aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 2724
    19 ağustos 2013 galatasaray gaziantepspor maçında tribündeydim. eve henüz yeni adım attım, sözlüğe de bakamadım yol boyunca şarj durumlarından ötürü. dolayısıyla dün butonuna basıp ne yazılmış diye bakmadan bir şeyler yazmak istiyorum. öncelikle; olayları çok kısa bir şekilde özetleyeyim. maç başlarken ve otuz dördüncü dakikada "her yer taksim, her yer direniş" sloganı atıldı, hemen akabinde "sık bakalım" söylendi. mevzu bahis gerilim bu girişimlerden ötürü oldu. kuzey tribününde olduğum ve ultraslan ile temas halinde bulunmadığım için olayları düzgün gözlemleme fırsatına sahiptim. benim gördüğüm kadarıyla maç başlamadan hemen önce girilen tezahürata ıslıklı bir tepki olmadı ultraslan'ın bulunduğu bölümden ama hemen akabinde bir beste girme uğraşı içerisine girdiler. esas gerginlik dakika otuz dörtte oldu ki; o da şu şekilde cereyan etti. doğu tribünün öncelik ettiği slogan atılmaya başlandıktan hemen sonra o bölümden uğultular ve ıslık sesleri yükselmeye başladı. daha sonra settekiler doğu tribününe el kol hareketleri yaptılar, aynı şekilde karşılık buldular. ilk yarı bitinceye dek bu sürtüşme devam etti, kuzey ve güney tribünlerinde bir takım ufak tefek tatsızlıklar da yaşandı sanırım ama tam vakıf olamadım olaylara.

    beni en çok sinirlendiren; tabiri caizse kanıma dokunan; settekilerin bu sürtüşmenin hemen akabinde eğilip hemen aşağıdaki polislere doğu tribününü göstererek bir şeyler anlatması oldu. hiç kimsenin siyasi görüşü zerre umrumda değil; galatasaray'ın gerek okul, gerekse kulüp kültürü gereği çok sesli olmasından yanayımdır ayrıca. ama sen kalkıp daha geçen sene basket maçında sana saldıran polise aynı tribünü paylaşıp aynı üçlüye girdiğin, aynı gole sevinip aynı karara öfkelendiğin adamı gammazladıysan eğer; orada bitersin benim gözümde. bu kabul edilir bir iş değildir!

    bir başka konu daha ekleyeyim; zira hakkaniyetten şaşmamak gerek. ikinci yarı girilen beste -üzerimde ince bir yorgunluk var, hatırlayamıyorum; mazur görün- tüm tribünlerle söylendi. güney, doğu ve batı ile; daha sonra da bütün stad ile. yani denildiği gibi bir besteyi kapalı ile karşılıklı söylememek gibi bir şey söz konusu değildir.

    bu taraftar grubu ile ilgili naçizhane fikrim; alparslan abiden öncesi ve sonrası olarak iki kategoride incelenmesi gerektiği. bir çok hatanın; gerek tribün kültürü anlamında, gerek hayatın içerisinde bir duruş olarak; söz konusu olduğu aşikar. buna mukabil; her ne kadar benim ve sizlerin bir çoğunuzun gözüne daha çok yanlışları batsa da, bu grubun doğru hareketlerinin de hiç de az olmadığını düşünüyorum. sanırım ihtiyaç duyulan şey; eski ezberlerden biraz kopmak, yönetim kadrosuna özellikle üniversiteli arkadaşlar arasından bir kaç adam almak ve bu kadar iti kopuğu barındırmamak. mümkün mü? elbette mümkün ama mevcut yönetim kadrosu ve bu kadronun zihniyeti ile gerçekleşebileceğini de pek sanmıyorum.

    son olarak; mafya yapılanmasını bilen arkadaşlar dediğimi daha iyi anlayacaklardır; ultraslan galatasaray tribünün kas gücüdür (ecnebi tabiri ile "muscle"). dolayısıyla kısa vadede tasfiyesi hem çok zordur, hem de tribünün ruhuna zarar verir. bir de sanırım olayları biraz dramatize etmeyi seviyoruz biz millet olarak; çünkü, tribünlerin barışması çok kolaydır. iki güzel oyun, iki tezahürata mevcut gerginlik unutulur. yerini neşeye ve hırsa bırakır.

    not: işin siyasi kısmına pek değinmeden, sözlük formatına uygun olarak yazmaya gayret gösterdim. yoksa; bu akşamki maç ile ilgili söylemek istediklerim esasında bu kadarla sınırlı değildi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın