8079
siz sanıyor musunuz ki fatih terim türkiye futbol federasyonu ile ilk kez ağustos * ayında görüştü?
işin perde arkasında abdurrahim albayrak var.
onlar ocak dışı kaldığında ünal aysal'ın başarısız olması için fatih terim'i galatasaray'dan koparma planını devreye soktular. (u: ünal aysal'ın başarısız olması, yani canımız, ciğerimiz galatasaray'ın başarısız olması )
şimdi maçları tam hatırlamıyorum ama mayıs sonu haziran başı * abdullah avcı yönetimindeki milli takım hazırlık maçlarında sıçınca abdurrahim albayrak koştura koştura başbakanına gidip milli takım için fatih terim'in ismini zikretti.
görüşmeler o zaman başladı.
başbakan bizzat fatih terimle görüşüp milli takımın başına geçmesini istedi.
kabul etmeme gibi bir seçeneği var mı? yok.
yıldırım demirören vasıfsızı ise bu tiyatroda sadece figüran. kahvaltı falan formalite.
gelelim ünal aysal'ın izin verip vermeme durumuna;
dönen bütün dolaplardan haberi var.
fatih terim ile arası hiç bir zaman iyi olmadı ama başarı olduğu sürece bu çok da büyük bir problem olarak karşımıza gelmedi.
fatih terim'in milli takıma gitmeme gibi bir seçeneği yoktu.
emir büyük, yerden mecbur kabul edecek.
eee ünal aysal'ında reddetme gibi seçeneği yok. "türkiye futbol federasyonu milli takım için istediği hoca ile anlaşabilir."
yani ünal aysal "hop ne oluyor amk, nereye götürüyorsunuz" dese bile kimse iplemeyecek onu.
sonuçta ne olacak. kaos.
zararı kime? galatasaray'a.
orta yolu bulmak adınafatih terim'in iki takımı da çalıştırmasına müsade etti ünal aysal.
ama kaçınılmaz sonun geleceğini çok iyi biliyordu, bu yüzden milli takım mevzusu ortaya çıktığından itibaren yeni hoca arayışlarına başlamıştı. *
fatih terim milli takım kampındayken iki yıllık sözleşme önerdik dedi. (u: ki o sözleşme hiç bir zaman fatih terim'e ulaşmadı, çünkü imza atlamayacağı biliniyordu)
imza gelmeyeceğini anlayınca ünal aysal yine geri adım attı.
terim'e "ya imzala ya da defol git" diyemezdi çünkü iki sene şampiyon olmuş takımın hocasına üçüncü senenin başında böyle bir şey demek imkansız bir şey.
aysal çaresiz bekleme kararı aldı. baktı ki takım kötü gidiyor, en az tepki çekeceğini düşündüğü zamanda fatih terim ile yolları ayırdı.
telefona çıkmamalar, mesajlara cevap vermemeler falan boş işler.
eminim geçen iki senede fatih terim'in bir çok kez telefona çıkmadığı olmuştur.
takımın kötü gidişi aysal için bir fırsat oldu bu kez.
aslında her şeyin başlangıcı ünal aysal ile fatih terim arasındaki gerçekleşen ilk görüşmeye * kadar dayanıyor.
aysal başkan olarak göreve geldiğinde ilk iş olarak fatih terim ile anlaşıyor.
anlaşma üç yıllık olarak yapılıyor.
aynı günün akşamı terim'e haber gönderiliyor, anlaşma 1+1+1 şeklinde yapılıyor.
yani başarı varsa her sene +1 sözleşme.
terim kabul ediyor, çünkü galatasaray'ın başarısı için çalışmaya hazır.
her sene başarı var. ufak tefek sorunlar halı altına süpürülüyor.
ortalık güllük gülistanlık.
taa ki ünal aysal'ın kongre kararı aldığı mayıs * ayına kadar.
yazı başa sarıyor şimdi. baştan okursanız taşlar yerine oturur.
fatih terim'in eylül * ayındaki iki yıllık sözleşmeyi kabul etme sebebi ise ünal aysal'ın 2011 mayıs'ında fatih terim'e yaptığı yanlıştır. "ne oldu da bir den iki yıllık sözleşme ile geliyorsunuz bana" diyor.
ünal aysal inanılmaz kurnaz adam.
fatih terim'in o sözleşmeyi imzalamayacağını adı gibi biliyor.
ve sözleşme önerdim diyor. *
nihayetinde fatih terim kabul etmiyor.
ünal aysal'ın eli güçleniyor.
taraftara göre fatih terim sözleşme imzalayarak galatasaray'a ihanet ediyor.
aysal daha da güçlü artık.
sırtındaki son * yükten de kurtulabilir.
real madrid hezimeti, kötü futbol, telefon krizi derken...
(bkz: mission accomplished)
ve son yükü de sırtından attı.
sonuç? ortada.
yazmaktan yoruldum şimdi.
daha sonra işin mehmet ağar boyutunu, adnan öztürk'ün ünal aysal'ı devirmek için yaptığı girişimleri yazacağım.
bana göre bu süreçte masum olan tek taraf gerçek galatasaraylılar. en çok zararı da onlar gördü, görüyor, görecekler.
ve son bir şey; bir kongre olsa ünal aysal (u: fikrinde bir değişiklik oldu mu bilmiyorum ama kimseyle kongre yarışına girmeyecek, rakip çıkarsa aday olmaz ) ve x kişi aday olsa x kişinin en büyük kozu fatih terim olacak. sevgili hocamız oynanan oyunların içinde olmayı seviyor ne yazık ki.
işin perde arkasında abdurrahim albayrak var.
onlar ocak dışı kaldığında ünal aysal'ın başarısız olması için fatih terim'i galatasaray'dan koparma planını devreye soktular. (u: ünal aysal'ın başarısız olması, yani canımız, ciğerimiz galatasaray'ın başarısız olması )
şimdi maçları tam hatırlamıyorum ama mayıs sonu haziran başı * abdullah avcı yönetimindeki milli takım hazırlık maçlarında sıçınca abdurrahim albayrak koştura koştura başbakanına gidip milli takım için fatih terim'in ismini zikretti.
görüşmeler o zaman başladı.
başbakan bizzat fatih terimle görüşüp milli takımın başına geçmesini istedi.
kabul etmeme gibi bir seçeneği var mı? yok.
yıldırım demirören vasıfsızı ise bu tiyatroda sadece figüran. kahvaltı falan formalite.
gelelim ünal aysal'ın izin verip vermeme durumuna;
dönen bütün dolaplardan haberi var.
fatih terim ile arası hiç bir zaman iyi olmadı ama başarı olduğu sürece bu çok da büyük bir problem olarak karşımıza gelmedi.
fatih terim'in milli takıma gitmeme gibi bir seçeneği yoktu.
emir büyük, yerden mecbur kabul edecek.
eee ünal aysal'ında reddetme gibi seçeneği yok. "türkiye futbol federasyonu milli takım için istediği hoca ile anlaşabilir."
yani ünal aysal "hop ne oluyor amk, nereye götürüyorsunuz" dese bile kimse iplemeyecek onu.
sonuçta ne olacak. kaos.
zararı kime? galatasaray'a.
orta yolu bulmak adınafatih terim'in iki takımı da çalıştırmasına müsade etti ünal aysal.
ama kaçınılmaz sonun geleceğini çok iyi biliyordu, bu yüzden milli takım mevzusu ortaya çıktığından itibaren yeni hoca arayışlarına başlamıştı. *
fatih terim milli takım kampındayken iki yıllık sözleşme önerdik dedi. (u: ki o sözleşme hiç bir zaman fatih terim'e ulaşmadı, çünkü imza atlamayacağı biliniyordu)
imza gelmeyeceğini anlayınca ünal aysal yine geri adım attı.
terim'e "ya imzala ya da defol git" diyemezdi çünkü iki sene şampiyon olmuş takımın hocasına üçüncü senenin başında böyle bir şey demek imkansız bir şey.
aysal çaresiz bekleme kararı aldı. baktı ki takım kötü gidiyor, en az tepki çekeceğini düşündüğü zamanda fatih terim ile yolları ayırdı.
telefona çıkmamalar, mesajlara cevap vermemeler falan boş işler.
eminim geçen iki senede fatih terim'in bir çok kez telefona çıkmadığı olmuştur.
takımın kötü gidişi aysal için bir fırsat oldu bu kez.
aslında her şeyin başlangıcı ünal aysal ile fatih terim arasındaki gerçekleşen ilk görüşmeye * kadar dayanıyor.
aysal başkan olarak göreve geldiğinde ilk iş olarak fatih terim ile anlaşıyor.
anlaşma üç yıllık olarak yapılıyor.
aynı günün akşamı terim'e haber gönderiliyor, anlaşma 1+1+1 şeklinde yapılıyor.
yani başarı varsa her sene +1 sözleşme.
terim kabul ediyor, çünkü galatasaray'ın başarısı için çalışmaya hazır.
her sene başarı var. ufak tefek sorunlar halı altına süpürülüyor.
ortalık güllük gülistanlık.
taa ki ünal aysal'ın kongre kararı aldığı mayıs * ayına kadar.
yazı başa sarıyor şimdi. baştan okursanız taşlar yerine oturur.
fatih terim'in eylül * ayındaki iki yıllık sözleşmeyi kabul etme sebebi ise ünal aysal'ın 2011 mayıs'ında fatih terim'e yaptığı yanlıştır. "ne oldu da bir den iki yıllık sözleşme ile geliyorsunuz bana" diyor.
ünal aysal inanılmaz kurnaz adam.
fatih terim'in o sözleşmeyi imzalamayacağını adı gibi biliyor.
ve sözleşme önerdim diyor. *
nihayetinde fatih terim kabul etmiyor.
ünal aysal'ın eli güçleniyor.
taraftara göre fatih terim sözleşme imzalayarak galatasaray'a ihanet ediyor.
aysal daha da güçlü artık.
sırtındaki son * yükten de kurtulabilir.
real madrid hezimeti, kötü futbol, telefon krizi derken...
(bkz: mission accomplished)
ve son yükü de sırtından attı.
sonuç? ortada.
yazmaktan yoruldum şimdi.
daha sonra işin mehmet ağar boyutunu, adnan öztürk'ün ünal aysal'ı devirmek için yaptığı girişimleri yazacağım.
bana göre bu süreçte masum olan tek taraf gerçek galatasaraylılar. en çok zararı da onlar gördü, görüyor, görecekler.
ve son bir şey; bir kongre olsa ünal aysal (u: fikrinde bir değişiklik oldu mu bilmiyorum ama kimseyle kongre yarışına girmeyecek, rakip çıkarsa aday olmaz ) ve x kişi aday olsa x kişinin en büyük kozu fatih terim olacak. sevgili hocamız oynanan oyunların içinde olmayı seviyor ne yazık ki.