyorum ama sonra aklıma "havaya girdin mi galatasaray çakar bir tane" şeklindeki ünlü rıdvan dilmen vecizesi geliyor. bu kulüp ve bu takımla her şey mümkün ne de olsa..