aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 34
    önem verdiği hususlardan biri de herkesin kendi yaşadığı yerin takımını desteklemesi olan italya orjinli taraftarlık akımı. böylece herkesin gidebileceği bir stadın olmasını, "taraf" olarak maç seyretme güzelliğinin çoğu insan için televizyon yayınlarından ibaret olmamasını amaçlar. bizdeki futbol düzeniyle bu noktada ciddi bir tezat içermektedir. milyon yerde şubesi olan örgütlenmelerin başına ultras koyması, duruş olarak o felsefeyi benimsemeye çalışması zaten başlı başına bir garipliktir. aslında endüstriyelleşme durumlarna tamamen ters gittiği için futbolu yönetenler tarafından hep tu-kaka gösterilmeye çalışılsa da; futbolu aslında cebi dolu para babalarından çok daha fazla seven ve katkı vermek isteyen bir duruştur ultras. mentalite olarak geçen, birçok taraftar sitesinde yer alabilen metinden madde madde gidersek;

    -herkes kendi şehrinin takımını tutsun diyerek insanları televizyon başına mahkum olmaktan kurtulmaya çağırır. zaten yaşadığı yeri tesil ettiği için takım ve taraftarı arasında güçlü bir aidiyet duygusu olur, böylece kalemşör ya da amigo yazar diye tabir ettiğimiz tiplemelerin hafif tabirle gazlamasına gerek kalmaz. aşağılık aşağılık şeylerle insanları birbirine düşürmekten başka bir boka yaramayan bu adamların futboldan köşeyi dönme lüksünü de ellerinden alır böylece.

    -bütün maçların haftanın belli bir günü belli bir saatte oynanmasını talep eder. böylece herkesin işini ona göre ayarlayabilmesini, futbol maçının hep aynı zamanda gidilen bir ritüel olmasını hedefler. bu isteğe en çok yaklaşan ülke ise ironik bir biçimde, stadlardaki aşırı düzen ve tedbirleriyle "ultras"(!)lar tarafından pek sevilmeyen ingiltere'dir. cumartesi üç ile beş arası ülkenin futbol saatidir, premier ligdeki birkaç istisnai maç dışında ülkenin bütün takımları o saatte sahadadır. böylece hem futbol dışı hayata da vakit kalmakta, hem de bütün haftasonu futbol izlemeye mahkum olan "eş"lerin mağduriyeti(!) asgariye indirilmektedir.

    -bilet fiyatlarının insaflıca belirlenmesini, en azından bir tribünün maddi durumu kısıtlı insanların, öğrencilerin alım gücüne uygun fiyatlarla satılmasını ister. zaten bu maddeyi açıklamaya bile gerek yoktur. futbol dediğin şey tribünde izlediğin zaman güzeldir zira...

    -forma numaraları eskisi gibi 18'e kadar olsun, sırta futbolcunun ismi yazılmasın der. futbolcuların takımın önüne geçmesini engellemeyi amaçlar, formanın değerinin futbolcunun bonservisinden daha yüksek olmasını sağlamaya çalışır.

    bir çoğu şimdilerde romantik bir hayal gibi gelen bu talepler uygulansa, 7/24 her tarafımıza futbol adı altında enjekte edilen ve aslında genellikle futbolla alakası olmayan bu laf/bilgi salatasından uzaklaşsak belki de herşeyden daha çok keyif almak, boktan bile olsa oynanan futboldan keyif alabilmek mümkün olacaktır...
App Store'dan indirin Google Play'den alın