5923
iki gündür aklımda hep terim var. yatarken, yemek yerken, çocuklarla oynarken bile kafam hep olan olaylarda.
terimin 6 nisan 2013 galatasaray mersin idman yurdu maçında atıldıktan sonra yaptığı hareketler, yaptığı açıklamalar...
başından beri savunduğum bir konu vardı ki, ünal başkan terimi başlarda özellikle hiç istemedi. buna yönetimin içinden de çok büyük bir destek geldi. eğer ki ali dürüst ve abdürrahim albayrak olmasaydı terim bizim başımızda olmazdı. geçen seneyi bir gözünüzün önüne getirin. terimin yönetim kurulu için basın toplantılarında söylediklerini. nasıl konuşulanların anında basına yansımasına tepki gösterdiğini, bülent tulun yüzünden çıkan kavgaları. her ne kadar ünal aysalı sevsem de, eğer geçen sene şampiyon olunamasaydı terimin ipini çekeceğimden adım gibi eminim. yönetimde ise hala bir çok yöneticinin terimin gitmesi gerektiğini düşündüğü bir sır değil. galatasarayın başarısından ziyade, egolarının tatmini onlar için önemli olan.
peki bunu bütün türkiye biliyorken terimin bilmemesi mümkün mü? yeri apayrı olan ve hayatını adadığı galatasarayla başarıdan başarıya koşarken başka planlar yapmasının veya da başka planlar yapmaya "mecbur bırakılmasının" başka bir açıklaması olabilir mi? bazı maçlarda yaptığı yanlışlar veya formsuzluğu, terimin çok rahat bir ortamda çalışmasından mıdır? bir insan, evet terim de bir insan, hem içerden hem dışarda bu kadar baskıya, bu kadar pisliğe, bu kadar rezilliğe karşı nasıl 365 gün dik durabilir, nasıl her gün aynı performansı sürdürebilir. atıldıktan sonra eşi fulya terimi ve kızını arıyorsa oynatacağı taktik için aramamıştır herhalde. terim bile duygusal olarak yıpranabiliyor, ama unutulmasın ki yıpratan herkesin önce taraftar sonra terim peşini bırakmayacaktır.
özellikle ali koçun spor müdürleriyle yaptığı gizli toplantıdan sonra galatasaray ve terime olan savaş iyice gün yüzüne çıktı. ne kadar satılık veya taşeron kalem varsa hepsi kudurmuş köpek gibi ağızlarından salyalar akıtarak saldırdılar. tek bir amaç vardı, terimi sinirlendirmek. ne yazık ki başardılar. ali "k.o.ç." yakmıştır keyif sigarasını şimdi aziziyle birlikte. ama bilmiyor ki o sigara efkar sigarası olacak onlarla işimiz bittiğinde.
ünal aysal kendi imzasıyla terim atıldıktan sonra bir açıklama yayınladı. sözlükte bile çıkardı masaya vurdu diye tanımlandı ama bence çok klasik ve boş bir açıklamaydı, daha da önemli geç kalınmış bir açıklamaydı. bu açıklama yerine "terime adam gibi verilecek destek" ve yüklendiği yüklerin bir kısmını omuzlarından almak ve bunu aylardır yapmak çok daha önemliydi. terimi çıldıracak noktaya gelmeden önce sakinleştirmek, onun işi olmayan konularda bile galatasarayı savunmaya onu bırakmayıp, "maaşlı koordinatörlerin" daha aktif olmasını sağlamak olmalıydı öncelik.
terim haksız yere atıldı ve çıldırdı. tabi ki yaptığı hareketleri yapmazdı terim eğer kendinde olsaydı. yıllardır yaptığı gibi kan kusup kızılcık şerbeti içtim derdi. dediğim gibi terim bile artık dayanamadıysa varın anlayın nasıl bir noktada olduğunu. reale 3-0 yenilince terim için " benim bildiğim terim bu mağlubiyetin acısını avrupadan çıkarmadan gitmez, gitmesini isteyenler üzülebilir" gibi bir şeyler yazmıştım. eğer real maçı berabere veya ne bileyim tek farkla mağlubiyetle falan bitseydi ve burada reali yenseydik veya eleseydik emin olun terim sene sonu yolcuydu. ama real maçındaki 3-0'lık mağlubiyet, üstüne mersin maçında atılması en sonunda terime "artık eskisinden daha hırslıyım, başka planlarım vardı ama kalıp savaşa devam edeceğim" dedirtti.
yönetimin bir kısmı terim kendisi gider bizde istediğimizi getirebiliriz diye düşünürlerken, terimin kalıp savaşmaya devam etmesiyle kafaları tamamen karışmış durumdadırlar. terimi gönderecek güç bırak yönetimi, dünya üzerinde yok. o stadı da liseyi de yıkarlar.
şimdi şampiyonluk zora girdi bu bir gerçek. her şey olabilir. peşpeşe iki maç kaybedip geriye de düşebiliriz, fener maçı da dahil kalan bütün maçları alıp federasyona yıllık kapağını da takabiliriz. her sene federasyona bir kapak takmazsak olmaz zaten. ben selçuk önderliğinde takımın isyan edeceğini ve bu hırsla kalan 6 maçı kazanacağımızı düşünüyorum. bizi durdurabilmek için terimin atılmasından çok daha büyük şeylere ihtiyaçları var. geçen 3 maç ceza aldığında 5 puan kaybettik. ama o zamanlar form durumumuz bu kadar iyi değildi artık takım gerçek formuna çok yaklaştı. melo gibi, drogba gibi isimler özellikle bu süreçte ruhlarını sahaya koyacaklardır.
o kadar da iddialıyım ki kalan 6 maçı kazanacağımız konusunda meşaleyi yakıyorum artık.
benim için aslolan galatasaraydır. ama isim bazında terim bir tarafta, geri kalan herkes diğer taraftadır. ona destek olmak ve kenetlenmek bizim görevimiz, takımı maçlara en iyi şekilde hazırlamak terimin görevi, sahada oynanan bu oyuna isyan edip şampiyonluk kupasını tüpçüden bir kez daha almak da topçuların görevidir.
madem terim göte göt dedi, madem açılan savaşa savaşla karşılık verdi, madem o bizim imparatorumuz, ne bekliyoruz amk?
terimin 6 nisan 2013 galatasaray mersin idman yurdu maçında atıldıktan sonra yaptığı hareketler, yaptığı açıklamalar...
başından beri savunduğum bir konu vardı ki, ünal başkan terimi başlarda özellikle hiç istemedi. buna yönetimin içinden de çok büyük bir destek geldi. eğer ki ali dürüst ve abdürrahim albayrak olmasaydı terim bizim başımızda olmazdı. geçen seneyi bir gözünüzün önüne getirin. terimin yönetim kurulu için basın toplantılarında söylediklerini. nasıl konuşulanların anında basına yansımasına tepki gösterdiğini, bülent tulun yüzünden çıkan kavgaları. her ne kadar ünal aysalı sevsem de, eğer geçen sene şampiyon olunamasaydı terimin ipini çekeceğimden adım gibi eminim. yönetimde ise hala bir çok yöneticinin terimin gitmesi gerektiğini düşündüğü bir sır değil. galatasarayın başarısından ziyade, egolarının tatmini onlar için önemli olan.
peki bunu bütün türkiye biliyorken terimin bilmemesi mümkün mü? yeri apayrı olan ve hayatını adadığı galatasarayla başarıdan başarıya koşarken başka planlar yapmasının veya da başka planlar yapmaya "mecbur bırakılmasının" başka bir açıklaması olabilir mi? bazı maçlarda yaptığı yanlışlar veya formsuzluğu, terimin çok rahat bir ortamda çalışmasından mıdır? bir insan, evet terim de bir insan, hem içerden hem dışarda bu kadar baskıya, bu kadar pisliğe, bu kadar rezilliğe karşı nasıl 365 gün dik durabilir, nasıl her gün aynı performansı sürdürebilir. atıldıktan sonra eşi fulya terimi ve kızını arıyorsa oynatacağı taktik için aramamıştır herhalde. terim bile duygusal olarak yıpranabiliyor, ama unutulmasın ki yıpratan herkesin önce taraftar sonra terim peşini bırakmayacaktır.
özellikle ali koçun spor müdürleriyle yaptığı gizli toplantıdan sonra galatasaray ve terime olan savaş iyice gün yüzüne çıktı. ne kadar satılık veya taşeron kalem varsa hepsi kudurmuş köpek gibi ağızlarından salyalar akıtarak saldırdılar. tek bir amaç vardı, terimi sinirlendirmek. ne yazık ki başardılar. ali "k.o.ç." yakmıştır keyif sigarasını şimdi aziziyle birlikte. ama bilmiyor ki o sigara efkar sigarası olacak onlarla işimiz bittiğinde.
ünal aysal kendi imzasıyla terim atıldıktan sonra bir açıklama yayınladı. sözlükte bile çıkardı masaya vurdu diye tanımlandı ama bence çok klasik ve boş bir açıklamaydı, daha da önemli geç kalınmış bir açıklamaydı. bu açıklama yerine "terime adam gibi verilecek destek" ve yüklendiği yüklerin bir kısmını omuzlarından almak ve bunu aylardır yapmak çok daha önemliydi. terimi çıldıracak noktaya gelmeden önce sakinleştirmek, onun işi olmayan konularda bile galatasarayı savunmaya onu bırakmayıp, "maaşlı koordinatörlerin" daha aktif olmasını sağlamak olmalıydı öncelik.
terim haksız yere atıldı ve çıldırdı. tabi ki yaptığı hareketleri yapmazdı terim eğer kendinde olsaydı. yıllardır yaptığı gibi kan kusup kızılcık şerbeti içtim derdi. dediğim gibi terim bile artık dayanamadıysa varın anlayın nasıl bir noktada olduğunu. reale 3-0 yenilince terim için " benim bildiğim terim bu mağlubiyetin acısını avrupadan çıkarmadan gitmez, gitmesini isteyenler üzülebilir" gibi bir şeyler yazmıştım. eğer real maçı berabere veya ne bileyim tek farkla mağlubiyetle falan bitseydi ve burada reali yenseydik veya eleseydik emin olun terim sene sonu yolcuydu. ama real maçındaki 3-0'lık mağlubiyet, üstüne mersin maçında atılması en sonunda terime "artık eskisinden daha hırslıyım, başka planlarım vardı ama kalıp savaşa devam edeceğim" dedirtti.
yönetimin bir kısmı terim kendisi gider bizde istediğimizi getirebiliriz diye düşünürlerken, terimin kalıp savaşmaya devam etmesiyle kafaları tamamen karışmış durumdadırlar. terimi gönderecek güç bırak yönetimi, dünya üzerinde yok. o stadı da liseyi de yıkarlar.
şimdi şampiyonluk zora girdi bu bir gerçek. her şey olabilir. peşpeşe iki maç kaybedip geriye de düşebiliriz, fener maçı da dahil kalan bütün maçları alıp federasyona yıllık kapağını da takabiliriz. her sene federasyona bir kapak takmazsak olmaz zaten. ben selçuk önderliğinde takımın isyan edeceğini ve bu hırsla kalan 6 maçı kazanacağımızı düşünüyorum. bizi durdurabilmek için terimin atılmasından çok daha büyük şeylere ihtiyaçları var. geçen 3 maç ceza aldığında 5 puan kaybettik. ama o zamanlar form durumumuz bu kadar iyi değildi artık takım gerçek formuna çok yaklaştı. melo gibi, drogba gibi isimler özellikle bu süreçte ruhlarını sahaya koyacaklardır.
o kadar da iddialıyım ki kalan 6 maçı kazanacağımız konusunda meşaleyi yakıyorum artık.
benim için aslolan galatasaraydır. ama isim bazında terim bir tarafta, geri kalan herkes diğer taraftadır. ona destek olmak ve kenetlenmek bizim görevimiz, takımı maçlara en iyi şekilde hazırlamak terimin görevi, sahada oynanan bu oyuna isyan edip şampiyonluk kupasını tüpçüden bir kez daha almak da topçuların görevidir.
madem terim göte göt dedi, madem açılan savaşa savaşla karşılık verdi, madem o bizim imparatorumuz, ne bekliyoruz amk?
