6834
çirkef (!)
öyle diyorlar melo için. yazarlar, rakip takım taraftarları herkes. bir tutturmuşlar çirkef diye. insanları nasıl yönlendirebileceğinizin en iyi örneğidir melo. transferi açıklandığı gün oynatılan videoları hepimiz hatırlıyoruz di mi ? gattuso ile kavgası, dünya kupasındaki tekmesi, yaptığı fauller. daha gelmeden hazırdı melo'nun yaftası, çirkef
ben istatistik tutmayı pek sevmem. galatasaray ile kaç maça çıktığını hatırlamıyorum o yüzden. ama melo'nun çirkeflik yaptığı tek pozisyon, ilk maçı olması lazımdır. ibb ile oynadığımız maçta, rakibe arkadan kafa atmıştı. işte o an ''eyvah'' demiştim. çünkü haftalardır dönen videolarda çirkef olduğu söyleniyordu.
sonra ne oldu? melo'dan ben şahsen çirkeflik adına bir şey görmedim.
çirkef'in futbol içindeki tanımı nedir. sert oynamak mı ? yoksa hakemi aldatmak, rakibi sakatlamaya yönelik hareket yapmak mı ?
benim tercihim ikinci seçenekten yana. mesela beşiktaş'ın stoperi zago çok sert bir savunma oyuncusuydu. ama ona asla çirkef demezdim. materazzi de çok sert bir stoperdi, ama o çirkefti.
dönelim melo'ya, o çirkef melo'ya... melo'nun ben daha rakibi sakatlamaya yönelik bir hareketini hatırlamam. melo yaptığı faulden sonra her rakibinden özür diler, hakemle diyalog kurar, hatta bazen ne kadar sert oynarsa oynasın, hep gülümser. ama bizim ülkemiz böyle, bir kere üstüne yapıştığı zaman bir yafta, o çıkmaz oradan.
çirkef melo.
ama bruno alves çirkef değildir, meireles çirkef değildir. emre'yi bile 33-34nden sonra eleştirmeye başlamışlar.
bak o temiz yorumcu güntekin bile meireles'e, bruno alves'e, motta'ya çıkmayan kartları sormuyor, çirkef melo'ya çıkmayan kartları soruyor.
ben size ''ya hacı sizi bir kızla tanıştıracağım, kız çok iyi, çok güzel ama azıcık şişman'' desem. ve kızla 1 hafta sonra tanışacaksınız. ben sizi her gördüğümde, bunu tekrar tekrar söylesem. kız victoria's secret mankeni bile olsa, gördüğünüzde ''cidden hafif şişman'' dersiniz. bu gözleriniz ile tecrübelerinizin çatışmasından kaynaklanır. göz gördüğünü sinirlerle beyne iletir, beyin nöronları tecrübe ile karşılaştırır ve tecrübe gördüğünü inkar eder.
o yüzden melo ne yaparsa yapsın çirkef kalacak. hakem melo'ya küfür bile etse, 'kesin melo bir şey yapmıştır'' denecek. bu iş böyle arkadaşlar. ben tartışmaya bıktım insanlarla. melo'yu anlatmaya bıktım. sahadaki en iyi niyetli, sadece futbol oynamayı düşünen futbolcumuz olduğunu söylemeye bıktım. ama bunu ben değiştiremem.
siz de değitiremezsiniz. çünkü melo artık bir çirkef. televizyonlar öyle diyor, otoriteler öyle diyor. rakip taraftar görse bile öyle sanıyor.
mesela alex bir rakibin dizini parçalamaya çalışsa bile o iyi niyetli bir insan, evliya. hatta bunu bir sezonda 3 kere bile yapsa, fark etmiyor. çünkü o alex.
melo yanan bir binadan 5 kişiyi sırtında taşıyıp çıkarsa bile, onun altında vardır bir çıkarı.
bunu değiştiremeyeceğiniz en güzel örneği muhtarlık seçimi. bir mahallede biri muhtar olduğunda, genellikle sonraki seçimlerde muhtar olma olasılığı %80-90'dır. çünkü biz bildiğimizi okuruz. en azından bizim mahalle de öyleydi. ben bile muhtarı bir kere görmememe rağmen ona veriyordum oyumu. adam 20 yıldır muhtardı. aaa x'mi o iyi ya. ulan görmedim bile, nereden bileyim iyi olduğunu.
bu işte böyle, ''aa melo'mu ? o çirkef ya''.
hey gidi çirkef melo, aldın sırtına bir yük, bu ülkede kaldığın sürece bunu taşıyacaksın. allah yardımcın olsun. *
öyle diyorlar melo için. yazarlar, rakip takım taraftarları herkes. bir tutturmuşlar çirkef diye. insanları nasıl yönlendirebileceğinizin en iyi örneğidir melo. transferi açıklandığı gün oynatılan videoları hepimiz hatırlıyoruz di mi ? gattuso ile kavgası, dünya kupasındaki tekmesi, yaptığı fauller. daha gelmeden hazırdı melo'nun yaftası, çirkef
ben istatistik tutmayı pek sevmem. galatasaray ile kaç maça çıktığını hatırlamıyorum o yüzden. ama melo'nun çirkeflik yaptığı tek pozisyon, ilk maçı olması lazımdır. ibb ile oynadığımız maçta, rakibe arkadan kafa atmıştı. işte o an ''eyvah'' demiştim. çünkü haftalardır dönen videolarda çirkef olduğu söyleniyordu.
sonra ne oldu? melo'dan ben şahsen çirkeflik adına bir şey görmedim.
çirkef'in futbol içindeki tanımı nedir. sert oynamak mı ? yoksa hakemi aldatmak, rakibi sakatlamaya yönelik hareket yapmak mı ?
benim tercihim ikinci seçenekten yana. mesela beşiktaş'ın stoperi zago çok sert bir savunma oyuncusuydu. ama ona asla çirkef demezdim. materazzi de çok sert bir stoperdi, ama o çirkefti.
dönelim melo'ya, o çirkef melo'ya... melo'nun ben daha rakibi sakatlamaya yönelik bir hareketini hatırlamam. melo yaptığı faulden sonra her rakibinden özür diler, hakemle diyalog kurar, hatta bazen ne kadar sert oynarsa oynasın, hep gülümser. ama bizim ülkemiz böyle, bir kere üstüne yapıştığı zaman bir yafta, o çıkmaz oradan.
çirkef melo.
ama bruno alves çirkef değildir, meireles çirkef değildir. emre'yi bile 33-34nden sonra eleştirmeye başlamışlar.
bak o temiz yorumcu güntekin bile meireles'e, bruno alves'e, motta'ya çıkmayan kartları sormuyor, çirkef melo'ya çıkmayan kartları soruyor.
ben size ''ya hacı sizi bir kızla tanıştıracağım, kız çok iyi, çok güzel ama azıcık şişman'' desem. ve kızla 1 hafta sonra tanışacaksınız. ben sizi her gördüğümde, bunu tekrar tekrar söylesem. kız victoria's secret mankeni bile olsa, gördüğünüzde ''cidden hafif şişman'' dersiniz. bu gözleriniz ile tecrübelerinizin çatışmasından kaynaklanır. göz gördüğünü sinirlerle beyne iletir, beyin nöronları tecrübe ile karşılaştırır ve tecrübe gördüğünü inkar eder.
o yüzden melo ne yaparsa yapsın çirkef kalacak. hakem melo'ya küfür bile etse, 'kesin melo bir şey yapmıştır'' denecek. bu iş böyle arkadaşlar. ben tartışmaya bıktım insanlarla. melo'yu anlatmaya bıktım. sahadaki en iyi niyetli, sadece futbol oynamayı düşünen futbolcumuz olduğunu söylemeye bıktım. ama bunu ben değiştiremem.
siz de değitiremezsiniz. çünkü melo artık bir çirkef. televizyonlar öyle diyor, otoriteler öyle diyor. rakip taraftar görse bile öyle sanıyor.
mesela alex bir rakibin dizini parçalamaya çalışsa bile o iyi niyetli bir insan, evliya. hatta bunu bir sezonda 3 kere bile yapsa, fark etmiyor. çünkü o alex.
melo yanan bir binadan 5 kişiyi sırtında taşıyıp çıkarsa bile, onun altında vardır bir çıkarı.
bunu değiştiremeyeceğiniz en güzel örneği muhtarlık seçimi. bir mahallede biri muhtar olduğunda, genellikle sonraki seçimlerde muhtar olma olasılığı %80-90'dır. çünkü biz bildiğimizi okuruz. en azından bizim mahalle de öyleydi. ben bile muhtarı bir kere görmememe rağmen ona veriyordum oyumu. adam 20 yıldır muhtardı. aaa x'mi o iyi ya. ulan görmedim bile, nereden bileyim iyi olduğunu.
bu işte böyle, ''aa melo'mu ? o çirkef ya''.
hey gidi çirkef melo, aldın sırtına bir yük, bu ülkede kaldığın sürece bunu taşıyacaksın. allah yardımcın olsun. *
