355
ben bu adamı tanımam.
blogspot günlerinden bu yana çoğu yazısını okudum. üslubunu beğenmez, noktalama işaretleri ve bağlaçlarına hep takılırdım. genel olarak ben demiştimci bir tarzı olduğunu ve egosunun çabuk şişmeye meyilli olduğunu düşünürdüm. bu yüzden pek de sevmem açıkçası takip etsem de.
ama bu adamın galatasaray sevdasından bir kere bile şüphe etmedim. futboldan da anladığını düşünüyorum. bizim alışkanlıklarımızın dışında oyunu dikkat ederek izlediğine inanıyorum. anlık heyecanlarla pozisyonu kaçırmıyormuş izlenimi bıraktı bende her daim yazdıklarıyla. selçuk sezona kötü giriş yaptı diyen nefretle hareket ediyor. mersin, osmanlı, astana maçları galibiyetle bitse, atletico maçında berabere kalsak yani saçma sapan hatalar yapılmamış olsa kimse bunları söylüyor olmazdı. bu adam da selçuk iyi diyorsa geçen sene bu dönemlerdeki halinden daha iyi olduğu için diyor ve haklı da.
hamza hoca içinse biraz "umut fakirin ekmeği" şeklinde düşündüğüne inanıyorum. ben de öyleydim. piyasada hoca kalmadı. biraz sabredelim bakalım ne olacak diye merakla hareket ediyoruz. bir de lan şu maçı da kazanırsa toparlar belki vs diye yaklaşıyoruz. olmuyor. olmayacak sanırım. ama bu adamın klasik taraftar içgüdüsü olan bardağın dolu tarafından bakması olayını makam ve mevkiyle bağdaştırıyorsanız bu sizin karaktersizliğinizi herkeste görmenizdendir. elinizde bir kanıt mı var? yok. adam olayı açıklamış, bir altına inanmıyorum yazmış bir diğeri. neden inanmıyorsun? sen olsan mevki için birilerine mi yalanırdın? ondan mı inanamıyorsun bu adama, ya da bu iftirada bulunuyorsun? elinde kanıt yoksa bunu derken biraz utanacaksın, geri duracaksın. bazı ahlaksızlarda bu hiç yok.
bu arada gerçekten hamza hoca'nın gelecek vadettiğini düşünüyor da olabilir. farklı düşünüyor diye herkesi yerecek miyiz? bu sözlükte barış özbek, ayhan akman, mustafa sarp üçlüsüyle total futbol umudu taşıyan adamlardık anasını satayım. şimdi hamza hamzaoğlu bir şeyler başaracak diye umutlanmak hakarete uğrama sebebi mi oldu?
blogspot günlerinden bu yana çoğu yazısını okudum. üslubunu beğenmez, noktalama işaretleri ve bağlaçlarına hep takılırdım. genel olarak ben demiştimci bir tarzı olduğunu ve egosunun çabuk şişmeye meyilli olduğunu düşünürdüm. bu yüzden pek de sevmem açıkçası takip etsem de.
ama bu adamın galatasaray sevdasından bir kere bile şüphe etmedim. futboldan da anladığını düşünüyorum. bizim alışkanlıklarımızın dışında oyunu dikkat ederek izlediğine inanıyorum. anlık heyecanlarla pozisyonu kaçırmıyormuş izlenimi bıraktı bende her daim yazdıklarıyla. selçuk sezona kötü giriş yaptı diyen nefretle hareket ediyor. mersin, osmanlı, astana maçları galibiyetle bitse, atletico maçında berabere kalsak yani saçma sapan hatalar yapılmamış olsa kimse bunları söylüyor olmazdı. bu adam da selçuk iyi diyorsa geçen sene bu dönemlerdeki halinden daha iyi olduğu için diyor ve haklı da.
hamza hoca içinse biraz "umut fakirin ekmeği" şeklinde düşündüğüne inanıyorum. ben de öyleydim. piyasada hoca kalmadı. biraz sabredelim bakalım ne olacak diye merakla hareket ediyoruz. bir de lan şu maçı da kazanırsa toparlar belki vs diye yaklaşıyoruz. olmuyor. olmayacak sanırım. ama bu adamın klasik taraftar içgüdüsü olan bardağın dolu tarafından bakması olayını makam ve mevkiyle bağdaştırıyorsanız bu sizin karaktersizliğinizi herkeste görmenizdendir. elinizde bir kanıt mı var? yok. adam olayı açıklamış, bir altına inanmıyorum yazmış bir diğeri. neden inanmıyorsun? sen olsan mevki için birilerine mi yalanırdın? ondan mı inanamıyorsun bu adama, ya da bu iftirada bulunuyorsun? elinde kanıt yoksa bunu derken biraz utanacaksın, geri duracaksın. bazı ahlaksızlarda bu hiç yok.
bu arada gerçekten hamza hoca'nın gelecek vadettiğini düşünüyor da olabilir. farklı düşünüyor diye herkesi yerecek miyiz? bu sözlükte barış özbek, ayhan akman, mustafa sarp üçlüsüyle total futbol umudu taşıyan adamlardık anasını satayım. şimdi hamza hamzaoğlu bir şeyler başaracak diye umutlanmak hakarete uğrama sebebi mi oldu?