899
gidişiyle takımdaki yeri hala doldurulamayan eski galatasaray yöneticisi. aslında bakıldığı zaman türk futbolundaki en büyük eksiklikte işte budur bana kalırsa. işin duygusal yönünü yönetme gereksinimi duyan kulüp yapıları. duygusal yön dediysem gerçekten duygusal yön. yani düşünün futbolcularımız maalesef sürekli kendisine arka çıkan, sürekli kendisinin problemleriyle ilgilenen kişilerin olmasını kısacası kendisine abilik yapılmasını istiyor. mesela bu durum basketbol takımımız içinde geçerli midir acaba? aslında burada suç futbolcularda değil. onları bu sisteme alıştıranlarda.