6091
epeydir yazmayı düşündüğüm şeyleri yazmak şimdi kısmet oldu, son 2 aydır sözlüğe pek giremiyorum zira.. o yüzden bazı yazacaklarım gündemden biraz uzak olabilir. orduspor maçı'nı* izleyemediğimi not düşeyim, analizlerime o maç dahil değil yani.
2012-2013 sezonunun en başından beri aldığımız iyi sonuçlar çok yanıltıcı maalesef. maalesef diyorum; keşke o puanların hakkını da verebilseydik. şanssızlık, vs. ile de çok puan kaybettik elbette ama demek istediğim farklı. oyun karakterimiz, planımız, felsefemiz, sistemimiz; adına ne dersek işte, geçen sezon* ile çok farklı. bunda elbette değişen kadronun etkisi büyük. ama sorunumuz sadece kadro değişikliği değil. anlayışımız değişti sanki. geçen sezon daha çok dikine oynuyorduk bu sezona göre. bazı maçlarda zor gol buluyorduk, çok zor pozisyona giriyorduk, vs. ama ben bu kadar yana ve geriye pas yaptığımızı hatırlamıyorum. izlerken ciddi ciddi sıkılıyorum bazen. yaptığımız paslar oyun kurmak için falan değil, plansız paslar; net. bu durum hiç hoş değil, imparatorun kesinlikle bu duruma bir el atması lazım.
ikincisi, savunmamız çok kötü. bunu süper lig için söylemiyorum, zira pek belli olmuyor süper lig'de. yalnız şampiyonlar ligi'nde çok açık bir şekilde belli oluyor. bireysel savunmadan bahsetmiyorum, takım savunmamızdan bahsediyorum. 19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı'nda manchester çok şanslıydı evet; ama bizim de bazı pozisyonlarda şanslı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. skor 3-0 bizim lehimize olabileceği gibi 3-0 yenilebilirdik de.. o maçtaki 1-0 lık mağlubiyet ve girdiğimiz pozisyonlar, şanssızlıklarla maçın kaybedilmesi bizi kesinlikle yanıltmasın; o maçtaki takım savunmamız berbattı. muslera, semih, dany ve eboue mükemmele yakın savunma yaptılar bireysel anlamda. ama orta sahayı her geçtikleri pozisyon bizim için tehlikeydi. melo formsuz, hakan mevcut özellikleri* ile şampiyonlar ligi için yetersiz.. ujfalusi'nin eksikliği bizi çok kötü etkiledi diye düşünüyorum. defans lidersiz kaldı bir anlamda.
manchester çok iyi pas yapan bir takım. biz o maçta çok yanlış savunma yaptık. pas yollarını kapatmak yerine sürekli topu ayağında bulunduran adama koştuk ve bazı pozisyonlarda tabir-i caizse adamlar arada sıçan oynar gibi oynadılar. rahatça da bir çok kez kalemize geldiler haliyle. velhasıl-ı kelam; iyi pas yapan takımlara karşı zaafımız var bu sezon ve savunma anlayışımızı da gözden geçirmemiz gerekiyor.
süper lig'de yaptığımız maçlardaki laubaliliğimiz eskisi kadar yok ama tamamen bitmiş değil. rakibe saygı duymamız şart. yine de iyi yoldayız, devam.
tekrar hücumdan bahsedecek olursam; bulduğumuz bazı pozisyonlar tesadüfenmiş gibi oluyor. planlı bir şekilde gelişmiyor, elbette olacak ama; bunu azaltmamız lazım. bu da daha efektif ve hızlı paslaşmayı oturtmaktan geçiyor sanırım. emre çolak, zaman zaman hamit* ayağında gereksiz fazla top tutuyor. özellikle emre'nin bunu düzeltmesi lazım.
engin'in geri dönmesi epey iyi olacak gibi. amrabat; futbol zekası yüksek, efektif bir kanat oyuncusu. ama savunmaya yardım etmiyor oluşu ve bazen takımdan kopuk oynaması gibi dezavantajları var. emre'nin eksilerini de saydık.. engin, şu an cezalı olmasa muhtemelen ilk 11'di. hem savunmaya yardımı hem pas trafiğine katkısı hem de yaratıcılığı ile çok iş yapardı ki cezası biter bitmez de yapacaktır eminim. hatta yarınki maçta* sonradan oyuna girebilir. zaten fatih terim de "oynayabilir." minvalinde şeyler söylemiş engin hakkında. engin'in oynamasıyla orta sahadaki üstünlüğümüzü perçinliyorduk geçen sezon, bu sene onun da eksikliği var.
melo'nun yaz kamplarını kaçırdığı çok belli olsa da takımda dikine oynayan, kalitesini konuşturabilen birkaç oyuncudan biri olduğu kesin. bu formsuzluğu sezon arasına kadar sürmez inşallah. oynayarak form tutmasını bekleyeceğiz.
çoğunluğun aksine ben selçuk'ta herhangi bir form düşüklüğü olduğunu düşünmüyorum. muslera, semih, dany ve eboue ile beraber takımdaki en formdaki isimlerden. takım savunmasının toparlanması ile gücünü daha çok ofansa yönlendirecek ve yine uzaktan goller atacaktır. assistlik paslar hâlâ atıyor, burak'ta kazmalık var bu ara.*
burak'ta özgüven sorunu var gibi. bu kadar büyük sorumlulukları varken bu denli büyük bir takımda ilk kez oynuyor olmasının baskısını pek kaldıramamışa benziyor. daha çok gol atarak kendine gelecektir diye düşünüyorum ilerleyen zamanlarda. yarın en azından 1 gol atması çok iyi olacaktır.
elmander'e ne oldu bilmiyorum ama bir an önce geçen seneki haline dönmesi lazım. özledik viking!
umut, olması gerektiği gibi. rakibi bunaltıyor. manchester maçı'ndaki de net penaltıydı, hakeme kafamız girsin..*
hamit kendine geliyor, zamanla daha iyi olacak inşallah..
aydın bu sezonun en önemli kazanımlarından olacak. ilk defa bu kadar istikrarlı oynuyor ve şu anda dikine oynayan nadir oyunculardan.
yarın çok önemli bir maçımız var.* manchester maçı'nda* acemiliğimizi attık. o maçta da yediğimiz gol o acemiliktendi. seyircimizin önündeyiz. daha rahat ve oyunun kontrolünü elinde tutan bir galatasaray bekliyorum. braga'yı pek izlemişliğim yok ama eski formundan uzak olduğu söyleniyor. neyse çok da önemli değil; en iyi halleri gelse iyi bir konsantrasyonla duman edeceğimizden şüphem yok.
saldır galatasaray!
2012-2013 sezonunun en başından beri aldığımız iyi sonuçlar çok yanıltıcı maalesef. maalesef diyorum; keşke o puanların hakkını da verebilseydik. şanssızlık, vs. ile de çok puan kaybettik elbette ama demek istediğim farklı. oyun karakterimiz, planımız, felsefemiz, sistemimiz; adına ne dersek işte, geçen sezon* ile çok farklı. bunda elbette değişen kadronun etkisi büyük. ama sorunumuz sadece kadro değişikliği değil. anlayışımız değişti sanki. geçen sezon daha çok dikine oynuyorduk bu sezona göre. bazı maçlarda zor gol buluyorduk, çok zor pozisyona giriyorduk, vs. ama ben bu kadar yana ve geriye pas yaptığımızı hatırlamıyorum. izlerken ciddi ciddi sıkılıyorum bazen. yaptığımız paslar oyun kurmak için falan değil, plansız paslar; net. bu durum hiç hoş değil, imparatorun kesinlikle bu duruma bir el atması lazım.
ikincisi, savunmamız çok kötü. bunu süper lig için söylemiyorum, zira pek belli olmuyor süper lig'de. yalnız şampiyonlar ligi'nde çok açık bir şekilde belli oluyor. bireysel savunmadan bahsetmiyorum, takım savunmamızdan bahsediyorum. 19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı'nda manchester çok şanslıydı evet; ama bizim de bazı pozisyonlarda şanslı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. skor 3-0 bizim lehimize olabileceği gibi 3-0 yenilebilirdik de.. o maçtaki 1-0 lık mağlubiyet ve girdiğimiz pozisyonlar, şanssızlıklarla maçın kaybedilmesi bizi kesinlikle yanıltmasın; o maçtaki takım savunmamız berbattı. muslera, semih, dany ve eboue mükemmele yakın savunma yaptılar bireysel anlamda. ama orta sahayı her geçtikleri pozisyon bizim için tehlikeydi. melo formsuz, hakan mevcut özellikleri* ile şampiyonlar ligi için yetersiz.. ujfalusi'nin eksikliği bizi çok kötü etkiledi diye düşünüyorum. defans lidersiz kaldı bir anlamda.
manchester çok iyi pas yapan bir takım. biz o maçta çok yanlış savunma yaptık. pas yollarını kapatmak yerine sürekli topu ayağında bulunduran adama koştuk ve bazı pozisyonlarda tabir-i caizse adamlar arada sıçan oynar gibi oynadılar. rahatça da bir çok kez kalemize geldiler haliyle. velhasıl-ı kelam; iyi pas yapan takımlara karşı zaafımız var bu sezon ve savunma anlayışımızı da gözden geçirmemiz gerekiyor.
süper lig'de yaptığımız maçlardaki laubaliliğimiz eskisi kadar yok ama tamamen bitmiş değil. rakibe saygı duymamız şart. yine de iyi yoldayız, devam.
tekrar hücumdan bahsedecek olursam; bulduğumuz bazı pozisyonlar tesadüfenmiş gibi oluyor. planlı bir şekilde gelişmiyor, elbette olacak ama; bunu azaltmamız lazım. bu da daha efektif ve hızlı paslaşmayı oturtmaktan geçiyor sanırım. emre çolak, zaman zaman hamit* ayağında gereksiz fazla top tutuyor. özellikle emre'nin bunu düzeltmesi lazım.
engin'in geri dönmesi epey iyi olacak gibi. amrabat; futbol zekası yüksek, efektif bir kanat oyuncusu. ama savunmaya yardım etmiyor oluşu ve bazen takımdan kopuk oynaması gibi dezavantajları var. emre'nin eksilerini de saydık.. engin, şu an cezalı olmasa muhtemelen ilk 11'di. hem savunmaya yardımı hem pas trafiğine katkısı hem de yaratıcılığı ile çok iş yapardı ki cezası biter bitmez de yapacaktır eminim. hatta yarınki maçta* sonradan oyuna girebilir. zaten fatih terim de "oynayabilir." minvalinde şeyler söylemiş engin hakkında. engin'in oynamasıyla orta sahadaki üstünlüğümüzü perçinliyorduk geçen sezon, bu sene onun da eksikliği var.
melo'nun yaz kamplarını kaçırdığı çok belli olsa da takımda dikine oynayan, kalitesini konuşturabilen birkaç oyuncudan biri olduğu kesin. bu formsuzluğu sezon arasına kadar sürmez inşallah. oynayarak form tutmasını bekleyeceğiz.
çoğunluğun aksine ben selçuk'ta herhangi bir form düşüklüğü olduğunu düşünmüyorum. muslera, semih, dany ve eboue ile beraber takımdaki en formdaki isimlerden. takım savunmasının toparlanması ile gücünü daha çok ofansa yönlendirecek ve yine uzaktan goller atacaktır. assistlik paslar hâlâ atıyor, burak'ta kazmalık var bu ara.*
burak'ta özgüven sorunu var gibi. bu kadar büyük sorumlulukları varken bu denli büyük bir takımda ilk kez oynuyor olmasının baskısını pek kaldıramamışa benziyor. daha çok gol atarak kendine gelecektir diye düşünüyorum ilerleyen zamanlarda. yarın en azından 1 gol atması çok iyi olacaktır.
elmander'e ne oldu bilmiyorum ama bir an önce geçen seneki haline dönmesi lazım. özledik viking!
umut, olması gerektiği gibi. rakibi bunaltıyor. manchester maçı'ndaki de net penaltıydı, hakeme kafamız girsin..*
hamit kendine geliyor, zamanla daha iyi olacak inşallah..
aydın bu sezonun en önemli kazanımlarından olacak. ilk defa bu kadar istikrarlı oynuyor ve şu anda dikine oynayan nadir oyunculardan.
yarın çok önemli bir maçımız var.* manchester maçı'nda* acemiliğimizi attık. o maçta da yediğimiz gol o acemiliktendi. seyircimizin önündeyiz. daha rahat ve oyunun kontrolünü elinde tutan bir galatasaray bekliyorum. braga'yı pek izlemişliğim yok ama eski formundan uzak olduğu söyleniyor. neyse çok da önemli değil; en iyi halleri gelse iyi bir konsantrasyonla duman edeceğimizden şüphem yok.
saldır galatasaray!