• 7795
    büyümek güzel şey; gelişmek, daha güçlü olmak... ancak bazı kötü yönleri de var...

    biz çok hızlı büyüdük. daha doğrusu oturduğumuz yerden çok çabuk ayağa kalktık. hatta öyle bir kalkış oldu ki belki de eskisinden bile daha dik ayaktayız şu anda. eskilerde en tepeye ulaştığımız dönemi belki geçemedik ama o noktayı da geçeceğimizden eminim.

    ancak henüz yerdeyken bizi kaldırmaya gelenler şimdi bizi taşıyamıyor. bizi belirli bir noktaya kadar çeken aslanlardan bazılarının şimdi ne boyu ne de gücü yetiyor daha yukarılara taşımaya. bazen bu gerçeği dile getiremesek de içimiz yanarak dile getiriyoruz bazen de... çünkü çok seviyoruz o biz yerdeyken kaldırmaya gelenleri. çünkü onlar; bizim en değerli şampiyonluklarımızın, en güzel geri dönüşlerimizin, en güzel isyanlarımızın, en güzel savaşlarımızın, en şerefli aslanlarından...

    2012-2013 sezonunu da şampiyon tamamladık çok şükür. o kadar çok şey oldu ki bu sezon; anlatmakla bitmez. kısaca geçen sezon tekrar ayağa kalktık ya, bu sezon da sıçradık işte. hem de eskiden yapamadığımızı da yaptık; her şekilde...

    sportif sıçramayı tarihimizin belirli dönemlerinde hep yaptık zaten. o yüzden bizim için yeni bir şey değil.
    maddi sıçrama ise bizim için yeni sayılır. ne yaptığını bilen, ekonomiden bu kadar iyi anlayan ve kulübün geleceğe umutla bakmasını sağlayan bir başkan sayesinde artık maddi olarak da korkumuz yok. çünkü biliyoruz ki; maddi gücümüz azaldığı anda sıçradığımız yerden er ya da geç bir şekilde düşeceğiz.
    marka değerimiz sıçradı. uzun zamandır galatasaray bu kadar konuşulmamış, galatasaray'dan bu denli korkulmamıştı. gruplarda "galatasaray'ı çektik." diye sevinen schalkelilerden bahsetmiyorum, skor 3-1 olduktan sonra "yusuf yusuf" diye bağıran real madrid'ten bahsediyorum...
    uzun zamandır bu denli büyük yabancı yıldız gelmemişti galatasaray'a. sneijder ve sonrasında da drogba geldiğinde ne kadar ses getirdiğimiz ortada.

    yeniden dünya kulübü olduk anlayacağınız. ya da öyle olduğumuzu hatırlattık tüm dünyaya tekrardan...

    ancak...
    işte sıçramak için önce ayağa kalkmak lazım. ayağa kalktığımız 2011-2012 sezonu çok çok değerli o yüzden ve o şampiyonluğun her bireyi benim için galatasaray tarihine isimlerini altın harflerle yazdırdı.
    geçen sivasspor maçında* bir ara kameralar tribünleri gösterdi; ujfalusi-elmander-hakan balta yan yana. geçen sezonun banko 11, 3 oyuncusu...
    yine engin, aynı şekilde... baros...

    "şimdi ben nerdeyim, sen nerde..."

    ujfalusi; kritik müdahalelerin adamı, defansın lideri, takımın kaptanı. sonra sakatlandı, hiç oynayamadı bu sezon... yine de herkesin kalmasını istediği bir isim. fatih hoca da kalmalı diyor ama şu saçma yabancı kuralını değiştirtemezsek eğer muhtemelen yolcu...
    elmander, derbilerin golcüsü. maçın bitimine 2 dakika kala oyuna girse bile maç bitiminde formasının renkleri daha da koyulaşır terden. sakatlanıp maça devam etmeye çalışan adam. bu sezon pek oynayamadı ve önünde çok fazla forvet oyuncusu var ama yine de gönderilmesini isteyenler azınlıkta. fatih hoca da elinden gelse hiç göndermez. ama yine aynı sebepten* yolcu olabilir...
    engin; orta sahanın dinamosu. ilk geldiğinde 60 dakikayı çıkaramayan ancak sonlara doğru cebinden maratoncu çıkarabilecek düzeye gelen adam. attığı çalımlarla, yaptığı assistlerle, defansa olan katkısıyla ilk 11'in en değerli parçalarından. 4-4-2'nin işlemesini sağlayan adamlardan...
    hakan kalacak. onun şansı yerli olması. sağlıklı bir hakan her zaman yararlı olacaktır. ancak yabancı olsaydı o da yolcuydu muhtemelen. sakat sakat maça devam eden, şampiyonluğun gelmesini sağlayan aslanlardan biri o da. kadıköy'de 50000'i susturan adam.
    baros'tan bahsetmiyorum bile... baros başlığına daha önce yazmıştım, aynılarını tekrar yazmayayım... milan the king!

    bu kadar hızlı büyümesek belki de kötü ayrılacaktık bu isimlerle. kötü derken kavga, dövüş değil elbette. ama rahatlıkla diyecektik ki; "abi elmander bizim takımın oyuncusu değil. hem iyice yaşlandı..." ama şimdi bunu rahatlıkla diyemiyoruz, içimiz acıyor. çünkü sadece bu sezon* kötü oynadı, verimli olamadı. sanki ilk hatasında silip atıyormuşuz gibi...

    elbette hep daha yükseğe sıçramalıyız ama her aşağı baktığımda anılar canlanıyor...
App Store'dan indirin Google Play'den alın