220
galatasaray – cluj : 1-1 oynandı bitti, saygısızca
hani ortaçağ kaleleri vardır ya, etrafı sularla çevrili, sadece indirilen bir kapıyla içine girilebilen, suların içinde timsahlar yüzer falan. galatasaray dün bu kalelerden birini almaya çalıştı, olmadı. çok şükür ki, timsahlara yem olmadık.
teknik, taktik falan filan gibi hiçbir şeyin geçerliliğini yitirdiği bir maç oynadı bitti, saygısızca. futbolculara, tribündekilere ve televizyon başında maçı izleyenlere saygısızca.
yağmur, rüzgar, galibiyet alma gerekliliği bir takım üzerinde baskı oluşturamazsa başka bir baskı olamaz. dikkat ettinizse rakipten bahsetmedim. galatasaray son oynadığı gençlerbirliği maçı dışında rakibin baskısını görmedi pek. genellikle baskı yapıp rakibi kırmaya çalışan takımdı dün de, önceki maçlarda da. cevizleri de kıramadı bir türlü.
galatasaray pas yaparak oynayan, rakibi ceza sahasına iten, hapseden bir takım. dün yine rakibi itti, hapsetti. gelgelelim pas yapamadı. nasıl yapsın ki, saha su içindeydi. aslında stada girerken anlamalıydık, bileklere kadar su içinden kapılara ulaştık. saha zemini de aynıydı. şimdi sorumlular, ihmali bulunanlar ortaya çıkarılacak. kimi çimler diyor, kimi drenaj onarılmadı diyor. bence gider tıkalıydı, lavabo aç kullanılsa iş çözülürdü. ben evde banyonun giderini böyle açıyorum, valla.
yazın o sahada madonna konseri, akp kongresi, türkçe olimpiyatları yapıldı. zemine etkisi büyük elbette ama şampiyonluk kutlamaları sırasında sahaya dalaıp foto üstüne foto çektiren facebook taraftarı dallamalrın hiç suçu yok mu? beni en çok bunlar ilgilendiriyor. zemine zarar veren diğerleri galatasaraylı değil ki, bunlara sorarsan galatasaraylı. o gün galatasaray sözlük tayfasının bu dallamalara tepkisini görmüştüm, şimdi bu tepkiyi çok daha iyi anlıyorum.
galatasaray bazı anlar dışında bu sahada nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı. topu santraforlarına doğru şişirdi, kenarlardan ortalar yaptı. çok önemli bir eksiklik dışında: kaleye olması gerektiğinden az şut attı. fatih hoca önemli bir hata yaptı daha ilk yarıda. şut atacak ve çıkana kadar en şut atan adamı hamit altıntop’u oyundan aldı. önemli bir hataydı bu. sanki hoca da ne yaptığını fark etmiş gibi ikinci yarı sabri’yi oyuna aldı. sabri kuvveti ve kaleye şut atma özelliği ile en akıllı oynayan adamlardan biri oldu. normalde sabri’nin şut atmasını istemeyiz ama dün tam yeri, tam zamanıydı.
fatih hocanın hamit’i çıkarmasındaki hata yapmasını biraz daha açayım. hoca maçtan sonra taktik gereği burak’ı oyuna almak için hamit’i çıkardığını söylemiş. aslında topu ileri şişirmek zorunlu olduğunda bunu santraforlar gol atsın diye yapmazsınız. santraforlardan ya da rakipten dönen toplara sahip olup, kaleye vurmak için yaparsınız. bir nevi 45-50 metreden ver-kaç yaratmak için. oysa dün toplar zaman kaybetmeden ileri santraforlara kaldırıldı ve o toplar genelde 18 yayı üzerine düştü. ve fakat o toplara vuracak adamlar çok gerideydi. bir ara melo tamamen forvet gibi oynamaya başladı. ama işte forveti, ne forveti bildiğin santraforu üçlemek yerine 2 santraforun hemen arkasında bekleyip dönen topları beklemesi gerekirdi. selçuk zaten topu forvetlere ulaştırmak için daha geride kalmıştı. işte burada hocanın hamit’i çıkarmak yerine onu santraforların arkasına göndermesi gerekirdi.
üçgen şeklinde bir forvet hattı bize çok daha fazla frikik kazandırırdı. eh, böyle bir sahada kazanılan frikikleri uzaklardan bile kaleye vuracak tek adam da hamit.
dün akşam oynanan maçlarda ilginç sonuçlar alındı. manu 2-0 geriye düştüğü maçı 3-2 kazandı, barcelona 1-0 geriye düştüğü maçı 90+4’te 2-1 kazandı. büyük takım işte budur.
büyük takım olmak istiyorsan, stoperin 90+’da 45 metreden kaleye şut atmayacak. büyük takım olmak istiyorsan, rakip kaleye yüklendiğinde santraforların sık sık rakip stoperlere faul yapmayacak. büyük takım olmak istiyorsan, ceza sahası köşesinden röveşataya kalkmayacaksın.
------pollyanna taraftar modu--------
yine de galatasaray kalan 3 maçı da kazanıp gruptan çıkabilir. buna da dünyada kimse şaşırmaz.
------pollyanna taraftar modu--------
gerçi benim yazılarım genelde zaten pollyanna mod oluyor. ama maçın bitiş düdüğünde, etrafımızda takımı alkışlayan sadece 5 kişi olmamız da çok tuhaftı yahu.
*
hani ortaçağ kaleleri vardır ya, etrafı sularla çevrili, sadece indirilen bir kapıyla içine girilebilen, suların içinde timsahlar yüzer falan. galatasaray dün bu kalelerden birini almaya çalıştı, olmadı. çok şükür ki, timsahlara yem olmadık.
teknik, taktik falan filan gibi hiçbir şeyin geçerliliğini yitirdiği bir maç oynadı bitti, saygısızca. futbolculara, tribündekilere ve televizyon başında maçı izleyenlere saygısızca.
yağmur, rüzgar, galibiyet alma gerekliliği bir takım üzerinde baskı oluşturamazsa başka bir baskı olamaz. dikkat ettinizse rakipten bahsetmedim. galatasaray son oynadığı gençlerbirliği maçı dışında rakibin baskısını görmedi pek. genellikle baskı yapıp rakibi kırmaya çalışan takımdı dün de, önceki maçlarda da. cevizleri de kıramadı bir türlü.
galatasaray pas yaparak oynayan, rakibi ceza sahasına iten, hapseden bir takım. dün yine rakibi itti, hapsetti. gelgelelim pas yapamadı. nasıl yapsın ki, saha su içindeydi. aslında stada girerken anlamalıydık, bileklere kadar su içinden kapılara ulaştık. saha zemini de aynıydı. şimdi sorumlular, ihmali bulunanlar ortaya çıkarılacak. kimi çimler diyor, kimi drenaj onarılmadı diyor. bence gider tıkalıydı, lavabo aç kullanılsa iş çözülürdü. ben evde banyonun giderini böyle açıyorum, valla.
yazın o sahada madonna konseri, akp kongresi, türkçe olimpiyatları yapıldı. zemine etkisi büyük elbette ama şampiyonluk kutlamaları sırasında sahaya dalaıp foto üstüne foto çektiren facebook taraftarı dallamalrın hiç suçu yok mu? beni en çok bunlar ilgilendiriyor. zemine zarar veren diğerleri galatasaraylı değil ki, bunlara sorarsan galatasaraylı. o gün galatasaray sözlük tayfasının bu dallamalara tepkisini görmüştüm, şimdi bu tepkiyi çok daha iyi anlıyorum.
galatasaray bazı anlar dışında bu sahada nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı. topu santraforlarına doğru şişirdi, kenarlardan ortalar yaptı. çok önemli bir eksiklik dışında: kaleye olması gerektiğinden az şut attı. fatih hoca önemli bir hata yaptı daha ilk yarıda. şut atacak ve çıkana kadar en şut atan adamı hamit altıntop’u oyundan aldı. önemli bir hataydı bu. sanki hoca da ne yaptığını fark etmiş gibi ikinci yarı sabri’yi oyuna aldı. sabri kuvveti ve kaleye şut atma özelliği ile en akıllı oynayan adamlardan biri oldu. normalde sabri’nin şut atmasını istemeyiz ama dün tam yeri, tam zamanıydı.
fatih hocanın hamit’i çıkarmasındaki hata yapmasını biraz daha açayım. hoca maçtan sonra taktik gereği burak’ı oyuna almak için hamit’i çıkardığını söylemiş. aslında topu ileri şişirmek zorunlu olduğunda bunu santraforlar gol atsın diye yapmazsınız. santraforlardan ya da rakipten dönen toplara sahip olup, kaleye vurmak için yaparsınız. bir nevi 45-50 metreden ver-kaç yaratmak için. oysa dün toplar zaman kaybetmeden ileri santraforlara kaldırıldı ve o toplar genelde 18 yayı üzerine düştü. ve fakat o toplara vuracak adamlar çok gerideydi. bir ara melo tamamen forvet gibi oynamaya başladı. ama işte forveti, ne forveti bildiğin santraforu üçlemek yerine 2 santraforun hemen arkasında bekleyip dönen topları beklemesi gerekirdi. selçuk zaten topu forvetlere ulaştırmak için daha geride kalmıştı. işte burada hocanın hamit’i çıkarmak yerine onu santraforların arkasına göndermesi gerekirdi.
üçgen şeklinde bir forvet hattı bize çok daha fazla frikik kazandırırdı. eh, böyle bir sahada kazanılan frikikleri uzaklardan bile kaleye vuracak tek adam da hamit.
dün akşam oynanan maçlarda ilginç sonuçlar alındı. manu 2-0 geriye düştüğü maçı 3-2 kazandı, barcelona 1-0 geriye düştüğü maçı 90+4’te 2-1 kazandı. büyük takım işte budur.
büyük takım olmak istiyorsan, stoperin 90+’da 45 metreden kaleye şut atmayacak. büyük takım olmak istiyorsan, rakip kaleye yüklendiğinde santraforların sık sık rakip stoperlere faul yapmayacak. büyük takım olmak istiyorsan, ceza sahası köşesinden röveşataya kalkmayacaksın.
------pollyanna taraftar modu--------
yine de galatasaray kalan 3 maçı da kazanıp gruptan çıkabilir. buna da dünyada kimse şaşırmaz.
------pollyanna taraftar modu--------
gerçi benim yazılarım genelde zaten pollyanna mod oluyor. ama maçın bitiş düdüğünde, etrafımızda takımı alkışlayan sadece 5 kişi olmamız da çok tuhaftı yahu.
*