458
"sirk kötüyse herkes palyaçodur"
“türk futbolunun hali pür melali.” ini anlatan söz...
vakti zamanında çok sevdiğim bir ağabeyimden duyduğum sistemin bozuk, organizasyonun kötü olması halinde aslanın ağzına kafasını sokan, bir ipte hayatını riske atan adamın bile ancak bir palyaço kadar dikkate alınacağını çok ama çok iyi anlatan bir sözdür. gerçi sanatla yakın ilişkide bulunan biri olarak burada palyaçoluk makamına bir küçük gönderme bulunması biraz hoşuma gitmiyor olsa da "teşbihte hata olmaz" sözü kafamızı hemen açabilecek etkidedir.
suya sabuna dokunmaya niyeti ve cesareti olmayanları 3 temmuz olayları diye adlandırdığı ve aslında bir şike soruşturmasının başlaması ve bir müddet sonra başta hükümet olmak üzere neredeyse tüm yetkililerin soruşturmayı başlattığına pişman olup olayı kapatmak için seferber olarak meseleyi cemaatten, derin devlete, ergenekondan, mossada bağlayarak sıfıra sıfır elde var sıfır sonucuna geldiğimiz süreç.
işçi sınıfının bayramı emeğin günü olan bir mayıs meydanlarında bir avuç kendini bilmezin "nato müteahhidi" nin fotoğrafları ile alanın anlam ve önemine yaptığı ve neredeyse kimsenin gık demediği manevi-tecavüz.
şike yapanları (üstelik kurum, şahıs gözetmeksizin) kurtarma operasyonu için güzide kulübümüz beşiktaş jimnastik kulübünü neredeyse kapısına kilit vurulacak hale getirmiş basiretsiz bir adamın tff başına apar topar getirilmesi.
bal gibi de “yaptıysam fenerbahçe için yaptım” şike yapanların yaptığı şikeye sahada bir türlü rast gelmemeye programlı bir takım hukuk ve ceza kurullarının vs. nin alel-acele tesis edilmesi.
bir gecede değişen kanunlar, kalkan cezai yasal yaptırımlar vs.vs
milli takımın (bence göz göre göre) sürüklendiği uçurum, sonrasında gelinen trajik darboğaz, terim-aysal arasında başta demirörenin gastesi milliyet ile ekilen (sinsice diyemiyorum o kadar alenen yaptılar ki akıl almıyor) nifak tohumları.
son olarak sinyor terim’in bu günkü basın toplantısı ve aysal başkan’ın expres yanıtı.
ne çok palyaço var değil mi? hatta şarkı mı yapsak “binlerce palyaço var” diye.
“türk futbolunun hali pür melali.” ini anlatan söz...
vakti zamanında çok sevdiğim bir ağabeyimden duyduğum sistemin bozuk, organizasyonun kötü olması halinde aslanın ağzına kafasını sokan, bir ipte hayatını riske atan adamın bile ancak bir palyaço kadar dikkate alınacağını çok ama çok iyi anlatan bir sözdür. gerçi sanatla yakın ilişkide bulunan biri olarak burada palyaçoluk makamına bir küçük gönderme bulunması biraz hoşuma gitmiyor olsa da "teşbihte hata olmaz" sözü kafamızı hemen açabilecek etkidedir.
suya sabuna dokunmaya niyeti ve cesareti olmayanları 3 temmuz olayları diye adlandırdığı ve aslında bir şike soruşturmasının başlaması ve bir müddet sonra başta hükümet olmak üzere neredeyse tüm yetkililerin soruşturmayı başlattığına pişman olup olayı kapatmak için seferber olarak meseleyi cemaatten, derin devlete, ergenekondan, mossada bağlayarak sıfıra sıfır elde var sıfır sonucuna geldiğimiz süreç.
işçi sınıfının bayramı emeğin günü olan bir mayıs meydanlarında bir avuç kendini bilmezin "nato müteahhidi" nin fotoğrafları ile alanın anlam ve önemine yaptığı ve neredeyse kimsenin gık demediği manevi-tecavüz.
şike yapanları (üstelik kurum, şahıs gözetmeksizin) kurtarma operasyonu için güzide kulübümüz beşiktaş jimnastik kulübünü neredeyse kapısına kilit vurulacak hale getirmiş basiretsiz bir adamın tff başına apar topar getirilmesi.
bal gibi de “yaptıysam fenerbahçe için yaptım” şike yapanların yaptığı şikeye sahada bir türlü rast gelmemeye programlı bir takım hukuk ve ceza kurullarının vs. nin alel-acele tesis edilmesi.
bir gecede değişen kanunlar, kalkan cezai yasal yaptırımlar vs.vs
milli takımın (bence göz göre göre) sürüklendiği uçurum, sonrasında gelinen trajik darboğaz, terim-aysal arasında başta demirörenin gastesi milliyet ile ekilen (sinsice diyemiyorum o kadar alenen yaptılar ki akıl almıyor) nifak tohumları.
son olarak sinyor terim’in bu günkü basın toplantısı ve aysal başkan’ın expres yanıtı.
ne çok palyaço var değil mi? hatta şarkı mı yapsak “binlerce palyaço var” diye.