4087
üzülerek söylüyorum ama braga maçının kaybedilmesinin tek sorumlusu. çıkardığı ilk 11 hatta ilk 18 ve dolayısıyla yaptığı tüm değişiklikler tamamıyla yanlıştı. en bariz hata ise -tüm taraftar ve camia olarak yapıyoruz bunu- türkiye ligindeki galatasaray'la cl'deki galatasaray aynı tutmak. ordu maçına 442 düzeni ve 4 forvetli bir yapıyla oynamasını bu takımın direkt hedefi şampiyonluk olduğu için anlarım ama beraberliğin bile iyi sonuç sayılacağı man utd deplasmanı ve braga maçları için underdog konumundaki galatasaray'ın topla tüfekle hücum etmesi kabul edemem. hücum futbolunu galibiyete tercih eden taraftar da olabilir ama asıl hedef başarı kazanmaksa öncelikle sakin ve pragmatik düşünmeyi yerleştirmek gerekiyor. kaldı ki maç öncesi demeçlerinde de bu çizgiyi benimseyen terim'in çıkardığı kadro söyledikleriyle aynı paralelliği sağlayamadı ne yazık ki.
en başta cl seviyesinde amrabat'lı bir 442 ile içeride ya da dışarıda çıkmak otomatikman 1-0 demek. bu hata bu sene ilk kez yapılmıyor ve ısrar devam ediyor. amrabat'ın yanlış ve kötü transfer olduğunu söylemek artık yeni bir şey değil. geldiği gün de çoğu kişi bu fikre sahipti ve bugün bunun gerçeklendiğini görmek üzücü. amaç amrabat'ın belli meziyetlerinden faydalanmak ise ancak ve ancak 4411/433 gibi bi yapının destekleyici forveti olarak yapılabilir bu. fakat terim hem sistemimden vazgeçmem hem oyuncudan bunları isterim diyerek hem oyuncuyu hem oyunu kaybediyor. üstüne ikinci transfer fiyaskomuz olan (bkz: #964134) burak yılmaz'ın kullanılma biçimi tüm her şeyi domino taşı gibi düşürüyor. belki yapı biraz defansifleştirilse ve kalabalık bir orta sahanın önünde bu iki çok büyük(!) transfer kullanılsa bugün hem fiyat/fayda hem performans olarak tatmin edici şeyler elde edilebilirdi.
bunca hatanın üstüne ise takım mühendisliğinde ve 18 seçimlerinde yapılan hatalar da oyunu etkileyecek değişiklikleri engeller hale geliyor. bugün melo-selçuk-hamit 3'lüsünün herhangi bir alternatifi yok bu takımda. ve ne yazık ki bu 3 oyuncunun da formları dibe vurmuş durumda. melo-selçuk'un 10'ar gol atmasını geçtim 3'ünün toplam 10 gol atması bile pek olası gözükmüyor bu halleriyle. hadi hamit'i bu maç oynamadığı için genellemelerin dışına çıkaralım ama zaten nicelik olarak eksik kaldığımız orta sahada nitelik olarak da pek bir şeyimiz yok gibi. ne yekta ne emre burayı kotaracak oyuncular olmadığını defalarca gösterdiler. fakat terim transfer döneminde buraya alternatif yaratmak yerine tüm imkanları ve enerjiyi amrabat'a aktarmayı tercih etti. üstüne geçen senenin en iyi oyuncularından engin'i cezası sonrası tamamıyla kafasından sildi. serumla ayakta duran elmander yerine baros'un hiç düşünülmüyor olması ise apayrı.
bilmiyorum herkes aynı fikirde olmayabilir 1 kez uefa kupası kazanmak yerine 4 kere üstüste cl'de çeyrek final oynamak daha tercih edilir bir durumdur bence. ilk gelişinde belki hala toy bir kulup olduğundan iyi oynamak, rakibi ezmek galibiyetten daha çok sevilirdi. ama bugün artık bir senelik başarısızlık yapılan yatırımlarla en az 5 sene beli doğrultamamak anlamına geliyor. biraz daha sakin bir duruşla iyi oyundan öte iyi skor hedefleyen bir takım oluşturmak gerekli. terim ne yazık ki bunu -yine- sağlayamıyor. 90'lardaki iyi futbol mastürbasyonuna girmenin artık kimseye hiçbir faydası yok. hücum oynadık %60 topa sahip olduk diye bize kupa vermiyorlar. sene başı yapılan hatalara artık yapacak bir şey yok ama eldeki malzemeden daha iyi şeyler çıkarabilir terim. milli takımda yaşadığı evrimin artık kulupte de devam etmeli. çünkü bugünün futbolunda sadece hücum etmek kazanmak anlamına gelmiyor.
en başta cl seviyesinde amrabat'lı bir 442 ile içeride ya da dışarıda çıkmak otomatikman 1-0 demek. bu hata bu sene ilk kez yapılmıyor ve ısrar devam ediyor. amrabat'ın yanlış ve kötü transfer olduğunu söylemek artık yeni bir şey değil. geldiği gün de çoğu kişi bu fikre sahipti ve bugün bunun gerçeklendiğini görmek üzücü. amaç amrabat'ın belli meziyetlerinden faydalanmak ise ancak ve ancak 4411/433 gibi bi yapının destekleyici forveti olarak yapılabilir bu. fakat terim hem sistemimden vazgeçmem hem oyuncudan bunları isterim diyerek hem oyuncuyu hem oyunu kaybediyor. üstüne ikinci transfer fiyaskomuz olan (bkz: #964134) burak yılmaz'ın kullanılma biçimi tüm her şeyi domino taşı gibi düşürüyor. belki yapı biraz defansifleştirilse ve kalabalık bir orta sahanın önünde bu iki çok büyük(!) transfer kullanılsa bugün hem fiyat/fayda hem performans olarak tatmin edici şeyler elde edilebilirdi.
bunca hatanın üstüne ise takım mühendisliğinde ve 18 seçimlerinde yapılan hatalar da oyunu etkileyecek değişiklikleri engeller hale geliyor. bugün melo-selçuk-hamit 3'lüsünün herhangi bir alternatifi yok bu takımda. ve ne yazık ki bu 3 oyuncunun da formları dibe vurmuş durumda. melo-selçuk'un 10'ar gol atmasını geçtim 3'ünün toplam 10 gol atması bile pek olası gözükmüyor bu halleriyle. hadi hamit'i bu maç oynamadığı için genellemelerin dışına çıkaralım ama zaten nicelik olarak eksik kaldığımız orta sahada nitelik olarak da pek bir şeyimiz yok gibi. ne yekta ne emre burayı kotaracak oyuncular olmadığını defalarca gösterdiler. fakat terim transfer döneminde buraya alternatif yaratmak yerine tüm imkanları ve enerjiyi amrabat'a aktarmayı tercih etti. üstüne geçen senenin en iyi oyuncularından engin'i cezası sonrası tamamıyla kafasından sildi. serumla ayakta duran elmander yerine baros'un hiç düşünülmüyor olması ise apayrı.
bilmiyorum herkes aynı fikirde olmayabilir 1 kez uefa kupası kazanmak yerine 4 kere üstüste cl'de çeyrek final oynamak daha tercih edilir bir durumdur bence. ilk gelişinde belki hala toy bir kulup olduğundan iyi oynamak, rakibi ezmek galibiyetten daha çok sevilirdi. ama bugün artık bir senelik başarısızlık yapılan yatırımlarla en az 5 sene beli doğrultamamak anlamına geliyor. biraz daha sakin bir duruşla iyi oyundan öte iyi skor hedefleyen bir takım oluşturmak gerekli. terim ne yazık ki bunu -yine- sağlayamıyor. 90'lardaki iyi futbol mastürbasyonuna girmenin artık kimseye hiçbir faydası yok. hücum oynadık %60 topa sahip olduk diye bize kupa vermiyorlar. sene başı yapılan hatalara artık yapacak bir şey yok ama eldeki malzemeden daha iyi şeyler çıkarabilir terim. milli takımda yaşadığı evrimin artık kulupte de devam etmeli. çünkü bugünün futbolunda sadece hücum etmek kazanmak anlamına gelmiyor.