359
1-0 lar, 5-0 lardan daha beter acıtır.
maç yazısını maçtan önce yazmıştık, yani biz bu filmi önceden de görmüştük. 3. yıldız savaşı da aynı böyleydi. son düzlüğe iğrenç futbolla, çoğu çöp futbolcularla girmiş, ite kaka 1-0 larla, her maç kriz geçire geçire şampiyonluğu almıştık.
tabi 3 maçın sonunda geri dönüp, mersin'de ne rezil top oynamıştık diye defteri açacak değiliz. varsın bu maçları da 5. yıldız savaşında cephede olacaklar hatırlasın.
ne demişiz?
rıza, galatasaray'a 2 puan kaybettirmek için gücünün son damlasına kadar savaşacak. aslında 1 puan da kaybettirse yetiyor da, öyle bir sonuç yok futbolda. sarı kart sınırındaki futbolcularını korumuş, bizim maça saklamış, tam kadro çıkmayı başarmıştı. ilk devre saydım, 18 faul yaptılar. gerisini yazamadım, sürekli yer değiştiriyordum, bu gidişle metafiziğe inanacağım.
maç 11 ini yaptırmayı başardık. hamza'ya sadece emre'yi kimin yerine oynatacağına karar verme işini bıraktık. golü yasin attı, eğrisi doğrusuna geldi, bize kalsa bruma oynayıp, yasin beklese daha mantıklıydı. hele ki emre yi sağ kanatta görünce maçın geri kalanını sanatoryumda seyredeceğimiz garantilendi.
maç başında taraftara çiğ yumurta içmesini önerdim. sabri'ye küfür edecekler için. bu maç ilk defa ben etmedim. sabri'nin kötü oynayacağı garantiydi, bir kaç maç sabri iyi oynadı göründüyse de bu bruma'nın açtığı kara delikler sayesindeydi. kısıtlı teknikle fazla çıkacak alan bulamadı, çıktığında dönemedi, pozisyonları da sabri hattından gördük.
yasin'in attığı golde, servet'e attığı çalımın bir benzerini messi atmıştı. servet yıkılmadı, sendeledi, burak bağırıyordu bana at diye, yasin ilk maçlarını oynuyor olsa kesin pas vermeyi düşünürdü, kendi vurdu. zift tv anlatıcısı melih ziftdil'in dili yörüngesinden çıktı. beraberlik golünü attırabilmek için vakti olsa katmandu'ya, nepal'e gidip, tanrılara mum yakacaktı. hüner gol atanda değil, hata golü yiyenlerde diye böğürdü durdu. ah şu golü webo atmış olsaydı da o zift diliyle kutsal aziz abisini belediye amelesi gibi bir güzel yalasaydı. yazık oldu, artık seneye.
maç, beklendiği gibi yüksek konsantrasyonla gol kovalayan mersin futbolcularıyla, kaybedilecek 2 puanla, gol yerse dünyanın sonunu görecek galatasaraylı futbolcuların titremesi olarak kayıtlara geçti. 10 metre ileriye pas atmaya tırstılar, burak'ın kaçırdığı 2 gol dışında gol girişimi bile yoktu. gol yemeyiz diye düşünen galatasaraylı taraftar olduğunu sanmıyorum. bir kişi hariç tabi.
muslera bu gece bizi ipten aldı, hele peş peşe yaptığı maymuni suplaj 4. yıldızı arena'ya doğru kaydırdı. ligin başı, ortaları olsa zevkten dört köşe olurduk. simoviç zamanı aklıma geldi, kaleye top gelse de simoviç uçsa derdik. artık ben seneye muslera için diyeceğim. kaleye top gelse de kurtarış seyretsek. bu tekrar olacak, muslera benim için yeni transfer, ligin sonlarına doğru transfer ettik. dosta güven, düşmana korku veren bir kalecimiz var. penaltı olsa kurtarır o derece güven vermeye başladı.
hakemden korkuyorduk, tüpçünün motivasyonuyla, de fakto emriyle sahaya çıktı. maça damgasını vuracak bir pozisyon olmadı. günahını almayalım, ama, olsa ne yapardı diye saniye sayarken bizi yanıltmadı, elimden ancak bu kadar geldi dedi. muslera bitmiş maçın son korner atışı için topu biraz yavaş yuvarladı. hiç vermese ne yazar, zaten korner atılacak, vurdun vuramadın maçı bitirecek. sarı kart sınırında olmasa kesin göstermezdi. işte bir umut, galatasaray'ın kötü yedek kalecileri korku filmi seyrettirsin yeter.
rıza görevini yaptı, yatsın demiyoruz, elbet oynayabileceği en iyi oyununu oynayacak. iki maçı karşılaştırıp yorumu ona göre yapacağız. bakalım fenere de üstelik 1 hafta dinlendikten sonra böyle oynayabilecekler mi? hakem görevini yaptı, galatasaray lehine bir hata yapmadı en azından. seri faullere sarı kart çıkarabilirdi belki. mesela 55 numaralı oyuncu 5, serkan 4 defa faul yaptı. bizde verilmiyor, sarı kart gerektirmiyorsa istediğin kadar faul yapabilirsin.
hamza 2. yi bulmayı hiç denemedi desek doğrudur. emre yerine bruma erken girse 20 dakika 2 yi kovalayıp, rahat maç seyrettirse, şayet bulamaz ise o zaman futbolun ırzına geçirtmek yerine çabuk pes etmeyi yeğledi. demek saha yanından öyle görünüyor, belki futbolcular atamayacağız hoca demişlerdir. sehpayı kurdu, oyunu öldürmeye karar verdi.olcan girdi, topla her buluşması kalemize kontratak olarak geri döndü. futbola can çekiştirmeyi başardı, umut boynuna ilmeği geçirdi, biz kalpten gitmeyelim diye göğsümüze yastık dayarken, yekta sandalyeyi tekmeledi.
bir maç daha futbol ölmüş, biz tüpçü'yü, hisseli harikalar kumpanyasının 17 takımından birini, medya maymunlarını, bir kere daha yenmiştik.
1-0 lık maçlar bize marazlar bırakacak kesin, ama şer cephesine verdiği acıyı düşününce, razıyız be galatasaray. 5-0 yensen böyle kuyruk altı acısı veremezsin.
gel 3 maç gel
maç yazısını maçtan önce yazmıştık, yani biz bu filmi önceden de görmüştük. 3. yıldız savaşı da aynı böyleydi. son düzlüğe iğrenç futbolla, çoğu çöp futbolcularla girmiş, ite kaka 1-0 larla, her maç kriz geçire geçire şampiyonluğu almıştık.
tabi 3 maçın sonunda geri dönüp, mersin'de ne rezil top oynamıştık diye defteri açacak değiliz. varsın bu maçları da 5. yıldız savaşında cephede olacaklar hatırlasın.
ne demişiz?
rıza, galatasaray'a 2 puan kaybettirmek için gücünün son damlasına kadar savaşacak. aslında 1 puan da kaybettirse yetiyor da, öyle bir sonuç yok futbolda. sarı kart sınırındaki futbolcularını korumuş, bizim maça saklamış, tam kadro çıkmayı başarmıştı. ilk devre saydım, 18 faul yaptılar. gerisini yazamadım, sürekli yer değiştiriyordum, bu gidişle metafiziğe inanacağım.
maç 11 ini yaptırmayı başardık. hamza'ya sadece emre'yi kimin yerine oynatacağına karar verme işini bıraktık. golü yasin attı, eğrisi doğrusuna geldi, bize kalsa bruma oynayıp, yasin beklese daha mantıklıydı. hele ki emre yi sağ kanatta görünce maçın geri kalanını sanatoryumda seyredeceğimiz garantilendi.
maç başında taraftara çiğ yumurta içmesini önerdim. sabri'ye küfür edecekler için. bu maç ilk defa ben etmedim. sabri'nin kötü oynayacağı garantiydi, bir kaç maç sabri iyi oynadı göründüyse de bu bruma'nın açtığı kara delikler sayesindeydi. kısıtlı teknikle fazla çıkacak alan bulamadı, çıktığında dönemedi, pozisyonları da sabri hattından gördük.
yasin'in attığı golde, servet'e attığı çalımın bir benzerini messi atmıştı. servet yıkılmadı, sendeledi, burak bağırıyordu bana at diye, yasin ilk maçlarını oynuyor olsa kesin pas vermeyi düşünürdü, kendi vurdu. zift tv anlatıcısı melih ziftdil'in dili yörüngesinden çıktı. beraberlik golünü attırabilmek için vakti olsa katmandu'ya, nepal'e gidip, tanrılara mum yakacaktı. hüner gol atanda değil, hata golü yiyenlerde diye böğürdü durdu. ah şu golü webo atmış olsaydı da o zift diliyle kutsal aziz abisini belediye amelesi gibi bir güzel yalasaydı. yazık oldu, artık seneye.
maç, beklendiği gibi yüksek konsantrasyonla gol kovalayan mersin futbolcularıyla, kaybedilecek 2 puanla, gol yerse dünyanın sonunu görecek galatasaraylı futbolcuların titremesi olarak kayıtlara geçti. 10 metre ileriye pas atmaya tırstılar, burak'ın kaçırdığı 2 gol dışında gol girişimi bile yoktu. gol yemeyiz diye düşünen galatasaraylı taraftar olduğunu sanmıyorum. bir kişi hariç tabi.
muslera bu gece bizi ipten aldı, hele peş peşe yaptığı maymuni suplaj 4. yıldızı arena'ya doğru kaydırdı. ligin başı, ortaları olsa zevkten dört köşe olurduk. simoviç zamanı aklıma geldi, kaleye top gelse de simoviç uçsa derdik. artık ben seneye muslera için diyeceğim. kaleye top gelse de kurtarış seyretsek. bu tekrar olacak, muslera benim için yeni transfer, ligin sonlarına doğru transfer ettik. dosta güven, düşmana korku veren bir kalecimiz var. penaltı olsa kurtarır o derece güven vermeye başladı.
hakemden korkuyorduk, tüpçünün motivasyonuyla, de fakto emriyle sahaya çıktı. maça damgasını vuracak bir pozisyon olmadı. günahını almayalım, ama, olsa ne yapardı diye saniye sayarken bizi yanıltmadı, elimden ancak bu kadar geldi dedi. muslera bitmiş maçın son korner atışı için topu biraz yavaş yuvarladı. hiç vermese ne yazar, zaten korner atılacak, vurdun vuramadın maçı bitirecek. sarı kart sınırında olmasa kesin göstermezdi. işte bir umut, galatasaray'ın kötü yedek kalecileri korku filmi seyrettirsin yeter.
rıza görevini yaptı, yatsın demiyoruz, elbet oynayabileceği en iyi oyununu oynayacak. iki maçı karşılaştırıp yorumu ona göre yapacağız. bakalım fenere de üstelik 1 hafta dinlendikten sonra böyle oynayabilecekler mi? hakem görevini yaptı, galatasaray lehine bir hata yapmadı en azından. seri faullere sarı kart çıkarabilirdi belki. mesela 55 numaralı oyuncu 5, serkan 4 defa faul yaptı. bizde verilmiyor, sarı kart gerektirmiyorsa istediğin kadar faul yapabilirsin.
hamza 2. yi bulmayı hiç denemedi desek doğrudur. emre yerine bruma erken girse 20 dakika 2 yi kovalayıp, rahat maç seyrettirse, şayet bulamaz ise o zaman futbolun ırzına geçirtmek yerine çabuk pes etmeyi yeğledi. demek saha yanından öyle görünüyor, belki futbolcular atamayacağız hoca demişlerdir. sehpayı kurdu, oyunu öldürmeye karar verdi.olcan girdi, topla her buluşması kalemize kontratak olarak geri döndü. futbola can çekiştirmeyi başardı, umut boynuna ilmeği geçirdi, biz kalpten gitmeyelim diye göğsümüze yastık dayarken, yekta sandalyeyi tekmeledi.
bir maç daha futbol ölmüş, biz tüpçü'yü, hisseli harikalar kumpanyasının 17 takımından birini, medya maymunlarını, bir kere daha yenmiştik.
1-0 lık maçlar bize marazlar bırakacak kesin, ama şer cephesine verdiği acıyı düşününce, razıyız be galatasaray. 5-0 yensen böyle kuyruk altı acısı veremezsin.
gel 3 maç gel