7525
ünal aysal'ın kendisiyle çalışmak istememesine epey bozulmuş eski teknik direktörümüz. benim bugünkü konuşmasından anladığım bu. sonuçta başkanın çalışacağı teknik adamı seçmesi çok normal bir davranış diye düşünüyorum. sonucun iyi olmayacağını düşünüp teknik direktör de değişebilir. hele de siz önünüze konan sözleşmeyi "ben birileri mutlu olacak diye sözleşme imzalamam. takımımın başındayım. bizim sözümüz yeter." diye reddederseniz. dünyada bu işlerin sözle döndüğü nerede görülmüş ki?
daha başka konulara yeterince değinilmiş. ama ben egosu zedelenen bir adam gördüm basın toplantısında. işine gelmeyen hiçbir soruya da net yanıt vermedi sağolsun terim. bence de gönderilme şekli çok iyi değil. ama terim kalmak isteseydi kalırdı. ben bu basın toplantısından, bütün bu yaşananlardan bunu çıkardım. başbakan istedi diye milli takım'ın başına geçmiş. hani aslolan galatasaray'dı? asıl dediğimiz şey nedir, onu bir açsak...
bu duygusallıkları geçelim. polat çağırdığında terim'in gelmemesi çok normaldi. hiçbir akıllı adam gelmez. ben hagi'nin de gelmemesini istemiştim. burada da yazdım başlıklardan birinde. inşallah hagi de reddeder dedim. çünkü o yönetimin hak ettiği buydu. bu rasyonel olan. ama sen işine gelince böyle davranıp, işine gelince "ne zaman çağırıldıysam geldim" demeyeceksin. imza atması istediğinde atmayabilir terim. tabii ki en doğal hakkıdır. ama atmadıysan "ne zaman çağırıldıysam buraya geldim" demeyeceksin.
terim'in ayrılmasına en başta ben de çok üzüldüm, ama geçen sezonun ikinci yarısından itibaren bugüne kadar gelen süre içerisinde takımdaki düşüş de çok açık. ne oyun seti görebiliyoruz takımda ne de organize bir atak. yıldızlarla, anlık kararlarla kazanılmış maçlar. bir yarısı başka, ikinci yarısı başka maçlar... 8 milyon verilen futbolcuların fos çıkması, yiğit gökdemir'ler, cris'ler, dany'ler... terim ve galatasaray'ın kimyaları zaten ayrışıyordu. içerideki ilişkileri bilmem, ama terim'in ayrılıp mancini'nin gelmesi futbol adına son derece doğrudur. ünal aysal'ın da terim'e cevap vermeyip konuyu kapatmasını da son derece olumlu karşılıyorum. terim'in egosu zedelenmeyecek diye takımın perişan olmasını mı izleyecektik allah aşkına?
edit: "beş ay önce 'güvenmiyorum' dediğiniz federasyonla niçin şimdi çalışıyorsunuz?" sorusuna "bunları soranları tanıdığım için çok üzüldüm" demiş. allah'ım ya rabbim! bu nasıl cevaptır? gayet makul bir soru. ne var bunda? nasıl bir art niyet sezdin? olayı da vatan millet sakarya'ya bağladı. kendi söylediği şeylere kendi inanıyor mu acaba terim? o gülerek verilmiş demirören'le dostluk gösterisi fotoğraflar, pozlar ne ayaktır? vallahi dinledikçe iyi ki yollarımız ayrılmış diyorum.
daha başka konulara yeterince değinilmiş. ama ben egosu zedelenen bir adam gördüm basın toplantısında. işine gelmeyen hiçbir soruya da net yanıt vermedi sağolsun terim. bence de gönderilme şekli çok iyi değil. ama terim kalmak isteseydi kalırdı. ben bu basın toplantısından, bütün bu yaşananlardan bunu çıkardım. başbakan istedi diye milli takım'ın başına geçmiş. hani aslolan galatasaray'dı? asıl dediğimiz şey nedir, onu bir açsak...
bu duygusallıkları geçelim. polat çağırdığında terim'in gelmemesi çok normaldi. hiçbir akıllı adam gelmez. ben hagi'nin de gelmemesini istemiştim. burada da yazdım başlıklardan birinde. inşallah hagi de reddeder dedim. çünkü o yönetimin hak ettiği buydu. bu rasyonel olan. ama sen işine gelince böyle davranıp, işine gelince "ne zaman çağırıldıysam geldim" demeyeceksin. imza atması istediğinde atmayabilir terim. tabii ki en doğal hakkıdır. ama atmadıysan "ne zaman çağırıldıysam buraya geldim" demeyeceksin.
terim'in ayrılmasına en başta ben de çok üzüldüm, ama geçen sezonun ikinci yarısından itibaren bugüne kadar gelen süre içerisinde takımdaki düşüş de çok açık. ne oyun seti görebiliyoruz takımda ne de organize bir atak. yıldızlarla, anlık kararlarla kazanılmış maçlar. bir yarısı başka, ikinci yarısı başka maçlar... 8 milyon verilen futbolcuların fos çıkması, yiğit gökdemir'ler, cris'ler, dany'ler... terim ve galatasaray'ın kimyaları zaten ayrışıyordu. içerideki ilişkileri bilmem, ama terim'in ayrılıp mancini'nin gelmesi futbol adına son derece doğrudur. ünal aysal'ın da terim'e cevap vermeyip konuyu kapatmasını da son derece olumlu karşılıyorum. terim'in egosu zedelenmeyecek diye takımın perişan olmasını mı izleyecektik allah aşkına?
edit: "beş ay önce 'güvenmiyorum' dediğiniz federasyonla niçin şimdi çalışıyorsunuz?" sorusuna "bunları soranları tanıdığım için çok üzüldüm" demiş. allah'ım ya rabbim! bu nasıl cevaptır? gayet makul bir soru. ne var bunda? nasıl bir art niyet sezdin? olayı da vatan millet sakarya'ya bağladı. kendi söylediği şeylere kendi inanıyor mu acaba terim? o gülerek verilmiş demirören'le dostluk gösterisi fotoğraflar, pozlar ne ayaktır? vallahi dinledikçe iyi ki yollarımız ayrılmış diyorum.