384
galatasaray'ın görmüş olduğu top noktadır. o günü yaşayanlar olarak kendimizi çok şanslı saymalıyız.
daha çok küçüktüm o dönemler. yeni televizyon almıştık. tabi o zamanlarda meşhur olan gazete kuponuyla. yeni olduğundan kutusundan daha çıkarmamıştık. ekranı daha büyük olduğu için annemi yoğun ısrarlar sonucunda maçı yeni televizyonda izlemeye ikna etmiştik. televizyonu kurduk ve maçın başlamasını bekledik. komşularımız da bizdeydi. kirada oturuyorduk. üst katımızda kalan ve ev sahibimiz olan yaşlı teyze biraz huysuzdu. ufak bir gürültüde bile hemen yere vururdu. annem o gün için özel olarak teyzeden izin almıştı "biraz gürültü yapabiliriz, bugünü hoş gör" diye. beni galatasaraylı yapan annemdir herhalde. küçükken akrabalarımda ve ailemde tanıdığım en fanatik annemdi. babam televizyonda top görse hemen kanalı değiştirir hâlâ. bazen beni kızdırmak için galatasaray'a laf sokuyor ama beceremiyor tabi ki. neyse maç başladı falan heyecanla izliyoruz maçı. ben daha küçüğüm. koltuğa oturup sakince maçı izliyorum. annem ve komşular ahlar vahlar çekiyor tabi. sonunda penaltılara kalmıştı maç. ben çok fena olmuştum. yerimde duramıyordum. bir tane düdüğüm vardı. çekmecemden aldım onu. arsenallilerin dikkatini bozacaktım güya. ergün penbe ilk penaltıyı attı 1-0 öne geçtik. sıra arsenaldeydi. davor suker geldi topun başına. evdekiler haydi tafi diye bağırıyorlardı. ben de düdüğümü aldım çalmaya başladım adamın dikkati dağılsın diye. sanırım hayatımdaki ilk totemim buydu. suker penaltıyı kaçırca hep birlikte ayağa kalktık bağırdık falan. sonra babam düdüğü elimden almıştı. çok kızdım ya öyle böyle değil ama birşey diyemedim. aha dedim maç gitti. ben de bağırmaya başladım daha sonra. ama neyse ki büyü bozulmadı. çünkü tanrı bizim kazanmamızı istiyordu. çok mutluydum o gün.
allah bize bu şampiyonluğu nasip etti. daha nicelerini nasip olur inşallah.
daha çok küçüktüm o dönemler. yeni televizyon almıştık. tabi o zamanlarda meşhur olan gazete kuponuyla. yeni olduğundan kutusundan daha çıkarmamıştık. ekranı daha büyük olduğu için annemi yoğun ısrarlar sonucunda maçı yeni televizyonda izlemeye ikna etmiştik. televizyonu kurduk ve maçın başlamasını bekledik. komşularımız da bizdeydi. kirada oturuyorduk. üst katımızda kalan ve ev sahibimiz olan yaşlı teyze biraz huysuzdu. ufak bir gürültüde bile hemen yere vururdu. annem o gün için özel olarak teyzeden izin almıştı "biraz gürültü yapabiliriz, bugünü hoş gör" diye. beni galatasaraylı yapan annemdir herhalde. küçükken akrabalarımda ve ailemde tanıdığım en fanatik annemdi. babam televizyonda top görse hemen kanalı değiştirir hâlâ. bazen beni kızdırmak için galatasaray'a laf sokuyor ama beceremiyor tabi ki. neyse maç başladı falan heyecanla izliyoruz maçı. ben daha küçüğüm. koltuğa oturup sakince maçı izliyorum. annem ve komşular ahlar vahlar çekiyor tabi. sonunda penaltılara kalmıştı maç. ben çok fena olmuştum. yerimde duramıyordum. bir tane düdüğüm vardı. çekmecemden aldım onu. arsenallilerin dikkatini bozacaktım güya. ergün penbe ilk penaltıyı attı 1-0 öne geçtik. sıra arsenaldeydi. davor suker geldi topun başına. evdekiler haydi tafi diye bağırıyorlardı. ben de düdüğümü aldım çalmaya başladım adamın dikkati dağılsın diye. sanırım hayatımdaki ilk totemim buydu. suker penaltıyı kaçırca hep birlikte ayağa kalktık bağırdık falan. sonra babam düdüğü elimden almıştı. çok kızdım ya öyle böyle değil ama birşey diyemedim. aha dedim maç gitti. ben de bağırmaya başladım daha sonra. ama neyse ki büyü bozulmadı. çünkü tanrı bizim kazanmamızı istiyordu. çok mutluydum o gün.
allah bize bu şampiyonluğu nasip etti. daha nicelerini nasip olur inşallah.