456
ilerlemeyendir.
avrupa'ya ayak uyduramayandır.
"eğitim" kelimesini bir çok zaman federasyon yetkililerinden veya teknik direktörlerden duyuyoruz.
yok "eğitim" şöyle önemli yok böyle önemli. peki uygulama var mı? elbette yok.
türk futbolunun veya türk futbolcusunun en büyük sorunu bana kalırsa eğitimsizlik.
bu eğitim eşittir futbolu ve sporu bilmek. zaten bir futbolcu o eğitimi almıyorsa gerçek anlamda bir profesyonel olma şansı çok az.
büyük bir takımın futbolcusu olabilir ama profesyonellik ayrı bir konu.
en basit örneği aslında ülkemizde uygulanan maç öncesi kampa girme olayı.
neden kampa sokuyorlar futbolcuları? çünkü ortada bir güvensizlik sorunu var.
"ya alemlere akar da konsantrasyonu dağılırsa" düşüncesi hakim bir çok sefer.
peki o düşünce haksız mı? belki evet belki hayır.
türk futbolcusunun en büyük sorunu da tam olarak bu işte. bir noktaya geldikten sonra "ben oldum" mantığı ile duruyor.
kendini geliştirmekten kaçınıyor veya istemiyor. birden banka hesabında milyonlarca dolar gördükten sonra şaşırıyor çünkü bu noktaya hazırlanmıyorlar.
şöyle biraz geriye bakalım. arda turan. parladı sonra magazin programlarında görmeye başladık kendisini ve performansı gittikçe düştü.
daha fazla bir şey yapmama gerek yok diye düşündü ama olmadı. ispanya'ya gitti ve o işin öyle olmadığını anladı ve kendisini ciddi anlamda geliştirdi.
barcelona'nın genç takımlarının hemen hemen her maçını barca tv yayınlıyor.
maçlardan sonra o gencecik çocuklarla röportajlar yapılıyor. suratlarında fotoğraf makinaların flaşları patlıyor.
neden? çünkü bu çocukları ilerisi için hazırlıyorlar. karşısında kameraları görünce saçmalamasın diye.
kameraların o hayatın bir parçası olduğunu anlatmak için.
keşke o "eğitim" kelimesinin içini biraz doldursak artık. keşke küçük çocuklarımızı idmanlarda sadece koşturmasak ve oyuncuya göre idman programları geliştirsek avrupalılar gibi.
umarım bir gün "keşke" kelimesini hiç kullanmayız.
avrupa'ya ayak uyduramayandır.
"eğitim" kelimesini bir çok zaman federasyon yetkililerinden veya teknik direktörlerden duyuyoruz.
yok "eğitim" şöyle önemli yok böyle önemli. peki uygulama var mı? elbette yok.
türk futbolunun veya türk futbolcusunun en büyük sorunu bana kalırsa eğitimsizlik.
bu eğitim eşittir futbolu ve sporu bilmek. zaten bir futbolcu o eğitimi almıyorsa gerçek anlamda bir profesyonel olma şansı çok az.
büyük bir takımın futbolcusu olabilir ama profesyonellik ayrı bir konu.
en basit örneği aslında ülkemizde uygulanan maç öncesi kampa girme olayı.
neden kampa sokuyorlar futbolcuları? çünkü ortada bir güvensizlik sorunu var.
"ya alemlere akar da konsantrasyonu dağılırsa" düşüncesi hakim bir çok sefer.
peki o düşünce haksız mı? belki evet belki hayır.
türk futbolcusunun en büyük sorunu da tam olarak bu işte. bir noktaya geldikten sonra "ben oldum" mantığı ile duruyor.
kendini geliştirmekten kaçınıyor veya istemiyor. birden banka hesabında milyonlarca dolar gördükten sonra şaşırıyor çünkü bu noktaya hazırlanmıyorlar.
şöyle biraz geriye bakalım. arda turan. parladı sonra magazin programlarında görmeye başladık kendisini ve performansı gittikçe düştü.
daha fazla bir şey yapmama gerek yok diye düşündü ama olmadı. ispanya'ya gitti ve o işin öyle olmadığını anladı ve kendisini ciddi anlamda geliştirdi.
barcelona'nın genç takımlarının hemen hemen her maçını barca tv yayınlıyor.
maçlardan sonra o gencecik çocuklarla röportajlar yapılıyor. suratlarında fotoğraf makinaların flaşları patlıyor.
neden? çünkü bu çocukları ilerisi için hazırlıyorlar. karşısında kameraları görünce saçmalamasın diye.
kameraların o hayatın bir parçası olduğunu anlatmak için.
keşke o "eğitim" kelimesinin içini biraz doldursak artık. keşke küçük çocuklarımızı idmanlarda sadece koşturmasak ve oyuncuya göre idman programları geliştirsek avrupalılar gibi.
umarım bir gün "keşke" kelimesini hiç kullanmayız.