439
biraz maçı çalıştım. çok kaliteli bir maç olmasa da üzerine konuşulacak bir maç olacağını düşünüyorum. tarafsız bakmaya çalıştığımdan bizle onlar diye ayırmamaya özen gösterdim.
maçı, maç akşamı ve ertesi sabah üniversiteye giderken (ki bolca zaman demek bu) de kafamda bir kaç kez canlandırdım. notlarda aldım. ve sonucunda 90 dakikayı 4'e bölerek anlatabileceğimi fark ettim.
ilk 20 dakika:
bana göre maç çok beklendik bir şekilde başladı hatta bitti maç. en azından maç nasıl sürer diye kafamdan ne geçirdiysem oldu. kendi adıma bunu söyleyebilirim. siz 60'da fenerbahçe'nin düştüğünü söylüyorsunuz ancak bana göre 20-25 gibi fenerbahçe yorgunluk emareleri gösterdi. ilk 20 ve 25. dakikalarda çok iyi basan ön oyuncuları sadece muslera'nın dibinde olabilmek için yavaş koşu yapan nani ve van persie gördük. bu noktada galatasaray orta sahası bir miktar rahatladı nazarımca.
ben bu süre açıkçası endişelenmedim bir galatasaray'lı olarak. bunun sebebi bu tahmin edilebilir oyuna oyuncuların hazır olduğuna inancımdı. bana göre iki takım oyuncularının en yüksek konsantrasyona sahip oldukları dönem bu dönemdi.
notlarıma baktığımda bu süre ile ilgili bahsetmem gereken bir iki şey daha var.
canlı izlemediğimden ne kadar doğru bilmiyorum ama selçuk'u ben stoper'lerin önünde konuşlanırken gördüm. rakibi karşılama için. buraya galatasaray'ın topu ileriye taşıyamadığını yazmışım ama bunun için önce umut planından bahsetmem gerektiğine inanıyorum. umut'u sahaya atıldığında ben umuttun kucağa geçtiği adamlarla kavga etmesini beklerim. peki sizce stoperler ile kavga etmek mi gerek yoksa stoperleri hatta bir fenerbahçe orta sahasını peşine takmak mı? bana göre bu maç için 2.'si daha mantıklıydı. fenerbahçe dönüşümlü olarak sneijder'e markaj koymuş. burak sayesinde kendini geriye atmayı seven fenerbahçe ön liberolarından en az birini geri itileceğine ve sneijder'in daha da rahatlayacağına inanıyorum. galatasaray yasin'i sol'da önde bırakıp podolski'ye orta sahaya yakın pas istasyonu olma görevi vermiş. en azından benim sezdiğim bu. ancak sneijder markaj altında, selçuk stoperler'in önünde, podolski'de bu konuda becerisini gösteremeyince bu süre zarfında orta sahamız istediklerini yapamadı. 2 pas yapınca fenerin pirana gibi oyuncuları josef, mehmet topal ve onlara hiç huyu olmasa da katılan diego 3'lüsü galatasaray'ın orta sahasındaki topları kaptı. çıkarken kapılan toplar olduğundan fenerbahçe atak sürekliliğini sağladı.
acaba diyorum sağ tarafta bir orta sahacı rodriguez bu orta saha sorununu çözer miydi?
20-45:
ikinci bölümün adı ise böyle. benim en istim üzerinde durduğum maçın dengelendiği dönem. fenerbahçe'nin presi düştü ve topu bize bıraktı. bana göre bırakmak zorunda kaldı çünkü çok yorucu bir şekilde sonuç almaya çalıştılar. bu noktada oyun kontrolü olmasa da top kontrolü galatasaray'daydı. bu sırada fenerbahçe kontra atak yolu ile gol bulmaya çalışırken rahatlayan galatasaray orta sahası takımını ileri taşımaya çalışıyordu. ki sol kanattan bir kontra atak sırasında sakatlanan carole üst üste gelince bir de hakem ofsaytı fark edemeyince 1-0 galatasaray devreye yenik girdi.
bu arada sabri hamlesinin tuttuğunu düşünüyorum. nani ve caner'i savunmak yerine geri itmeyi amaçladığını düşünüyorum galatasaray'ın. hele hele o büyük tempodan sonra sabri'nin egzistansı bunu sağladı bana göre.
45-fener intiharı:
3. bölümü ise ikinci yarının başından bana göre fenerbahçe'nin intiharı olan transferlere kadar olan kısıma kadar aldım.
bana göre bu süreç ilk yarının tezahürü idi. ilk yarıdaki büyük tempo fener'i yordu. galatasaray'da pas oyunu ile çok enerji harcamadan oyuna hükmetmeye çalıştı bu dönem. bunun için ikinci yarının başında sneijder'i sol iç gibi gördük. hem peşindeki orta sahayı çekip öne kırık sağ iç gibi oynayan bilal'i rahatlattı galatasaray hem de stoperlere yakın olduğundan ve fenerbahçe pers yapamadığından sneijder'in markajdan kaçışı daha kolay oldu. 2. topların bir kısmı da galatasaray'a gelmeye başladı. ancak bu noktada galatasaray'ın yapamadığı daha doğrusu fener'in beklediği bir şey vardı. galatasaray'ın alamadığı ikinci toplar. bu toplar ile fenerbahçe kontra atağa çıktı. galatasaray bu kontra atak başlangıçlarını kesemedi bana göre bu dönem ki en büyük hatası buydu galatasaray'ın. olcan'ın taze oluşu stoperlerin ve bana göre selçuk'un beklenmedik yüksek oyunu yorgun fenerbahçe'nin atakları olgunlaştırmasını engelleyince buralardan fenerbahçe pozisyon bulamadı.
tabi bu geri koşular galatasaray'ın az enerji çok iş planını baltaladı. bu arada burak'ın bu dönem oyuna girdiğini unutmayalım.
fener intiharı:
bu da maçın son bölümü için bulduğum isim. van persie'nin çıkışı ile fernandao'nun girişi ve yakınında arkadaş bulamaması aynı zamanda meireles'in oyuna girişi galatasaray'ın ekmeğine yağ sürdü. 2. toplar daha çok galatasaray'da kalmaya başladı. net pozisyonlar olmasa da galatasaray olgun pozisyonlar yaratmayı başardı ilk yarının aksine. bu durumdan mütevellit sneijder eski yerine geçti ve selçu uzun toplar ile ilerideki galatasaray'lıları beslemeye çalıştı. maç biraz daha uzun sürse daha farklı şeyler olabilirdi.
-------------------------------------------------------------------------------
bunun dışında aldığım bir iki not daha var.
ben daha realist ve oturaklı bir plan olarak galatasaray'ın planını gördüm. ama performansları işin içine katarsak bana göre kesinlikle maçın hakkı beraberlikti ki öyle oldu.
pozisyon üstünlüğü fenerbahçe'deydi ancak ilk bölümdeki pozisyonlar beklenen pozisyonlardı. bu yüzden 2 tane pozisyon hariç bir sıkıntı görmüyorum. ancak kontra ataklara tek çözüm geri koşmak olduğundan bu galatasaray için bir sıkıntıydı. fenerbahçe bu noktada planını gole çevirebilirdi.
ilk yarı beraberlik ya da fenerbahçe'nin üstünlüğü tuhaf bir sonuç değil. galatasaray her ne kadar fenerbahçe'nin oyununu bilse de daha önce galatasaray'ın orta sahasının düşmesine sebebiyet verdiğine inandığım sebeplerden ötürü fenerbahçe net pozisyonlar da buldu. uygulamaları o kadar iyi değildi.
ancak ikinci yarı bana göre hem top hem de oyun hakimiyetini eline aldığı için galatasaray'ın hakkıydı.
maçı, maç akşamı ve ertesi sabah üniversiteye giderken (ki bolca zaman demek bu) de kafamda bir kaç kez canlandırdım. notlarda aldım. ve sonucunda 90 dakikayı 4'e bölerek anlatabileceğimi fark ettim.
ilk 20 dakika:
bana göre maç çok beklendik bir şekilde başladı hatta bitti maç. en azından maç nasıl sürer diye kafamdan ne geçirdiysem oldu. kendi adıma bunu söyleyebilirim. siz 60'da fenerbahçe'nin düştüğünü söylüyorsunuz ancak bana göre 20-25 gibi fenerbahçe yorgunluk emareleri gösterdi. ilk 20 ve 25. dakikalarda çok iyi basan ön oyuncuları sadece muslera'nın dibinde olabilmek için yavaş koşu yapan nani ve van persie gördük. bu noktada galatasaray orta sahası bir miktar rahatladı nazarımca.
ben bu süre açıkçası endişelenmedim bir galatasaray'lı olarak. bunun sebebi bu tahmin edilebilir oyuna oyuncuların hazır olduğuna inancımdı. bana göre iki takım oyuncularının en yüksek konsantrasyona sahip oldukları dönem bu dönemdi.
notlarıma baktığımda bu süre ile ilgili bahsetmem gereken bir iki şey daha var.
canlı izlemediğimden ne kadar doğru bilmiyorum ama selçuk'u ben stoper'lerin önünde konuşlanırken gördüm. rakibi karşılama için. buraya galatasaray'ın topu ileriye taşıyamadığını yazmışım ama bunun için önce umut planından bahsetmem gerektiğine inanıyorum. umut'u sahaya atıldığında ben umuttun kucağa geçtiği adamlarla kavga etmesini beklerim. peki sizce stoperler ile kavga etmek mi gerek yoksa stoperleri hatta bir fenerbahçe orta sahasını peşine takmak mı? bana göre bu maç için 2.'si daha mantıklıydı. fenerbahçe dönüşümlü olarak sneijder'e markaj koymuş. burak sayesinde kendini geriye atmayı seven fenerbahçe ön liberolarından en az birini geri itileceğine ve sneijder'in daha da rahatlayacağına inanıyorum. galatasaray yasin'i sol'da önde bırakıp podolski'ye orta sahaya yakın pas istasyonu olma görevi vermiş. en azından benim sezdiğim bu. ancak sneijder markaj altında, selçuk stoperler'in önünde, podolski'de bu konuda becerisini gösteremeyince bu süre zarfında orta sahamız istediklerini yapamadı. 2 pas yapınca fenerin pirana gibi oyuncuları josef, mehmet topal ve onlara hiç huyu olmasa da katılan diego 3'lüsü galatasaray'ın orta sahasındaki topları kaptı. çıkarken kapılan toplar olduğundan fenerbahçe atak sürekliliğini sağladı.
acaba diyorum sağ tarafta bir orta sahacı rodriguez bu orta saha sorununu çözer miydi?
20-45:
ikinci bölümün adı ise böyle. benim en istim üzerinde durduğum maçın dengelendiği dönem. fenerbahçe'nin presi düştü ve topu bize bıraktı. bana göre bırakmak zorunda kaldı çünkü çok yorucu bir şekilde sonuç almaya çalıştılar. bu noktada oyun kontrolü olmasa da top kontrolü galatasaray'daydı. bu sırada fenerbahçe kontra atak yolu ile gol bulmaya çalışırken rahatlayan galatasaray orta sahası takımını ileri taşımaya çalışıyordu. ki sol kanattan bir kontra atak sırasında sakatlanan carole üst üste gelince bir de hakem ofsaytı fark edemeyince 1-0 galatasaray devreye yenik girdi.
bu arada sabri hamlesinin tuttuğunu düşünüyorum. nani ve caner'i savunmak yerine geri itmeyi amaçladığını düşünüyorum galatasaray'ın. hele hele o büyük tempodan sonra sabri'nin egzistansı bunu sağladı bana göre.
45-fener intiharı:
3. bölümü ise ikinci yarının başından bana göre fenerbahçe'nin intiharı olan transferlere kadar olan kısıma kadar aldım.
bana göre bu süreç ilk yarının tezahürü idi. ilk yarıdaki büyük tempo fener'i yordu. galatasaray'da pas oyunu ile çok enerji harcamadan oyuna hükmetmeye çalıştı bu dönem. bunun için ikinci yarının başında sneijder'i sol iç gibi gördük. hem peşindeki orta sahayı çekip öne kırık sağ iç gibi oynayan bilal'i rahatlattı galatasaray hem de stoperlere yakın olduğundan ve fenerbahçe pers yapamadığından sneijder'in markajdan kaçışı daha kolay oldu. 2. topların bir kısmı da galatasaray'a gelmeye başladı. ancak bu noktada galatasaray'ın yapamadığı daha doğrusu fener'in beklediği bir şey vardı. galatasaray'ın alamadığı ikinci toplar. bu toplar ile fenerbahçe kontra atağa çıktı. galatasaray bu kontra atak başlangıçlarını kesemedi bana göre bu dönem ki en büyük hatası buydu galatasaray'ın. olcan'ın taze oluşu stoperlerin ve bana göre selçuk'un beklenmedik yüksek oyunu yorgun fenerbahçe'nin atakları olgunlaştırmasını engelleyince buralardan fenerbahçe pozisyon bulamadı.
tabi bu geri koşular galatasaray'ın az enerji çok iş planını baltaladı. bu arada burak'ın bu dönem oyuna girdiğini unutmayalım.
fener intiharı:
bu da maçın son bölümü için bulduğum isim. van persie'nin çıkışı ile fernandao'nun girişi ve yakınında arkadaş bulamaması aynı zamanda meireles'in oyuna girişi galatasaray'ın ekmeğine yağ sürdü. 2. toplar daha çok galatasaray'da kalmaya başladı. net pozisyonlar olmasa da galatasaray olgun pozisyonlar yaratmayı başardı ilk yarının aksine. bu durumdan mütevellit sneijder eski yerine geçti ve selçu uzun toplar ile ilerideki galatasaray'lıları beslemeye çalıştı. maç biraz daha uzun sürse daha farklı şeyler olabilirdi.
-------------------------------------------------------------------------------
bunun dışında aldığım bir iki not daha var.
ben daha realist ve oturaklı bir plan olarak galatasaray'ın planını gördüm. ama performansları işin içine katarsak bana göre kesinlikle maçın hakkı beraberlikti ki öyle oldu.
pozisyon üstünlüğü fenerbahçe'deydi ancak ilk bölümdeki pozisyonlar beklenen pozisyonlardı. bu yüzden 2 tane pozisyon hariç bir sıkıntı görmüyorum. ancak kontra ataklara tek çözüm geri koşmak olduğundan bu galatasaray için bir sıkıntıydı. fenerbahçe bu noktada planını gole çevirebilirdi.
ilk yarı beraberlik ya da fenerbahçe'nin üstünlüğü tuhaf bir sonuç değil. galatasaray her ne kadar fenerbahçe'nin oyununu bilse de daha önce galatasaray'ın orta sahasının düşmesine sebebiyet verdiğine inandığım sebeplerden ötürü fenerbahçe net pozisyonlar da buldu. uygulamaları o kadar iyi değildi.
ancak ikinci yarı bana göre hem top hem de oyun hakimiyetini eline aldığı için galatasaray'ın hakkıydı.