2682
içinde kronolojiden bağımsız belli başlıklarda haklarında fikir yürütülebilecek bir takım kimseler barındaran gruptur.
bu entry bu bir takım kimseler referans gösterilerek icra edilmiştir.
ilk ve en belirgin özellikleri, puan kaybedilen ilk maçta ağızları sulanarak takıma, hocaya, münferiden herhangi bir futbolcuya giydirmek için sırada beklemeleridir. ki eleştirilerinin kesinlikle içi de altı da boştur, çok deneysel bir dayanakları yoktur yani. laf olsun diyedir.
bir çoğu iyi gün dostudur. takım önemli bir maçı kazandığı zaman oturaklarını yırtarlar ama az biraz kötü oynasa ve kaza bela puan kaybetse ilk yırtınanlar yine onlardır.
hepsi teker teker asrın teknik direktörleridir. bir maç yerin dibine soktukları futbolcu ertesi maç kadroda yoksa ve takım puan kaybettiyse kesinlike bundan sebeptir.yani tutarsızlardır bir yerde.
beğenileri başarı odaklıdır. bir futbolcu herhangi bir maçta 3 gol attığı zaman yeniden kral ilan edilirken, gol atamadığı ilk maçta yine bu seçiciler tarafından tahtından indirilmektedir. ayarsızlardır yani bir yerde.
tarafsız olmak adı altında en düzeysiz rakipten bile daha düzeysiz olabilirler dönem dönem. tarafsızlardır bir yerde. böyle taraf olunmaz çünkü. ama taraftar olmak taraf olmaktır ya zaten bu bilinç yoktur onlarda. aynı zamanda bilinçsizlerdir de bir yerde.
bu entry'de dikkate değer kısım ise şudur ki; tüm senaryolar takımın kötü gidişi ya da puan kaybı durumları baz alınarak örneklendirilmiştir. serbest çağrışım; iyi gününde zaten sempatizan bile taraftardır.
gerçi içinde bulunduğumuz süreçte galatasaray futbol takımı'nın da ciddi bir parmağı vardır. e be kardeşim sen bu bir takım taraftarların daha sezon başlamadan beklentilerini bu kadar yüksek tutmalarına sebep olursan onlar da her puan kaybında aynı naneyi yerler. bunların derdi senin puan kaybın falan değildir aslında, fener ile puan farkını bir miktar eritmiş olmandır. adamlar senden ilk yarı şampiyonluğu garantilemeni bekliyordu ama sen 11. hafta itibarıyla alt tarafı lidersin yani daha birşeyi garantileme emareleri yoktur yani. kusura bakma sen en büyük kabahatlisin.
bu entry bu bir takım kimseler referans gösterilerek icra edilmiştir.
ilk ve en belirgin özellikleri, puan kaybedilen ilk maçta ağızları sulanarak takıma, hocaya, münferiden herhangi bir futbolcuya giydirmek için sırada beklemeleridir. ki eleştirilerinin kesinlikle içi de altı da boştur, çok deneysel bir dayanakları yoktur yani. laf olsun diyedir.
bir çoğu iyi gün dostudur. takım önemli bir maçı kazandığı zaman oturaklarını yırtarlar ama az biraz kötü oynasa ve kaza bela puan kaybetse ilk yırtınanlar yine onlardır.
hepsi teker teker asrın teknik direktörleridir. bir maç yerin dibine soktukları futbolcu ertesi maç kadroda yoksa ve takım puan kaybettiyse kesinlike bundan sebeptir.yani tutarsızlardır bir yerde.
beğenileri başarı odaklıdır. bir futbolcu herhangi bir maçta 3 gol attığı zaman yeniden kral ilan edilirken, gol atamadığı ilk maçta yine bu seçiciler tarafından tahtından indirilmektedir. ayarsızlardır yani bir yerde.
tarafsız olmak adı altında en düzeysiz rakipten bile daha düzeysiz olabilirler dönem dönem. tarafsızlardır bir yerde. böyle taraf olunmaz çünkü. ama taraftar olmak taraf olmaktır ya zaten bu bilinç yoktur onlarda. aynı zamanda bilinçsizlerdir de bir yerde.
bu entry'de dikkate değer kısım ise şudur ki; tüm senaryolar takımın kötü gidişi ya da puan kaybı durumları baz alınarak örneklendirilmiştir. serbest çağrışım; iyi gününde zaten sempatizan bile taraftardır.
gerçi içinde bulunduğumuz süreçte galatasaray futbol takımı'nın da ciddi bir parmağı vardır. e be kardeşim sen bu bir takım taraftarların daha sezon başlamadan beklentilerini bu kadar yüksek tutmalarına sebep olursan onlar da her puan kaybında aynı naneyi yerler. bunların derdi senin puan kaybın falan değildir aslında, fener ile puan farkını bir miktar eritmiş olmandır. adamlar senden ilk yarı şampiyonluğu garantilemeni bekliyordu ama sen 11. hafta itibarıyla alt tarafı lidersin yani daha birşeyi garantileme emareleri yoktur yani. kusura bakma sen en büyük kabahatlisin.