8752
son zamanlarda bir şeylerin yanlış gittiği takım.
normalde çok yazmıyorum sözlüğe ama takımımızın bu halini görünce içimde biriken şeyleri dökmek istedim.çünkü bu takım kötüyse hepimizin hayatını,neşesini etkiliyor doğal olarak.
öncelikle galatasaray'ın 2011-2012 sezonundan beri (geçen seneki bazı şampiyonlar ligi maçları hariç) istediğimiz futbolu oynadığını düşünmüyorum.geçen seneki futbola ''doğru oynadık'' diyebilirsiniz ama kesinlikle iyi değil.görmeye alıştığımız baskıcı, defansı hücumdaki agresifliğiyle yapan, maçın son anına kadar bırakmayan takım görüntüsünü yavaş yavaş kaybettik. nasıl başarılarda herkesin payı varsa,herkes fotoğrafta yer almak istiyorsa başarısızlıklarda da bazı isimleri kayırmak saçma olur.
yönetim: ünal aysal bize vaat ettiği başkan görüntüsünden uzak. ntv'ye çıkıp '' ben futboldan anlamam'' dediğinde hepimizi mest etmişti. her şeye karışan klasik türk kulübü yöneticisi profilinden uzak, biraz daha arka planda kalıp iş bitirici olacak başkan imajı çizmişti. şimdi gelinen noktada sneijder ya da drogba transferlerinden en az birine karıştığını biliyoruz. 2 haftada bir gazetelerde demeçlerini görüyoruz. başta bülent tulun-fatih terim krizini çözemedi. bir başkandan beklenen asıl şey yıldız transferler yapması değil, camiayı bir arada tutmasıdır. nadiren çıkıp masaya yumruğunu vurduğunda herkese sözünü dinletmesi, sorunu olanları karşısına alıp problemlerini bire bir çözmesi gerekir. ünal aysal ise sorunlarda çoğu zaman taraf olmayı tercih etti ki , bu da bizi önce yönetimden, daha sonra da kulübeden ayrılıklara götürdü. acı olan kısım ise bu şekilde davranmayı ısrarla sürdürdüğü sürece kurumsallaşmayı da gerçekleştirmesinin yolu yok.
fatih terim: 2011-2012 sezonundaki teknik direktör performansı, kadro mühendisliği harikaydı. sezon bittiğinde hepimiz ufak tefek eksiklerimizi gidererek bütün kulvarlarda başarılı olacağımızı düşünüyorduk ama özellikle bu senenin başında çuvalladı. hiç kimse bana aydın ve aykut'a verilen paraları açıklayamaz. muslera sakatlandığında özel hayatıyla daha çok gündeme gelen ufuk'a mı,dün yediği bazı golleri tecrübesizliğiyle bile açıklayamadığımız eray'a mı, yoksa 3 senedir adamakıllı oynamayan aykut'a mı güveneceğiz? muslera'nın sakatlığı daha uzun da olabilirdi; o zaman ne yapacaktık? kaleci konusunu geçtim, elinizde amrabat ve bruma varsa ''ben kanatlı sistem oynayacağım'' diyorsunuzdur, ikisine de 20 milyon € dan fazla verip kanatsız sistemde ısrarcı olacaksanız sizin tercihiniz tabii, peki yabancı sınırını kadroyu planlarken nasıl hesaba katmazsınız? onu hallettiniz diyelim, bu adamların sakatlanması durumunda yedeğiniz aydın yılmaz mı ? gökhan töre ya da kerim frei ikilisinden birini neden alamadık? neden hala adamakıllı bir sol bekimiz yok? bazı futbolcularımız yabancı sınırlamasından dolayı sadece şampiyonlar ligi maçlarında oynayıp doğal olarak kötü performans sergiliyorsa suç sadece yıldırım demirören'in mi?
bir de hocam 2011-2012 sezonu bitince konuşacaktınız, 2 sene oldu hala bekliyorum. galatasaray'dan ayrılınca takır takır konuşan fatih terim neden hala o seneki sözünü yerine getirmiyor?
takım: burada drogba'ya, selçuk'a, umut'a, muslera'ya bir şey söyleyemem. ellerinden geleni yapıyorlar. hatta yeri geldiğinde çok eleştirdiğimiz gökhan zan bile görev verildiğinde elinden geleni yapıyor. asıl eleştirilmesi gerekenler emre,engin,eboue,amrabat,hakan balta,dany,ufuk,aydın gibiler.
emre: çevrende sana örnek olabilecek o kadar futbolcu varken sen hala yerinde saymayı ve kaybolup giden yüzlerce türk futbolcusunu kendine idol edinmeye devam ediyorsun. böyle devam ettiğin sürece aydın'a gösterilen hoşgörü sana gösterilmez umarım.
engin: engin ve göbeği demek daha doğru olur. cüneyt çakır'a yaptığı hareketle zaten kendini batırdı, düzeltmeye de hiç uğraşmıyor. ilk geldiği seneki engin'le şimdiki engin arasında dağlar kadar fark var.
eboue: ilk sene kanatsız oynadığımız sistemde sağ kanadı o kadar güzel kapatıyordu ki.. şu anki halini görüp biraz öz eleştiri yapsa eminim kendisi de utanır. sorununun fiziksel değil mental olduğunu düşünüyorum. teknik direktör'e onu toparlamada büyük iş düşüyor.
amrabat: verilen parayı geçtim, şu anki haliyle yabancı sınırını kendisiyle doldurmaya değmez. düzelmeyecekse ''zararın neresinden dönülürse kardır'' diyerek satılmalı.
ufuk: bir kaleciyi düşünürken yaptığı kurtarışlar,kurtardığı maçlar, hiç olmadı yediği hatalı goller aklıma gelmeli ama ufuk'ta sevgilileri ve gece hayatı geliyor. bende bir acayiplik yoktur sanıyorum.
hakan balta: yabancı sınırlaması varken göstereceği iyi bir performansla bulunmaz nimet olurdu bizim için. ama o her zamanki gibi tribünde oturmayı tercih ediyor. iyice zaman kaybı olmaya başladı.
mancini: geldiğinden beri takıma yaptığı etki sıfır. kafasının çok karışık olduğu, elindeki malzemeyi nasıl kullanacağını daha bilmediği çıkardığı kadrolardan belli. devre arası transfer dönemi takımdaki geleceği açısından belirleyici olacak. gerektiğinde acımasız olmasını bilir, akıllı hareket ederse uzun vadede kazançlı isim kendisi olur. umarım çevresindeki insanların ''aman hocam'' larına uymaktansa yetkilerini sonuna kadar kullanır.
normalde çok yazmıyorum sözlüğe ama takımımızın bu halini görünce içimde biriken şeyleri dökmek istedim.çünkü bu takım kötüyse hepimizin hayatını,neşesini etkiliyor doğal olarak.
öncelikle galatasaray'ın 2011-2012 sezonundan beri (geçen seneki bazı şampiyonlar ligi maçları hariç) istediğimiz futbolu oynadığını düşünmüyorum.geçen seneki futbola ''doğru oynadık'' diyebilirsiniz ama kesinlikle iyi değil.görmeye alıştığımız baskıcı, defansı hücumdaki agresifliğiyle yapan, maçın son anına kadar bırakmayan takım görüntüsünü yavaş yavaş kaybettik. nasıl başarılarda herkesin payı varsa,herkes fotoğrafta yer almak istiyorsa başarısızlıklarda da bazı isimleri kayırmak saçma olur.
yönetim: ünal aysal bize vaat ettiği başkan görüntüsünden uzak. ntv'ye çıkıp '' ben futboldan anlamam'' dediğinde hepimizi mest etmişti. her şeye karışan klasik türk kulübü yöneticisi profilinden uzak, biraz daha arka planda kalıp iş bitirici olacak başkan imajı çizmişti. şimdi gelinen noktada sneijder ya da drogba transferlerinden en az birine karıştığını biliyoruz. 2 haftada bir gazetelerde demeçlerini görüyoruz. başta bülent tulun-fatih terim krizini çözemedi. bir başkandan beklenen asıl şey yıldız transferler yapması değil, camiayı bir arada tutmasıdır. nadiren çıkıp masaya yumruğunu vurduğunda herkese sözünü dinletmesi, sorunu olanları karşısına alıp problemlerini bire bir çözmesi gerekir. ünal aysal ise sorunlarda çoğu zaman taraf olmayı tercih etti ki , bu da bizi önce yönetimden, daha sonra da kulübeden ayrılıklara götürdü. acı olan kısım ise bu şekilde davranmayı ısrarla sürdürdüğü sürece kurumsallaşmayı da gerçekleştirmesinin yolu yok.
fatih terim: 2011-2012 sezonundaki teknik direktör performansı, kadro mühendisliği harikaydı. sezon bittiğinde hepimiz ufak tefek eksiklerimizi gidererek bütün kulvarlarda başarılı olacağımızı düşünüyorduk ama özellikle bu senenin başında çuvalladı. hiç kimse bana aydın ve aykut'a verilen paraları açıklayamaz. muslera sakatlandığında özel hayatıyla daha çok gündeme gelen ufuk'a mı,dün yediği bazı golleri tecrübesizliğiyle bile açıklayamadığımız eray'a mı, yoksa 3 senedir adamakıllı oynamayan aykut'a mı güveneceğiz? muslera'nın sakatlığı daha uzun da olabilirdi; o zaman ne yapacaktık? kaleci konusunu geçtim, elinizde amrabat ve bruma varsa ''ben kanatlı sistem oynayacağım'' diyorsunuzdur, ikisine de 20 milyon € dan fazla verip kanatsız sistemde ısrarcı olacaksanız sizin tercihiniz tabii, peki yabancı sınırını kadroyu planlarken nasıl hesaba katmazsınız? onu hallettiniz diyelim, bu adamların sakatlanması durumunda yedeğiniz aydın yılmaz mı ? gökhan töre ya da kerim frei ikilisinden birini neden alamadık? neden hala adamakıllı bir sol bekimiz yok? bazı futbolcularımız yabancı sınırlamasından dolayı sadece şampiyonlar ligi maçlarında oynayıp doğal olarak kötü performans sergiliyorsa suç sadece yıldırım demirören'in mi?
bir de hocam 2011-2012 sezonu bitince konuşacaktınız, 2 sene oldu hala bekliyorum. galatasaray'dan ayrılınca takır takır konuşan fatih terim neden hala o seneki sözünü yerine getirmiyor?
takım: burada drogba'ya, selçuk'a, umut'a, muslera'ya bir şey söyleyemem. ellerinden geleni yapıyorlar. hatta yeri geldiğinde çok eleştirdiğimiz gökhan zan bile görev verildiğinde elinden geleni yapıyor. asıl eleştirilmesi gerekenler emre,engin,eboue,amrabat,hakan balta,dany,ufuk,aydın gibiler.
emre: çevrende sana örnek olabilecek o kadar futbolcu varken sen hala yerinde saymayı ve kaybolup giden yüzlerce türk futbolcusunu kendine idol edinmeye devam ediyorsun. böyle devam ettiğin sürece aydın'a gösterilen hoşgörü sana gösterilmez umarım.
engin: engin ve göbeği demek daha doğru olur. cüneyt çakır'a yaptığı hareketle zaten kendini batırdı, düzeltmeye de hiç uğraşmıyor. ilk geldiği seneki engin'le şimdiki engin arasında dağlar kadar fark var.
eboue: ilk sene kanatsız oynadığımız sistemde sağ kanadı o kadar güzel kapatıyordu ki.. şu anki halini görüp biraz öz eleştiri yapsa eminim kendisi de utanır. sorununun fiziksel değil mental olduğunu düşünüyorum. teknik direktör'e onu toparlamada büyük iş düşüyor.
amrabat: verilen parayı geçtim, şu anki haliyle yabancı sınırını kendisiyle doldurmaya değmez. düzelmeyecekse ''zararın neresinden dönülürse kardır'' diyerek satılmalı.
ufuk: bir kaleciyi düşünürken yaptığı kurtarışlar,kurtardığı maçlar, hiç olmadı yediği hatalı goller aklıma gelmeli ama ufuk'ta sevgilileri ve gece hayatı geliyor. bende bir acayiplik yoktur sanıyorum.
hakan balta: yabancı sınırlaması varken göstereceği iyi bir performansla bulunmaz nimet olurdu bizim için. ama o her zamanki gibi tribünde oturmayı tercih ediyor. iyice zaman kaybı olmaya başladı.
mancini: geldiğinden beri takıma yaptığı etki sıfır. kafasının çok karışık olduğu, elindeki malzemeyi nasıl kullanacağını daha bilmediği çıkardığı kadrolardan belli. devre arası transfer dönemi takımdaki geleceği açısından belirleyici olacak. gerektiğinde acımasız olmasını bilir, akıllı hareket ederse uzun vadede kazançlı isim kendisi olur. umarım çevresindeki insanların ''aman hocam'' larına uymaktansa yetkilerini sonuna kadar kullanır.