8748
muhtaç olduğu kadro planlaması en sonunda elinde patlamış takımdır. 2 senedir bir şekilde gidiyordu ama real madrid maçları "takke düştü kel göründü" atasözüne bu kadar uyar. 6+0+4 ve takımın yaş ortalamasının çok yüksek olması bas bas bağırıyordu ama ne yönetim ne de eski teknik kadro bunun için hiçbir önlem almadı. belki eski teknik kadro her şeyi görüyor ve ona göre transferler istiyordu** ama yönetim fatih terim'in elini zayıflatmak ve istifa etmesini sağlamak için bilerek bu transferleri yapmamış da olabilir. hoş, alper potuk'un fenerbahçe'ye transferinde abdurrahim albayrak ve ali dürüst hala yönetimdeydi, dolayısıyla bu tez de çürüyor.
işin ilginç yanı, eğer bir takım sene başı transfer planlamasında alper potuk gbi bir adam istiyorsa, belli ki orta sahada bir tempo sorunu görmüş ve buna çözüm getirmek istemiştir. dolayısıyla bu tür bir adama, şu yüzden ihtiyacı olduğunu belirterek 'eğer o olmazsa şu olsun' demiş olmalıdır. zira istediğiniz her oyuncuyu alamazsınız dolayısıyla benzer kalitede başka bir iki alternatifiniz olur elinizde. fakat transfer sezonunun henüz başında alper'i fenerbahçe'ye kaptırmamıza rağmen geri kalan 3 aylık zamanda bu tarzda bir orta saha transferi de olmadı. muhtemelen "yürü ya kulum, biz gittiği yere kadar gideriz, aslolan galatasaray, gerisi teferruat" gibi hiçbir rasyonelliği olmayan bir felsefe belirlenmiş. bir düzen veya bir plan görülmüyor. yabancı sınırı olmasına rağmen bu sene transfer edilen 2 oyuncudan 2'si de yabancı. yaş ortalamasının yüksekliğine rağmen alınan genç oyuncu sadece bruma. o da yabancı olduğu ve takımın iskeleti diğer yabancılardan oluştuğu için rotasyona giremiyor. böyle bir acaiplikler, ileri derecede saçmalamalarla dolu bir transfer sezonu ve çok değil 3 ay içinde tamamen iflas etmiş bir takım. yani saymaya devam etsem 5 sayfa sürer ama gerek yok.
canımızı en çok acıtan da şudur. bir takım yenilebilir, fark da yiyebilir. ama insanda haysiyet denen bir duygu vardır. bu duygu insanın en zor anında tutunacağı en önemli daldır ve seni o büyük zorluktan çıkarır. şu takımda bu duygu anladığım kadarıyla umut bulut, selçuk inan ve fernando muslera'dan başka kimsede yok. e bu da koskoca takımda 3 kişide olunca buraya kadar olabiliyor. yazıklar olsun.
işin ilginç yanı, eğer bir takım sene başı transfer planlamasında alper potuk gbi bir adam istiyorsa, belli ki orta sahada bir tempo sorunu görmüş ve buna çözüm getirmek istemiştir. dolayısıyla bu tür bir adama, şu yüzden ihtiyacı olduğunu belirterek 'eğer o olmazsa şu olsun' demiş olmalıdır. zira istediğiniz her oyuncuyu alamazsınız dolayısıyla benzer kalitede başka bir iki alternatifiniz olur elinizde. fakat transfer sezonunun henüz başında alper'i fenerbahçe'ye kaptırmamıza rağmen geri kalan 3 aylık zamanda bu tarzda bir orta saha transferi de olmadı. muhtemelen "yürü ya kulum, biz gittiği yere kadar gideriz, aslolan galatasaray, gerisi teferruat" gibi hiçbir rasyonelliği olmayan bir felsefe belirlenmiş. bir düzen veya bir plan görülmüyor. yabancı sınırı olmasına rağmen bu sene transfer edilen 2 oyuncudan 2'si de yabancı. yaş ortalamasının yüksekliğine rağmen alınan genç oyuncu sadece bruma. o da yabancı olduğu ve takımın iskeleti diğer yabancılardan oluştuğu için rotasyona giremiyor. böyle bir acaiplikler, ileri derecede saçmalamalarla dolu bir transfer sezonu ve çok değil 3 ay içinde tamamen iflas etmiş bir takım. yani saymaya devam etsem 5 sayfa sürer ama gerek yok.
canımızı en çok acıtan da şudur. bir takım yenilebilir, fark da yiyebilir. ama insanda haysiyet denen bir duygu vardır. bu duygu insanın en zor anında tutunacağı en önemli daldır ve seni o büyük zorluktan çıkarır. şu takımda bu duygu anladığım kadarıyla umut bulut, selçuk inan ve fernando muslera'dan başka kimsede yok. e bu da koskoca takımda 3 kişide olunca buraya kadar olabiliyor. yazıklar olsun.