628
hagi milli takimla alinan basarisiz bir sonuc sonrasi kendilerini elestiren gazetecilere romanya futbolunun giderek cokecegini ve bir daha onlar gibi bir jenerasyon yakalanamayacagini anlatmaya calisiyordu. kimsenin gormek istemedigi (cunku para sicak ve tatlidir. bir cogu yatagindaki guzel bir kadindan daha sicak ve guzel oldugunu soyleyecektir) korkunc ve gozonundeki gercekten bahsediyordu; menajerler ve ac gozlu kulup sahipleri ulke futbolunu bitirecekti. bahis oyunlari yuzunden sonuc oyuna degil oyun oncesi masa basi pazarliklara bakacakti. peki sonuc ne oldu? romanya futbolu kulup bazinda cokuse gecti, bahis oyunlari nedeniyle surekli spot alinda kaldilar, menajerler 1 kurusluk oyunculari 1000 kurusa satmak icin binbir oyunlar yapip piyasa degerlerini altust ettiler, kulup sahipleri futbolculari alinip satlan mal ve takimlari da ustunde para kazanacaklari, kara para aklayacaklari yer gibi gorduklerinden futbol adina hicbir sey yapilmadi.
hagi'nin -tam tarihini hatirlamiyorum 98 veya 99 olabilir- yaptigi bu konusma maalesef kimseye bir ders olmadi. hagi bir devrimciydi ve oturdugu yerde buna seyirci kalamazdi. haliyle gidip kendi okulunu kurdu, sonra bir kulup satin alip yetistirdigi oyuncularin yuksek seviye futbol oynamasini sagladi. belki bundan 10 yil sonra hagi'nin okulundan yetisme oyuncular romanya'nin ikinci efsane jenerasyonunu olusturacaklar.
gelelim turkiye'ye. sike turkiye'de ezelden beri vardi. galatasaray sampiyon olmasin diye "ezeli rakip" fenerbahce ve besiktas'in birbirlerine mac verdigi 1950'lilerin basindan beri sike bir sekilde soz konusu. tesvik ise 5 yil oncesine kadar suc degildi -ki avrupada hala suc teskil etmez. o nedenle tesvik konusuna girmek yersiz-.
turkiye komsusu romanya'dan hicbir sey ogrenemedigi aslinda ogrenmeye dair son 30 yilda hicbir konuda hicbir yeti gelistirmedigi icin kapisini calan tehlikeyi sicak bir kucaklamayla karsiladi. ne de olsa para buyuktu ve ne kadar kotuysen o kadar para kazaniyordun. once ulkeye menajerlik sistemini soktular. dunyadaki gibi oyuncunun kariyer planlamasi yapilsin diye degil, oyuncu uzerinden daha fazla para kazanabilmek icin. bir kac belli isim butun buyuk oyuncu haklarini ellerine gecirip tum ligi parmaklarinda oynatmaya basladi. onlar kimi isterlerse o oyuncular ve takimlar parlayip digerleri kaderine mahkum dusuyordu. kaderine mahkum dusmek istemeyen hirsli oyuncular da kendilerini biraz parlatip hemen o bilinen menajerlerle anlasiyordu. milli takim kapisi da o menajerlerin elindeydi.
kulup baskanlari bossman davasinin etkilerini alt edecek bir sonuc cikartmaliydi cunku eskiden avrupa liglerinden en fazla 2-3 yabanci oynarken avrupa birligi kurallari geregi bu sayilar sinirsiz olacakti. turkiye'nin burada rolu ne oldu? turkiye'de kulup sahipleri veya kulup baskanlari belediyecilikte ogrendiklerini kuluplerde uygulamaya basladi. nasil ki bir belediye baskani is basinda oldugu donemi bir firsat bilip devletin mali deniz mantiginda is yapiyorsa kulup baskanlari da aynisini yapti. bazen bilerek kulubun kume dusmesine izin verdiler maclar satarak, bazen orta sirada kalip sezon sonunu sikeye ayirdilar. cogu zaman ise ellerindeki iyi oyuncuyu zorla uzun sozlesme imzalatip sonra menajerlere yapilan buyuk kiyaklar sonucu buyuk takimlara oldugundan yuksek fiyata sattilar. sonra 5 para etmez futbolculari daha fazlasina almis gibi gosterip takima doldurdular. aradaki fark da ceplerinde kaldi.
yavas yavas bahis ve sikeye giriyoruz. bahise girmeden once romanya'dan farkli ama italya'yla ayni yasadigimiz bir sorunu belirtmek gerek: yayinci kuruluslar. italya'da 90'larin sonunda yapilan ihalede paralar o kadar buyudu ki, kendini bilmeden transferler yapmaya basladi kulupler. tek amaclari torino ve milano'nun hegamonyasina son vermekti. menajerlere harcanan paranin haddi hesabi yoktu. sonnuc olarak lazio ve roma birer sampiyonluk cikarsa da italya futbolu tamamen coktu. cunku para buyuyup futbol ekonomisinden futbol endustrisine dondugunde isin icine mafya ve politika girdi. arka arkaya yasanan skandallar italyan futbolunu cokusun esigine surukledi.
turkiye'de de yuksek paralar harcanarak yayin haklari alindi. haliyle yayinci kurulus iplerin elinde olmasini istedi. sampiyon kim olacagindan tutun da hangi futbolcunun parlatilacagina kadar. ridvan dilmen gibi futboldan anlamayan, orta yolcu tatli su kurnazlarinin yilda 7-8 milyon dolari yorumculuktan kazandigi bir endustriden bahsediyoruz. yayinci kurulusla ilgili duruma fazla deginmeden asil konum olan bahis sikesine girecegim.
neden yayinci kurulus dahil neredeyse herkes yerli hocayi destekliyor hic dusundunuz mu? ya da neden yerli oyuncu sempatizanligi milliyetcilik cizgisinin cok disinda, sanki yabancilar haram para aliyormus gibi kulupten lanse ediliyor? cunku turkiye'de cok buyuk bahis sikesi donuyor ve bunu yapmayan alt lig kulubu yok gibi. adiyla alakasi olmayan pek super ligimizde de bahis sikesi oldukca fazla. yabanci oyuncularla bunun takibini yapmak zor, yerli hoca ve oyuncuyla kolay. yerli hoca zaten kimseye kalmadan kendisi yapiyor. kendisi pek hikmetli olmasa da ismi oyle olan teknik direktor asil yeri etiler olan illegal internet bahis sirketi uzerinden her seferinde 100.000 dolarlik bahisler yaptigini bahsi yapan kisiden biliyorum.
2015'te yapilan kasimpasa-besiktas macinda yine o bahsettigim internet bahis sirketlerince macin 4.5 ustu olacagi biliniyordu. tahmin demiyorum, biliniyordu cunku oyle ayarlanmisti. tepecik sariyer macindan once sariyer'e 300.000 tl para gonderiliyor maci vermeleri icin. adamlarin hayir deme sansi yok, para yok kimsede. sonucunda sariyer bu parayi aliyor, internat bahsinde tepecige basiyor butun parayi. tepecik de parasini cikartmasi lazim o da kendisine basiyor bahsi. iste is burada basliyor.
ister turkiye menseili olsun ister avrupa, bir internet bahis sirketi herhangi bir maca belli bir para basma kotasi koyuyor. mesela diyorlar ki karsiyaka-boluspor macina yaklasik 10 milyon tl bahis oynanir. 11-12 milyon olursa sorun yok. eger 15 milyon ve ustu olursa birden hemen internette en cok bahis basilan tarafi kapatiyorlar. yani herkes boluspor galibiyetine basmissa deplasman takimi oldugu halde ve tahmini degerlerin cok ustune ciktiysa, tek mac bahis yapip boluspor'a bahis yapamiyorsunuz. karsiyaka-boluspor macini oylesine secmedim, mac boluspor galibiyeti ile sonuclandi ve macta bahis sikesi yapildi. bahis sikesi yapilacagini ise bizim cocuklar bu sekilde cozup boluspor maci yanina iki garanti mac koyup 10bin tl bastilar. 10bin tl cok gelmesin, bahsettigim kisiler galatasaray-fenerbahce basket macina fener kazanir diyip 10bin tl basmislardi, galatasaray kazaninca ayni gece baska bahisler yapip kaybettiklerini geri koydular.
ben bahis takip etmiyorum. belki bundan sonra ederim sirf hangi takim nasil bahis sikesi yapmis gormek icin. siz de eger para kazanmak icin ya da bahis sikesini gormek icin bir sey yapmak istiyorsaniz internet bahis sirketlerinde tek mac bahis yapilacak durumlarda bir takimin galibiyeti kapatilmis mi ona bakin. eger tak mac bahiste, bir takimin galibiyeti kapatilmissa %90 bahis sikesi vardir. bunun en fazla yapildigi ulke ukrayna'ymis su an. (bu internet bahis sirketinden ogrenilen sey. acikcasi ukrayna ligini takip etmiyorum bile) belki savastan dolayidir hicbir fikrim yok. ptt 1.ligde ise oldukca fazla. super ligde ise en fazla bahis sikesi kovalayan kasimpasa. ne dusme durumu soz konusu ne cikma. sacma sapan skorlar da buradan geliyor.
ligde siralamaya gelince. trabzon ve bursa 3 buyukler seviyesinin yanina bile yaklasamaz. 4 ve 5.ligi kovaladiklarina bakmayin. bizim trabzon'a yenilmemiz ve kendi sahamizda bursa'ya puan keybetmemiz tamamen bizim hatamiz. siralamayi belirleyen en onemli faktor kimin bu bahis sikesine ne kadar girdigi ve bahsin hangi tarafinda yer aldiklari. kasimpasa bu kadroyla istese 4.lugu kovalayabilirdi. basaksehir ise bu haliyle 4. degil 10. zor olurdu. eskisehir'in olmasi gereken daha yukarilardi. trabzon ve bursa, diger takimlar puan almaya calismadigi icin olduklari yerdeler. 3 buyukler ise karsilarinda takim olmadigi ve kendilerinin aleyhine bir bahis sikesi yapilamayacagi icin bulunduklari yerdeler.
turk futbolu demistik. oyle bir sey yok, en fazla turkiye'nin futbol adi altinda olusturdugu para ekonomisi diyebiliriz.
futbol romantigi hicbir zaman olmadim. o nedenle 70'ler futbolu degil 90'lar futboludur benim icin futbolun altin cagi. ancak futbol endustrisine karsiyim. sporun tekellestirilmesine karsiyim. bir ligde zorla olusturulmus ezeli rekabete karsiyim. futbolu oldugu gibi kabul edenlerin kacirdigi bir nokta var, futbolda ekonomi tabi ki var fakat endustri dediginiz anda icindeki her sey bir para enstrumani haline geliyor. ben bireyi para enstrumani haline sokan her yaklasima karsiyim; bu emperyalizm veya komunizm gibi politik bir yaklasim da olabilir, pragmatism gibi bir dusunce yaklasimi da. futbol parayi arac olarak kullanmalidir, para futbolu degil. aradaki farki anlayabildiniz mi simdi futbolu endustri olarak kabul edenler. bunun romantiklikle ilgisi yok, bunun hangisinin once olduguyla ilgisi var. arac hangisi para mi, futbol mu?
simdi bilgisayar basindan kalkip iddaa oynayabilirsiniz.
hagi'nin -tam tarihini hatirlamiyorum 98 veya 99 olabilir- yaptigi bu konusma maalesef kimseye bir ders olmadi. hagi bir devrimciydi ve oturdugu yerde buna seyirci kalamazdi. haliyle gidip kendi okulunu kurdu, sonra bir kulup satin alip yetistirdigi oyuncularin yuksek seviye futbol oynamasini sagladi. belki bundan 10 yil sonra hagi'nin okulundan yetisme oyuncular romanya'nin ikinci efsane jenerasyonunu olusturacaklar.
gelelim turkiye'ye. sike turkiye'de ezelden beri vardi. galatasaray sampiyon olmasin diye "ezeli rakip" fenerbahce ve besiktas'in birbirlerine mac verdigi 1950'lilerin basindan beri sike bir sekilde soz konusu. tesvik ise 5 yil oncesine kadar suc degildi -ki avrupada hala suc teskil etmez. o nedenle tesvik konusuna girmek yersiz-.
turkiye komsusu romanya'dan hicbir sey ogrenemedigi aslinda ogrenmeye dair son 30 yilda hicbir konuda hicbir yeti gelistirmedigi icin kapisini calan tehlikeyi sicak bir kucaklamayla karsiladi. ne de olsa para buyuktu ve ne kadar kotuysen o kadar para kazaniyordun. once ulkeye menajerlik sistemini soktular. dunyadaki gibi oyuncunun kariyer planlamasi yapilsin diye degil, oyuncu uzerinden daha fazla para kazanabilmek icin. bir kac belli isim butun buyuk oyuncu haklarini ellerine gecirip tum ligi parmaklarinda oynatmaya basladi. onlar kimi isterlerse o oyuncular ve takimlar parlayip digerleri kaderine mahkum dusuyordu. kaderine mahkum dusmek istemeyen hirsli oyuncular da kendilerini biraz parlatip hemen o bilinen menajerlerle anlasiyordu. milli takim kapisi da o menajerlerin elindeydi.
kulup baskanlari bossman davasinin etkilerini alt edecek bir sonuc cikartmaliydi cunku eskiden avrupa liglerinden en fazla 2-3 yabanci oynarken avrupa birligi kurallari geregi bu sayilar sinirsiz olacakti. turkiye'nin burada rolu ne oldu? turkiye'de kulup sahipleri veya kulup baskanlari belediyecilikte ogrendiklerini kuluplerde uygulamaya basladi. nasil ki bir belediye baskani is basinda oldugu donemi bir firsat bilip devletin mali deniz mantiginda is yapiyorsa kulup baskanlari da aynisini yapti. bazen bilerek kulubun kume dusmesine izin verdiler maclar satarak, bazen orta sirada kalip sezon sonunu sikeye ayirdilar. cogu zaman ise ellerindeki iyi oyuncuyu zorla uzun sozlesme imzalatip sonra menajerlere yapilan buyuk kiyaklar sonucu buyuk takimlara oldugundan yuksek fiyata sattilar. sonra 5 para etmez futbolculari daha fazlasina almis gibi gosterip takima doldurdular. aradaki fark da ceplerinde kaldi.
yavas yavas bahis ve sikeye giriyoruz. bahise girmeden once romanya'dan farkli ama italya'yla ayni yasadigimiz bir sorunu belirtmek gerek: yayinci kuruluslar. italya'da 90'larin sonunda yapilan ihalede paralar o kadar buyudu ki, kendini bilmeden transferler yapmaya basladi kulupler. tek amaclari torino ve milano'nun hegamonyasina son vermekti. menajerlere harcanan paranin haddi hesabi yoktu. sonnuc olarak lazio ve roma birer sampiyonluk cikarsa da italya futbolu tamamen coktu. cunku para buyuyup futbol ekonomisinden futbol endustrisine dondugunde isin icine mafya ve politika girdi. arka arkaya yasanan skandallar italyan futbolunu cokusun esigine surukledi.
turkiye'de de yuksek paralar harcanarak yayin haklari alindi. haliyle yayinci kurulus iplerin elinde olmasini istedi. sampiyon kim olacagindan tutun da hangi futbolcunun parlatilacagina kadar. ridvan dilmen gibi futboldan anlamayan, orta yolcu tatli su kurnazlarinin yilda 7-8 milyon dolari yorumculuktan kazandigi bir endustriden bahsediyoruz. yayinci kurulusla ilgili duruma fazla deginmeden asil konum olan bahis sikesine girecegim.
neden yayinci kurulus dahil neredeyse herkes yerli hocayi destekliyor hic dusundunuz mu? ya da neden yerli oyuncu sempatizanligi milliyetcilik cizgisinin cok disinda, sanki yabancilar haram para aliyormus gibi kulupten lanse ediliyor? cunku turkiye'de cok buyuk bahis sikesi donuyor ve bunu yapmayan alt lig kulubu yok gibi. adiyla alakasi olmayan pek super ligimizde de bahis sikesi oldukca fazla. yabanci oyuncularla bunun takibini yapmak zor, yerli hoca ve oyuncuyla kolay. yerli hoca zaten kimseye kalmadan kendisi yapiyor. kendisi pek hikmetli olmasa da ismi oyle olan teknik direktor asil yeri etiler olan illegal internet bahis sirketi uzerinden her seferinde 100.000 dolarlik bahisler yaptigini bahsi yapan kisiden biliyorum.
2015'te yapilan kasimpasa-besiktas macinda yine o bahsettigim internet bahis sirketlerince macin 4.5 ustu olacagi biliniyordu. tahmin demiyorum, biliniyordu cunku oyle ayarlanmisti. tepecik sariyer macindan once sariyer'e 300.000 tl para gonderiliyor maci vermeleri icin. adamlarin hayir deme sansi yok, para yok kimsede. sonucunda sariyer bu parayi aliyor, internat bahsinde tepecige basiyor butun parayi. tepecik de parasini cikartmasi lazim o da kendisine basiyor bahsi. iste is burada basliyor.
ister turkiye menseili olsun ister avrupa, bir internet bahis sirketi herhangi bir maca belli bir para basma kotasi koyuyor. mesela diyorlar ki karsiyaka-boluspor macina yaklasik 10 milyon tl bahis oynanir. 11-12 milyon olursa sorun yok. eger 15 milyon ve ustu olursa birden hemen internette en cok bahis basilan tarafi kapatiyorlar. yani herkes boluspor galibiyetine basmissa deplasman takimi oldugu halde ve tahmini degerlerin cok ustune ciktiysa, tek mac bahis yapip boluspor'a bahis yapamiyorsunuz. karsiyaka-boluspor macini oylesine secmedim, mac boluspor galibiyeti ile sonuclandi ve macta bahis sikesi yapildi. bahis sikesi yapilacagini ise bizim cocuklar bu sekilde cozup boluspor maci yanina iki garanti mac koyup 10bin tl bastilar. 10bin tl cok gelmesin, bahsettigim kisiler galatasaray-fenerbahce basket macina fener kazanir diyip 10bin tl basmislardi, galatasaray kazaninca ayni gece baska bahisler yapip kaybettiklerini geri koydular.
ben bahis takip etmiyorum. belki bundan sonra ederim sirf hangi takim nasil bahis sikesi yapmis gormek icin. siz de eger para kazanmak icin ya da bahis sikesini gormek icin bir sey yapmak istiyorsaniz internet bahis sirketlerinde tek mac bahis yapilacak durumlarda bir takimin galibiyeti kapatilmis mi ona bakin. eger tak mac bahiste, bir takimin galibiyeti kapatilmissa %90 bahis sikesi vardir. bunun en fazla yapildigi ulke ukrayna'ymis su an. (bu internet bahis sirketinden ogrenilen sey. acikcasi ukrayna ligini takip etmiyorum bile) belki savastan dolayidir hicbir fikrim yok. ptt 1.ligde ise oldukca fazla. super ligde ise en fazla bahis sikesi kovalayan kasimpasa. ne dusme durumu soz konusu ne cikma. sacma sapan skorlar da buradan geliyor.
ligde siralamaya gelince. trabzon ve bursa 3 buyukler seviyesinin yanina bile yaklasamaz. 4 ve 5.ligi kovaladiklarina bakmayin. bizim trabzon'a yenilmemiz ve kendi sahamizda bursa'ya puan keybetmemiz tamamen bizim hatamiz. siralamayi belirleyen en onemli faktor kimin bu bahis sikesine ne kadar girdigi ve bahsin hangi tarafinda yer aldiklari. kasimpasa bu kadroyla istese 4.lugu kovalayabilirdi. basaksehir ise bu haliyle 4. degil 10. zor olurdu. eskisehir'in olmasi gereken daha yukarilardi. trabzon ve bursa, diger takimlar puan almaya calismadigi icin olduklari yerdeler. 3 buyukler ise karsilarinda takim olmadigi ve kendilerinin aleyhine bir bahis sikesi yapilamayacagi icin bulunduklari yerdeler.
turk futbolu demistik. oyle bir sey yok, en fazla turkiye'nin futbol adi altinda olusturdugu para ekonomisi diyebiliriz.
futbol romantigi hicbir zaman olmadim. o nedenle 70'ler futbolu degil 90'lar futboludur benim icin futbolun altin cagi. ancak futbol endustrisine karsiyim. sporun tekellestirilmesine karsiyim. bir ligde zorla olusturulmus ezeli rekabete karsiyim. futbolu oldugu gibi kabul edenlerin kacirdigi bir nokta var, futbolda ekonomi tabi ki var fakat endustri dediginiz anda icindeki her sey bir para enstrumani haline geliyor. ben bireyi para enstrumani haline sokan her yaklasima karsiyim; bu emperyalizm veya komunizm gibi politik bir yaklasim da olabilir, pragmatism gibi bir dusunce yaklasimi da. futbol parayi arac olarak kullanmalidir, para futbolu degil. aradaki farki anlayabildiniz mi simdi futbolu endustri olarak kabul edenler. bunun romantiklikle ilgisi yok, bunun hangisinin once olduguyla ilgisi var. arac hangisi para mi, futbol mu?
simdi bilgisayar basindan kalkip iddaa oynayabilirsiniz.