• 137
    babam tüpraş'ta çalıştığı için lojmanlarda kalırdık. mahallede bir kız var ki anlatamam, hani volkan konak şarkıya başlamadan şiir okur ya işte aynen öyle... mahallenin tüm erkekleri peşinden koşar, türlü şaklabanlıklar yapardı bir ben şaklabanlık yapamazdım belki de evin tek erkek çocuğu olduğum için ağır görünme durumlarındaydım. neyse sözlük bir gün okul çıkışı bu kızın arkasından yürüyorum, lojmanlara yaklaşıyoruz ve kızın arkadaşına "bu pazar okul futbol takımı seçmeleri var, gidelim mi?" deyişini işitiyorum.
    hakan diyorum, bu kızı istiyorsan o seçmelere katılacaksın diyorum ve seçmeleri geçeceksin...
    neyse seçme günü çattı hoca bana nerde oynuyorsun? diye sorduğunda salakça bir ifadeyle kale dedim.
    kaleye geçtim, salakça goller yedim, sevdiğim kız bile bana güldü ama başka kaleci olmadığı için hoca beni seçmek zorunda kaldı. okul takımıyla o sene finale kadar çıktık ve gazi yibo denilen okulla kupa için karşılaştık. bizim suratımızda tüy yok, adamlar arogan gibi hey maşallah. sevdiğim kız ilk defa benlen konuşmaya gelmişti o maçtan önce:
    - istersen bu maçta oynama çok sert şut çeker onlar.
    - erkek adam, toptan korkmaz.
    maç başladı, hayatımın en iyi kaleciliğini çıkardım o zaman 14 yaşındaydım şimdi 24... o maç bana sadece iyi bir kalecilik hatırası kazandırmadı ayrıca sevdiğim kızı kazandırdı. beni takip edenler bilir yazılarımda bahsettiğim hani fenerbahçeli sevgilim varya, hani aynı üniversitede okuduğum ve geçen bir fenerli abinin yanında ikisini birlikte sustruduğum işte o kızı kazandırdı tam 10 senedir bana...
App Store'dan indirin Google Play'den alın