643
real madrid hezimetinden sonraki yazısı.
--- alıntı ---
bu bir maç yazısı değildir, maç yazısı terim'in milli takım nöbetine gönderildiği an zaten yazılmıştır ve bu sezonun tamamını kapsamaktadır.
eğer biri veya birileri, biri veya birileri tarafından körü körüne otorite kabul ediliyorsa, korkuluyorsa, analitik görüşten uzak, tapınırcasına bağlı kalınıyorsa bu büyük bir araştırma konusudur. ne yaparsa yapsın eleştirilmiyor, doğru kabul ediliyor, vazgeçilmez sayılıyor, kısaca kendisine ibadet ediliyorsa bu bir dindir, totemdir, öğretidir, ideolijidir, terminolijide adı konulmak üzere (x)zmdir. açacağız.
ülkemizde istisnasız, en küçük bir manav şirketinden en büyük türk silahlı kuvvetlerine kadar bütün kurum ve kuruluşlar hilelidir. deseleksiyon tarafından işgal altındadır. hiç birinin başında hak eden yoktur ve hepsi dünya malını en kısa yoldan en büyük hacimde yüklenmek üzere kurgulanmıştır.ve konu futbol olunca da bilgi ve ilgi alanımız dahilindedir. tezlerimizi ortaya koyuyoruz.
futbolumuz da ne yazık ki hiç hak etmeyenler, hiç bilmeyenler tarafından kurulmuş ve idare edilmektedir. futbolu bilmeyenler, hileyi, düzeni çok iyi bilmektedirler.ve karşımıza yıkılamayan fakat yıkılası, bertaraf edilmesi gereken fakat her daim bir şekilde hacı yatmaz misali bertaraf edilemeyen bir futbol totemi çıkmaktadır. terimizm.
ne kadar çok batırırsa, ne kadar çok yanlış yaparsa o kadar tapınılmaktadır. kendisi milli takım hocası oldu diye, milli maç seyretmeyenler, milli maç seyreder olmuştur, gördük. ben daha beterini gördüm biliyorum, bu dinin müritleri içinde, terim fenerbahçe'nin başına geçse fenerbahçeli olmakta tereddüt göstermeyecek olanlar vardır.
şimdi hipotez zamanıdır, galatasaraylıların yani bizim acımız büyükken yüreğimiz yaralıyken zamanı değil diyenler de çıkabilir ama tam zamanıdır. ben galatasaray için kavimden kardeşten vazgeçmiş, iflas etmiş bir adamım. fatih terim'in benden daha büyük galatasaraylı olduğu yalandır. galatasaray'ın başında olmadığı zamanlar, ne kendisi, ne ailesi, ne damatları tek bir defa bile galatasaray maçına gelmemişlerdir. hatta bir anım vardır, 4-5 sene önce bodrum'da bir arkadaşımın yapı market mağazasında galatasaray maçı seyrediyorduk, terim eşiyle geldi, bir şeyler aldı. galatasaray maçını televizyondan bile seyretmediğini anlıyoruz. hipotez şudur.
eğer ki mehmet ağar-mesut yılmaz fenerbahçeli olsaydı bugün dinimizin adı rıdvanizm olacak, fatih terim muhtemelen bodrum'da çipura avlayacaktı. futbol her zaman devleti idare eden egemen sınıfın ilgi alanındadır. demirel zamanında bile zam yapılırken fener-galatasaray maçları kollanır o gece yapılan zamları, halk anlayana, tepki koyana kadar iş işten geçer alıştırılırdı. çok eskilere gitmiyorum, futbolun oligarşi tarafından zapt edilmesiyle beraber, kurdukları sistem, artık hiç bir şeyi şansa bırakmadan oyunu icra etmektedir. bu icra kurulunun da en somut, en deşifre olmuş kişisi fatih terim'dir.
hakkında onlarca yazı yazmışım. bu gün hezimetin ardından yine aynı şeyi yazıyorum, futbolumuzun pis olduğuna, kurulduğuna yüzde yüz inandığım için, galatasaray'ı koruması açısından pisliği en iyi bilen terim'in takımın başında kalmasını isterim. futbol delikanlı gibi oynansa, netice sahada alınsa, futboldan, futbolcudan zerre anlamadığına da inandığım terim'e, değil galatasaray, sıradan bir ptt lig takımının bile emanet edilemeyeceğini de biliyorum.
amacım fatih terim korkusundan bize kıyak yapılmasını istemek değil. ama en azından terim varken, galatasaray üzerine sistem müdahale etmeye kalktığında, sistemin bir numaralı çocuğu farkına varıp, gardını alıyor, galatasaray taraftarını teyakkuza getirebiliyor. galatasaray'a ameliyat yapacaklar, fatih terim'in bile farkına varamayacağı yöntemler arayıp bulmak durumundalar. ve buldular da.
meselenin milli mesele olmadığı en azından galatasaray taraftarının %70 i tarafından kabul edilmektedir. fatih terim'e emir verip dengeyi bozduranların da milli olmadığı, ülkesini düşünmediği yine bu yüzde tarafından bilinmektedir. öyleyse kendi tapındıkları adamın milli olmayan, fakat milli görünen olaya sıcak bakmadığı doğru bulmadığı ortadadır. fatih terim'in ne kadar ülkesini bayrağını sevdiğini test edecek değiliz, keşke gerçekten bizden fazla ülkesini sevse ne var ki ben 40 senedir kendisini izliyorum bu anlamda bir mitingte, bayramda, anma gününde terim ailesine rastlamadık. vatan millet sakarya'nın yasak olduğu günlerde, terim'in vatan millet sakarya şiarıyla görev kabul ettiğini düşünecek değiliz.
çok net biçimde görünüyor, amaç galatasaray'ın ilerlemesini durdurmak. fenerbahçe ve beşiktaş'a ceza geleceği belliydi, şimdi ülke liginde de ağır cezalar bekliyor. şampiyonluk sırasının galatasaray'dan alındığını en iyi fatih terim bilmektedir. nasıl ki derin devletin futbol bakanları tarafından yaratılmış, büyütülmüş, verilen onca destekle adını imparatora çıkarmışlarsa, onlar istediği zaman diyetini isteyebilirdi. bu korkuyla daha ne kadar iktidarda kalacaktı ve korktuğu başına geldi. fenerbahçeli tayyip icraatı boyunca şampiyonun kim olacağına karışmamıştı. şimdi sıra bu işe de gelmişti. yarın puan farkı açıldığında, fener'e, beşiktaş'a puan silme cezası veremedikleri anda galatasaray taraftarının ağıtını kesecek tek şey, terimizm markalı emzikler olacaktı.
beşiktaşlı suçlu tüpçü'nün yanına, suçluları en iyi bilen ama şebekenin de ayakta kalması için mesai harcamak zorunda olan galatasaray'lı terim'i memur ederek, futbolseverlerin olası isyanının önüne geçmeyi planladılar. bu plan yürürlüktedir, beşiktaşın tulum çıkarmasının da önemi yoktur. bizi, peşimizden fenerbahçe'yi yenip puan farkını açsa bile biliç'i lucescu'dan beter edeceklerdir. sıra başbakan'ın takımındadır, uzak ara fenerbahçe şampiyon olacaktır. peşinden beşiktaş gelecek fakat galatasaray şampiyon ilan edilecektir. yumuşak geçiş tam da böyle planlanmıştır, en azından benim gördüğüm film bu şekildedir.
bu şampiyonlar ligi maçı için giriştir. her takım 6 tane yiyebilir, ama büyük takım kendisine 6 atana, 6 atabilme ihtimali olan takımdır. bu ihtimal yoksa hamaseti bırakıp gerçeklerle yüz yüze gelme vaktidir. terim futbol takımı mühendisliğini bilmez, bilse milli takımda oynattığı semih'i, kesip, hiç seyretmeden aldırdığı çok aşikar olup şecu'yu oynatmaz. şecu, ayağını galatasaray formasıyla topa ilk değdiğinde görüşümüzü yazdık, aynı görüşteyiz. servet'in siyahisidir en fazla. devre arasında kovulur. türk milli takımı, muz cumhuriyeti milli takımı değildir, kamerun milli takımından da aşağı değildir. bu ne ego, bu ne tafra, bu ne ben bilirim siz bilmesiniz bencilliğidir?
şimdi sen bu semih'i, beşiktaş maçına nasıl motive edeceksin. adam fasulyeden oyuncu olduğunu, kontenjan olmasa tribünde oturacağını bile bile nasıl oynar. bu nasıl maç okumaktır? savunma bas bas bağırıyor, ben kendi kaleme gol atacağım diye, maç 4 olmuş umut'u oyuna alarak dalga mı geçiyorsun. 4-4 mü daha kolay, 5i, 6 yı yememek mi?
elinde bruma var, belli ki ben futbolcuyum diyor. eğer 30 dakika oynatacaksan ilk 30 dakika oynatsana. seyirci çıldırmışken, real'in çıkamayacağı garantiyken çocuğu ilk 11 çıkarsan da maceraya destanla başlasa olmaz mı?
oyun olarak bir fark yok, farkımız mentalitede. pozisyonları değişsek bu kez real bizi yine en az 4-1 yenerdi. burak real'de oynasa o kafayı bize atardı, ronaldo'nun girdiği pozisyona burak girdiği zaman atamıyor. golcüyü it gibi koşturuyor, gol anında gücünün çoğunu harcamış oluyor. arda turan, en az 3 snaijder eder, ben hallederim giderse gitsin demek neyin nesidir. real madrid'e karşı oynanacak en iyi oyun işte budur. elinde melo'dan başka üst düzey bir futbolcun yok. selçuk'da bırakmış galatasaray'ı. ne kornerlere, ne serbest vuruşlara gidiyor.
kafasına koymuş maçtan önce, engin'i çıkarıp bruma'yı alacak. ilk yarının en iyi futbolunu oynuyordu engin. snaijder'i çıkarsana adam turistik geziye gelmiş. çok merak ediyorum, bu iş için futbol bilmeye gerek yok. eboue'ye kardeşim yere yatmayacaksın dedin mi bir kere bile. adam ayı, öküz toslasa devrilmez, rüzgarla, nefesle vurulmuş gibi yere atıyor kendisini.
takım orta afrika takımı gibi, oynattığın 14 kişinin 10 u yabancı, 4 ü eski trabzonsporlu olacak, galatasaray ruhundan bahsedeceksin, metin oktay gömleği giyeceksin. 2000 in galatasarayının başında olduğuna inanmak gerçekten çok güç. galatasaray bir his takımıdır, ruh takımıdır. taşıma suyla, yolcu futbolcuyla maç kazanırsın belki ama efsane yazamazsın. yine de muslera ve melo'nun maçtan ağlayarak çıkması yüreğimizi burktu. ama ne dani, ne şedu ne de ne bileyim, selçuk'tu, umut'tu bizim yandığımız gibi yanmaz. bıraksaydın bari kendi öz evlatlarımızla çarpışarak geberseydik. ruhsuz, para sayan futbolcularla sıçan gibi öldük.
inanılır gibi değil, eğer sabotaj peşinde değilsen antalya maçıyla real madrid maçı nasıl aynı kurguyla oynanır. hadi bunu da geçtik, dani'ye nasıl bir taktik vermiş olabilirsin. ben kendimi dani'nin yerine koydum ve maçı oynadım. nasıl olsa her maç tribündeyim, benim oynamam için unutulmaz şeyler yapmam lazım. 6 pasın içinde ronaldo'ya bacak arası atarım, sonra bekler bir çalım da benzema'ya basarım. basamazsam 6 golden birini bana yazın ne olacak, basarsam takımda banko oynarım. normal risk almadan, minumum stoper performansıyla oynasa ne olacak. beşiktaş maçı kapıda, florya'da bir kebapçıda televizyondan seyredecek.
aynı şey, riera, şecu, amrabat için de geçerli. kombine sahibi futbolcular. ister halinden memnun olup yuro transferi yapar, ister halinden huzursuz olup bir sonraki maçı nasıl riske edeceğinin hesabını yapar. engin için de başka bir vesvese söz konusu. 5 türk'ten biri nasıl olacak. prens emre çolak'ı kesmesi için aslantepe'de uçan kuş arayacak. belki ağzıyla falan yakalar da takıma girer. terimizm'in adaletinin tecellisi için boynunu uzatıverir.
son olarak ancelotti'nın terim'e acımayıp gol yağdırdığını, eğer morinho olsa en fazla 3 te bırakacağını, bunun da geçmişten gelen bir psikolojik hesap olduğunu yazarak maçı kapatalım.
somut bir hamle olursa, yani bizim bile göreceğimiz, düşüncemizi yazarız. biz şunu görüyoruz, fatih terim'in imparator olmasına katkıda bulunanlar, galatasaray'ın vites küçültmesi emrini vermişlerdir. takım normal şartlarda beşiktaş'ı zaten yenecektir. en uygun zaman gelmek üzeredir, fatih terim en kısa zamanda kazasız belasız, terimizm'e zarar vermeden kaçacaktır.
yüce gök büyük galatasaray'ı şebekenin kirli oyunlarından korusun. büyük galatasaray taraftarı, gözünüzü dört açın. başka galatasaray yok, yense de büyük yenilse de.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
bu bir maç yazısı değildir, maç yazısı terim'in milli takım nöbetine gönderildiği an zaten yazılmıştır ve bu sezonun tamamını kapsamaktadır.
eğer biri veya birileri, biri veya birileri tarafından körü körüne otorite kabul ediliyorsa, korkuluyorsa, analitik görüşten uzak, tapınırcasına bağlı kalınıyorsa bu büyük bir araştırma konusudur. ne yaparsa yapsın eleştirilmiyor, doğru kabul ediliyor, vazgeçilmez sayılıyor, kısaca kendisine ibadet ediliyorsa bu bir dindir, totemdir, öğretidir, ideolijidir, terminolijide adı konulmak üzere (x)zmdir. açacağız.
ülkemizde istisnasız, en küçük bir manav şirketinden en büyük türk silahlı kuvvetlerine kadar bütün kurum ve kuruluşlar hilelidir. deseleksiyon tarafından işgal altındadır. hiç birinin başında hak eden yoktur ve hepsi dünya malını en kısa yoldan en büyük hacimde yüklenmek üzere kurgulanmıştır.ve konu futbol olunca da bilgi ve ilgi alanımız dahilindedir. tezlerimizi ortaya koyuyoruz.
futbolumuz da ne yazık ki hiç hak etmeyenler, hiç bilmeyenler tarafından kurulmuş ve idare edilmektedir. futbolu bilmeyenler, hileyi, düzeni çok iyi bilmektedirler.ve karşımıza yıkılamayan fakat yıkılası, bertaraf edilmesi gereken fakat her daim bir şekilde hacı yatmaz misali bertaraf edilemeyen bir futbol totemi çıkmaktadır. terimizm.
ne kadar çok batırırsa, ne kadar çok yanlış yaparsa o kadar tapınılmaktadır. kendisi milli takım hocası oldu diye, milli maç seyretmeyenler, milli maç seyreder olmuştur, gördük. ben daha beterini gördüm biliyorum, bu dinin müritleri içinde, terim fenerbahçe'nin başına geçse fenerbahçeli olmakta tereddüt göstermeyecek olanlar vardır.
şimdi hipotez zamanıdır, galatasaraylıların yani bizim acımız büyükken yüreğimiz yaralıyken zamanı değil diyenler de çıkabilir ama tam zamanıdır. ben galatasaray için kavimden kardeşten vazgeçmiş, iflas etmiş bir adamım. fatih terim'in benden daha büyük galatasaraylı olduğu yalandır. galatasaray'ın başında olmadığı zamanlar, ne kendisi, ne ailesi, ne damatları tek bir defa bile galatasaray maçına gelmemişlerdir. hatta bir anım vardır, 4-5 sene önce bodrum'da bir arkadaşımın yapı market mağazasında galatasaray maçı seyrediyorduk, terim eşiyle geldi, bir şeyler aldı. galatasaray maçını televizyondan bile seyretmediğini anlıyoruz. hipotez şudur.
eğer ki mehmet ağar-mesut yılmaz fenerbahçeli olsaydı bugün dinimizin adı rıdvanizm olacak, fatih terim muhtemelen bodrum'da çipura avlayacaktı. futbol her zaman devleti idare eden egemen sınıfın ilgi alanındadır. demirel zamanında bile zam yapılırken fener-galatasaray maçları kollanır o gece yapılan zamları, halk anlayana, tepki koyana kadar iş işten geçer alıştırılırdı. çok eskilere gitmiyorum, futbolun oligarşi tarafından zapt edilmesiyle beraber, kurdukları sistem, artık hiç bir şeyi şansa bırakmadan oyunu icra etmektedir. bu icra kurulunun da en somut, en deşifre olmuş kişisi fatih terim'dir.
hakkında onlarca yazı yazmışım. bu gün hezimetin ardından yine aynı şeyi yazıyorum, futbolumuzun pis olduğuna, kurulduğuna yüzde yüz inandığım için, galatasaray'ı koruması açısından pisliği en iyi bilen terim'in takımın başında kalmasını isterim. futbol delikanlı gibi oynansa, netice sahada alınsa, futboldan, futbolcudan zerre anlamadığına da inandığım terim'e, değil galatasaray, sıradan bir ptt lig takımının bile emanet edilemeyeceğini de biliyorum.
amacım fatih terim korkusundan bize kıyak yapılmasını istemek değil. ama en azından terim varken, galatasaray üzerine sistem müdahale etmeye kalktığında, sistemin bir numaralı çocuğu farkına varıp, gardını alıyor, galatasaray taraftarını teyakkuza getirebiliyor. galatasaray'a ameliyat yapacaklar, fatih terim'in bile farkına varamayacağı yöntemler arayıp bulmak durumundalar. ve buldular da.
meselenin milli mesele olmadığı en azından galatasaray taraftarının %70 i tarafından kabul edilmektedir. fatih terim'e emir verip dengeyi bozduranların da milli olmadığı, ülkesini düşünmediği yine bu yüzde tarafından bilinmektedir. öyleyse kendi tapındıkları adamın milli olmayan, fakat milli görünen olaya sıcak bakmadığı doğru bulmadığı ortadadır. fatih terim'in ne kadar ülkesini bayrağını sevdiğini test edecek değiliz, keşke gerçekten bizden fazla ülkesini sevse ne var ki ben 40 senedir kendisini izliyorum bu anlamda bir mitingte, bayramda, anma gününde terim ailesine rastlamadık. vatan millet sakarya'nın yasak olduğu günlerde, terim'in vatan millet sakarya şiarıyla görev kabul ettiğini düşünecek değiliz.
çok net biçimde görünüyor, amaç galatasaray'ın ilerlemesini durdurmak. fenerbahçe ve beşiktaş'a ceza geleceği belliydi, şimdi ülke liginde de ağır cezalar bekliyor. şampiyonluk sırasının galatasaray'dan alındığını en iyi fatih terim bilmektedir. nasıl ki derin devletin futbol bakanları tarafından yaratılmış, büyütülmüş, verilen onca destekle adını imparatora çıkarmışlarsa, onlar istediği zaman diyetini isteyebilirdi. bu korkuyla daha ne kadar iktidarda kalacaktı ve korktuğu başına geldi. fenerbahçeli tayyip icraatı boyunca şampiyonun kim olacağına karışmamıştı. şimdi sıra bu işe de gelmişti. yarın puan farkı açıldığında, fener'e, beşiktaş'a puan silme cezası veremedikleri anda galatasaray taraftarının ağıtını kesecek tek şey, terimizm markalı emzikler olacaktı.
beşiktaşlı suçlu tüpçü'nün yanına, suçluları en iyi bilen ama şebekenin de ayakta kalması için mesai harcamak zorunda olan galatasaray'lı terim'i memur ederek, futbolseverlerin olası isyanının önüne geçmeyi planladılar. bu plan yürürlüktedir, beşiktaşın tulum çıkarmasının da önemi yoktur. bizi, peşimizden fenerbahçe'yi yenip puan farkını açsa bile biliç'i lucescu'dan beter edeceklerdir. sıra başbakan'ın takımındadır, uzak ara fenerbahçe şampiyon olacaktır. peşinden beşiktaş gelecek fakat galatasaray şampiyon ilan edilecektir. yumuşak geçiş tam da böyle planlanmıştır, en azından benim gördüğüm film bu şekildedir.
bu şampiyonlar ligi maçı için giriştir. her takım 6 tane yiyebilir, ama büyük takım kendisine 6 atana, 6 atabilme ihtimali olan takımdır. bu ihtimal yoksa hamaseti bırakıp gerçeklerle yüz yüze gelme vaktidir. terim futbol takımı mühendisliğini bilmez, bilse milli takımda oynattığı semih'i, kesip, hiç seyretmeden aldırdığı çok aşikar olup şecu'yu oynatmaz. şecu, ayağını galatasaray formasıyla topa ilk değdiğinde görüşümüzü yazdık, aynı görüşteyiz. servet'in siyahisidir en fazla. devre arasında kovulur. türk milli takımı, muz cumhuriyeti milli takımı değildir, kamerun milli takımından da aşağı değildir. bu ne ego, bu ne tafra, bu ne ben bilirim siz bilmesiniz bencilliğidir?
şimdi sen bu semih'i, beşiktaş maçına nasıl motive edeceksin. adam fasulyeden oyuncu olduğunu, kontenjan olmasa tribünde oturacağını bile bile nasıl oynar. bu nasıl maç okumaktır? savunma bas bas bağırıyor, ben kendi kaleme gol atacağım diye, maç 4 olmuş umut'u oyuna alarak dalga mı geçiyorsun. 4-4 mü daha kolay, 5i, 6 yı yememek mi?
elinde bruma var, belli ki ben futbolcuyum diyor. eğer 30 dakika oynatacaksan ilk 30 dakika oynatsana. seyirci çıldırmışken, real'in çıkamayacağı garantiyken çocuğu ilk 11 çıkarsan da maceraya destanla başlasa olmaz mı?
oyun olarak bir fark yok, farkımız mentalitede. pozisyonları değişsek bu kez real bizi yine en az 4-1 yenerdi. burak real'de oynasa o kafayı bize atardı, ronaldo'nun girdiği pozisyona burak girdiği zaman atamıyor. golcüyü it gibi koşturuyor, gol anında gücünün çoğunu harcamış oluyor. arda turan, en az 3 snaijder eder, ben hallederim giderse gitsin demek neyin nesidir. real madrid'e karşı oynanacak en iyi oyun işte budur. elinde melo'dan başka üst düzey bir futbolcun yok. selçuk'da bırakmış galatasaray'ı. ne kornerlere, ne serbest vuruşlara gidiyor.
kafasına koymuş maçtan önce, engin'i çıkarıp bruma'yı alacak. ilk yarının en iyi futbolunu oynuyordu engin. snaijder'i çıkarsana adam turistik geziye gelmiş. çok merak ediyorum, bu iş için futbol bilmeye gerek yok. eboue'ye kardeşim yere yatmayacaksın dedin mi bir kere bile. adam ayı, öküz toslasa devrilmez, rüzgarla, nefesle vurulmuş gibi yere atıyor kendisini.
takım orta afrika takımı gibi, oynattığın 14 kişinin 10 u yabancı, 4 ü eski trabzonsporlu olacak, galatasaray ruhundan bahsedeceksin, metin oktay gömleği giyeceksin. 2000 in galatasarayının başında olduğuna inanmak gerçekten çok güç. galatasaray bir his takımıdır, ruh takımıdır. taşıma suyla, yolcu futbolcuyla maç kazanırsın belki ama efsane yazamazsın. yine de muslera ve melo'nun maçtan ağlayarak çıkması yüreğimizi burktu. ama ne dani, ne şedu ne de ne bileyim, selçuk'tu, umut'tu bizim yandığımız gibi yanmaz. bıraksaydın bari kendi öz evlatlarımızla çarpışarak geberseydik. ruhsuz, para sayan futbolcularla sıçan gibi öldük.
inanılır gibi değil, eğer sabotaj peşinde değilsen antalya maçıyla real madrid maçı nasıl aynı kurguyla oynanır. hadi bunu da geçtik, dani'ye nasıl bir taktik vermiş olabilirsin. ben kendimi dani'nin yerine koydum ve maçı oynadım. nasıl olsa her maç tribündeyim, benim oynamam için unutulmaz şeyler yapmam lazım. 6 pasın içinde ronaldo'ya bacak arası atarım, sonra bekler bir çalım da benzema'ya basarım. basamazsam 6 golden birini bana yazın ne olacak, basarsam takımda banko oynarım. normal risk almadan, minumum stoper performansıyla oynasa ne olacak. beşiktaş maçı kapıda, florya'da bir kebapçıda televizyondan seyredecek.
aynı şey, riera, şecu, amrabat için de geçerli. kombine sahibi futbolcular. ister halinden memnun olup yuro transferi yapar, ister halinden huzursuz olup bir sonraki maçı nasıl riske edeceğinin hesabını yapar. engin için de başka bir vesvese söz konusu. 5 türk'ten biri nasıl olacak. prens emre çolak'ı kesmesi için aslantepe'de uçan kuş arayacak. belki ağzıyla falan yakalar da takıma girer. terimizm'in adaletinin tecellisi için boynunu uzatıverir.
son olarak ancelotti'nın terim'e acımayıp gol yağdırdığını, eğer morinho olsa en fazla 3 te bırakacağını, bunun da geçmişten gelen bir psikolojik hesap olduğunu yazarak maçı kapatalım.
somut bir hamle olursa, yani bizim bile göreceğimiz, düşüncemizi yazarız. biz şunu görüyoruz, fatih terim'in imparator olmasına katkıda bulunanlar, galatasaray'ın vites küçültmesi emrini vermişlerdir. takım normal şartlarda beşiktaş'ı zaten yenecektir. en uygun zaman gelmek üzeredir, fatih terim en kısa zamanda kazasız belasız, terimizm'e zarar vermeden kaçacaktır.
yüce gök büyük galatasaray'ı şebekenin kirli oyunlarından korusun. büyük galatasaray taraftarı, gözünüzü dört açın. başka galatasaray yok, yense de büyük yenilse de.
--- alıntı ---