2014-15 Türkiye Süper Lig 31.Hafta Maçı
19:45 Mersin Arena
0 - 1
  • 60
    hakem falan hikaye. finallerin takımı galatasaray'ın çıkıp çatır çatır oynayıp söke söke 3 puanı alması gereken maçtır. bu maçtan alınacak 3 puan artık bizim 4. yıldıza giden yolda önümüzde kimsenin duramayacağını gösterecektir.

    bir de emre çolak'ı mutlaka sahada görmek istediğim maçtır.

    haydi aslanlar, gidin ve alın şu maçı!

    edit: stil olarak 2 hafta önceki akhisar maçındaki gibi, sakin sakin oynayarak, efendi efendi gollerimizi atıp 3 puanı salaktan salaktan almalıyız. *
  • 19
    bu maç öncesi mersin'de cezalı yok. önemli sakatlar ise serkan balcı ve sinan kaloğlu. bir ara arka arkaya mağlubiyet serisine bağlayan mersin son beş maçında mağlup olmadı ve üç galibiyet elde etti. bu puanlarda dikkat çekici iki nokta wederson'un penaltıları ve sinan kaloğlu+marko futacs hamlesi.

    öncelikle kaleyi son beş haftadır genç muammer yıldırım koruyor ki bunda nihat şahin ile nikolay mihaylov'un geçmiş haftalardaki kötü performansları da etkili oldu ama ilginçtir ki iyi bir performans gösteriyor. yetenekli bir kaleci ama tecrübe eksiği var=uzaktan sürpriz şutlar denemeliyiz.

    sezonu ön libero olarak geçiren sadiku bir süredir defansın banko ismi servet'in yeni partneri. mitrovic iyi gibiydi ama kesik yedi. sol bekteki istikrar abidesi wederson'u da katarsak mersin'in iyi bir defansı olduğunu söyleyebiliriz. serkan balcı sakatlandığından beri sağ bekte güven varol oynuyor ve serkan'a göre biraz daha vasat bir oyuncu. üzerine çalışabilir miyiz ki acaba? şimdi öncelikle bu isimler güçlü dedik iyi dedik ama tek tek iyi oyuncular olsalar da araya çok adam kaçırıyorlar ve markajda sorunlar yaşıyorlar. servet'in olduğu bir tandeme uzun top şişirmek zaten anlamsız olur ama şu an için hızıyla veya çevikliğiyle öne çıkan bir tane bile adamları yok. son haftalarda da zaten hep araya adam kaçırmalı goller yediler. sadiku fizik anlamda iyi ama o da kaleci muammer gibi tecrübesiz. servet, wederson, güven falan bunlar artık alan kapatarak oynayan, kapasitesi sınırlı adamlar. kaos futbolu ile bu defansa bir şey yapamayız çünkü tecrübeliler ve bu numarayı yemezler. yerden, seri ve organize ataklar üretmeliyiz. kendi evinde kapanan bir anadolu takımı gibi bir portre oluşabilir ama açıkçası mersin öyle bir takım değil ve atıyorlar da yiyorlar da... eğer bize karşı otobüs çekme taktiği yapmazlar ise sanıyorum ki biz bu işi beceririz. takım savunmaları iyi değil ve başarılarını gol yememeye değil hala bir şekilde atabilmelerine borçlular.

    çok düz bir orta sahaları var. khalili ve murat ceylan defansif roldeler ve inanın hürriyet güçer ve mahmut tekdemir'den falan gerideler performans olarak. garantici ve düz oynuyorlar ama gerektiğinde sertler tabi yumuşak bir merkez değiller. oktay delibalta sezona iyi başlamıştı ama kritik bir sakatlık geçirdi ve döndüğünden beri etkisiz. bu orta sahanın bizi hücum anlamında zorlaması eğer biz müsaade etmezsek imkansız. defansif anlamda ise bizim de biraz agresif olmamız şart. oktay garip bir adam ondan çekiniyordum ama bir sürpriz olmazsa ortalama bir maç çıkarır.

    hücum hattına gelirsek bilmiyorum farkında mısınız ama sinan kaloğlu bu sezonun genç semih'i... yedekten gelip 7, toplamda da 8 golü var ki bu çok ciddi bir rakam. sakat olması bu açıdan iyi, en azından kenardaki hamle oyuncuları sınırlı. forvette ise bir türlü istikrar sağlayamadılar. son haftalarda yokluktan pedriel oynuyor ama berbat bir sezon geçiriyor. futacs da bekleneni veremedi ama kenardan gelip de özellikle duran toplarda batdal etkisi yapabilir, aman diyorum. e iyi de o zaman bu değirmenin suyu nereden geliyor? hemen söyleyeyim, tamamen welliton ve nakoulma. bir kere welliton dengesiz ama her zaman tehdit oluşturabilecek, yetenekli bir isim ve golcülük becerisi üst düzey. boş bulursa affetmez. nakoulma ise iyi bir sezon geçiriyor ve belalımız olan siyahi, hızlı, yetenekli ve sıkıntı çıkarabilecek tipte bir isim. telles dikkatli olmalı ve kendisini tabir-i caizse kilitlemeli. sabri'den de bu haftaki performansını sürdürmesini bekliyorum.

    pozitif bir futbol ortaya koymamız şart. mersin'i uyuta uyuta yenmek zor, zira kendileri rakibin üstüne üstüne gelen bir takım durumunda ama artık 4 hafta kalmışken büyük takım gibi oynamamıza ek olarak akıllı bir oyun ortaya koymamız da şart. emre çolak bu maçta kesinlikle süre almalı, becerisi ve zekasıyla maçı kopartabilecek kalitede bir isim. bir de tandemde kimler oynamalı hala kararsızım. kanatların etkisi ve çok bilinmezli garip forvetleri beni arada bırakıyor. chedjou bana güven vermiyor, hakan balta'yı çok seviyorum tamam ama o da bazen hata yapıyor. semih'in kanlı canlı agresif oyunu beni memnun ediyor. acaba semih-balta olabilir mi ki? orta sahada emre'yi selçuk'un yanına mı yoksa bruma'nın yerine mi yazmalı bu da bir başka sorun. sneijder'den bol şut, burak'tan da artık üstündeki kazmalığı atmasını ayrıca bekliyorum.

    allah yardımcımız olsun.
  • 64
    inanmamız ve sinerji oluşturmamız gereken maç. herkes dualarını etsin ve ekran başındaki / staddaki yerlerini alsın. bu maçı alacağız, bu maçı aile olarak, galatasaray'ın aile ortamını cümle aleme göstererek alacağız. hani tezahüratımız var ya "yönetim-futbolcu-taraftar, şampiyonsun galatasaray" işte bu tezahürat bu maçta tam olarak gerçekleşecek. herşey bizim elimizde. baskı yok, kötü düşünmek yok, etrafa negatif enerji yaymak yok. unutmayalım ki bizim her şampiyonluğumuz efsanedir ve passatçıların, haramzadelerin kafalarına vura vura alınmıştır. bu sene de allah'ın izniyle bunu yapacağız. allah yardımcımız olsun.

    kader maçımız. ne rahat ne tedirgin bekleyelim, tedbirli ve takımımıza inanarak bekleyelim bu maçı.

    (bkz: sen şampiyon olacaksın)

    (bkz: mayıs ayında bitime 4 hafta kala lider olmak)

    (bkz: allah bozmasın)
  • 42
    evet analiz modumu çalıştırıp başlıyorum. arkanıza yaslanın çok hızlı bir ''annemizin ligi'' turuna çıkaracağım sizi. 3. yıldızı aldığımızdan beri fenerbahçe ile yaptığımız tüm şampiyonluk çekişmelerini kazanan taraf biz olduk. fenerbahçe, beşiktaş veya bursa bu süre zarfında bizim haricimizde şampiyon olan takımlardı ama biz hiç o yarışın içinde olamadık o sezonlar. nasıl mı ? hemen etap etap gidelim.

    2001-2002 sezonu fener ile kıyasıya yarıştık ve 3. yıldızı taktık. arif'li serkan aykut'lu kadromuzla.

    2002-2003 sezonu fener yarışta yoktu. beşiktaş ile yarıştık ve yenildik. beşiktaş bizi alt etti. bu durumun zaten benim teorimle alakası yok.

    2003-2004 lanetli sezonlarımızdan biri. yarışta hiç yoktuk. fener güle oynaya şampiyon oldu.

    2004-2005 100. yılımızda malesef hüsran yaşadık. burada fenerliler cimboma koyduk şampiyon olduk diyor olabilirler. baktığımızda teorimi çürütmeye yaklaşabilecek tek geçerli sezon bu sezon olabilir ama biz sezonu 3. bitirdik. mahkeme olsa bu teoriyi çürütmek için çirkefçe bu gerekçe ile itiraz ederdim. * bu yüzden geçelim. *

    2005-2006 sezonu 4-5 forvet ve ortasahasız kadromuzla fenerbahçe ile kıyasıya kapıştık, son hafta efsane bir şekilde kupayı aldık. fener göt kere göt oldu. 100 yıllık rezaleti yaşadılar. hala en unutmadığım top 3 sezondan biridir.

    2006-2007 sezonu yarıştan erken koptuk ibneler 100.yıllarında coştular. azıcık da olsa beşiktaş zorlamıştı feneri.

    2007-2008 sezonu son haftaya kadar şampiyonluk yarışı sürdü, yine fenerbahçe ile çekişiyorduk. son hafta oftaş'a karşı berabere kalsak bile şampiyonduk. feldkamp'ın oluşturduğu kompakt takım başarılı oldu. barış özbek'li kadromuzla şampiyon olduk. o sezon benim hero'larım ümit karan ve nonda idi. lincoln ara sıra faydalı olsa da çoğunlukla yatmıştı.

    2008-2009 sezonu yarıştan erken koptuk. beşiktaş sivasla şampiyonluk mücadelesi verdi. fener 4 galatasaray 5. bitirdi. anca zaten fener galatasaray rezaletken şampiyon olabilirler. bizim için o sezona dair unutmayacağımız tek şey efsanevi bordeaux zaferi ve milan baros'un gol krallığıdır.

    2009-2010 sezonu da yarıştan erken koptuk. efsane başlamıştık. 8'de 8 gibi gelene gidene 5 atmalı maçlar hatırlıyorum. uefa'da gruptan rahat bir şekilde lider çıkıp eyyamla atletico'ya elenmiştik. sonra atletico kupayı almıştı. fener genelde bursa ile kapıştı. son hafta timsaha yattılar ve bursa şampiyondu.

    2010-2011 zurnanın zırt dediği sezon zaten. yarışla uzaktan yakından alakamız olmadı hiç. fener trabzon'la kapışarak şikeli şampiyonluğunu aldı. akıllarda sadece mustafa sarp'ın pino'ya ettiği küfür kaldı. sezonun plot'u zaten buydu.

    2011-2012 fatih terim ile yepyeni bir takımla normal ligde 9 puan fark koyduk ama türlü senaryolar ve oyunlarla süper final zamazingosuna rağmen son maça kadar galatasaray fenerbahçe serüveni sürdü. sahalarında kupayı kaldırdık. son 14 yılda izlediğim en takım gibi takım galatasaray takımıydı sezon genelinde. 15 demiyorum çünkü uefa kupası'nı kaldıran sezonu kapsamasın aman diyim.

    2012-2013 ligin ilk yarısında saçma sapan puan kayıplarımıza rağmen rakiplerimiz de mallayıp asla önümüze geçemediler. ligin 2. yarısıyla birlikte rüzgarı arkamıza aldık ve 10 puan fark ile fener'i geçip şampiyon olduk. ben buna şampiyonluk yarışı demem. onun dışında şampiyonlar ligi'nde yine çeyrek finale yükseldik. bugünlerde sevmediğimiz fatih hoca bize yine avrupa fatihi feryatarını ettirdi.

    2013-2014 aynı önceki sene gibi bu sefer de fener 10 puan falan fark koydu bize. bu yüzden öncekine demediğim gibi buna da şampiyonluk yarışı falan demem. sezona dair hatırlanacak tek şey juventus'u efsanevi yenişimizdi.

    yani senelerdir savunduğum teorim hala geçerliliğini koruyor: ''eğer galatasaray fenerbahçe ile amansız bir şampiyonluk mücadelesi veriyorsa kupa kesin galatasaray'ındır."

    hadi galatasaray'ım! hadi hamza hocam! hadi wesley! hadi selçuk! hadi kral burak! hadi semihim! hadi musleram! hadi melo! bu kupa sizin ellerinizde yükselecek.

    şampiyonluk bizim kupa bizim

    at fav'a bekle.

    edit: epey gec gelen bir edit oluyor bu. sampiyonluk da bizim kupa da bizim oldu. yanilmadim. teorim hala gecerliligini surduruyor.
  • 352
    mersin idman yurdu – galatasaray 0-1 yüksek gerilim

    gerilimin akkuyu nükleer santralinin mersin’de olmasıyla ilgisi yok. akkuyu konusunda ikna olmuş değilim, sırası gelmişken söylemiş olayım.
    galatasaray takımında büyük bir gerginlik var. aynı gerilim fenerbahçe’de de var, beşiktaş’ta da. ligin bitimine galatasaray 3, rakipleri için 4 hafta kaldı. gerilim gözle görülür halde. yüksek gerilim hatlarında yağmur sırasında sesler çıkar falan, bilmeyenler korkar falan. o kadar somut bir gerilim var takımlarda. el sıkışsalar kıvılcım çıkacak.
    galatasaray şampiyon olmak istiyor. sanırım en az baskı yaptığı maçı oynadı bu gece. yenildiği trabzon maçı dahil rakip üzerinde büyük baskı kuruyordu takım. goller son dakikalarda geliyordu ama ilk dakikada bile gelebilirdi. trabzon maçı buna örnek değil, sakin.
    chedjou’nun yerine hakan balta’yla başladı, telles sol bek. bruma’yı kesip sağ kanada emre çolak’ı yerleştirdi. takımın diğer dişlileri bildiğimiz gibiydi. ama işte emre’nin kanat oynaması hele ters kanatta oynaması takımın bütün dengesini bozdu. rakibin sabri’nin üzerine çok fazla geldiği görüldü. peki telles’in üstüne neden bu kadar gelebildi mersin? çünkü ne sneijder ne de yasin yardıma gelemedi. gelmedi değil gelemedi. aynı şekilde çolak’ın sabri’ye yardıma gelememesi gibi.
    bu oyun şekliyle açık oynayanların savunmaya yardıma yetişmeleri imkansızdır. şöyle ki; galatasaray hücum takımı. atağa bekleriyle, ota sahanın göbeğindeki selçuk inan’ıyla birlikte çıkıyor. savunmada kalıyor 2 stoper, melo ve ailemizin sigortası muslera (muslera için bir parantez açayım, aslında ayrı yazı bile yazmak gerekir. bugün sevgili şenol özçakıcı simoviç mi, muslera mı? diye sordu. muslera dedim, o derece. daha ne diyeyim muslera için).takım rakip ceza sahası üzerinde bile top kaybetse adamlar kazandıkları topla bizim ceza sahasına kadar elini-kolunu ve değişik organlarını sallaya sallaya geliyor.
    çözüm basit. bu kadar hücumcu bir takım olmaktan vazgeçersin. ha bu arada, hücum için böyle bir takım yapan hamza hamzaoğlu’na “korkak” diyen gördüm. allah akıl, fikir versin. dur dur, korkak mevzusuna geleceğim yine, şu çözümü bir anlatayım önce. ne diyorduk, bu kadar hücumcu bir takım yapmazsın. beklerinden sadece birinin ileri çıkmasına izin verirsin, selçuk inan’ı da melo’nun yanında tutarsın, gitmesine izin vermezsin. illa radikal bir şey yapmak istiyorsan emre çolak’ı orta saha göbeğinde oynatır, ameliyattan sonra ağırlaşan melo’yu kesersin. çolak forvete giderken selçuk orta sahada bekler. emre çolak geriye selçuk inan’dan daha hızlı döner, rakibe daha hızlı basar çünkü. kaç kişi yapabilir bunu, bu riski alır? mourinho bu riski alıyor mu mesela? wenger? bu riski alabilecek hoca sayısı o kadar az ki. mesela fatih terim bu riski alabilecek ender hocalardan biridir. sonra, hamza hoca korkak. oldu canım.
    ligin bitmesine kalmış 4 hafta ve sen lidersin, öndesin. hiç kimse bu riskleri almaz. hangi riskleri? koray günter’i stopere hakan balta’yı sol beke mesela. ya da emre çolak yerine sinan gümüş’ü. çakma otoriteler olcan-telles, bruma-emre çolak’tan hangisi oynasa ona küfür ediyor, oynamayanı övüyor hamza hocayı yetersizlikle suçluyor, ertesi hafta diğerleri oynayınca yine aynı şeyler. bu dörtlü kötü oynuyor, hangisi oynasa fark etmiyor, uyanın artık. ha bir de, bu adamların önlerinde-arkalarında kimin oynadığına bağlı olarak performansları değişiyor. emre çolak mesela, göbekte oynadığında çok daha iyi.
    bak bizim memlekette güzel bir laf vardır: bekara karı boşamak kolay, derler. oturduğun koltuktan sana sorulmayacak hesaplarla ilgili atıp tutma canım kardeşim.
    hamza hoca yanlış yapmıyor mu? tabii ki yapıyor. örnek vereyim: yasin öztekin’in çıkıp umut bulut’un girmesi. yasin çıkarsa bruma girmeliydi. seni rakip sahaya hızlıca taşıyacak iki adamın var zaten. umut girecekse de burak’ı hatta sneijder’i bile çıkartabilirdin, bunların bir mantığı var çünkü.

    hamza hamzaoğlu’na bazıları büyük haksızlık yapıyor. başka bir hoca olsaydı, örneğin bir yabancı selçuk inan’ı, burak yılmaz’ı, yasin öztekin’i ve daha başka oyuncuları nasıl kazandığından bahsedilirdi. ama tabii ille de “takımı sabote eden yeniçeriler”in varlığına inanınca bunları görmek kolay değil. takıntılardan kurtulmak kolay değildir, iyi bilirim. işim bu. çok yazdım bunları ama okunmayınca bir işe yaramıyor nitekim. ben olsam belki ben de okumazdım, adam sürekli benim yanlışımı yüzüme vuruyor lan.
    fenerbahçe’nin stadında kupa kaldırmamızın üzerinden 3 yıl geçmiş. bir başka deyişle fenerbahçe sahasında galatasaray’a kupa kaldırtmayalı 3 sene oluyor, bu gurur fenerbahçe’nin.

    neyseeeeeeee, kaldı son 3. bugün günlerden salı ve artık onlar düşünsün.
    biz şampiyon olacağiz.

    *
  • 30
    öncelikle yapacağınız fikstürü skym ben gidiyorum :(

    8 günde 2 deplasman, evimizdeki maç cuma günü yok böyle birşey ama galatasaray bu oyunları bozmasıyla meşhurdur merak etmesin kimse.

    (bkz: haramilerin saltanatını yıkacağız)

    bugün ve yarın fbjk kardeşlerin alacağı sonuçlara göre bu maç bizi "şampi" konumuna sokabilir.aynı maçlarda alıncak sonuçlara göre
    bizi yarışın dışına daha doğrusu dezavantajlı konuma da getirebilir.

    ben bjk ile arena'ya 3 puan geride gelmeyi dert etmem çünkü o zaman benim elimde olur her şey ama fener, bu maçtaki (mersin) muhtemel bir puan kaybıyla önüme geçerse şampiyon olur.

    akşama fener'in puan kaybı gelirse, şampiyonluk ateşi harlanır...
  • 61
    açık sekilde her atagı kanatlardan olan , her golü kanatlardan gelen maçta kanatlarımıza cok iş düşüyor, sabri ve tellesi geçtim yasin ve büyük ihtimal emre çolak'a da çok iş düşecek. ben 12 mayıs 2012 kadıköy'deki finalden sonra bu kadar heyecanlandıgımı hatırlamıyorum. maç aklımdan 1 saniye çıkmıyor. eminim futbolcuları da suan uyku tutmuyordur. yatakta bir o yana bir bu yana dolanıyorlardır. eger bu macı alırsak önümüzdeki gençlerbirligi macında en az 45 bin kişi ile oynayacagız.

    (bkz: allah yardımcımız olsun)
  • 130
    saat gecenin yarısı, ben hala ders çalışıyorum, bitirmem gereken 100 sayfalık bi bölüm var, okuyorum, önemli yerlerin altını çiziyorum, daha da önemli yerleri not alıyorum... arada kendimi elimde kalem kara kara düşünürken buluyorum. o anlarda aklımda ne ders, ne sınav ne hatun oluyor. sadece bu maç... içimde kötü bir his var amk. sanki bu maçta puan kaybı yaşayacakmışız gibi geliyor.. sonuna kadar takıma güveniyorum, sonuna kadar hocanın arkasındayim ama işte şu içimdeki ses mal mal konuşup duruyor... ben yine totemimi bozmayıp maçı son iki maçımızı izlediğim mekanda, son iki maçımızı izlediğim koltukta izleyeceğim. bizi üzmez aslanlar, çıkıp aslan gibi yediklerinden fazlasını atar, aslan gibi alırlar ùç puanı.. inşallah..
  • 59
    son 6 maçında 3 galibiyet , 2 beraberlik , 1 mağlubiyet alan bir mersin var karşımızda. ve bu maçların hepsinde gol yemişler. kısacası bir şekilde gol yiyorlar. biz deplasmanda bu takıma gol atarız. önemli olan ters bir dakikada gol yememektir. kesinlikle erken gol bulmalıyız. işi 2. yarıya bırakırsak kontradan bizi cehennemin kapısına bırakabilirler. defans güveninirliğini elden bırakmamalıyız.

    edit : düzeltme
  • 71
    ne söyleneceğini gerçekten bilemediğim maç. maç zor geçer, kolay geçer bilemiyorum ancak bildiğim tek bir şey var: maç saatine kadar zaman geçmeyecek, gerginlik artacak üzerimizde. maçla ilgili ise güvendiğim tek bir şey var: galatasaray tarihinden beri süregelen önemli maçlardaki galibiyet yüzdesi. beyler kazanın şu maçı kulunuz köpeğiniz olayım.
  • 20
    ilginçtir bu maç öncesi mersinde ceza sınırında bulunan 8 futbolcudan hiçbirisi kart görüp cezalı duruma düşmemiş. bu maçta yine bize karşı şampiyonlar ligi finali oynuyormuşçasına saldıran, çirkeflik yapan bir takım olacak anlayacağınız. ha bizim maçta rahatça kart görüp cezalı duruma düşebilirler çünkü bizden sonraki maçları fenerle... yoruma gerek var mı?
App Store'dan indirin Google Play'den alın