377
üzerinden yıllar geçse de galatasaray'ın silik ve yenilgiyi kabul etmiş bu görüntüsü aklımdan çıkmayacak. chelsea'ye elenebiliriz eyvallah, sorun burada değil. ama savaşmadan, mücadele etmeden, rakibin kalesine bile gidemeden, tüm maçı sahada dolaşarak bitirip elenmek fazlasıyla onur kırıyor.
takımın bu kadar ruhsuz ve lakayıt oynamasında da mantıklı bir sebep göremiyorum ben. takım içi huzursuzluk, hocayla iletişimsizlik, yanlış taktik vsvs hiçbir şey oyuncunun sahada bu kadar laubali olmasında bir sebep olamaz bana göre. sonuçta şampiyonlar ligi maçına çıkıyorsun arkadaş! sırf bu bile en büyük motivasyon kaynağı olmalı. ama ne maç başında ne de maç içinde geriye düşünce takımdan hiçbir reaksiyon göremedik. üstelik 2-0 gerideyken atacağımız 1 gol bile üzerimizdeki ölü toprağını atabilir, chelseali oyuncular üzerinde diğer hatalara sebebiyet verebilecek panik haline yol açabilirdi. tabi oyuncular bunun bilincinde olmadığı için biz de 90dklık işkenceyi çekmek zorunda kaldık.
maçın en büyük hayal kırıklıkları ise drogba ve mancini. drogba'ya zaten diyecek söz yok. sırf büyük maçlarda faydalanmak için seneye kadroda tutmamız gerektiğini düşünüyordum ama bu sezonun geri kalanında tek 1 dakika bile oynamayı hak etmiyor.
mancini'ye ise diyecek çok şey var. mesela maçta hücum anlamında ceza sahasına yaptığımız 3-4 saçma orta dışında hiçbir şey üretemememiz, mesela rezil hücum performansımıza ek olarak muslera'ya tam 43 kez geri pas atmış olmamız, mesela hiçbir şey yapamayıp 2-0 kapattığımız ilk yarı sonrası oyuna müdahalede bulunmaması, mesela sıfır mantık bulunan oyuncu değişiklikleri vs vs. yahu madem burak kanatta etkisiz, burak-umut değişikliğiyle neyi amaçladın? orada yapacağın 2 hareket var; ya 4312ye dönüp burak'ı forvete koyacaksın, ya da kanat etkinliğini arttırmak istiyorsan burak'ı çıkarıp sabri'yi alacaksın. burak-umut değişikliği yalnızca isim bazında yapılan bir değişiklik oldu, yoksa sağ açık olarak ikisinin de birbirinden gram fazlası yok. sonrasında ise yekta-hakan değişikliği var ki duble hata. yahu adam! madem 352ye dönmek aklında vardı, neden o dakikaya kadar bekledin? neden ikinci yarı başında yapmadın? neden ilk başta aynı taktikle devam edip umut'u alarak kanadı kullanmaya çalıştın? en başta tek 1 hamleyle 352ye dönüp ona göre gidişata baksaydın.
kısaca nereden tutarsak tutalım elimizde kalan bir maç oldu. oyuncuların isteksizliğine mi öfkeleneyim, doğru taktik ve dizilişle çıksaydık bir ihtimal olabilirdi diye mi hayıflanayım bilemiyorum. real madrid ve juventuslu gruptan çıkarak bu sezonki şl misyonumuzu zaten tamamlamıştık ama ilk dakikadan elenmeyi kabullenmiş halimizle bu şekilde elenmek, mourinho'yu koltuğunda gram strese bile sokamadan elenmek, chelsea taraftarına hazırlık maçı havası vererek elenmek cidden kanıma dokunuyor.
bu saatten sonra sezonun geri kalanından tek beklentim ise 2. olup şampiyonlar ligi'ne direkt katılım. umarım herkes aklını başına devşirir.
takımın bu kadar ruhsuz ve lakayıt oynamasında da mantıklı bir sebep göremiyorum ben. takım içi huzursuzluk, hocayla iletişimsizlik, yanlış taktik vsvs hiçbir şey oyuncunun sahada bu kadar laubali olmasında bir sebep olamaz bana göre. sonuçta şampiyonlar ligi maçına çıkıyorsun arkadaş! sırf bu bile en büyük motivasyon kaynağı olmalı. ama ne maç başında ne de maç içinde geriye düşünce takımdan hiçbir reaksiyon göremedik. üstelik 2-0 gerideyken atacağımız 1 gol bile üzerimizdeki ölü toprağını atabilir, chelseali oyuncular üzerinde diğer hatalara sebebiyet verebilecek panik haline yol açabilirdi. tabi oyuncular bunun bilincinde olmadığı için biz de 90dklık işkenceyi çekmek zorunda kaldık.
maçın en büyük hayal kırıklıkları ise drogba ve mancini. drogba'ya zaten diyecek söz yok. sırf büyük maçlarda faydalanmak için seneye kadroda tutmamız gerektiğini düşünüyordum ama bu sezonun geri kalanında tek 1 dakika bile oynamayı hak etmiyor.
mancini'ye ise diyecek çok şey var. mesela maçta hücum anlamında ceza sahasına yaptığımız 3-4 saçma orta dışında hiçbir şey üretemememiz, mesela rezil hücum performansımıza ek olarak muslera'ya tam 43 kez geri pas atmış olmamız, mesela hiçbir şey yapamayıp 2-0 kapattığımız ilk yarı sonrası oyuna müdahalede bulunmaması, mesela sıfır mantık bulunan oyuncu değişiklikleri vs vs. yahu madem burak kanatta etkisiz, burak-umut değişikliğiyle neyi amaçladın? orada yapacağın 2 hareket var; ya 4312ye dönüp burak'ı forvete koyacaksın, ya da kanat etkinliğini arttırmak istiyorsan burak'ı çıkarıp sabri'yi alacaksın. burak-umut değişikliği yalnızca isim bazında yapılan bir değişiklik oldu, yoksa sağ açık olarak ikisinin de birbirinden gram fazlası yok. sonrasında ise yekta-hakan değişikliği var ki duble hata. yahu adam! madem 352ye dönmek aklında vardı, neden o dakikaya kadar bekledin? neden ikinci yarı başında yapmadın? neden ilk başta aynı taktikle devam edip umut'u alarak kanadı kullanmaya çalıştın? en başta tek 1 hamleyle 352ye dönüp ona göre gidişata baksaydın.
kısaca nereden tutarsak tutalım elimizde kalan bir maç oldu. oyuncuların isteksizliğine mi öfkeleneyim, doğru taktik ve dizilişle çıksaydık bir ihtimal olabilirdi diye mi hayıflanayım bilemiyorum. real madrid ve juventuslu gruptan çıkarak bu sezonki şl misyonumuzu zaten tamamlamıştık ama ilk dakikadan elenmeyi kabullenmiş halimizle bu şekilde elenmek, mourinho'yu koltuğunda gram strese bile sokamadan elenmek, chelsea taraftarına hazırlık maçı havası vererek elenmek cidden kanıma dokunuyor.
bu saatten sonra sezonun geri kalanından tek beklentim ise 2. olup şampiyonlar ligi'ne direkt katılım. umarım herkes aklını başına devşirir.