ne yalan söyleyeyim sözlük, bu maçtan korkuyorum.
fener bourges maçını izledim, bourges yensin diye bekledim, olmadı. tabi feneri avrupa'da yenip kupa kaldırmak çok güzel bir duygu olacak. ama kaybetmekte bi o kadar acı verecek. ki bizim takımla yense de, yenilse de sonuna kadar gurur duyacağım. bunu ekaterinburg maçının öncesinde de söylediğim için vicdanım da rahat.
sadece galatasaray'ın ruhu ve kalbi olan ışıl alben üzülecek diye korkuyorum. turnuva boyunca mükemmel oynayan alba torrens üzülecek diye korkuyorum. pota altında direnen genç kelsey bone üzülecek diye korkuyorum. takımı her türlü rahatlatan, güven veren sancho lyttle üzülecek diye korkuyorum. eksantrik şutları ve korkusuz eliyle takımın sayı yükünü çeken, çılgın kızımız shavonte zellous üzülecek diye korkuyorum. bu aslan yürekli kızlarımız dar rotasyon nedeniyle yine hiç çıkmadan oynayacakları için endişe ediyorum.
ama sonra bu korku ve endişeli hallerimi galatasaray ismi alıp götürüyor. ulan bu galatasaray diyorum! ortada bir kupa varsa; o kupayı alır diyorum. biz finallerin takımıyız, zaferler ruhumuzda var diyorum.
tekrardan gururla söylüyorum, yenseler de, yenilseler de, ben bu kızlarla ve teknik ekiple gurur duyuyorum.
bir rus kenti olarak, adeta rusya'ya bile uzak olan ekaterinburg'ta, tek başlarına mücadele verdikleri için gurur duyuyorum. belki de aylardır paralarını alamamalarına rağmen, yine de bu denli savaştıkları için onur duyuyorum.
herkes unutsa bile; galatasaray tarihi asla unutmayacak sizi kızlar...
allah yardımcımız olsun!
(bkz:
sarayın sultanları gönlümüzün sultanları)