8
akp hükümeti’nin maliye bakanlığı üzerinden ödetmeye çalıştığı bedel bunların en tazelerindendir.
vergi meselesi de dahil kulüplerin devletle ilintili yaşadığı pek çok sıkıntı, yasal düzenlemelerin sağlıklı bir şekilde yapılmamış olmasından kaynaklanıyor. futbol kulüplerinin hemen hepsi hayatlarına dernek çatısı altında başlamıştır. ancak son yıllarda futbolun endüstriyelleşmesi ile birlikte pastadan daha büyük pay alabilmek için şirketleşme yolu çoğu kulüp için önemli bir tercih olmuştur. özellikle bu şirketler üzerinden borsaya ve halka açılarak yeni gelir kalemleri yaratmak ve kulübe dair işleri daha profesyonel bir yapı içerisinde yürütmek adına şirketleşme meselesi zamanla kulüpler için bir tercihten ziyade zaruret haline gelmiştir.
ancak bu dernekten şirkete dönüşüm işi yasal bir düzenleme çerçevesinde yapılmadığı ve sağlam temellere oturmadığı için bir çok sıkıntıyı ve keyfi uygulamayı da beraberinde getirmiştir. yasal boşluktan yararlanan kulüpler kendi menfaatleri doğrultusunda işine gelen birimleri şirket çatısı altında, işine gelmeyen birimleri ise dernek çatısı altında toplamıştır. malumunuz üzere mevcut yasalar çerçevesinde dernek çatısı altında yürüttüğünüz faaliyetler vergiye tabi değilken, şirket çatısı altında yürüttüğünüz faaliyetler ise vergiye tabidir. bu durum kulüplerin mali işlerinde ve vergilendirme meselesinde önemli problemlerin doğmasına sebep olmuştur.
kulüplerin bu çarpık yapısından bahsettikten sonra gelelim maliye bakanlığı ile galatasaray arasındaki güncel vergi meselesine.
öncelikle kap üzerinden kulübün yaptığı yazılı açıklamaya bakalım;
--- alıntı ---
şirket finansal tablo dipnotlarında daha önce de açıklandığı üzere şirket'in 1 haziran 2010-31 mayıs 2011 ve 1 haziran 2011-31 mayıs 2012 özel hesap dönemlerine ait hesapları "damga vergisi, katma değer vergisi ve kurumlar vergisi tevkifatı" kapsamında maliye bakanlığı vergi müfettişleri tarafından incelenmiştir. ilgili inceleme kapsamında tespit edilen bulguları ve bu bulgulara ilişkin şirket'in beyanını içeren 13 ocak 2014, 17 ocak 2014 ve 17 ocak 2014 tarihli 3 adet vergi inceleme tutanağı düzenlenmiştir. şirket, bu tespitlerdeki mevzuata aykırı hususlara ilişkin olarak tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunmuştur. bu talep sonrası vergi idaresi henüz tarhiyatı yapılmamış olan inceleme sonuçları toplamı olarak yaklaşık 54 milyon tl vergi aslı ve aynı tutarda vergi ziyaı konusunda şirket'i 8 nisan 2014 tarihinde uzlaşmaya davet etmiştir. şirket'imiz daha önceki yıllarda da benzeri vergi uyuşmazlıklarında inceleme aleyhine dava yoluna müracaat ederek veya idare ile uzlaşma yoluna giderek hukuka aykırı inceleme ve değerlendirmelerin önüne geçmiş ve söz konusu tutarlarda büyük indirimler sağlamıştır. yeni inceleme sonuçları da yetkililerimiz ve uzmanlarımız tarafından halen bu bağlamda değerlendirilmektedir. gereken çalışmalar tamamlandığında yetkili organlarımızın idare ile uzlaşmaya ve/veya incelemeler aleyhine dava yoluna gidilmesi konularında alacağı kararlar ayrıca açıklanacaktır.
--- alıntı ---
yani açıklamada da belirtildiği üzere sadece ve sadece, kulüpte yapılan inceleme sonrası vergi müfettişlerinin tuttuğu üç adet tutanak var. ne kesinleşmiş bir vergi borcu ne de cezası. daha tarhiyat dahi yapılmamış, kaldı ki tarhiyat sonrası bile vergi borcu kesinleşmez mükellefin itiraz ve dava açma hakkı vardır.
maliye bakanlığı bu tür incelemelerde, özelliklede biraz art niyetli hareket ediyorsa, yasal boşlukların tamamını kendi lehine değerlendirerek alabileceği maksimum vergi aslı ve cezası üzerinden tutanak tutar. bu durumu daha önce doğan grubu ve koç grubu’na yapılan incelemelerde de görebilirsiniz.
peki vergi müfettişlerinin galatasaray’ı köşeye sıkıştırmaya çalıştıkları vergi konusu ve kullandıkları yasal boşluklar ne?
müfettişlerin kullandığı yasal boşluklar yazımızın başında da belirttiğimiz, kulüplerdeki iç içe geçmiş dernek ve şirket yapısı ve bu konuda sağlıklı bir yasal düzenlemenin olmaması. bu tutanaklara konu olan asıl mesele ise stat gelirleri üzerinden yapılacak vergilendirme. yıllardır tüm kulüpler daha az vergi vermek için stat gelirlerinin önemli bir kısmını, bağış adı altında dernek bünyesinde topluyor. konuyu bir örnekle daha da detaylandırmamız gerekirse; kulüpler 1000 tl değerinde bir kombine sattığında bunun 100 tl’lik kısmına şirket adına fatura keserken, 900 tl’lik kısmına dernek adına bağış makbuzu kesiyor. böylelikle 900 tl’lik kısmının vergilendirmesinin önüne geçmiş oluyor. yasal olarak bunda bir sıkıntı yok. ancak maliye bunun kombine veya bilet alan kişilerin isteği dışında zorla yapıldığını ve bu suretle bağış makbuzu kesilemeyeceğini, tutarın tamamının şirket üzerinden faturalandırılması gerektiğini öne sürüyor. bu konuda maliye bakanlığı’nın yasal bir dayanağı olmasa da konuyu kamuoyu gündemine getirip kulüpler üzerinde baskı kurmak ve zaman zaman devletin sopasını göstermek için bugün de olduğu gibi inceleme yapmak, tutanak tutmak gibi eylemlerde bulunuyor.
ancak burada sorulması gereken soru şu; sadece stat konusunda değil daha bir çok konuda söz konusu yasal boşlukları tüm kulüpler kullanmasına rağmen incelenen ve hakkında tutanak tutulan neden hep galatasaray oluyor?
geçmiş yıllarda konu istanbul defterdarlığı tarafından gündeme getirildiğinde üç büyük kulübün çalışanları ile yapılan röportajlar ve hazırlanan haberin bir kısmı aşağıda. bu haber söz konusu yasal boşluğun üç büyük kulüp tarafından da kullanıldığını, konu ile ilgili kulüplerin aynı bakış açısına sahip olduğunu ve eleştirilere karşı aynı izahı yaptığını da gözler önüne seriyor.
--- alıntı ---
maç biletleriyle birlikte alınan bağışların amatör şubelere yapılan yatırımlarda kullanıldığını söyleyen fenerbahçe mali işler sorumlusu tahir perek, ‘‘kulüpler, bu bağış makbuzlarını valilikten özel izin alarak hazırlıyor. stadda ya da biletix aracılığıyla yapılan satışlarda, taraftar makbuzunu almasa dahi, satılan bilet üzerinden makbuzlar kesiliyor ve valilik'e toplu olarak veriyor. çünkü, taraftar makbuzunu almasa da, muhasebeleştirirken bu paralar, mutlaka maç hasılatının içinde gösteriliyor’’ dedi.
biletlerin üzerinde yazan 1 lirayla maç izlenemeyeceğini tüm taraftarların da bildiğine dikkat çeken perek, ‘‘defterdarlık bağış karşılıksız yapılır diyor ama biz de maça girenin otomatik rızası olduğunu savunuyoruz. maçları stattan izlemek isteyen taraftar, kulübüne bağış da yapmak ister ’’ dedi. bu uygulamanın vergi sisteminin sağlıksız olmasından kaynaklandığını iddia eden perek, bu yolla kulüplerin gelirlerini yasal hale getirdiğini söyledi.
galatasaray'ın mali işlerden sorumlu yetkilileri de, kulüplerin dernek statüsüyle faaliyet gösterdiği için bağış toplama haklarının olduğuna dikkat çekerek, ‘‘kulüpler bu nedenle, vergi muafiyetinden yararlanabiliyor. dernekler kanunu'na göre hazırlanan yardım pulları, valilikçe onaylanıyor ve valilik denetiminde işlem yapılıyor. toplanan yardımlar, altyapı yatırımlarında kullanılıyor. bastırdığımız makbuzlarla biz sadece maçlarda değil, istersek sokaklarda da yardım toplama hakkına sahibiz. kanuna göre bu hakkımız olmasına karşın biz sokaktan yardım toplamaktansa, maçlarda toplamayı tercih ediyoruz’’dedi. tüm kulüplerin biletin yanı sıra makbuz karşılığı bağış aldığına değinen beşiktaş yetkilileri de, ‘‘genelde bu maç hasılatlarının yüzde 10'unu bilet, geri kalanını da makbuz karşılığı bağış oluşturuyor’’ dediler.
--- alıntı ---
işin enteresan tarafı fenerbahçe ve beşiktaş taraftarlarının -yukarıda görüleceği üzere- aynı yöntemi kendi kulüpleri de yıllarca kullanmasına rağmen galatasaray’la ilgili tutulan bu tutanakları şikeyle eş değer hale getirecek kadar abartarak gözleri dönmüş şekilde galatasaray’a saldırmaları. aynı taraftarların koç ve doğan grubuna yapılan vergi incelemelerini ve tutulan tutanakları siyasi olarak nitelerken, tüm diğer kulüpler tarafından uygulanan bir yöntem üzerinden sadece galatasaray’a yapılan inceleme ve yazılan tutanakları haklı görmeleri de ayrı bir ikilem. aslında ikilem hafif kaldı, şike ve evrakta sahtecilik gibi rezil suçlardan hüküm giymiş yöneticilerine hesap soramayan, burakın hesap sormayı sahip çıkan taraftarlar için bu durum tam bir aymazlık.
netice itibariyle tutulan tutanakların hiç bir yasal dayanağı yok. zaten konunun mahkemeye gitmesi durumunda şirket adına kesilen faturaları ve dernek adına kesilen bağış makbuzlarını eksiksiz olarak mahkemeye sunulması durumunda galatasaray’ın davayı kazanmaması imkansız. bu durumda diyeceksiniz ki kulüp neden uzlaşma yolunu tercih ediyor? çünkü eğer davalık olursa tutanaklarda geçen 104 milyon lirayı peşin peşin devlete ödemeniz gerekiyor. daha sonra davayı kazandığınızda yatırdığınız bu para mevcut vergi borçlarınız düşüldükten sonra size iade ediliyor. diyelim ki dava 2 yıl sürdü, sonunda davayı kazansanız da bu para iki yıl boyunca devletin kasasında kalıyor. kulübün haklı olmasına rağmen uzlaşma talebinin altında işte bu gerçek yatıyor.
şimdi birazda uzlaşma talebini değerlendirecek merkezi uzlaşma komisyonu hakkında bilgi verelim. söz konusu komisyonunun tutanaklarda belirtilen vergi aslı ve cezasını tamamen kaldırma da dahil sınırsız yetkileri var. zaten önceki yılların istatistiğine baktığınızda komisyonun önüne gelen dosyalarda vergi cezalarının neredeyse tamamını, vergi asıllarının da % 60’ını sildiğini görebilirsiniz. kulübün haklılığını bir kenara koyup sırf bu istatistikler üzerinden bile hareket etseniz, komisyonun galatasaray’dan maksimum talep edebileceği miktar 20-25 milyon lira gibi bir rakam. ancak galatasaray’ın haklılığı ve hazırlayacağı etkili dosyayı da göz önünde bulundurduğunuzda bu rakam 5 milyon tl civarında bir rakam olacaktır. dava açılması durumunda beş kuruş alamayacağını bilen komisyon galatasaray’ın bir kaç yıllığına da olsa 104 milyon lira temin etme sıkıntısından faydalanarak kulübün de itiraz etmeyeceği yaklaşık dava masrafı kadar yani 5 milyon lira civarında bir bedelle dosyayı kapatacaktır.
tabi bütün bu yazdıklarımı akp hükümeti’nin kurumlar üzerinden galatasaray’a bedel ödetme gayretinden bağımsız olarak yazıyorum. bu vergi incelemesinin ve yazılan bu tutanakların bile diğer kulüpleri bir kenara koyarak galatasaray’a özel bir uygulama olduğunu düşünürsek bundan sonra da her şey olabilir. unutulmasın ki bu incelemenin sebebi akp hükümeti'nin maliye bakanlığı üzerinden galatasaray’a bedel ödetme gayretidir.
edit: galatasaray kap üzerinden kamuoyuna yeni bir açıklama yaptı;
--- alıntı ---
24.03.2014 ve 07.04.2014 tarihlerinde kamuyu aydınlatma platformu'nda yapılan açıklamalarımızda bahsedilen konu ile ilgili olarak, tarafımıza toplam 54.340.834,41 tl tutarında vergi aslı tarhiyatı yapılmış, 69.247.963,90 tl tutarında da vergi ziyaı cezası kesilmiş ve bununla ilgili ihbarnameler tebellüğ edilmiştir. şirketimiz yasal süresi içinde merkezi uzlaşma sürecini başlatmak için gereken başvuruları yapacaktır.
--- alıntı ---
galatasaray kap'a yaptığı bu yeni açıklama ile haklılığına da güvenerek tarhiyat sonrası uzlaşma yolunu seçtiğini kamuoyuna duyurdu. merkezi uzlaşma komisyonu ve galatasaray'ın durumu ile ilgili değişen bir şey yok. yukarda yazılanların hepsi hala geçerli.
vergi meselesi de dahil kulüplerin devletle ilintili yaşadığı pek çok sıkıntı, yasal düzenlemelerin sağlıklı bir şekilde yapılmamış olmasından kaynaklanıyor. futbol kulüplerinin hemen hepsi hayatlarına dernek çatısı altında başlamıştır. ancak son yıllarda futbolun endüstriyelleşmesi ile birlikte pastadan daha büyük pay alabilmek için şirketleşme yolu çoğu kulüp için önemli bir tercih olmuştur. özellikle bu şirketler üzerinden borsaya ve halka açılarak yeni gelir kalemleri yaratmak ve kulübe dair işleri daha profesyonel bir yapı içerisinde yürütmek adına şirketleşme meselesi zamanla kulüpler için bir tercihten ziyade zaruret haline gelmiştir.
ancak bu dernekten şirkete dönüşüm işi yasal bir düzenleme çerçevesinde yapılmadığı ve sağlam temellere oturmadığı için bir çok sıkıntıyı ve keyfi uygulamayı da beraberinde getirmiştir. yasal boşluktan yararlanan kulüpler kendi menfaatleri doğrultusunda işine gelen birimleri şirket çatısı altında, işine gelmeyen birimleri ise dernek çatısı altında toplamıştır. malumunuz üzere mevcut yasalar çerçevesinde dernek çatısı altında yürüttüğünüz faaliyetler vergiye tabi değilken, şirket çatısı altında yürüttüğünüz faaliyetler ise vergiye tabidir. bu durum kulüplerin mali işlerinde ve vergilendirme meselesinde önemli problemlerin doğmasına sebep olmuştur.
kulüplerin bu çarpık yapısından bahsettikten sonra gelelim maliye bakanlığı ile galatasaray arasındaki güncel vergi meselesine.
öncelikle kap üzerinden kulübün yaptığı yazılı açıklamaya bakalım;
--- alıntı ---
şirket finansal tablo dipnotlarında daha önce de açıklandığı üzere şirket'in 1 haziran 2010-31 mayıs 2011 ve 1 haziran 2011-31 mayıs 2012 özel hesap dönemlerine ait hesapları "damga vergisi, katma değer vergisi ve kurumlar vergisi tevkifatı" kapsamında maliye bakanlığı vergi müfettişleri tarafından incelenmiştir. ilgili inceleme kapsamında tespit edilen bulguları ve bu bulgulara ilişkin şirket'in beyanını içeren 13 ocak 2014, 17 ocak 2014 ve 17 ocak 2014 tarihli 3 adet vergi inceleme tutanağı düzenlenmiştir. şirket, bu tespitlerdeki mevzuata aykırı hususlara ilişkin olarak tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunmuştur. bu talep sonrası vergi idaresi henüz tarhiyatı yapılmamış olan inceleme sonuçları toplamı olarak yaklaşık 54 milyon tl vergi aslı ve aynı tutarda vergi ziyaı konusunda şirket'i 8 nisan 2014 tarihinde uzlaşmaya davet etmiştir. şirket'imiz daha önceki yıllarda da benzeri vergi uyuşmazlıklarında inceleme aleyhine dava yoluna müracaat ederek veya idare ile uzlaşma yoluna giderek hukuka aykırı inceleme ve değerlendirmelerin önüne geçmiş ve söz konusu tutarlarda büyük indirimler sağlamıştır. yeni inceleme sonuçları da yetkililerimiz ve uzmanlarımız tarafından halen bu bağlamda değerlendirilmektedir. gereken çalışmalar tamamlandığında yetkili organlarımızın idare ile uzlaşmaya ve/veya incelemeler aleyhine dava yoluna gidilmesi konularında alacağı kararlar ayrıca açıklanacaktır.
--- alıntı ---
yani açıklamada da belirtildiği üzere sadece ve sadece, kulüpte yapılan inceleme sonrası vergi müfettişlerinin tuttuğu üç adet tutanak var. ne kesinleşmiş bir vergi borcu ne de cezası. daha tarhiyat dahi yapılmamış, kaldı ki tarhiyat sonrası bile vergi borcu kesinleşmez mükellefin itiraz ve dava açma hakkı vardır.
maliye bakanlığı bu tür incelemelerde, özelliklede biraz art niyetli hareket ediyorsa, yasal boşlukların tamamını kendi lehine değerlendirerek alabileceği maksimum vergi aslı ve cezası üzerinden tutanak tutar. bu durumu daha önce doğan grubu ve koç grubu’na yapılan incelemelerde de görebilirsiniz.
peki vergi müfettişlerinin galatasaray’ı köşeye sıkıştırmaya çalıştıkları vergi konusu ve kullandıkları yasal boşluklar ne?
müfettişlerin kullandığı yasal boşluklar yazımızın başında da belirttiğimiz, kulüplerdeki iç içe geçmiş dernek ve şirket yapısı ve bu konuda sağlıklı bir yasal düzenlemenin olmaması. bu tutanaklara konu olan asıl mesele ise stat gelirleri üzerinden yapılacak vergilendirme. yıllardır tüm kulüpler daha az vergi vermek için stat gelirlerinin önemli bir kısmını, bağış adı altında dernek bünyesinde topluyor. konuyu bir örnekle daha da detaylandırmamız gerekirse; kulüpler 1000 tl değerinde bir kombine sattığında bunun 100 tl’lik kısmına şirket adına fatura keserken, 900 tl’lik kısmına dernek adına bağış makbuzu kesiyor. böylelikle 900 tl’lik kısmının vergilendirmesinin önüne geçmiş oluyor. yasal olarak bunda bir sıkıntı yok. ancak maliye bunun kombine veya bilet alan kişilerin isteği dışında zorla yapıldığını ve bu suretle bağış makbuzu kesilemeyeceğini, tutarın tamamının şirket üzerinden faturalandırılması gerektiğini öne sürüyor. bu konuda maliye bakanlığı’nın yasal bir dayanağı olmasa da konuyu kamuoyu gündemine getirip kulüpler üzerinde baskı kurmak ve zaman zaman devletin sopasını göstermek için bugün de olduğu gibi inceleme yapmak, tutanak tutmak gibi eylemlerde bulunuyor.
ancak burada sorulması gereken soru şu; sadece stat konusunda değil daha bir çok konuda söz konusu yasal boşlukları tüm kulüpler kullanmasına rağmen incelenen ve hakkında tutanak tutulan neden hep galatasaray oluyor?
geçmiş yıllarda konu istanbul defterdarlığı tarafından gündeme getirildiğinde üç büyük kulübün çalışanları ile yapılan röportajlar ve hazırlanan haberin bir kısmı aşağıda. bu haber söz konusu yasal boşluğun üç büyük kulüp tarafından da kullanıldığını, konu ile ilgili kulüplerin aynı bakış açısına sahip olduğunu ve eleştirilere karşı aynı izahı yaptığını da gözler önüne seriyor.
--- alıntı ---
maç biletleriyle birlikte alınan bağışların amatör şubelere yapılan yatırımlarda kullanıldığını söyleyen fenerbahçe mali işler sorumlusu tahir perek, ‘‘kulüpler, bu bağış makbuzlarını valilikten özel izin alarak hazırlıyor. stadda ya da biletix aracılığıyla yapılan satışlarda, taraftar makbuzunu almasa dahi, satılan bilet üzerinden makbuzlar kesiliyor ve valilik'e toplu olarak veriyor. çünkü, taraftar makbuzunu almasa da, muhasebeleştirirken bu paralar, mutlaka maç hasılatının içinde gösteriliyor’’ dedi.
biletlerin üzerinde yazan 1 lirayla maç izlenemeyeceğini tüm taraftarların da bildiğine dikkat çeken perek, ‘‘defterdarlık bağış karşılıksız yapılır diyor ama biz de maça girenin otomatik rızası olduğunu savunuyoruz. maçları stattan izlemek isteyen taraftar, kulübüne bağış da yapmak ister ’’ dedi. bu uygulamanın vergi sisteminin sağlıksız olmasından kaynaklandığını iddia eden perek, bu yolla kulüplerin gelirlerini yasal hale getirdiğini söyledi.
galatasaray'ın mali işlerden sorumlu yetkilileri de, kulüplerin dernek statüsüyle faaliyet gösterdiği için bağış toplama haklarının olduğuna dikkat çekerek, ‘‘kulüpler bu nedenle, vergi muafiyetinden yararlanabiliyor. dernekler kanunu'na göre hazırlanan yardım pulları, valilikçe onaylanıyor ve valilik denetiminde işlem yapılıyor. toplanan yardımlar, altyapı yatırımlarında kullanılıyor. bastırdığımız makbuzlarla biz sadece maçlarda değil, istersek sokaklarda da yardım toplama hakkına sahibiz. kanuna göre bu hakkımız olmasına karşın biz sokaktan yardım toplamaktansa, maçlarda toplamayı tercih ediyoruz’’dedi. tüm kulüplerin biletin yanı sıra makbuz karşılığı bağış aldığına değinen beşiktaş yetkilileri de, ‘‘genelde bu maç hasılatlarının yüzde 10'unu bilet, geri kalanını da makbuz karşılığı bağış oluşturuyor’’ dediler.
--- alıntı ---
işin enteresan tarafı fenerbahçe ve beşiktaş taraftarlarının -yukarıda görüleceği üzere- aynı yöntemi kendi kulüpleri de yıllarca kullanmasına rağmen galatasaray’la ilgili tutulan bu tutanakları şikeyle eş değer hale getirecek kadar abartarak gözleri dönmüş şekilde galatasaray’a saldırmaları. aynı taraftarların koç ve doğan grubuna yapılan vergi incelemelerini ve tutulan tutanakları siyasi olarak nitelerken, tüm diğer kulüpler tarafından uygulanan bir yöntem üzerinden sadece galatasaray’a yapılan inceleme ve yazılan tutanakları haklı görmeleri de ayrı bir ikilem. aslında ikilem hafif kaldı, şike ve evrakta sahtecilik gibi rezil suçlardan hüküm giymiş yöneticilerine hesap soramayan, burakın hesap sormayı sahip çıkan taraftarlar için bu durum tam bir aymazlık.
netice itibariyle tutulan tutanakların hiç bir yasal dayanağı yok. zaten konunun mahkemeye gitmesi durumunda şirket adına kesilen faturaları ve dernek adına kesilen bağış makbuzlarını eksiksiz olarak mahkemeye sunulması durumunda galatasaray’ın davayı kazanmaması imkansız. bu durumda diyeceksiniz ki kulüp neden uzlaşma yolunu tercih ediyor? çünkü eğer davalık olursa tutanaklarda geçen 104 milyon lirayı peşin peşin devlete ödemeniz gerekiyor. daha sonra davayı kazandığınızda yatırdığınız bu para mevcut vergi borçlarınız düşüldükten sonra size iade ediliyor. diyelim ki dava 2 yıl sürdü, sonunda davayı kazansanız da bu para iki yıl boyunca devletin kasasında kalıyor. kulübün haklı olmasına rağmen uzlaşma talebinin altında işte bu gerçek yatıyor.
şimdi birazda uzlaşma talebini değerlendirecek merkezi uzlaşma komisyonu hakkında bilgi verelim. söz konusu komisyonunun tutanaklarda belirtilen vergi aslı ve cezasını tamamen kaldırma da dahil sınırsız yetkileri var. zaten önceki yılların istatistiğine baktığınızda komisyonun önüne gelen dosyalarda vergi cezalarının neredeyse tamamını, vergi asıllarının da % 60’ını sildiğini görebilirsiniz. kulübün haklılığını bir kenara koyup sırf bu istatistikler üzerinden bile hareket etseniz, komisyonun galatasaray’dan maksimum talep edebileceği miktar 20-25 milyon lira gibi bir rakam. ancak galatasaray’ın haklılığı ve hazırlayacağı etkili dosyayı da göz önünde bulundurduğunuzda bu rakam 5 milyon tl civarında bir rakam olacaktır. dava açılması durumunda beş kuruş alamayacağını bilen komisyon galatasaray’ın bir kaç yıllığına da olsa 104 milyon lira temin etme sıkıntısından faydalanarak kulübün de itiraz etmeyeceği yaklaşık dava masrafı kadar yani 5 milyon lira civarında bir bedelle dosyayı kapatacaktır.
tabi bütün bu yazdıklarımı akp hükümeti’nin kurumlar üzerinden galatasaray’a bedel ödetme gayretinden bağımsız olarak yazıyorum. bu vergi incelemesinin ve yazılan bu tutanakların bile diğer kulüpleri bir kenara koyarak galatasaray’a özel bir uygulama olduğunu düşünürsek bundan sonra da her şey olabilir. unutulmasın ki bu incelemenin sebebi akp hükümeti'nin maliye bakanlığı üzerinden galatasaray’a bedel ödetme gayretidir.
edit: galatasaray kap üzerinden kamuoyuna yeni bir açıklama yaptı;
--- alıntı ---
24.03.2014 ve 07.04.2014 tarihlerinde kamuyu aydınlatma platformu'nda yapılan açıklamalarımızda bahsedilen konu ile ilgili olarak, tarafımıza toplam 54.340.834,41 tl tutarında vergi aslı tarhiyatı yapılmış, 69.247.963,90 tl tutarında da vergi ziyaı cezası kesilmiş ve bununla ilgili ihbarnameler tebellüğ edilmiştir. şirketimiz yasal süresi içinde merkezi uzlaşma sürecini başlatmak için gereken başvuruları yapacaktır.
--- alıntı ---
galatasaray kap'a yaptığı bu yeni açıklama ile haklılığına da güvenerek tarhiyat sonrası uzlaşma yolunu seçtiğini kamuoyuna duyurdu. merkezi uzlaşma komisyonu ve galatasaray'ın durumu ile ilgili değişen bir şey yok. yukarda yazılanların hepsi hala geçerli.