8149
yazmayayım diyorum, fatih terim'le ilgili daha fazla konuşmayayım diyorum ama yapamıyorum sözlük.
öncelikle tanımımı gireyim, türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörüdür. bir arkadaş da demiş, çok da doğru demiş, 20li yaşlarındaki birçok insanın galatasaraylı olmasında en büyük etkendir. ben de 20 yaşındayım ve galatasaray denildiğinde tüylerim diken diken oluyorsa, kendi canımdan çok sevdiğim insanlara bile "seni galatasaray'ı sevdiğim kadar çok seviyorum" demeye utanıyorsam, bu terim sayesinde galatasaray'ın başarıdan başarıya koştuğu o efsane dönemin çocukluğuma denk gelmesi ve benim o günlerde galatasaraylı olmam yüzündendir.
terim'in gönderilip milli takıma da imzayı attıktan sonra, tam maçı hatırlamıyorum ama bir şampiyonlar ligi maçı öncesi, üzerime formamı giyip okula gittim. üniversitede çok sevdiğim bir hocam, üzerimde formayı da görünce "terim'in gönderilmesine ne diyorsun?" diye bir sordu. tek bir cümle kurdum buraya da yazayım "gerçek bir galatasaraylının dili bir terim gitsin demeye bir de hagi gitsin demeye varmaz, terimin gönderiliş şekli de yanlıştı, ama ben de terim'in şikecilerle, birkaç ay önce tanımıyorum, saymıyorum dediği federasyonla çalışmasını yediremiyorum be hocam"
o günden beri benim için bu konuda bir şey değişmedi, ben ne en çalkantılı dönemde "terim gitsin" demeyi yedirebildim galatasaraylılığıma, ne terim'in antremandan kovulmasını, ne de terim'in şikecilerle kader ortağı olmasını. ama ben o günden sonra terim'in çıkıp televizyonda galatasarayla dalga geçmesini de, galatasaray'ın başındayken kurduğu neredeyse her cümleyi ya yutmasını, ya da söylememiş gibi yapmasını da yediremedim, yediremeyeceğim de.
bugün tekrar terim tartışmalarını alevlendiren de işte bu galatasaray'da söyleyip sonradan söylememiş gibi yaptığı cümleler. iki saniyeliğine galatasaraylılığımı bir kenara bırakayım, türk futbolunun katili, milli takımın bu durumda olmasının sebebi** olan, birkaç ay öncesine kadar terim'in kaldırılmasının en büyük taraftarı olduğu yabancı kuralı hakkında terim tek kelime etmedi. "yabancı" bile demedi lan, adeta dilsiz oldu.
ben terim'in gücünün peşinde falan değilim, ben terim'in bulunduğu mevkiden dolayı bu kuralı değiştirtmesini falan da istemiyorum, ben senelerdir her şeye rağmen sevdiğim*, delikanlı bildiğim, doğru bildiğim adamın doğru olmasını istiyorum lan. çıkıp dün dediğini bugün de desin, sonra yabancı sınırı 1e düşsün isterse. biz de en azından terim'le bir gün tekrar kesişirse yollar "son gidişinde bir çok kötü olay oldu ama, o hiçbir zaman doğru bir adam olmayı kesmedi" diyelim, her şeyi sineye çekerken en azından içimizde o incinen şeylere bir teselli olsun.
öncelikle tanımımı gireyim, türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörüdür. bir arkadaş da demiş, çok da doğru demiş, 20li yaşlarındaki birçok insanın galatasaraylı olmasında en büyük etkendir. ben de 20 yaşındayım ve galatasaray denildiğinde tüylerim diken diken oluyorsa, kendi canımdan çok sevdiğim insanlara bile "seni galatasaray'ı sevdiğim kadar çok seviyorum" demeye utanıyorsam, bu terim sayesinde galatasaray'ın başarıdan başarıya koştuğu o efsane dönemin çocukluğuma denk gelmesi ve benim o günlerde galatasaraylı olmam yüzündendir.
terim'in gönderilip milli takıma da imzayı attıktan sonra, tam maçı hatırlamıyorum ama bir şampiyonlar ligi maçı öncesi, üzerime formamı giyip okula gittim. üniversitede çok sevdiğim bir hocam, üzerimde formayı da görünce "terim'in gönderilmesine ne diyorsun?" diye bir sordu. tek bir cümle kurdum buraya da yazayım "gerçek bir galatasaraylının dili bir terim gitsin demeye bir de hagi gitsin demeye varmaz, terimin gönderiliş şekli de yanlıştı, ama ben de terim'in şikecilerle, birkaç ay önce tanımıyorum, saymıyorum dediği federasyonla çalışmasını yediremiyorum be hocam"
o günden beri benim için bu konuda bir şey değişmedi, ben ne en çalkantılı dönemde "terim gitsin" demeyi yedirebildim galatasaraylılığıma, ne terim'in antremandan kovulmasını, ne de terim'in şikecilerle kader ortağı olmasını. ama ben o günden sonra terim'in çıkıp televizyonda galatasarayla dalga geçmesini de, galatasaray'ın başındayken kurduğu neredeyse her cümleyi ya yutmasını, ya da söylememiş gibi yapmasını da yediremedim, yediremeyeceğim de.
bugün tekrar terim tartışmalarını alevlendiren de işte bu galatasaray'da söyleyip sonradan söylememiş gibi yaptığı cümleler. iki saniyeliğine galatasaraylılığımı bir kenara bırakayım, türk futbolunun katili, milli takımın bu durumda olmasının sebebi** olan, birkaç ay öncesine kadar terim'in kaldırılmasının en büyük taraftarı olduğu yabancı kuralı hakkında terim tek kelime etmedi. "yabancı" bile demedi lan, adeta dilsiz oldu.
ben terim'in gücünün peşinde falan değilim, ben terim'in bulunduğu mevkiden dolayı bu kuralı değiştirtmesini falan da istemiyorum, ben senelerdir her şeye rağmen sevdiğim*, delikanlı bildiğim, doğru bildiğim adamın doğru olmasını istiyorum lan. çıkıp dün dediğini bugün de desin, sonra yabancı sınırı 1e düşsün isterse. biz de en azından terim'le bir gün tekrar kesişirse yollar "son gidişinde bir çok kötü olay oldu ama, o hiçbir zaman doğru bir adam olmayı kesmedi" diyelim, her şeyi sineye çekerken en azından içimizde o incinen şeylere bir teselli olsun.