5267
topladığı puan hesap edilerek eleştirilen canım hocamız. doğrudur bu sezon istenildiği kadar puan toplayamadık. ancak şuda bir gerçek ki yeni bir kadro yaratmak ve yeni bir felsefe oluşturmak sanıldığı kadar kolay değil. 1996-2000 arası çok badireler atlattık, çok sıkıntılar çektik ancak sonuçları ortada. 2000 yılındaki efsane kadro nasıl oluştu biraz açıklayayım;
fatih hocam ilk geldiği zaman hakan ünsal, ergün penbe, suat kaya, okan buruk gibi oyuncular yollanılsın isteniyordu ama hoca bu oyunculara sahip çıktı. davala d.bakırspor'dan transfer edildi. emre belözoğlu ve fatih akyel altyapıdan takıma monte edildi. capone ve marcio sudan ucuza transfer edildiği zaman yazarlar tarafından "capone değil tapon" diye dalga geçildi. hagi, popescu, taffarel kariyerlerinin son zamanlarında ve düşüşte oldukları bir dönemde takıma katıldılar.ama hocam büyük emek vererek 2000 yılında herhangi bir avrupa kupası alamasa bile avrupanın belkide en iyi pres yapan, müthiş tempolu ve göze hoş gelen bir futbol oynayan takım yarattı. o günleri hatırlayanlar bilir galatasaray avrupalı rakiplerini adeta anadolu takımı ile oynuyormuşcasına eze eze yeniyordu. hemde hücum futbolu oynayarak. (tam olarak 2-5-3 gibi fantastik bir şablonla oynuyorduk) ama o günlere gelene kadar gün geldi içerde fenerden 4 yedik, gün geldi liderin 9 puan gerisine düştük, gün geldi chelsea'den 5 yedik. ama hiçbir zaman takımdan ve fatih hoca'dan ümidimizi kesmedik. çünkü takım bize o ışığı sahada veriyordu. kimse kusura bakmasın ama ben o ışığı şuanki takımımızda da fazlasıyla görüyorum. hele hele old trafford'ta takımın oynadığı başabaş futbol beni fazlasıyla ümitlendirdi. ilk gediği sezon takımı şampiyon yapmış (hemde ezeli rakibimizin sahasında) ikinci sezonunda takımı cl'de bir üst tura taşımış bir hocaya biraz daha sabredilmeli.
fatih hocam ilk geldiği zaman hakan ünsal, ergün penbe, suat kaya, okan buruk gibi oyuncular yollanılsın isteniyordu ama hoca bu oyunculara sahip çıktı. davala d.bakırspor'dan transfer edildi. emre belözoğlu ve fatih akyel altyapıdan takıma monte edildi. capone ve marcio sudan ucuza transfer edildiği zaman yazarlar tarafından "capone değil tapon" diye dalga geçildi. hagi, popescu, taffarel kariyerlerinin son zamanlarında ve düşüşte oldukları bir dönemde takıma katıldılar.ama hocam büyük emek vererek 2000 yılında herhangi bir avrupa kupası alamasa bile avrupanın belkide en iyi pres yapan, müthiş tempolu ve göze hoş gelen bir futbol oynayan takım yarattı. o günleri hatırlayanlar bilir galatasaray avrupalı rakiplerini adeta anadolu takımı ile oynuyormuşcasına eze eze yeniyordu. hemde hücum futbolu oynayarak. (tam olarak 2-5-3 gibi fantastik bir şablonla oynuyorduk) ama o günlere gelene kadar gün geldi içerde fenerden 4 yedik, gün geldi liderin 9 puan gerisine düştük, gün geldi chelsea'den 5 yedik. ama hiçbir zaman takımdan ve fatih hoca'dan ümidimizi kesmedik. çünkü takım bize o ışığı sahada veriyordu. kimse kusura bakmasın ama ben o ışığı şuanki takımımızda da fazlasıyla görüyorum. hele hele old trafford'ta takımın oynadığı başabaş futbol beni fazlasıyla ümitlendirdi. ilk gediği sezon takımı şampiyon yapmış (hemde ezeli rakibimizin sahasında) ikinci sezonunda takımı cl'de bir üst tura taşımış bir hocaya biraz daha sabredilmeli.
