1450
eflatûn yani grekçe bilindiği haliyle plato sokrat'tan aktararak özetle şunu der. bir zümre içerisinde başkan, idareci, yönetici vs. olmayı insanlar şan, şöhret, para, kibir, kahramanlık gibi sufli nedenlerle isterler. erdemli insan ise bu işe özü gereği kendiliğinden talip olamaz. çünkü onun bu tarz hırsları yoktur. fakat "filozof kral" meydan bu adamlara kalmasın diye siyasete talip olur ve olmalıdır da.
şimdi bu hikayeyle sayın başkanı düşünelim. öyle zannediyorum ki galatasaray genel kurulu'ndaki ihtiyar abiler düşünce tarihine vakıftırlar. eflatun'u bizden öğrenecek değillerdir. o halde elini taşın altına koyup kahraman olmak için değil erdemli olduğu için galatasaray'ı kurtarmak isteyecek bir bilgemiz yok mu? bilemiyorum. kısa sürede seçime gidilmezse böyle bir babayiğitin varlığından fazlasıyla şüphe duyacağım.
şimdi bu hikayeyle sayın başkanı düşünelim. öyle zannediyorum ki galatasaray genel kurulu'ndaki ihtiyar abiler düşünce tarihine vakıftırlar. eflatun'u bizden öğrenecek değillerdir. o halde elini taşın altına koyup kahraman olmak için değil erdemli olduğu için galatasaray'ı kurtarmak isteyecek bir bilgemiz yok mu? bilemiyorum. kısa sürede seçime gidilmezse böyle bir babayiğitin varlığından fazlasıyla şüphe duyacağım.