636
70 model arabayla otobanda seyir yapmak
hatırlayan bilir.
70’li yıllarda futbolda art arda dünya, avrupa şampiyonu olurduk(!)
takımlarımız avrupa’da kupa neyim bırakmaz, hatta toptan türkiye’ye getirirdi!
bazen, karşısında bizim takımı gören ecnebilerin karşılaşmadan çekildiği bile olurdu..
korkup kaçarlardı yani(!)
“şerefli yenilgi” tümcesi asla bize ait değildi..
yunanlılara aitti.. hatta almanlara..
1-0 yahut 2-0 yenildiklerinde bile “şerefli yenildik” derlerdi bu “gavurlar”..
hele hele, oynadığımız maç, mucize kabilinden berabere bittiğinde “çanakkale geçilmez” başlıklar asla ama asla türk basını’na ait değildi..!!
faiz lobisi’ne aitti..(!)
kısacası dünya, futbolda bizden fena korkar, çekinirdi..
bunun nedeni 2 yabancı oyuncu oynatma hakkı olduğu içindi.
kısıtlama 2 olduğu için türk kulüpleri mecburen iç kaynaklara yönelmişti!
gelsin kupalar, gitsin kupalardı..
ne yıllardı be…
sonra, yabancı sayısını 3’e çıkardılar ya..
o zaman başarısızlık geldi..
bizimkiler tek kupa bile alamaz oldu mirim..!!
yerseniz, ‘durum böyleydi’ ..
doğru dürüst bir tane bile adam gibi başarımız yoktu..
aşağılık kompleksiyle dolaşır, yabancıların karşısına çıktığımızda dizlerimiz titrerdi!
gerçek gerçek, maalesef böyleydi..!
şimdi yabancı sayısına kısıtlama getirdiler ya..
bun da amaç türk milli takımı ve türk kulüpleri başarıdan başarıya koşturmak..!
bu nasıl geri kalmış bir zihniyettir..
dünya artık tek ev olduğundan bile habersizler..
neymiş yerli futbolcu yetişmiyormuş..
milli takım başarısızmış..
sanki, 88 kez dünya kupası almışız da 89’uncusu alamıyoruz da telaş ondan!!
peki, almanya’daki türk kökenli futbolcular nasıl yetişiyor..
onların geni başka bir gen mi..!?
alman takımlarında yabancı sınırlaması mı var..!?
almanların iki takımı şampiyonlar liginde final oynamadı mı..?
de ki yabancıları sayesinde yaptı.
peki, alman milli takımı, son yılların en başarılı milli takımı değil mi?
sayı saymasını biliyorsunuz değil mi? alman u20 takımında kaç türk var, saydınız mı..
orada yetişiyor, anadolu’da yetişmiyor öyle mi..!?
hadi oradan be..
demek ki senin sisteminde bir sorun var.. sisteminde..
ingiliz ya da ispanyol takımlarını da size anlatabilirim..
misal, daha yakın yıllarda chelsea final maçına kaç yabancı ile çıktı..
ben söyleyeyim; tamamı yabancı hatta yedekler de yabancıydı..
bakın ben ilk arabamı 28 yaşında aldım.
tek kapı kırmızı bir araba.. kan kırmızısı..
ama bir kusuru vardı.. 1973 modeldi..
gazetenin yazı işlerinde çalışan bir ağabeyimden almıştım..
e, muhabir maaşı 20 gün yetiyor..
ben arabamı çok sevmiştim ama her gün bir yeri bozuluyordu..
aslında ben araba almamıştım.
maaşıma ortak almıştım..
çevre yoluna çıktığımda gıcır gıcır yeni arabalar beni sollardı..
ben imrenirdim..
o kadar bozulup yolda kaldım ki şimdi bile bir tamirci kadar bilgim vardır!
sonra cipim oldu, ormancılardan çıkma..
o kadar motor yaptırdım ki o paraları toplasam 0 araba alırdım.
gözü kapalı motorunu söküp takarım onların biliyor musun!?
çevre yolunda tek solladığım kamyon ve tir’lardı..
cip, üstü açık ya.. püfür püfür eserdi..
ben de şöyle hafif çapraz otururdum..
ne fiyaka yapardım ama..(!)
ancak, yanımdan “vınnnn” diye geçen arabalara da içim giderdi..
ben yine yolda kalırdım..
muhtemelen ön kaputtan beyaz duman (buhar) çıkardı..
tamirciler bu duruma çok sevinirdi..!!
anlamayanlara kissadan hisse yapayim..
70 model arabayla çevre yolunda iddialı bir sürüş yapamazsın..
70’li yılların düşüncesiyle de 2000’in ilk çeyreğinde dünya ile yarışamazsınız!
“viiinnnnn” diye geçip giderler yanınızdan..
siz de arkasından, o geçip gidenleri sadece seyredersiniz..
eskiler buna “nal toplamak” da diyor..
bak arkadaş, herkes kulağını ve beynini açsın, yabancı sayısının kısıtlanması ile dünya futbolu, hele hele avrupa futbolu ile “dövüşemezsiniz”..
bakın, türk futbolunu küçük bir iyilik yapmak istiyorsanız, alt yapı işleyişini, özellikle menajerlik sistemini ve türk eğitim sistemini değiştireceksiniz ya da değiştirtirttireceksiniz..
bu kararınızla elbette iç piyasayı hareketlendireceksiniz.
yerli futbolcuların fiyatı artacaktır, bu doğru..
ve elbette, yerli futbolcu pazarlayan menajerler avuçlarını ovuşturabilirler..
ama asla mantar gibi iyi futbolcu yetişmeyecektir..
ne de şelaleden dökülür gibi kaliteli yerli futbolcu yetişmeyecektir.
çünkü sistem nakavt olmuştur..
oysa, daha düne kadar bir futbolcunun 8 menajeri olduğunu ve kulüplerin içini boşaltıldığını bilmeniz gerekir..
1 futbolcunun 8 menajeri olur mu..!?
oluyordu işte türkiye’de..
hatta, bir kulüp başkanının sekizer sekizer senet dağıtılan bu menajerlerin parasını ödemekten çaresiz hastalığına yakalanıp, göçüp gittiğini sahi, unuttunuz mu..?!
beşiktaş’ın, o zamanlar küçük muhammed’i barselona’ya niye gidemedi?
çünkü önüne gelen muhammed’in “menajeriyim” dedi..
çocuğun kaderi ile oynanmadı mı…?
şimdi a takıma bile giremiyor.. top oynamasını unuttu.
oysa, berselona’nın alt yapısına gitseydi, dünya çapında biri olsaydı kötü mü olurdu!? kim, ne kazandı bu işten..
bir daha söyleyeyim,
1-türkiye’deki menajerlik kıskacı değiştirilmelidir!
gelelim türk eğitim sistemine..
hangi üniversite, iyi futbol oynuyor, iyi sporcu diye tam burs veriyor gençlere..
nanay di’mi.!?
bakın benim oğlum seneye üniversite sınavını girecek..
dersaneye yazıldı haliyle.
basket ve futbol oynuyordu..
bıraktı takımını.
neden?
e, yarış atı gibi sınava hazırlanacak..
söyleyin bana, böyle bir ülkede kaç sporcu yetişir..
oysa yaptığı spor, çocuğun artisi olmali..!!
aynen avrupa’da ve amerika’da olduğu gibi..
neyse, daha çok anlatacak şey var da..
yani kısıtlama yaparak iyi yerli futbolcu yetiştiremezsin..
o dediğiniz kapak tarlasıdır..
ahg, anam babam ahhg!
çok dertliyim dertli..
“gamlı baykuş” gibi dertli!
en kalbi muhabbetlerimle..
ben can; orhan can..
kaynak: şeref yoksunu gazetelerden hürriyet.. link mink yok arkadaş..
hatırlayan bilir.
70’li yıllarda futbolda art arda dünya, avrupa şampiyonu olurduk(!)
takımlarımız avrupa’da kupa neyim bırakmaz, hatta toptan türkiye’ye getirirdi!
bazen, karşısında bizim takımı gören ecnebilerin karşılaşmadan çekildiği bile olurdu..
korkup kaçarlardı yani(!)
“şerefli yenilgi” tümcesi asla bize ait değildi..
yunanlılara aitti.. hatta almanlara..
1-0 yahut 2-0 yenildiklerinde bile “şerefli yenildik” derlerdi bu “gavurlar”..
hele hele, oynadığımız maç, mucize kabilinden berabere bittiğinde “çanakkale geçilmez” başlıklar asla ama asla türk basını’na ait değildi..!!
faiz lobisi’ne aitti..(!)
kısacası dünya, futbolda bizden fena korkar, çekinirdi..
bunun nedeni 2 yabancı oyuncu oynatma hakkı olduğu içindi.
kısıtlama 2 olduğu için türk kulüpleri mecburen iç kaynaklara yönelmişti!
gelsin kupalar, gitsin kupalardı..
ne yıllardı be…
sonra, yabancı sayısını 3’e çıkardılar ya..
o zaman başarısızlık geldi..
bizimkiler tek kupa bile alamaz oldu mirim..!!
yerseniz, ‘durum böyleydi’ ..
doğru dürüst bir tane bile adam gibi başarımız yoktu..
aşağılık kompleksiyle dolaşır, yabancıların karşısına çıktığımızda dizlerimiz titrerdi!
gerçek gerçek, maalesef böyleydi..!
şimdi yabancı sayısına kısıtlama getirdiler ya..
bun da amaç türk milli takımı ve türk kulüpleri başarıdan başarıya koşturmak..!
bu nasıl geri kalmış bir zihniyettir..
dünya artık tek ev olduğundan bile habersizler..
neymiş yerli futbolcu yetişmiyormuş..
milli takım başarısızmış..
sanki, 88 kez dünya kupası almışız da 89’uncusu alamıyoruz da telaş ondan!!
peki, almanya’daki türk kökenli futbolcular nasıl yetişiyor..
onların geni başka bir gen mi..!?
alman takımlarında yabancı sınırlaması mı var..!?
almanların iki takımı şampiyonlar liginde final oynamadı mı..?
de ki yabancıları sayesinde yaptı.
peki, alman milli takımı, son yılların en başarılı milli takımı değil mi?
sayı saymasını biliyorsunuz değil mi? alman u20 takımında kaç türk var, saydınız mı..
orada yetişiyor, anadolu’da yetişmiyor öyle mi..!?
hadi oradan be..
demek ki senin sisteminde bir sorun var.. sisteminde..
ingiliz ya da ispanyol takımlarını da size anlatabilirim..
misal, daha yakın yıllarda chelsea final maçına kaç yabancı ile çıktı..
ben söyleyeyim; tamamı yabancı hatta yedekler de yabancıydı..
bakın ben ilk arabamı 28 yaşında aldım.
tek kapı kırmızı bir araba.. kan kırmızısı..
ama bir kusuru vardı.. 1973 modeldi..
gazetenin yazı işlerinde çalışan bir ağabeyimden almıştım..
e, muhabir maaşı 20 gün yetiyor..
ben arabamı çok sevmiştim ama her gün bir yeri bozuluyordu..
aslında ben araba almamıştım.
maaşıma ortak almıştım..
çevre yoluna çıktığımda gıcır gıcır yeni arabalar beni sollardı..
ben imrenirdim..
o kadar bozulup yolda kaldım ki şimdi bile bir tamirci kadar bilgim vardır!
sonra cipim oldu, ormancılardan çıkma..
o kadar motor yaptırdım ki o paraları toplasam 0 araba alırdım.
gözü kapalı motorunu söküp takarım onların biliyor musun!?
çevre yolunda tek solladığım kamyon ve tir’lardı..
cip, üstü açık ya.. püfür püfür eserdi..
ben de şöyle hafif çapraz otururdum..
ne fiyaka yapardım ama..(!)
ancak, yanımdan “vınnnn” diye geçen arabalara da içim giderdi..
ben yine yolda kalırdım..
muhtemelen ön kaputtan beyaz duman (buhar) çıkardı..
tamirciler bu duruma çok sevinirdi..!!
anlamayanlara kissadan hisse yapayim..
70 model arabayla çevre yolunda iddialı bir sürüş yapamazsın..
70’li yılların düşüncesiyle de 2000’in ilk çeyreğinde dünya ile yarışamazsınız!
“viiinnnnn” diye geçip giderler yanınızdan..
siz de arkasından, o geçip gidenleri sadece seyredersiniz..
eskiler buna “nal toplamak” da diyor..
bak arkadaş, herkes kulağını ve beynini açsın, yabancı sayısının kısıtlanması ile dünya futbolu, hele hele avrupa futbolu ile “dövüşemezsiniz”..
bakın, türk futbolunu küçük bir iyilik yapmak istiyorsanız, alt yapı işleyişini, özellikle menajerlik sistemini ve türk eğitim sistemini değiştireceksiniz ya da değiştirtirttireceksiniz..
bu kararınızla elbette iç piyasayı hareketlendireceksiniz.
yerli futbolcuların fiyatı artacaktır, bu doğru..
ve elbette, yerli futbolcu pazarlayan menajerler avuçlarını ovuşturabilirler..
ama asla mantar gibi iyi futbolcu yetişmeyecektir..
ne de şelaleden dökülür gibi kaliteli yerli futbolcu yetişmeyecektir.
çünkü sistem nakavt olmuştur..
oysa, daha düne kadar bir futbolcunun 8 menajeri olduğunu ve kulüplerin içini boşaltıldığını bilmeniz gerekir..
1 futbolcunun 8 menajeri olur mu..!?
oluyordu işte türkiye’de..
hatta, bir kulüp başkanının sekizer sekizer senet dağıtılan bu menajerlerin parasını ödemekten çaresiz hastalığına yakalanıp, göçüp gittiğini sahi, unuttunuz mu..?!
beşiktaş’ın, o zamanlar küçük muhammed’i barselona’ya niye gidemedi?
çünkü önüne gelen muhammed’in “menajeriyim” dedi..
çocuğun kaderi ile oynanmadı mı…?
şimdi a takıma bile giremiyor.. top oynamasını unuttu.
oysa, berselona’nın alt yapısına gitseydi, dünya çapında biri olsaydı kötü mü olurdu!? kim, ne kazandı bu işten..
bir daha söyleyeyim,
1-türkiye’deki menajerlik kıskacı değiştirilmelidir!
gelelim türk eğitim sistemine..
hangi üniversite, iyi futbol oynuyor, iyi sporcu diye tam burs veriyor gençlere..
nanay di’mi.!?
bakın benim oğlum seneye üniversite sınavını girecek..
dersaneye yazıldı haliyle.
basket ve futbol oynuyordu..
bıraktı takımını.
neden?
e, yarış atı gibi sınava hazırlanacak..
söyleyin bana, böyle bir ülkede kaç sporcu yetişir..
oysa yaptığı spor, çocuğun artisi olmali..!!
aynen avrupa’da ve amerika’da olduğu gibi..
neyse, daha çok anlatacak şey var da..
yani kısıtlama yaparak iyi yerli futbolcu yetiştiremezsin..
o dediğiniz kapak tarlasıdır..
ahg, anam babam ahhg!
çok dertliyim dertli..
“gamlı baykuş” gibi dertli!
en kalbi muhabbetlerimle..
ben can; orhan can..
kaynak: şeref yoksunu gazetelerden hürriyet.. link mink yok arkadaş..