9532
ünal aysal ile arasında olan süreçte hep kendisi tarafında yer aldım. hala da benim için imparatordur tartışmam.
ancak çıkıp o zamanki olaylar hakkında konuşsa şimdi; ilk söylenecek söz "galatasaray'ı karıştırmak için konuşuyor" denilecek, "böyle kritik bir zamanda yapılacak açıklama mı bu" denilecek.
tıpkı görevine son verildikten sonra 31 ekim 2013'de yaptığı ve bütün konulara cevap verdiği basın toplantısından sonra "şampiyonlar ligi maçımızdan önce yapılacak iş miydi bu" ve "galatasaray'ı karıştırmak için açıklamalar yapıyor" denildiği gibi.
kopenhag maçı öncesiydi, tamamı da burada; http://www.youtube.com/watch?v=TL9VehT1vKg
yani çıkıp aysal'ı suçlamasına, bana şunu şunu yaptılar demesine gerek yok. her şeyi anlatmış zaten o basın toplantısında. ister inanırsın ister palavra sıkıyor dersin, sana kalmış.
kaldı ki, 4. yıldızı takmak istediğini üstüne basa basa vurgulamış, hakkında çıkan sneijder'i istemedi vs. gibi kolpa haberlere rağmen de görevini yapmaya devam etmiştir.
tee 96'da hagi'yi de istemediği yalanını ortaya atanlar da aynı familyadandır.
o transferin hikayesini anlatan belgeseli izlerseniz; faruk süren kendi ağzıyla fatih terim'in hagi transferi için; "gerekirse benim alacağımdan kesin, bu transferi bitirin" dediğini görmezden gelirler.
tabi hagi'yi başkan aldı, türk futbolcular zaten süper jenerasyondu ve fatih terim sadece "gazlama" yaparak uefa'yı ve diğer başarıları getirdi.
aziz yıldırım ile fotoğraf çektiren arda turan'lar, profesyonelim fenerbahçe'de de çalışırım diyen tugay kerimoğlu'lar, zamanında takımı satıp giden bücür tayfa (okan-emre) vs. gibilerinden milyon kat daha galatasaraylıdır, yani daha vefalıdır daha adamdır.
kendisini gönderen başkan ve yönetimi ise 1,5 sene bile dayanamadan kaçıp gitmenin yollarını aramakta ve kulübü tamamen çamura saplamaktalar.
o yüzden mümkünse hiç açıklama yapma hoca, çünkü sen "galatasaray" ismini söylediğinde bile sana nefretle höyküren ünal aysal fan boyları mevcut. gerçi o efsane(!) başkanları kaçarken tutunacak dalları da kalmadı ya neyse. galatasaray'dan kovulmakla, galatasaray'dan kaçıp gitmenin farkını anlarsınız umarım.
ancak çıkıp o zamanki olaylar hakkında konuşsa şimdi; ilk söylenecek söz "galatasaray'ı karıştırmak için konuşuyor" denilecek, "böyle kritik bir zamanda yapılacak açıklama mı bu" denilecek.
tıpkı görevine son verildikten sonra 31 ekim 2013'de yaptığı ve bütün konulara cevap verdiği basın toplantısından sonra "şampiyonlar ligi maçımızdan önce yapılacak iş miydi bu" ve "galatasaray'ı karıştırmak için açıklamalar yapıyor" denildiği gibi.
kopenhag maçı öncesiydi, tamamı da burada; http://www.youtube.com/watch?v=TL9VehT1vKg
yani çıkıp aysal'ı suçlamasına, bana şunu şunu yaptılar demesine gerek yok. her şeyi anlatmış zaten o basın toplantısında. ister inanırsın ister palavra sıkıyor dersin, sana kalmış.
kaldı ki, 4. yıldızı takmak istediğini üstüne basa basa vurgulamış, hakkında çıkan sneijder'i istemedi vs. gibi kolpa haberlere rağmen de görevini yapmaya devam etmiştir.
tee 96'da hagi'yi de istemediği yalanını ortaya atanlar da aynı familyadandır.
o transferin hikayesini anlatan belgeseli izlerseniz; faruk süren kendi ağzıyla fatih terim'in hagi transferi için; "gerekirse benim alacağımdan kesin, bu transferi bitirin" dediğini görmezden gelirler.
tabi hagi'yi başkan aldı, türk futbolcular zaten süper jenerasyondu ve fatih terim sadece "gazlama" yaparak uefa'yı ve diğer başarıları getirdi.
aziz yıldırım ile fotoğraf çektiren arda turan'lar, profesyonelim fenerbahçe'de de çalışırım diyen tugay kerimoğlu'lar, zamanında takımı satıp giden bücür tayfa (okan-emre) vs. gibilerinden milyon kat daha galatasaraylıdır, yani daha vefalıdır daha adamdır.
kendisini gönderen başkan ve yönetimi ise 1,5 sene bile dayanamadan kaçıp gitmenin yollarını aramakta ve kulübü tamamen çamura saplamaktalar.
o yüzden mümkünse hiç açıklama yapma hoca, çünkü sen "galatasaray" ismini söylediğinde bile sana nefretle höyküren ünal aysal fan boyları mevcut. gerçi o efsane(!) başkanları kaçarken tutunacak dalları da kalmadı ya neyse. galatasaray'dan kovulmakla, galatasaray'dan kaçıp gitmenin farkını anlarsınız umarım.