531
yıldırım demirören'i, aziz yıldırım'ı geçtim. hükümet değişmedikçe düzelmeyecek olandır, izleyen kitlesi artmayacak olandır. aksine seyircisi devamlı azalacaktır.
türk futbolunun sorunu var, sponsor sorunu. büyük takımlarda, beşiktaş haricinde sponsoru olan takım yok. galatasaray, fenerbahçe ve trabzonspor'un geçen yılki sponsorları türk telekom'du. sponsorların sözleşmeleri bitince, sözleşme yenilemeye yanaşmadılar ve büyük kulüplerimiz sponsorsuz kaldı. hadi fenerbahçe'yi anlarım. adı lekelenmiş, futbolda yolsuzluğa karışmış ve kötü bir şöhrete sahip kulüp. ben de firma olsam, bu şekilde reklam edilmek istemem. bu zihniyete sahip kulüp göğsünde taşımasın beni. ama galatasaray ve trabzonspor'un sponsor bulamaması çok acı ve düşündürücü.
büyük takımlar harici istanbul kulüplerine bakalım bir de. kasımpaşaspor ve istanbul başakşehir spor. ne kadar pislik ve iğrençlik barındıran 2 kulüp. bu iki kulübün yapısı vıcık vıcık. istanbul başakşehirspor'un başkanı, şikeden ceza yemiş biri. recep tayyip erdoğan ile yakınlığı dolayısıyla bu sezon takımı lige geri gelince tekrardan başkanlığa atandı! evet atandı. kasımpaşaspor'un da maçlarını yaptığı stadyumun adı recep tayyip erdoğan stadyumu. bu herşeyi anlatıyor sanırsam.
böyle bir futbolu izlemek istemiyorum. istiyorum ki, ülkemizdeki futbol seyircisi 0'a insin. kimseler futbolu izlemesin ve bu kadar rağbet görmesin. dolayısıyla futboldan rant sağlayan bu akbabalar da futboldan uzaklaştırılsın ve yeni bir yapı kurulsun.
türkiye 1. profosyonel futbol liginde, yani türkiye'nin en göz önündeki liginde ilk hafta itibariyle 36000 seyirci stadyumlara gitmiş. 9 maç ve 36000 seyirci. çok komik bir rakam. karşılaştırma amaçlı şu örneği de veriyim, almanya 3.liginde geçtiğimiz hafta 45000 biletli seyirci stadyumlara gitmiş. passolig vs. geçiniz. eğer liglerin eşit rekabet ortamında mücadele edildiğine inansaydı futbol seyircisi, passoligi alırdı ve o maçlara gidilirdi.
gitgide irtifa kaybeden futboldur. seyir zevki hiç yoktu eskiden beri fakat bu kadar iğrençlikleri de barındırmıyordu.
(bkz: futbolumu geri istiyorum)
türk futbolunun sorunu var, sponsor sorunu. büyük takımlarda, beşiktaş haricinde sponsoru olan takım yok. galatasaray, fenerbahçe ve trabzonspor'un geçen yılki sponsorları türk telekom'du. sponsorların sözleşmeleri bitince, sözleşme yenilemeye yanaşmadılar ve büyük kulüplerimiz sponsorsuz kaldı. hadi fenerbahçe'yi anlarım. adı lekelenmiş, futbolda yolsuzluğa karışmış ve kötü bir şöhrete sahip kulüp. ben de firma olsam, bu şekilde reklam edilmek istemem. bu zihniyete sahip kulüp göğsünde taşımasın beni. ama galatasaray ve trabzonspor'un sponsor bulamaması çok acı ve düşündürücü.
büyük takımlar harici istanbul kulüplerine bakalım bir de. kasımpaşaspor ve istanbul başakşehir spor. ne kadar pislik ve iğrençlik barındıran 2 kulüp. bu iki kulübün yapısı vıcık vıcık. istanbul başakşehirspor'un başkanı, şikeden ceza yemiş biri. recep tayyip erdoğan ile yakınlığı dolayısıyla bu sezon takımı lige geri gelince tekrardan başkanlığa atandı! evet atandı. kasımpaşaspor'un da maçlarını yaptığı stadyumun adı recep tayyip erdoğan stadyumu. bu herşeyi anlatıyor sanırsam.
böyle bir futbolu izlemek istemiyorum. istiyorum ki, ülkemizdeki futbol seyircisi 0'a insin. kimseler futbolu izlemesin ve bu kadar rağbet görmesin. dolayısıyla futboldan rant sağlayan bu akbabalar da futboldan uzaklaştırılsın ve yeni bir yapı kurulsun.
türkiye 1. profosyonel futbol liginde, yani türkiye'nin en göz önündeki liginde ilk hafta itibariyle 36000 seyirci stadyumlara gitmiş. 9 maç ve 36000 seyirci. çok komik bir rakam. karşılaştırma amaçlı şu örneği de veriyim, almanya 3.liginde geçtiğimiz hafta 45000 biletli seyirci stadyumlara gitmiş. passolig vs. geçiniz. eğer liglerin eşit rekabet ortamında mücadele edildiğine inansaydı futbol seyircisi, passoligi alırdı ve o maçlara gidilirdi.
gitgide irtifa kaybeden futboldur. seyir zevki hiç yoktu eskiden beri fakat bu kadar iğrençlikleri de barındırmıyordu.
(bkz: futbolumu geri istiyorum)