1192
gerçekleşmiş çocukluğumun en büyük hayalinin hem öznesini, hem nesnesini hemde yüklemini barındıran mekanımızdır.
öncelikle belirtmem gerekir ki ben kör bir vatandaşım. bu münasebetle de ilköğrenimimi doğduğum, yaşadığım ve aşığı olduğum diyarbakırdan o dönemin şartlarına göre 6 saat uzaklıkta gaziantepte yatılı okulda okumaktaydım. bizim okulumuzda resim dersleri yerine işlenilen modelaj adı altında biraz görmesi olanların resim yaptıkları, hiç görmeyenlerin de oyun hamurları ile çeşitli şekiller yaptıkları bir ders vardı. fakat 5. sınıfa kadar biz bu derslerde oyuncaklarla oynamaktan başka bir şey yapmazdık. 5. sınıfta dersimizin hocası değişti. sonrasında hoca resim yapmak isteyenleri sordu. benim görme oranım ışık, açık ve koyu renkleri ayırt edecek kadar olmasına rağmen resim yapmak istedim. bir de hafiften dengesiz olduğumdan dolayı yaptığım şekillerde hamuru israf etmekten başka bir şeye benzemiyordu.
6. sınıfa geldiğimizde hocamız bizlere çeşitli resim yarışmalarının duyurularını bildirir ve bu çerçevede resim yapmamızı isterdi. ben pastel boya kullanırdım. çünkü pastel boyalar kağıdın üzerinde bir iz bırakır ve bu iz sayesinde şekli de algılayabilirdim. ayrıca resimi renklendirmek için de boyaların renklerini sıralı bir şekilde dizerdim. 7. sınıfa geldiğimizde çevre konulu daha önceden yaptığım bir resmi hocam bana söylemeden gaziantep genç işadamları derneğinin açtığı bir yarışmaya göndermiş. ben resmim mansiyon ödülü aldığında resmin yarışmaya gittiğinden haberdar oldum. işte yarışmanın ödül töreni ertesinde bir gün okulun müdürü beni çağırdı ve ntv'den bir ekibin belgesel çekimi için okula geleceğini hazırlanmamı söyledi. ardından ben hazırlanıp ekibi beklemeye başladım. belgesel çekimi sırasında benden, yapmak istediklerimden, yapabildiklerimden ve hayallerimden bahsettik. röportajın sonlarına doğru hayatta en çok neyi görmek istediğimi sordular. ben gözlerimin görmesini istemediğim için görmek fiilini deneyimlemek olarak algıladım ve hayatımda en çok galatasarayın ali sami yen stadında bir maçını izlemek istediğimi söyledim. gerçekten de hayatımdaki en büyük hayalim sami yen türübünlerinde bir maç izleyebilmekti. o zamanın şartlarında kim derdi ki diyarbakırlı antepte ilköğrenimini gören cimbom21'in istanbula gelmesi mümkün olacaktı da ali sami yen stadına gidip maç izleyecekti.
ilköğrenimimi bitirdikten sonra diyarbakıra ailemin yanına döndüm ve liseyi diyarbakırda okudum. lise sona geldiğimde öss telaşı içerisine girdim. istediğim galatasaray üniversitesinde hukuk fakültesini kazanmaktı. ancak galatasaray üniversitesi olmasa da mutlaka bir yolunu bulup istanbula gelmeliydim. zira sami yen'de maç izlemenin başka bir yolu olmayacaktı. derken sınava girdim ve sonuçlar açıklandı. epeyce yüksek bir puan almıştım. tercih dönemimde evdekiler ankara ve psikoloji yazmamı istiyorlardı. bense ısrarla istanbul ve hukuk fakültesinde diretiyordum. en son anlaşmamıza göre bir istanbul, bir ankara yazacaktım. bununla birlikte ilk 5 tercihimin içerisinde mutlaka boğaz içi psikoloji olacaktı. puanım galatasaray üniversitesine yetmeyecekti biliyordum. ona rağmen ilk tercihe onu yazdım. sonra ikinci tercihim bilkent üniversitesiydi. 3. tercihim şuan bitirmeye uğraştığım istanbul bilgi üniversitesi hukuk fakültesiydi. sonrasında sonuçlar açıklanır açıklanmaz bilgi üniversitesinin kampüslerinden birinin kuştepede olduğunu, kuştepenin de mecidiyeköye çok yakın olduğunu öğrendim. sonra ablamdan google eart'ten kampüs ile samiyen arasındaki mesafeye bakmasını istedim. aralarında ya 13 yahut 17 bina olduğunu söyledi.
ilk yıl hep planlarım arasında samiyene gitmek vardı ancak kısmet 2. yılımın başlangıçınaymış. sami yen'de izlediğim ilk maçımız 22 ağustos 2010 galatasaray bursaspor maçı oldu. o malum sezonda bir çok maça gittim. en son 11 ocak 2011 galatasaray beypazarı şekerspor maçında da orada eski açıktaydım. şimdi ise odamda kendisine ait bir koltuğu saklamaktayım.
öncelikle belirtmem gerekir ki ben kör bir vatandaşım. bu münasebetle de ilköğrenimimi doğduğum, yaşadığım ve aşığı olduğum diyarbakırdan o dönemin şartlarına göre 6 saat uzaklıkta gaziantepte yatılı okulda okumaktaydım. bizim okulumuzda resim dersleri yerine işlenilen modelaj adı altında biraz görmesi olanların resim yaptıkları, hiç görmeyenlerin de oyun hamurları ile çeşitli şekiller yaptıkları bir ders vardı. fakat 5. sınıfa kadar biz bu derslerde oyuncaklarla oynamaktan başka bir şey yapmazdık. 5. sınıfta dersimizin hocası değişti. sonrasında hoca resim yapmak isteyenleri sordu. benim görme oranım ışık, açık ve koyu renkleri ayırt edecek kadar olmasına rağmen resim yapmak istedim. bir de hafiften dengesiz olduğumdan dolayı yaptığım şekillerde hamuru israf etmekten başka bir şeye benzemiyordu.
6. sınıfa geldiğimizde hocamız bizlere çeşitli resim yarışmalarının duyurularını bildirir ve bu çerçevede resim yapmamızı isterdi. ben pastel boya kullanırdım. çünkü pastel boyalar kağıdın üzerinde bir iz bırakır ve bu iz sayesinde şekli de algılayabilirdim. ayrıca resimi renklendirmek için de boyaların renklerini sıralı bir şekilde dizerdim. 7. sınıfa geldiğimizde çevre konulu daha önceden yaptığım bir resmi hocam bana söylemeden gaziantep genç işadamları derneğinin açtığı bir yarışmaya göndermiş. ben resmim mansiyon ödülü aldığında resmin yarışmaya gittiğinden haberdar oldum. işte yarışmanın ödül töreni ertesinde bir gün okulun müdürü beni çağırdı ve ntv'den bir ekibin belgesel çekimi için okula geleceğini hazırlanmamı söyledi. ardından ben hazırlanıp ekibi beklemeye başladım. belgesel çekimi sırasında benden, yapmak istediklerimden, yapabildiklerimden ve hayallerimden bahsettik. röportajın sonlarına doğru hayatta en çok neyi görmek istediğimi sordular. ben gözlerimin görmesini istemediğim için görmek fiilini deneyimlemek olarak algıladım ve hayatımda en çok galatasarayın ali sami yen stadında bir maçını izlemek istediğimi söyledim. gerçekten de hayatımdaki en büyük hayalim sami yen türübünlerinde bir maç izleyebilmekti. o zamanın şartlarında kim derdi ki diyarbakırlı antepte ilköğrenimini gören cimbom21'in istanbula gelmesi mümkün olacaktı da ali sami yen stadına gidip maç izleyecekti.
ilköğrenimimi bitirdikten sonra diyarbakıra ailemin yanına döndüm ve liseyi diyarbakırda okudum. lise sona geldiğimde öss telaşı içerisine girdim. istediğim galatasaray üniversitesinde hukuk fakültesini kazanmaktı. ancak galatasaray üniversitesi olmasa da mutlaka bir yolunu bulup istanbula gelmeliydim. zira sami yen'de maç izlemenin başka bir yolu olmayacaktı. derken sınava girdim ve sonuçlar açıklandı. epeyce yüksek bir puan almıştım. tercih dönemimde evdekiler ankara ve psikoloji yazmamı istiyorlardı. bense ısrarla istanbul ve hukuk fakültesinde diretiyordum. en son anlaşmamıza göre bir istanbul, bir ankara yazacaktım. bununla birlikte ilk 5 tercihimin içerisinde mutlaka boğaz içi psikoloji olacaktı. puanım galatasaray üniversitesine yetmeyecekti biliyordum. ona rağmen ilk tercihe onu yazdım. sonra ikinci tercihim bilkent üniversitesiydi. 3. tercihim şuan bitirmeye uğraştığım istanbul bilgi üniversitesi hukuk fakültesiydi. sonrasında sonuçlar açıklanır açıklanmaz bilgi üniversitesinin kampüslerinden birinin kuştepede olduğunu, kuştepenin de mecidiyeköye çok yakın olduğunu öğrendim. sonra ablamdan google eart'ten kampüs ile samiyen arasındaki mesafeye bakmasını istedim. aralarında ya 13 yahut 17 bina olduğunu söyledi.
ilk yıl hep planlarım arasında samiyene gitmek vardı ancak kısmet 2. yılımın başlangıçınaymış. sami yen'de izlediğim ilk maçımız 22 ağustos 2010 galatasaray bursaspor maçı oldu. o malum sezonda bir çok maça gittim. en son 11 ocak 2011 galatasaray beypazarı şekerspor maçında da orada eski açıktaydım. şimdi ise odamda kendisine ait bir koltuğu saklamaktayım.