282
halihazırda oynanmakta olan eurobasket 2015' ten bağımsız olarak yapıyorum bu yorumu;
basketbol izlemeye başladığımdan beri bu takım için gerek yorumcular, gerek maç sonu röportajlarında oyuncular sürekli mücadeleden ve savunmadan bahseder. şu sıralar popüler olan ihsan bayülken de sürekli ''biz savunmamızla buralara geldik'' ''bizim karakterimiz savunma'' vs. deyip duruyor maçlarda. doğrudur da tüm bunlar ama sanırım tanjevic' ten miras kalan bu saçmalıktan ben çok sıkıldım.
bir kere avrupa basketbolunda savunma yapmayan takım yok. gerek kulüp takımlarında gerek milli akımlarda zaten şampiyon olan takım aynı zamanda çok da iyi savunma takımı oluyor. örneğin gasol çok etkili bir pota altı oyuncusu ama basketbol tabiriyle bir o kadar da caydırıcı bir adam pota altında. yani demek istediğim iyi bir hücum takımı değilsen en fazla şanslı kura ile yarı final filan görürsün.
şimdi basketbolumuzun geleceği denen gençlere bakıyorum onlar da tıpkı abileri gibi. belli yetenekleri var, mücadelelerine laf yok ama hücumları kısıtlı.
futbolda da basketbolda da şu ikilemde kalıyorum bazen; acaba başarılı takımlarımız, o dönem başarılı oldukları için mi kadroları bana çok iyi geliyor yoksa zaten iyi kadro kurdukları için mi başarılı oluyorlar...
ama sanırım iyi kadro bence. elbette çalışma, azim, takım oyunu, uyum vs. önemli ama iyi kadro yoksa bir yere kadar gelip orada kalıyorsun. ibrahim gibi bir şutörümüz yok , kulüp takımlarımızda da skorerler hep yabancı oyuncular genelde. türk oyuncular pis işler diye tabir edilen taraflarda oyuna katkı veriyorlar. ama abi bir tane oyuncumuz da çıksın her maç 15 atsın, 15' nin altında kaldığında çok iyi tuttular filan diyelim. hayır uzun olur kısa olur o da fark etmez ama yok böyle bir oyuncumuz. takım olmak ve mücadele bizim karakterimiz diye diye kendimizi kandırıyoruz. sen takımsın da ispanya değil mi? ama navarro çıkıp 15' i 20' yi koyuyordu her maçta oraya. biz de bir maç cedi atıyor, bir maç semih atıyor... tamam atsınlar bu çok güzel zaten ama bir tane de oyuncu çıksın rakip ona özel önlem alsın filan. ya da daha genel söyleyeyim kazandığımız bir maçı da müthiş savunma gayretiyle değil de muazzam hücum gücüyle kazanalım.
basketbol izlemeye başladığımdan beri bu takım için gerek yorumcular, gerek maç sonu röportajlarında oyuncular sürekli mücadeleden ve savunmadan bahseder. şu sıralar popüler olan ihsan bayülken de sürekli ''biz savunmamızla buralara geldik'' ''bizim karakterimiz savunma'' vs. deyip duruyor maçlarda. doğrudur da tüm bunlar ama sanırım tanjevic' ten miras kalan bu saçmalıktan ben çok sıkıldım.
bir kere avrupa basketbolunda savunma yapmayan takım yok. gerek kulüp takımlarında gerek milli akımlarda zaten şampiyon olan takım aynı zamanda çok da iyi savunma takımı oluyor. örneğin gasol çok etkili bir pota altı oyuncusu ama basketbol tabiriyle bir o kadar da caydırıcı bir adam pota altında. yani demek istediğim iyi bir hücum takımı değilsen en fazla şanslı kura ile yarı final filan görürsün.
şimdi basketbolumuzun geleceği denen gençlere bakıyorum onlar da tıpkı abileri gibi. belli yetenekleri var, mücadelelerine laf yok ama hücumları kısıtlı.
futbolda da basketbolda da şu ikilemde kalıyorum bazen; acaba başarılı takımlarımız, o dönem başarılı oldukları için mi kadroları bana çok iyi geliyor yoksa zaten iyi kadro kurdukları için mi başarılı oluyorlar...
ama sanırım iyi kadro bence. elbette çalışma, azim, takım oyunu, uyum vs. önemli ama iyi kadro yoksa bir yere kadar gelip orada kalıyorsun. ibrahim gibi bir şutörümüz yok , kulüp takımlarımızda da skorerler hep yabancı oyuncular genelde. türk oyuncular pis işler diye tabir edilen taraflarda oyuna katkı veriyorlar. ama abi bir tane oyuncumuz da çıksın her maç 15 atsın, 15' nin altında kaldığında çok iyi tuttular filan diyelim. hayır uzun olur kısa olur o da fark etmez ama yok böyle bir oyuncumuz. takım olmak ve mücadele bizim karakterimiz diye diye kendimizi kandırıyoruz. sen takımsın da ispanya değil mi? ama navarro çıkıp 15' i 20' yi koyuyordu her maçta oraya. biz de bir maç cedi atıyor, bir maç semih atıyor... tamam atsınlar bu çok güzel zaten ama bir tane de oyuncu çıksın rakip ona özel önlem alsın filan. ya da daha genel söyleyeyim kazandığımız bir maçı da müthiş savunma gayretiyle değil de muazzam hücum gücüyle kazanalım.