1351
kendisini gram sevmem.
"su testisi su yolunda kırılır" dediği gün benim için insanlıktan çıktı.
muhalefetin, eleştirmenin, karşıt fikir belirtmenin ayarını ise çoktan kaçırdı. eskiden olmayacak şeyler iddia etse de bunu sağlam bir mantığa oturtur değişik bir bakış açısı getirirdi.
şimdi çoğu yazısıyla düşüncesini temellendiremiyor, kendisini komik duruma düşürüyor ve özetle hep aynı şeyi söylüyor.
ve fakat fatih terim - ünal aysal hakkındaki yazısı beni endişelendirdi. açıkcası bu güne kadar "eleman" muhabbetinin üzerinde pek durmamıştım. ünal aysal'ın analitik mantığı çerçevesinde kurumsallaşmış bir yapıda fatih terim'in kağıt üzerindeki rolünü belirttiğini ve ısrarla vurgulanan kurumsallaşma sürecinde galatasaray'ın kağıt üzerindeki yapısından bahsettiğini düşünüyordum. bu anlamda konunun psikolojik önemini kaçırdığını ancak yaptığı hatayı hemen farkederek telaffi ettiğine inanıyordum. hala da öyle olmasını umut ediyorum. fakat hıncal uluç'un da yazısını dikkatle okumak lazım. ünal aysal ve fatih terim arasındaki ilişkiyi ilerleyen süreçte dikkatle takip edicem. eğer amaç fatih hoca'yı göndermekse işleyen tekere çok pis çomak sokulmuş, rayında giden tren sabote edilmiş olur. çünkü bu sezonu atlatırsak ilerleyen yıllarda galatasaray'ın önlenemez bir yükseliş göstereceği çok açık. doğru yerlerde doğru adamlar var. inşallah bahsedilen gibi bir iç çekişme yoktur. ilk defa endişeleniyorum belki de gelişmelerden.
http://www.fotomac.com.tr/...2/aysal-samimi-degil
"su testisi su yolunda kırılır" dediği gün benim için insanlıktan çıktı.
muhalefetin, eleştirmenin, karşıt fikir belirtmenin ayarını ise çoktan kaçırdı. eskiden olmayacak şeyler iddia etse de bunu sağlam bir mantığa oturtur değişik bir bakış açısı getirirdi.
şimdi çoğu yazısıyla düşüncesini temellendiremiyor, kendisini komik duruma düşürüyor ve özetle hep aynı şeyi söylüyor.
ve fakat fatih terim - ünal aysal hakkındaki yazısı beni endişelendirdi. açıkcası bu güne kadar "eleman" muhabbetinin üzerinde pek durmamıştım. ünal aysal'ın analitik mantığı çerçevesinde kurumsallaşmış bir yapıda fatih terim'in kağıt üzerindeki rolünü belirttiğini ve ısrarla vurgulanan kurumsallaşma sürecinde galatasaray'ın kağıt üzerindeki yapısından bahsettiğini düşünüyordum. bu anlamda konunun psikolojik önemini kaçırdığını ancak yaptığı hatayı hemen farkederek telaffi ettiğine inanıyordum. hala da öyle olmasını umut ediyorum. fakat hıncal uluç'un da yazısını dikkatle okumak lazım. ünal aysal ve fatih terim arasındaki ilişkiyi ilerleyen süreçte dikkatle takip edicem. eğer amaç fatih hoca'yı göndermekse işleyen tekere çok pis çomak sokulmuş, rayında giden tren sabote edilmiş olur. çünkü bu sezonu atlatırsak ilerleyen yıllarda galatasaray'ın önlenemez bir yükseliş göstereceği çok açık. doğru yerlerde doğru adamlar var. inşallah bahsedilen gibi bir iç çekişme yoktur. ilk defa endişeleniyorum belki de gelişmelerden.
http://www.fotomac.com.tr/...2/aysal-samimi-degil
