19
ne için gereklidir ki bu altyapı?
ehlileşmek için, sivilize olmak için, muasır medeniyet seviyesi'nde yaşamak için...
itirazı olan çıkar mı?
çıkmaz, çıkmamalı.
türkiye'min her ama her alanında eksik olduğu konudur altyapı.
ülke iktidarlarının hepsini, istisnasız tenzih ederek söylüyorum, bu bizim toplumsal kanserimiz, toplumsal hastalığımız.
türk insanının yapısı, kolaya kaçma, hazıra konmadır.
yetiştirmek ve bir değer yaratmak, bizim toplumsal oluşumumuzda yoktur.
fakat biz kendimizi dev aynasında görmeyi seven, hatta bayılan bir toplumuz. burası aşikar.
konuyu fazla dağıtmayalım;
bugun bir toplumun temeli olan eğitim dendiğinde dahi, keşmekeşlik sözkonusu. ağzı süt kokan çocukları ilkokula yazdırmak, ilköğretim kapasitesine ulaşmış olmalarının sınavı olarak top sektirmek ve tek ayak üzerinde dengede durmak meziyetlerinie sahip olup olmadıklarını denetlemek gibi durumlar söz konusu ülkemde.
bugun yine bir ülkenin kendi insanına verdiği değer ölçülerinin başında sağlık konusu gelmekte iken, ülkemdeki sağlık koşullarını, kimin hizmet alıp kimin alamadığını burada tartışmanın bile manasız olacağını düşünüyorum.
çoğumuzun gezip gördüğü ve imrenerek hayran kaldığı 100 kimometrekare içinde yaklaşık 400 duraklı yabancı ülke metrolarını, sosyal güvencelerle hayat garantisi olan insanları, emeklilik sistemlerini, oturmuş düzenleri, bu ülkelerde yaşadıkça anlıyor, özümsüyor ve ister istemez kendi ülkesiyle karşılaştırıyor insan.
velhasıl,
almanyada'daki türk nüfusu ise takriben 3,5 milyon civarı diye biliyorum (yanlışsam düzeltin).
2011 almanya u17 fifa dünya kupası kadrosunda 8 tane türk oyuncu mevcut, mevcuttu.
koray günter, robin yalcin, emre can (c), samed yesil, levent aycicek, okan aydin, koray kacinoglu, kaan ayhan...
bu çocukların yaşları 17-18. 3,5 milyon gurbetçi türkün evlatları.
bazısı asimile olmuş, bazısı ülke hasretiyle yanıp tutuşmuş hiç önemli değil.
önemli olan bz son 10 senede altyapıdan milli takım seviyesinde hizmet verebilecek futbolcular çıkaramazken, hadi cici gönlünüzü kırmayayım, 3-4 oyuncu çıkarırken, almanya'nın geçen seneki 17 yaş altı milli takım kadrosunda 8 tane türk asıllı futbolcu bulunmakta.
bu ne ile izah edilebilir allah aşkına?
bu nasıl bir eksikliktir? bu nasıl bir ayıptır? bu nasıl bir aymazlık, bu nasıl bir utanmazlıktır?
istisnasız her altyapı seçmesinde, onun yeğeni, şunun torunu, bunun bacanağının oğlu, hikayelerini senelerce duyduk.
torpil, hülle yolu, ülkenin her alanında olduğu gibi sporu da kaplamış.
hakedeni seçmemek hadi yine bir derece, fakat burda asıl öenmli olan özkaynağa verilmeyen değerler, özkaynağı yetiştirememek, demiri dövememek, ağacı yaş iken eğiltememek.
kim yetiştirsin? kim bu değeri versin?
yetiştirmek için gerekli tecrübeyi almış insanımız bir elin parmaklarını geçer mi?
geçerse de biz bu insanlarımıza gerekli özeni gösterdik mi? gösteriyor muyuz? kısaca değerlerini biliyor muyuz? gerekli imkanları sağlıyor muyuz?
hayır.
peki biz hangi altyapıdan bahsediyoruz? hangi başarıdan bahsediyoruz? hangi gelecek programlamasından? hangi yatırımdan bahsediyoruz?
yabancı sınırlamasını, türk futbolcu kalitesi düşer diye kaldırmamak, türk milli takımı zarar görür diye her sene başka bir düzenleme getirmek, muna mukabil vasat brezilyalıları türkleştirip bak ulan milli marş da söylüyo helal yemin ederim diyebilmek daha cazip değil mi?
mesut özil türk milli takımını seçmedi diye küfürler etmek, vatan haini ilan etmek, yeri geldiğinde yuhalamak, ne ala değil mi?
mehmet scholl'u, kubilay türkyılmaz'ı, murat-hakan yakın kardeşleri, serdar taşçı'yı, eren derdiyok'u, samed yeşil'i, emre can'ı...
adama sormazlar mı, sen bu insanlara soyisimlerinden başka ne verdin? ne imkanlar sundun? yetişmesine yardımcı mı oldun ki şimdi senin milletin için ter dökmesini bekliyorsun?
ama bizde bu aymazlık vardır, severiz hazıra konmasını, severiz mahalle arasında 2 kıvrak çalım atan çocukları altypıya secmesini, elimize hazır gelsin, olmuş gelsin hikayelerini.
bugun ingiltere'de, almanya'da uygulanan futbol akademilerini hala ülkene adapte edemiyorsan, hala bir futbolcu konfederasyonu kurup, haklarını savundurtamıyorsan, savundurtmayı bırak, sahip dahi çıkartmıyorsan, çıkartamıyorsan, altyapı senin neyine?
senin yegane amacın artık, isviçre'den, almanya'dan, ingiltere'den, fransa'dan ve bilimum diğer altyapıya önem veren, oyuncuyu seçip ona önelikle topa nasıl vurulması gerektiğini öğreten ülkelerden, türk pasaportuna sahip olanları devşirmek değil mi?
acı ama gerçek, senin hedefin aynen budur sevgili türkiye'm. senin hedefin aynen budur.
nuri şahin'i, hamit altıntop'u tunay torun'u, sercan sararer'i ve nicesini devşirmek, colin kazım'ları, mert nobre'leri, aurelio'ları türkleştirip olmayan, olamayan, altyapıyı bir nebze kapamaya çalışmak değil mi amacımız?
üstüne de gevrek gevrek türk futbolu (bkz: #964588) ve sözüm ona marka 'değerini' konuşmak, ve bunu hayasızca satmak değil mi senin derdin?
umarsızca başarı beklemek, ekmeden biçmeye kalkmak, sonra da hoijdonk un kulakları çınlasın qtm vasıtası ile neden olimpiyatlarda başarısız olundu anketleri açmak falan...
yazdıkça yazasım aklıma geldikçe devame edesim var. yeter, insanın midesi de biryere kadar kaldırıyor.
biz en iyisi herzaman yaptığımızı yapmaya devam edelim. kendimizi kandırıp, kulağımızın üstüne yatalım.
ehlileşmek için, sivilize olmak için, muasır medeniyet seviyesi'nde yaşamak için...
itirazı olan çıkar mı?
çıkmaz, çıkmamalı.
türkiye'min her ama her alanında eksik olduğu konudur altyapı.
ülke iktidarlarının hepsini, istisnasız tenzih ederek söylüyorum, bu bizim toplumsal kanserimiz, toplumsal hastalığımız.
türk insanının yapısı, kolaya kaçma, hazıra konmadır.
yetiştirmek ve bir değer yaratmak, bizim toplumsal oluşumumuzda yoktur.
fakat biz kendimizi dev aynasında görmeyi seven, hatta bayılan bir toplumuz. burası aşikar.
konuyu fazla dağıtmayalım;
bugun bir toplumun temeli olan eğitim dendiğinde dahi, keşmekeşlik sözkonusu. ağzı süt kokan çocukları ilkokula yazdırmak, ilköğretim kapasitesine ulaşmış olmalarının sınavı olarak top sektirmek ve tek ayak üzerinde dengede durmak meziyetlerinie sahip olup olmadıklarını denetlemek gibi durumlar söz konusu ülkemde.
bugun yine bir ülkenin kendi insanına verdiği değer ölçülerinin başında sağlık konusu gelmekte iken, ülkemdeki sağlık koşullarını, kimin hizmet alıp kimin alamadığını burada tartışmanın bile manasız olacağını düşünüyorum.
çoğumuzun gezip gördüğü ve imrenerek hayran kaldığı 100 kimometrekare içinde yaklaşık 400 duraklı yabancı ülke metrolarını, sosyal güvencelerle hayat garantisi olan insanları, emeklilik sistemlerini, oturmuş düzenleri, bu ülkelerde yaşadıkça anlıyor, özümsüyor ve ister istemez kendi ülkesiyle karşılaştırıyor insan.
velhasıl,
almanyada'daki türk nüfusu ise takriben 3,5 milyon civarı diye biliyorum (yanlışsam düzeltin).
2011 almanya u17 fifa dünya kupası kadrosunda 8 tane türk oyuncu mevcut, mevcuttu.
koray günter, robin yalcin, emre can (c), samed yesil, levent aycicek, okan aydin, koray kacinoglu, kaan ayhan...
bu çocukların yaşları 17-18. 3,5 milyon gurbetçi türkün evlatları.
bazısı asimile olmuş, bazısı ülke hasretiyle yanıp tutuşmuş hiç önemli değil.
önemli olan bz son 10 senede altyapıdan milli takım seviyesinde hizmet verebilecek futbolcular çıkaramazken, hadi cici gönlünüzü kırmayayım, 3-4 oyuncu çıkarırken, almanya'nın geçen seneki 17 yaş altı milli takım kadrosunda 8 tane türk asıllı futbolcu bulunmakta.
bu ne ile izah edilebilir allah aşkına?
bu nasıl bir eksikliktir? bu nasıl bir ayıptır? bu nasıl bir aymazlık, bu nasıl bir utanmazlıktır?
istisnasız her altyapı seçmesinde, onun yeğeni, şunun torunu, bunun bacanağının oğlu, hikayelerini senelerce duyduk.
torpil, hülle yolu, ülkenin her alanında olduğu gibi sporu da kaplamış.
hakedeni seçmemek hadi yine bir derece, fakat burda asıl öenmli olan özkaynağa verilmeyen değerler, özkaynağı yetiştirememek, demiri dövememek, ağacı yaş iken eğiltememek.
kim yetiştirsin? kim bu değeri versin?
yetiştirmek için gerekli tecrübeyi almış insanımız bir elin parmaklarını geçer mi?
geçerse de biz bu insanlarımıza gerekli özeni gösterdik mi? gösteriyor muyuz? kısaca değerlerini biliyor muyuz? gerekli imkanları sağlıyor muyuz?
hayır.
peki biz hangi altyapıdan bahsediyoruz? hangi başarıdan bahsediyoruz? hangi gelecek programlamasından? hangi yatırımdan bahsediyoruz?
yabancı sınırlamasını, türk futbolcu kalitesi düşer diye kaldırmamak, türk milli takımı zarar görür diye her sene başka bir düzenleme getirmek, muna mukabil vasat brezilyalıları türkleştirip bak ulan milli marş da söylüyo helal yemin ederim diyebilmek daha cazip değil mi?
mesut özil türk milli takımını seçmedi diye küfürler etmek, vatan haini ilan etmek, yeri geldiğinde yuhalamak, ne ala değil mi?
mehmet scholl'u, kubilay türkyılmaz'ı, murat-hakan yakın kardeşleri, serdar taşçı'yı, eren derdiyok'u, samed yeşil'i, emre can'ı...
adama sormazlar mı, sen bu insanlara soyisimlerinden başka ne verdin? ne imkanlar sundun? yetişmesine yardımcı mı oldun ki şimdi senin milletin için ter dökmesini bekliyorsun?
ama bizde bu aymazlık vardır, severiz hazıra konmasını, severiz mahalle arasında 2 kıvrak çalım atan çocukları altypıya secmesini, elimize hazır gelsin, olmuş gelsin hikayelerini.
bugun ingiltere'de, almanya'da uygulanan futbol akademilerini hala ülkene adapte edemiyorsan, hala bir futbolcu konfederasyonu kurup, haklarını savundurtamıyorsan, savundurtmayı bırak, sahip dahi çıkartmıyorsan, çıkartamıyorsan, altyapı senin neyine?
senin yegane amacın artık, isviçre'den, almanya'dan, ingiltere'den, fransa'dan ve bilimum diğer altyapıya önem veren, oyuncuyu seçip ona önelikle topa nasıl vurulması gerektiğini öğreten ülkelerden, türk pasaportuna sahip olanları devşirmek değil mi?
acı ama gerçek, senin hedefin aynen budur sevgili türkiye'm. senin hedefin aynen budur.
nuri şahin'i, hamit altıntop'u tunay torun'u, sercan sararer'i ve nicesini devşirmek, colin kazım'ları, mert nobre'leri, aurelio'ları türkleştirip olmayan, olamayan, altyapıyı bir nebze kapamaya çalışmak değil mi amacımız?
üstüne de gevrek gevrek türk futbolu (bkz: #964588) ve sözüm ona marka 'değerini' konuşmak, ve bunu hayasızca satmak değil mi senin derdin?
umarsızca başarı beklemek, ekmeden biçmeye kalkmak, sonra da hoijdonk un kulakları çınlasın qtm vasıtası ile neden olimpiyatlarda başarısız olundu anketleri açmak falan...
yazdıkça yazasım aklıma geldikçe devame edesim var. yeter, insanın midesi de biryere kadar kaldırıyor.
biz en iyisi herzaman yaptığımızı yapmaya devam edelim. kendimizi kandırıp, kulağımızın üstüne yatalım.