475
bitmiştir. bu saatten sonra gelişmez, gelişemez, geliştirilemez.işin siyaset, cemaat konusuna hiç değinmeyeceğim. gerek yok. uzun uzun yazılmış zaten. ben işin sportif kısmıyla ilgilenicem.
hepimiz futbol kalitesindeki yükselmenin, gelişmenin altyapı ile olabileceği konusunda hemfikiriz. bu su götürmez bir gerçek. ancak klüplerimiz çoğu zaman taraftar odaklı oldukları ve cesur olamadıkları için altyapıya gereken özen ve önemi veremiyorlar.
peki bu cesaretsizliğin sebebi nedir? birincisi ve en büyük neden taraftarın ve klübün sabırsız olması. biz istiyoruz ki aldığımız forvet ilk maçtan itibaren her maç tonlarca gol atsın, kanat oyuncuları yardırsın dursun, çalım manyağı yapsın, stoperler kale olsunlar geçirmesinler. ama kazın ayağı öyle değil.
bu bizim istediklerimiz, bizim dediklerimiz ancak malum oyunda oluyor. örneğin bruma. bu adam henüz 19 yaşında ve gerçekten potansiyelli bir oyuncu. ancak saçma sınır kuralımız yüzünden oynatamıyoruz. bu adam isterse gelsin 25 yaşına, o yaşına kadar yedek beklesin. bu halinden bir gram ilerleme kaydedemez. mümkün değil. gelişim bir anda kaydedebilen şeyler değildir. bazı adamlar vardır, 15-16 yaşında parlarlar, rooney, messi gibi. bunlar zaten özel futbolculardır. her jenerasyonda bunlardan 1 yada 2 tane vardır. bazıları vardır, işlenmeyi beklerler.belirli bir yaşta patlama yaparlar. arshavin, selçuk, burak gibi. her oyuncunun kalibresi yetenekleri farklı olduğu gibi, gelişim süreçleri de farklıdır.
nereye geleceğim?
türk futbolu'nun gelişebilmesi için, öncelikli olarak klüplerin rahat olması lazım. hem finansal açıdan, hem taraftar bazında. bakıldığı zaman türkiye'de genç yetenek çıkaran takımlar bellidir. bursaspor, eskişehirspor, gençlerbirliği, ankaragücü* vs. dikkat edilirse bu takımlar ligimizdeki borcu olmayan, başarı açısından üzerlerinde taraftar baskısı yoğun olmayan takımlar. yani istedikleri anda genç yaşlı farketmeksizin bir adamı tak diye oynatabilen takımlar.
evet dediklerim, doğru ve içinizden geçirdiğiniz gibi evet büyük takımlarda bunları gerçekleştirmek mümkün değil. zaten bunu demeye çalışıyoruz. ancak ben sağ bekte, sol bekte, sol açıkta, sağ açıkta ve forvette o kadar berbat oynayan adamlar seyrettim ki takımımda eminim bir iki maçlığına çıkarılan can özgür, enes yılmaz, berk yıldız, hüseyin taş, berk ismail ünsal aynı performansı gösterebilirlerdi. denemeden, oynatmadan hiçbir şey hakkında kesin yargıya varılamaz. ve bir futbolcunun antrenman performansı ile maç performansı her zaman farklıdır.
küçük bir örnek. vakti zamanında bülent korkmaz bordeaux maçında ve çok önemli olan o maçta stoper mevkiinde harry kewell yerine semih kaya'yı oynatmış olsaydı, semih şu an olduğu mevkiden çok daha iyi bir yerde olabilirdi. şu anda yaptığı hata sayısını çok daha aza indirgemiş olabilirdi.
komşunun tavuğu kaz görünür sözündeki gibi dışarıdaki her zaman elindekinden iyi değildir. yıllardır a2 takımında çürüyen as takımla sadece 1 maç oynamış ve 23 yaşına gelmiş olan anıl dilaver düzenli şans bulur ve maç formu yakalarsa cenk tosun kadar form gösterebilir. başka bir açıdan sadece 1 maç görme şansına eriştiğimiz orada burada kiralık oynayan mertan caner öztürk belki kiralanmak yerine denenseydi, umut bulut ve burak yılmaz'dan kadar kanatta oynayabilirdi. belki sercan sararer, gökhan töre ve kerim frei'ın kapısında beklemez ve bu heriflerin de bir taraflarını kaldırmazdık. ancak biz bu adamlardan hem taraftar hem klüp, hem teknik heyet olarak bir maçta dünya starı olmalarını beklediğimiz için sıkıntı yaşadık.
son olarak. gerçekleşeceğine zerre kadar inanmasam da türk futbolunun gelişmesini isteyen bir birey olarak galatasaray futbol takımından ricam şudur: ben seneye takımımın forvet alternatiflerinde ne cenk tosun'u ne muhammet demir'i, ne sercan yıldırım'ı ne de mevlüt erdinç'i görmek istiyorum. ben kalırlarsa eğer burak yılmaz, umut bulut ve didier drogba'nın alternatifi olarak geldiği gibi kiraya gönderdiğiniz oğulcan çağlayan ve berk ismail ünsal'ı görmek istiyorum. en azından herhangi bir kaçırdığı pozisyondan sonra ağzıma geleni saymak yerine "bu daha genç, ileride atar" derim. ve umutla onların yüzümü kara çıkarmamalarını beklerim. sıkıldım fiyatları şişirilen, almanya çöplüğü, türkçe bile zar zor konuşan, yıllardır "gurbetçi topçu iyidir" mentalitesinin ekmeğini yiyen adamlardan.
araştırmalardan sonra gelen edit: oğulcan çağlayan fatih terim gönderildikten sonra kalmak istememiş, gaziantepsporla devre arasına kadar antrenmanlara çıkıp, devre arasında profesyonel sözleşme imzalayacakmış, mertan caner öztürk çoktan bonservisi ile altınordu'ya verilmiş.
hepimiz futbol kalitesindeki yükselmenin, gelişmenin altyapı ile olabileceği konusunda hemfikiriz. bu su götürmez bir gerçek. ancak klüplerimiz çoğu zaman taraftar odaklı oldukları ve cesur olamadıkları için altyapıya gereken özen ve önemi veremiyorlar.
peki bu cesaretsizliğin sebebi nedir? birincisi ve en büyük neden taraftarın ve klübün sabırsız olması. biz istiyoruz ki aldığımız forvet ilk maçtan itibaren her maç tonlarca gol atsın, kanat oyuncuları yardırsın dursun, çalım manyağı yapsın, stoperler kale olsunlar geçirmesinler. ama kazın ayağı öyle değil.
bu bizim istediklerimiz, bizim dediklerimiz ancak malum oyunda oluyor. örneğin bruma. bu adam henüz 19 yaşında ve gerçekten potansiyelli bir oyuncu. ancak saçma sınır kuralımız yüzünden oynatamıyoruz. bu adam isterse gelsin 25 yaşına, o yaşına kadar yedek beklesin. bu halinden bir gram ilerleme kaydedemez. mümkün değil. gelişim bir anda kaydedebilen şeyler değildir. bazı adamlar vardır, 15-16 yaşında parlarlar, rooney, messi gibi. bunlar zaten özel futbolculardır. her jenerasyonda bunlardan 1 yada 2 tane vardır. bazıları vardır, işlenmeyi beklerler.belirli bir yaşta patlama yaparlar. arshavin, selçuk, burak gibi. her oyuncunun kalibresi yetenekleri farklı olduğu gibi, gelişim süreçleri de farklıdır.
nereye geleceğim?
türk futbolu'nun gelişebilmesi için, öncelikli olarak klüplerin rahat olması lazım. hem finansal açıdan, hem taraftar bazında. bakıldığı zaman türkiye'de genç yetenek çıkaran takımlar bellidir. bursaspor, eskişehirspor, gençlerbirliği, ankaragücü* vs. dikkat edilirse bu takımlar ligimizdeki borcu olmayan, başarı açısından üzerlerinde taraftar baskısı yoğun olmayan takımlar. yani istedikleri anda genç yaşlı farketmeksizin bir adamı tak diye oynatabilen takımlar.
evet dediklerim, doğru ve içinizden geçirdiğiniz gibi evet büyük takımlarda bunları gerçekleştirmek mümkün değil. zaten bunu demeye çalışıyoruz. ancak ben sağ bekte, sol bekte, sol açıkta, sağ açıkta ve forvette o kadar berbat oynayan adamlar seyrettim ki takımımda eminim bir iki maçlığına çıkarılan can özgür, enes yılmaz, berk yıldız, hüseyin taş, berk ismail ünsal aynı performansı gösterebilirlerdi. denemeden, oynatmadan hiçbir şey hakkında kesin yargıya varılamaz. ve bir futbolcunun antrenman performansı ile maç performansı her zaman farklıdır.
küçük bir örnek. vakti zamanında bülent korkmaz bordeaux maçında ve çok önemli olan o maçta stoper mevkiinde harry kewell yerine semih kaya'yı oynatmış olsaydı, semih şu an olduğu mevkiden çok daha iyi bir yerde olabilirdi. şu anda yaptığı hata sayısını çok daha aza indirgemiş olabilirdi.
komşunun tavuğu kaz görünür sözündeki gibi dışarıdaki her zaman elindekinden iyi değildir. yıllardır a2 takımında çürüyen as takımla sadece 1 maç oynamış ve 23 yaşına gelmiş olan anıl dilaver düzenli şans bulur ve maç formu yakalarsa cenk tosun kadar form gösterebilir. başka bir açıdan sadece 1 maç görme şansına eriştiğimiz orada burada kiralık oynayan mertan caner öztürk belki kiralanmak yerine denenseydi, umut bulut ve burak yılmaz'dan kadar kanatta oynayabilirdi. belki sercan sararer, gökhan töre ve kerim frei'ın kapısında beklemez ve bu heriflerin de bir taraflarını kaldırmazdık. ancak biz bu adamlardan hem taraftar hem klüp, hem teknik heyet olarak bir maçta dünya starı olmalarını beklediğimiz için sıkıntı yaşadık.
son olarak. gerçekleşeceğine zerre kadar inanmasam da türk futbolunun gelişmesini isteyen bir birey olarak galatasaray futbol takımından ricam şudur: ben seneye takımımın forvet alternatiflerinde ne cenk tosun'u ne muhammet demir'i, ne sercan yıldırım'ı ne de mevlüt erdinç'i görmek istiyorum. ben kalırlarsa eğer burak yılmaz, umut bulut ve didier drogba'nın alternatifi olarak geldiği gibi kiraya gönderdiğiniz oğulcan çağlayan ve berk ismail ünsal'ı görmek istiyorum. en azından herhangi bir kaçırdığı pozisyondan sonra ağzıma geleni saymak yerine "bu daha genç, ileride atar" derim. ve umutla onların yüzümü kara çıkarmamalarını beklerim. sıkıldım fiyatları şişirilen, almanya çöplüğü, türkçe bile zar zor konuşan, yıllardır "gurbetçi topçu iyidir" mentalitesinin ekmeğini yiyen adamlardan.
araştırmalardan sonra gelen edit: oğulcan çağlayan fatih terim gönderildikten sonra kalmak istememiş, gaziantepsporla devre arasına kadar antrenmanlara çıkıp, devre arasında profesyonel sözleşme imzalayacakmış, mertan caner öztürk çoktan bonservisi ile altınordu'ya verilmiş.