9147
hadi gelin itiraf edin, bu adama bu kadar kızmanızın tek sebebi bu adamın galatasaraylılığıdır, hem de çok büyük galatasaraylı olmasıdır.
çok savunuyorum kendisini, bir çoğunuz rahatsız oluyorsunuz durumdan. en ofsayt entrylerim bugünlerde geldi, sorun değil, gelsin. bakın, rahatlıkla söyleyebiliyorum, bu adamın şu an yaptıklarını tasvip etmiyorum, iyi görmüyorum diye. bunu gerçekten tüm açık yürekliliğimle söyleyebiliyorum, fatih terim çok büyük hatalar yapıyor, hatta galatasaray aleyhine hatalar yapıyor.
birçoğunuzu seviyorum, bu konu dışında katılıyorum, bazen tartışıyorum, sözlüğün şu hale gelmesinden de nefret ediyorum. inanın sırf bunun için, sırf neden fatih terim'i savunuyorum bunun için yazıyorum şu entry'yi. kendimi anlatabilmek için yani aslında. okuyan okur, okumayan okumaz, sonra da ofsayt'a basar gider.
hiçbirimiz fatih terim'i bugün tanımadık sevgili arkadaşlarım. fatih terim egosu yüksek bir adamdır. fatih terim duygusaldır, çocuk gibidir çoğu zaman. kızar, eder, ama evladım demesini de bilir. şimdi profesyonellik falan diyecek arkadaşlar vardır illa ki, fatih terim onu da becerir ama karakterinden bahsediyorum. bir çoğumuzun onu baba gibi görmesinin sebebi de budur. hatta belki dede görüyoruzdur ona bakınca. hayatta her şeyi başarmış bir dede.
şu an büyük hatalar yapmakla meşgul kendisi. şu an evet, yapıyor bu büyük hataları. ama bu adamın karakterinde var sevgili arkadaşım, bunu anlamıyorsun. bu adam galatasaray'ı ailesi gibi seviyor. ve galatasaray'a ömrünü vermiş bu adam. aynı nesilde yetişmiş olmasına rağmen ne mustafa denizli gibi rakipleri çalıştırmış ne başka bi şey. yapsa yapamaz mıydı, gidip bi uefa kupası da fenerbahçe'yle alabilirdi belki de.
ama bu adam, futbola bizim baktığımız gibi bakıyor. o yüzden onun takımlarında amatör ruhu koruyabiliyorsun. o yüzden mücadele ediyor. profesyonel bakmadan önce duygusal bakıyor yani.
ama işte adamın karakteri bu abicim. bu adam adnan polat'a bu yüzden hayır dedi işte, bunu anlayamıyorsun. sanıyorsun zor zamanda taşın altına elini koymamak için hayır dedi. hayır güzel kardeşim, fatih terim'e istediği amatör ruhu verecek ortamı sağlayamazsan fatih terim orada başarılı olamaz. başarıyı getiremeyeceğini bile bile neden gelsin galatasaray'a. ki bu yalan olsun haydi, nereden biliyorsun adnan polat'ın gitmesi için gelmediğini mesela? bak komplo teorisi, biliyorum fakat belki de o denli kötü bir başkanı kurtarmak için gelmek istememiştir, öyle bir başkanın hagi gibi kurbanı olmamak için gelmek istememiştir?
bak güzel kardeşim, fatih terim faruk süren'le çok iyi bir süreç geçirdi. neden biliyor musun, faruk süren fatih terim'in istediği ortamı sağladı çünkü. hani bugün kurumsal bakıp oldu amk kulübü üstüne yapalım falan diyorsunuz da, yönetimin görevi değil mi istediği ortamı sağlamak teknik direktöre?
bir de, fatih terim egosu yüzünden bunu istiyor sanıyorsunuz. fatih terim bu işi derwall'den öğrenmiştir, derwall ilk geldiğinde antrenman sahalarını bile yeniletmiştir, florya'nın tek hakimi olmuştur.
ünal aysal'la da iyi başladı fatih hoca. neden? çünkü ünal aysal'da biliyor fatih terim'e istediği ortamı sağlarsa her türlü başarının geleceğini. ama işte ayrıştığımız ilk nokta buradan çıkıyor. ünal aysal'ın da hayvan gibi egosu var, bunu da kabul etmeniz lazım yani. gelen başarılardan sonra taraftar fatih terim'i peygamber gibi görmeye başlayınca patladı ünal aysal. sizce neden eleman gibi sözler etti, neden bülent tulun'u getirdi oraya? bunları da itiraf edebilmeniz lazım, çünkü çöküşün başlangıcıdır bunlar. daha o dönemde fatih terim mutsuz olmaya başladı, italya'ya falan gideceği konuşuldu.
o dönemde tff'nin takıma yaptıkları, fatih hoca'ya verdiği cezalar falan olmasa muhtemelen gidecekti de italya'ya. keşke gitseydi. yine sattı, hain diyecektiniz ama bu kadar nefret etmeyecektiniz. ama adamın karakteriyle ruh halini hiç bağdaştıramayacaktınız.
sonra sezon bitti, fatih hoca sırf tff yüzünden direnmeye, kalmaya karar verdi. ama ünal aysal ensesinde tokatı hissettirmeye devam etti işte. fatih terim'in kopuşunun son noktası da o dönem yapılanlar oldu. ne mi o dönem yapılanlar? abdürrahim albayrak ve ali dürüst'ün gönderilmesi, ve başka hocayla görüşme muhabbetleri.
bu noktada, bana göre fatih terim ünal aysal'a tek yolum bu değil kozunu oynadı. gidip milli takımla görüştü, hatta burada galatasaray'ın faydasına bir şey yapmak istemesini bile düşünebilirim. üç dört maça çıkacaktı sadece, ve belki de federasyondaki elimizi biraz güçlendirecekti.
ama ünal aysal izin vermedi işte. başkan izin verseydi bugün ne durumdaydık düşünebiliyor musunuz? fatih terim düşündüğünü yapabilseydi, federasyon bu cezaları verebilir miydi sizce?
tabii ki fatih terim'in egosunu görmezden gelmiyorum, dünya kupası'na katılma isteği de olabilir içinde. bu da normal değil mi abicim yani? ülkenin en büyük futbol adamısın ama henüz dünya kupası'nda takım yönetememişsin. adamın yığınla parası var, arkasında isim bırakabilmek için çalışıyor artık. bu kadarına hak veremiyosanız diyecek bi şey yok zaten.
ve evet, şu an hata yapıyor kendisi. emin olun, yani en azından ben eminim ünal aysal'dan nefret ettiği için yapıyor. hata mı? evet. bunu kabul ediyorum. ama şu an adamın gözünde ünal aysal nefreti yıldırım demirören nefretinin önünde. bunu da anlayabiliyorum. çünkü adamın galatasaray hayalini egosu uğruna yok etti ünal aysal. ilk geldiği günkü gibi davranmaya devam etseydi bugün muhteşem bir galatasaray izliyor olacaktık.
bakın söyleyebiliyorum ben, fatih terim hata yapıyor. ama artık sizin de söyleyebilmeniz gerek, onu bu noktaya getiren ünal aysal'dır.
ofsaytlayın istediğiniz kadar, eminim siz de farkındasınız tüm bunların.
eyvallah.
edit: bir şey daha, bakın, bana fanboy diyebilirsiniz, fatih terim'i sevmeyebilirsiniz. buna tamam. ama bizlere de saygı duymak zorundasınız. biz bu adamı baba gibi görüyorsak saygı duymak zorundasınız. bu adama ettiğiniz hakaretler bizi yaralıyor, bunun farkına varmak zorundasınız. siz eleştirin, biz savunalım, bu sorun değil. ama saygı olsun işin içinde, hakaret değil. yaralıyorsunuz çünkü galatasaraylıları hakaret ettiğinizde.
çok savunuyorum kendisini, bir çoğunuz rahatsız oluyorsunuz durumdan. en ofsayt entrylerim bugünlerde geldi, sorun değil, gelsin. bakın, rahatlıkla söyleyebiliyorum, bu adamın şu an yaptıklarını tasvip etmiyorum, iyi görmüyorum diye. bunu gerçekten tüm açık yürekliliğimle söyleyebiliyorum, fatih terim çok büyük hatalar yapıyor, hatta galatasaray aleyhine hatalar yapıyor.
birçoğunuzu seviyorum, bu konu dışında katılıyorum, bazen tartışıyorum, sözlüğün şu hale gelmesinden de nefret ediyorum. inanın sırf bunun için, sırf neden fatih terim'i savunuyorum bunun için yazıyorum şu entry'yi. kendimi anlatabilmek için yani aslında. okuyan okur, okumayan okumaz, sonra da ofsayt'a basar gider.
hiçbirimiz fatih terim'i bugün tanımadık sevgili arkadaşlarım. fatih terim egosu yüksek bir adamdır. fatih terim duygusaldır, çocuk gibidir çoğu zaman. kızar, eder, ama evladım demesini de bilir. şimdi profesyonellik falan diyecek arkadaşlar vardır illa ki, fatih terim onu da becerir ama karakterinden bahsediyorum. bir çoğumuzun onu baba gibi görmesinin sebebi de budur. hatta belki dede görüyoruzdur ona bakınca. hayatta her şeyi başarmış bir dede.
şu an büyük hatalar yapmakla meşgul kendisi. şu an evet, yapıyor bu büyük hataları. ama bu adamın karakterinde var sevgili arkadaşım, bunu anlamıyorsun. bu adam galatasaray'ı ailesi gibi seviyor. ve galatasaray'a ömrünü vermiş bu adam. aynı nesilde yetişmiş olmasına rağmen ne mustafa denizli gibi rakipleri çalıştırmış ne başka bi şey. yapsa yapamaz mıydı, gidip bi uefa kupası da fenerbahçe'yle alabilirdi belki de.
ama bu adam, futbola bizim baktığımız gibi bakıyor. o yüzden onun takımlarında amatör ruhu koruyabiliyorsun. o yüzden mücadele ediyor. profesyonel bakmadan önce duygusal bakıyor yani.
ama işte adamın karakteri bu abicim. bu adam adnan polat'a bu yüzden hayır dedi işte, bunu anlayamıyorsun. sanıyorsun zor zamanda taşın altına elini koymamak için hayır dedi. hayır güzel kardeşim, fatih terim'e istediği amatör ruhu verecek ortamı sağlayamazsan fatih terim orada başarılı olamaz. başarıyı getiremeyeceğini bile bile neden gelsin galatasaray'a. ki bu yalan olsun haydi, nereden biliyorsun adnan polat'ın gitmesi için gelmediğini mesela? bak komplo teorisi, biliyorum fakat belki de o denli kötü bir başkanı kurtarmak için gelmek istememiştir, öyle bir başkanın hagi gibi kurbanı olmamak için gelmek istememiştir?
bak güzel kardeşim, fatih terim faruk süren'le çok iyi bir süreç geçirdi. neden biliyor musun, faruk süren fatih terim'in istediği ortamı sağladı çünkü. hani bugün kurumsal bakıp oldu amk kulübü üstüne yapalım falan diyorsunuz da, yönetimin görevi değil mi istediği ortamı sağlamak teknik direktöre?
bir de, fatih terim egosu yüzünden bunu istiyor sanıyorsunuz. fatih terim bu işi derwall'den öğrenmiştir, derwall ilk geldiğinde antrenman sahalarını bile yeniletmiştir, florya'nın tek hakimi olmuştur.
ünal aysal'la da iyi başladı fatih hoca. neden? çünkü ünal aysal'da biliyor fatih terim'e istediği ortamı sağlarsa her türlü başarının geleceğini. ama işte ayrıştığımız ilk nokta buradan çıkıyor. ünal aysal'ın da hayvan gibi egosu var, bunu da kabul etmeniz lazım yani. gelen başarılardan sonra taraftar fatih terim'i peygamber gibi görmeye başlayınca patladı ünal aysal. sizce neden eleman gibi sözler etti, neden bülent tulun'u getirdi oraya? bunları da itiraf edebilmeniz lazım, çünkü çöküşün başlangıcıdır bunlar. daha o dönemde fatih terim mutsuz olmaya başladı, italya'ya falan gideceği konuşuldu.
o dönemde tff'nin takıma yaptıkları, fatih hoca'ya verdiği cezalar falan olmasa muhtemelen gidecekti de italya'ya. keşke gitseydi. yine sattı, hain diyecektiniz ama bu kadar nefret etmeyecektiniz. ama adamın karakteriyle ruh halini hiç bağdaştıramayacaktınız.
sonra sezon bitti, fatih hoca sırf tff yüzünden direnmeye, kalmaya karar verdi. ama ünal aysal ensesinde tokatı hissettirmeye devam etti işte. fatih terim'in kopuşunun son noktası da o dönem yapılanlar oldu. ne mi o dönem yapılanlar? abdürrahim albayrak ve ali dürüst'ün gönderilmesi, ve başka hocayla görüşme muhabbetleri.
bu noktada, bana göre fatih terim ünal aysal'a tek yolum bu değil kozunu oynadı. gidip milli takımla görüştü, hatta burada galatasaray'ın faydasına bir şey yapmak istemesini bile düşünebilirim. üç dört maça çıkacaktı sadece, ve belki de federasyondaki elimizi biraz güçlendirecekti.
ama ünal aysal izin vermedi işte. başkan izin verseydi bugün ne durumdaydık düşünebiliyor musunuz? fatih terim düşündüğünü yapabilseydi, federasyon bu cezaları verebilir miydi sizce?
tabii ki fatih terim'in egosunu görmezden gelmiyorum, dünya kupası'na katılma isteği de olabilir içinde. bu da normal değil mi abicim yani? ülkenin en büyük futbol adamısın ama henüz dünya kupası'nda takım yönetememişsin. adamın yığınla parası var, arkasında isim bırakabilmek için çalışıyor artık. bu kadarına hak veremiyosanız diyecek bi şey yok zaten.
ve evet, şu an hata yapıyor kendisi. emin olun, yani en azından ben eminim ünal aysal'dan nefret ettiği için yapıyor. hata mı? evet. bunu kabul ediyorum. ama şu an adamın gözünde ünal aysal nefreti yıldırım demirören nefretinin önünde. bunu da anlayabiliyorum. çünkü adamın galatasaray hayalini egosu uğruna yok etti ünal aysal. ilk geldiği günkü gibi davranmaya devam etseydi bugün muhteşem bir galatasaray izliyor olacaktık.
bakın söyleyebiliyorum ben, fatih terim hata yapıyor. ama artık sizin de söyleyebilmeniz gerek, onu bu noktaya getiren ünal aysal'dır.
ofsaytlayın istediğiniz kadar, eminim siz de farkındasınız tüm bunların.
eyvallah.
edit: bir şey daha, bakın, bana fanboy diyebilirsiniz, fatih terim'i sevmeyebilirsiniz. buna tamam. ama bizlere de saygı duymak zorundasınız. biz bu adamı baba gibi görüyorsak saygı duymak zorundasınız. bu adama ettiğiniz hakaretler bizi yaralıyor, bunun farkına varmak zorundasınız. siz eleştirin, biz savunalım, bu sorun değil. ama saygı olsun işin içinde, hakaret değil. yaralıyorsunuz çünkü galatasaraylıları hakaret ettiğinizde.