• 337
    ortaokul ve liseyi okuduğu okulun da aynı sınav sistemini kullanmasından dolayı 13 sene boyunca her ocak-nisan-mayıs-haziran ve kasım ayını vize/final bunalımlarında geçirmiş, bu konuda ortalama üstü katı bir ailenin müzmin öğrenci evladı olarak; neredeyse kendimi bildim bileli vize-sınav-ödev stresinden uzak geçirdiğim ilk nisan ayında oynanmış olan maç. çok değil bir sezon önce falan oynanmış olsaydı, en önemli maçların sınav dönemine gelmesini sağlayan lanet fikstür avantajına(!) küfürler eşliğinde, bölük pörçük izleyip tam tadını alamayacağım bir maçtı. gel gelelim yaradanın bir kıyağı mıdır bilinmez, mezuniyetimin bir ay kadar sonrasında oynandığından mütevellit doya doya yaşamak nasip olmuştur.

    ekaterinburg maçının rüzgarıyla başlayıp giden periyod, "istediğimiz gibi" vaziyette ulaştığımız devre, her derbinin klasiği sıfır çekilen üçüncü periyodu nispeten az hasarla atlattık diye sevinirken skorun bir anda 55-53'e dayanması, tam o anlarda karanlıklar içinden gün doğarcasına uzaklardan bir yerden çıkıp yumruk gibi inen iki üçlük, olay mahallinden binlerce kilometre ötede göğe yumrulanan eller, gardı düşmüş rakibin beyhude çabaları, son düdüğün ardından yaşanan sersemlik. kısa bir sosyal medya turunun ardından nemli ama gülen gözleriyle ekranda beliren #10 un "kariyerim boyunca tek birşey isteme hakkım olsa bu anı dilerdim" lafıyla kendinden geçme...
App Store'dan indirin Google Play'den alın