303
malum sezonu şampiyon tamamladık. böyle sezonlarda aziz yıldırım medyasının galatasaray'a karşı saldırgan tutumunu bildiğimden bizimle anılan çöp oyuncuları ve fenerbahçe'ye yıldız transferi haberlerini hiç ciddiye almadım. ayrıca aziz yıldırım'ın rüzgarı tersine çevirmek için taraftarı tatmin edecek hızlı bir transfer yapacağından emindim. nitekim kjaer alındı. bunlar beni gerçekten hiç mi hiç endişelendirmedi.
herkesin kafasında ne varsa benim de kafamda o vardı açıkcası. bir forvet, bir sağ açık, bir sağ bek ve melo'ya alternatif bir orta saha oyuncusu istiyordum. yabancı sınırının kalkmasından dolayı da bu adamların rahatlıkla bulunabileceği kanaatindeydim, hala da öyleyim. mesela elimizde talibi bol olan ve piyasası da 3,5 milyon eu olan bir amrabat var. keza klasından bir şey kaybetmese de temposu çok düşmüş, 9 km'li koşu mesafelerinde oynayan defansif orta sahamız melo'nun da 5 milyon eu vermeye hazır talipleri var. finansal fair play çerçevesinde güzel işler yapılabileceği ortada. mesela mbia'nın istediği şartları trabzonspor açıkladı. bu adam bir melo değil. dahası mehmet topal'ın bir değişik versiyonu. sert, melo'ya nazaran tempolu, hava toplarında dominant ve hem ofansif hem de defansif anlamda ciddi bir duran top silahı, savunma özellikleri melo'nun üzerinde olan bir isim. ama kendisinden melo pasları, melo driplingleri göremeyiz. sıkıntılı anlarda rakibin baskısını kıracak topla oynama becerisi yok. bana makul bir değişim gibi geldi. 3,5 milyon eu garanti ücret alan melo'yu 5'e gönder, yerine yıllık 2,5 milyon isteyen mbia'yı 1 milyon imza parasıyla al. zaten elinde çok teknik orta saha oyuncuların var. selçuk, emre, sneijder melo'nun topla oynamadaki eksikliğini takıma hissettirmezler. ha melo ben kalıyorum derse zaten canımıza minnet.
sonra senelerdir beslediğin bir scout ekibin var. her transferin yıldız oyuncu olmak zorunda değil. sağ beke daniel alves alamıyorsak, almanya futbolun temel eğitimini iyi almış, pozisyon almayı iyi bilen, defansif yetenekleri bizim ligin üzerinde topçu kaynıyor. bunlardan ucuz olanlarından biriyle anlaş, o bölgedeki sorununu çöz. her maç sağ tarafımızdan gol yemesek takım güçlenmiş oluyor sonuçta. zaten sol bekin ofansif. diğer bekinin defansif olması ideali...
mbia'yı aldın mı melo yerine? scout ekibin bir lawal bulsun arkadaş. hani maçlarda gerektiğinde oyuna girip takımı rahatlatacak. orta sahanı da böyle yedekle.
geriye kalıyor bir sağ açık, bir de forvet transferi. kasana şu transfer hamlelerinden koyduğun yaklaşık 8 - 8,5 milyon eu var zaten. işte bu iki mevkiyi de doğru dürüst adamlarla doldur. valencia adı geçiyor mesela. alabiliyorsan gösterişsiz, takıma müthiş katkısı olan bir adamı kadrona katmış olursun. bol asist yapar, defansif katkısı arkasında oynayan bekten yüksek olur. bu olmazsa bu ayar bir transfer işini görür.
bak bu dediklerim sattıkların ve işine yaramadığı için takımdan yolladıkların sayesinde kasanda oluşan artı değer ile başa baş geliyor hemen hemen. ne maaş yükün artıyor, ne de bütçenden bonservise para harcamış oluyorsun.
e arkadaş forvet transferine de bir miktar ayıracaksın. bu kulübün hiç parası da yok değil. 10 milyon eu bastırdın mı elbet senin işini görecek forveti getirebilirsin bu ülkeye.
işte bu düşüncelerle hep sukunetimi korudum ve pek de endişelenmedim. taa ki bilal ve sabri hamlelerine kadar. özellikle sabri hamlesi bu kulübün parasını taraftara göstere göstere çalmak oldu. birileri sabri'nin maaşı kadar komisyonu cebine indirdi o transferde. ve ben bunu kabul edemiyorum. yarı fiyatına imza attırabileceğin adama verilen %60 zamlı sözleşme kulübe ihanettir. tüm eleştirilerim de zaten yönetime yaptıkları üzerinden. henüz yapmadıkları ve yapmak için önlerinde zaman olan hiç bir şey için eleştirmiyorum kendilerini. fakat ortada dönen oyun bana göre bağışlanacak gibi değil. galatasaray'ın bir kuruşunu boşa harcatmam diyenden korkacaksın galiba. ha ortada şöyle bir senaryo dolanıyor. önceki sezonlarda ödenemeyen maaşları finansal fair play nedeniyle ödenmiş gösterip, yeni sözleşmesine ekledi yönetim diye... o iş olmaz hacı. teknik olarak mümkün değil. niye? seni hem sermaye piyasası kurulu denetliyor, hem de gelir ve giderlerin uefa'nın denetiminde. sabri'den ibraname alıp ben o parayı ödedim diyemiyorsun. ödediğini söylediğin paranın kulübe girdiğini muhasebende göstermeye mecbursun. gelirin belli, giderin belli. zaten gösterebiliyorsan adamın parasını ödersin. kulübün maaş yükünü arttırıp uefa nezdinde durumunu kötüleştirmezsin.
neticede transfer beni pek korkutmuyor. bulunur ve alınır. yıldızlarımız var. sneijder ve muslera zaten çok iyi durumda. sana yıldız değil, takımın kadro kalitesini arttıracak adam lazım. o yüzden sorununu illa robben'le değil valencia ile de çözebilirsin. van persie'yi almazsın da gider damiao'yu alırsın. örnek veriyorum tabi. ihtiyacımızı görecek adam bol. elbet bunlar alınacak.
ancak bilal'e ve sabri'ye verilen fahiş kontratları o zaman geldiğinde de kabul etmeyecem. bu kulübü menejerlerin ve de gölgesi takımdan bir türlü ayrılmayan adamların oyuncağı edenleri o gün de unutmam mümkün değil. özetle şu saatten sonra kim alınırsa alınsın benim nazarımda yeni galatasaray yönetimini bitiren transfer sezonu olmuştur.
herkesin kafasında ne varsa benim de kafamda o vardı açıkcası. bir forvet, bir sağ açık, bir sağ bek ve melo'ya alternatif bir orta saha oyuncusu istiyordum. yabancı sınırının kalkmasından dolayı da bu adamların rahatlıkla bulunabileceği kanaatindeydim, hala da öyleyim. mesela elimizde talibi bol olan ve piyasası da 3,5 milyon eu olan bir amrabat var. keza klasından bir şey kaybetmese de temposu çok düşmüş, 9 km'li koşu mesafelerinde oynayan defansif orta sahamız melo'nun da 5 milyon eu vermeye hazır talipleri var. finansal fair play çerçevesinde güzel işler yapılabileceği ortada. mesela mbia'nın istediği şartları trabzonspor açıkladı. bu adam bir melo değil. dahası mehmet topal'ın bir değişik versiyonu. sert, melo'ya nazaran tempolu, hava toplarında dominant ve hem ofansif hem de defansif anlamda ciddi bir duran top silahı, savunma özellikleri melo'nun üzerinde olan bir isim. ama kendisinden melo pasları, melo driplingleri göremeyiz. sıkıntılı anlarda rakibin baskısını kıracak topla oynama becerisi yok. bana makul bir değişim gibi geldi. 3,5 milyon eu garanti ücret alan melo'yu 5'e gönder, yerine yıllık 2,5 milyon isteyen mbia'yı 1 milyon imza parasıyla al. zaten elinde çok teknik orta saha oyuncuların var. selçuk, emre, sneijder melo'nun topla oynamadaki eksikliğini takıma hissettirmezler. ha melo ben kalıyorum derse zaten canımıza minnet.
sonra senelerdir beslediğin bir scout ekibin var. her transferin yıldız oyuncu olmak zorunda değil. sağ beke daniel alves alamıyorsak, almanya futbolun temel eğitimini iyi almış, pozisyon almayı iyi bilen, defansif yetenekleri bizim ligin üzerinde topçu kaynıyor. bunlardan ucuz olanlarından biriyle anlaş, o bölgedeki sorununu çöz. her maç sağ tarafımızdan gol yemesek takım güçlenmiş oluyor sonuçta. zaten sol bekin ofansif. diğer bekinin defansif olması ideali...
mbia'yı aldın mı melo yerine? scout ekibin bir lawal bulsun arkadaş. hani maçlarda gerektiğinde oyuna girip takımı rahatlatacak. orta sahanı da böyle yedekle.
geriye kalıyor bir sağ açık, bir de forvet transferi. kasana şu transfer hamlelerinden koyduğun yaklaşık 8 - 8,5 milyon eu var zaten. işte bu iki mevkiyi de doğru dürüst adamlarla doldur. valencia adı geçiyor mesela. alabiliyorsan gösterişsiz, takıma müthiş katkısı olan bir adamı kadrona katmış olursun. bol asist yapar, defansif katkısı arkasında oynayan bekten yüksek olur. bu olmazsa bu ayar bir transfer işini görür.
bak bu dediklerim sattıkların ve işine yaramadığı için takımdan yolladıkların sayesinde kasanda oluşan artı değer ile başa baş geliyor hemen hemen. ne maaş yükün artıyor, ne de bütçenden bonservise para harcamış oluyorsun.
e arkadaş forvet transferine de bir miktar ayıracaksın. bu kulübün hiç parası da yok değil. 10 milyon eu bastırdın mı elbet senin işini görecek forveti getirebilirsin bu ülkeye.
işte bu düşüncelerle hep sukunetimi korudum ve pek de endişelenmedim. taa ki bilal ve sabri hamlelerine kadar. özellikle sabri hamlesi bu kulübün parasını taraftara göstere göstere çalmak oldu. birileri sabri'nin maaşı kadar komisyonu cebine indirdi o transferde. ve ben bunu kabul edemiyorum. yarı fiyatına imza attırabileceğin adama verilen %60 zamlı sözleşme kulübe ihanettir. tüm eleştirilerim de zaten yönetime yaptıkları üzerinden. henüz yapmadıkları ve yapmak için önlerinde zaman olan hiç bir şey için eleştirmiyorum kendilerini. fakat ortada dönen oyun bana göre bağışlanacak gibi değil. galatasaray'ın bir kuruşunu boşa harcatmam diyenden korkacaksın galiba. ha ortada şöyle bir senaryo dolanıyor. önceki sezonlarda ödenemeyen maaşları finansal fair play nedeniyle ödenmiş gösterip, yeni sözleşmesine ekledi yönetim diye... o iş olmaz hacı. teknik olarak mümkün değil. niye? seni hem sermaye piyasası kurulu denetliyor, hem de gelir ve giderlerin uefa'nın denetiminde. sabri'den ibraname alıp ben o parayı ödedim diyemiyorsun. ödediğini söylediğin paranın kulübe girdiğini muhasebende göstermeye mecbursun. gelirin belli, giderin belli. zaten gösterebiliyorsan adamın parasını ödersin. kulübün maaş yükünü arttırıp uefa nezdinde durumunu kötüleştirmezsin.
neticede transfer beni pek korkutmuyor. bulunur ve alınır. yıldızlarımız var. sneijder ve muslera zaten çok iyi durumda. sana yıldız değil, takımın kadro kalitesini arttıracak adam lazım. o yüzden sorununu illa robben'le değil valencia ile de çözebilirsin. van persie'yi almazsın da gider damiao'yu alırsın. örnek veriyorum tabi. ihtiyacımızı görecek adam bol. elbet bunlar alınacak.
ancak bilal'e ve sabri'ye verilen fahiş kontratları o zaman geldiğinde de kabul etmeyecem. bu kulübü menejerlerin ve de gölgesi takımdan bir türlü ayrılmayan adamların oyuncağı edenleri o gün de unutmam mümkün değil. özetle şu saatten sonra kim alınırsa alınsın benim nazarımda yeni galatasaray yönetimini bitiren transfer sezonu olmuştur.