50
(#1062495)
galatasaray sportif a.ş’nin sermaye artırımı ile ilgili bir yazı yazdım. ortalıkta, bloglarda dolaşan yalan yanlış çarpıtma bir yazı vardı, onu da aldım teker teker, satır satır, cümle cümle yazılan her şeye cevap verdim. o yazının sahibi, belli kanına dokunmuş ortaya attığı yalanların yüzüne vurulması, konuyu burak yılmaz’ın yere atmasına falan getirmiş ama yazılan hiçbir şeye cevap vermemiş. ya da cevap verecek donanımı yok, en iyi bildikleri şey olan ad hominem’i yapmış. bana da cahil bilge demiş. teşekkür ederim. ahah.
ben dün yazdım bıraktım, susar da önüne bakar diye. ben nerede yanlış yapıyorum der diye düşünür sandım. yetmemiş,itin götünden çıkmış belli, havlamış. madem öyle, bu sefer itin götüne sokalım, tıpayı da tıkayalım ki çıkamasın bir daha.
başlayalım mı ulu manitu?
dünkü yazımızda yazdığımız gibi, galatasaray sportif a.ş. bedelli sermaye artırımına giderken, şirket’in ortaklarından %55 paya sahip olan galatasaray spor kulübü, bedelli sermaye artırımına şirket’ten olan alacaklarına mahsuben katıldı, nakit koymadı. bunun yasal bir durum olduğunu, ortakların şirket’ten alacaklarının sermaye artırımı vasıtasıyla sermayeye devrolunabileceğini yazdık. hatta bunun bağımsız denetim raporunda da görülebileceğini söyledik. ama kendisi tutturmuş (gbkz: “reel” nakit)(gbkz: “reel” nakit) diye bir şey. ağlayıp da susmayan bebeklerin ağzına emzik verir gibi 2 tane banka dekontu versen susacak belli ki.
kısaca bir örnek verelim hemen fenerbahçeli arkadaşımızın “reel” nakit “reel” nakit diye ağladığı duruma. galatasaray sportif a.ş. gitti bankadan 1 gün vadeli 200 milyon tl kredi çekti. gitti bu kredi ile galatasaray spor kulübüne olan borcunu ödedi. galatasaray spor kulübünün kasasında 200 milyon tl nakit var artık değil mi? ertesi gün gitti bu parayla sportif a.ş’nin bedelli sermaye artırımına katıldı. para tekrardan galatasaray sportif a.ş’nin hesaplarına girdi. tek farkı, pasif tarafta ortaklara borçlar hesabında dururken, artık özkaynakların altında yer alması. sportif a.ş de, elindeki 200 milyon tl nakitle gitti ertesi gün bankaya borcunu kapadı. elimizde ne var şu anda? sportif a.ş. kulübe olan borcunu ödedi, yükümlülüğü yok. kulüp, bedelli sermaye artırımına “reel” nakit olarak 200 milyon tl ile iştirak etti. galatasaray sportif a.ş. bankaya olan kredi borcunu ödedi. elimizde sadece 2 tane dekont ve bir adet kredi sözleşmesi kaldı.fıkrası bile var bu konunun, bankacı olanlar bilir;
yaşlı bankacı ile genc bankacı parkta sohbet ederek dolasiyorlar. yasli gence meslegin puf noktalarini anlatiyor:
‘ -bak evladim. bu meslekte basarili olmak icin sadece firsatları degerlendirmek yetmez. zaman zaman firsatlari da senin yaratman gerekir. bunun için surekli dikkatli olman gerekir. uygun bir yorumla hic umulmadik olaylar bile, çok büyük firsatlara dönüşebilir. bak mesela, şu karşida gördüğün taze kopek pisligi sana sadece iğrenç bir şey olarak geliyordur. ama ben eğer, ‘şu pislikten bir lokma alip agzina atarsan sana 1 milyar lira veririm’ dersem, olay senin açindan nasil da büyük bir firsata dönüşüverir degil mi? yapar misin?’
genc bankacı:’-tabi efendim,’ der. parmagini pislige daldirir, bir lokma alir yutar.
yasli bankacı cebinden bir milyari çikartir, gence verir. bir sure yururler, genc dayanamaz sorar:
‘-hocam, ben size ayni teklifte bulunsaydim kabul eder miydiniz? bakin ileride de başka bir pislik var. 1 milyar karşiliği dener miydiniz? ‘
yasli bankacı:’-tabi ki,‘ der. o da bir lokma alip yutar.
genc bankacı da çikartir, biraz önce kazandigi 1 milyari iade eder.
bir sure sessiz sessiz yürürler. genç yine dayanamaz sorar:
‘-hocam, ne sizin cebinizdeki para miktari değişti ne de benim cebimdeki. söyler misiniz, biz bu boku niye yedik ?’
kurt bankacı cevap verir:
‘-oyle deme evladim. 2 milyarlik islem hacmi yarattik!!’
heh işte, bu kanunları yazan adamlar da senin kadar gerizekalı olmadığı için, ortaklara borçlar hesabını sermaye artırımlarında mahsup edilebilmesini mümkün kılmışlar. yetmemiş, ortakların ayni sermaye katmasına da izin vermiş. yeni ttk’daki önemli bir husus ise, sermaye artırımı sırasında taahhüt edilen sermaye tutarının %25’inin bankalara bloke edilmesi ve makbuzunun ibrası. bu sermaye artırımına %45 diğer yatırımcıların katıldığını da düşünürsek, bankalara giren 127 milyon tl, toplam sermaye artırımının %25’sini geçtiği için, bankalara blokaj ve makbuz konusunda da bir sıkıntı olmadığı aşikar. geçelim.
fenerli arkadaşımızın bir başka takıldığı konu,teknik iflas tespiti için gerekli değerlemeyi yapan şirket olan deniz yatırım’ın, galatasaray’ın kredi kullandığı denizbank’ın bir iştiraki olması. dün anlattım, burası önemli diye de belirttim, ama lafın uzunu aptala anlatılırmış, karşımızda bir aptal var gibi tane tane yine anlatacağım.
bak arkadaşım, biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar diye bir laf var, bildin mi?
galatasaray spor kulübü teknik iflastan kurtulmak için yapmıyor bunu dedik, türk ticaret kanunu’nun 324. maddesi uyarınca, sermayenin 2/3’ünü kaybettiği için ara bilanço hazırlaması gerektiği için yapıyor dedik, dinletemedik. türk ticaret kanunu’nun 324. maddesi 2. fıkrasında der ki;
“şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder. esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır.”
şirketlerin bilançolarında, aktifler, ufrs kapsamında değil, vuk usulünce, maliyet bedelleri ile muhasebeleştirilir. ufrs'de ise size seçenek sunulmuştur, ya maliyet bedeli ile değerlendirirsin, ya da değerleme yaptırabilirsin. 324. maddenin 2. fıkrasından da anlaşılacağı üzere, şirket sermayesinin 2/3’ünü kaybettiği takdirde ara bilanço hazırlamak zorunda. bu ara bilanço hazırlanırken de şirket’in aktiflerimaliyet bedeli üzerinden değil, o günkü satış fiyatları üzerinden hesaplanır! neden diye soracak olursan;
bir şirket düşünün, maddi duran varlıklarının altında 1 adet daire var ve dairenin maliyet bedeli 100.000 tl. ve 20 senedir şirket’in aktiflerinde yer almakta. binaların amortisman oranı %2, yani 50 sene içinde kendini amorti eder. 20 senelik ayrılan amortisman ne kadardır o zaman? 40.000 tl. yani senin bilançonda o dairenin net değeri 60.000 tl olarak gözükür. ama o gün o daireyi elden çıkarmak istersen 60.000 tl’ye mi satarsın? bulunduğu muhit yıllar içerisinde değerlenmiştir, çevresi gelişmiştir veya gelişmeye müsait bir yerdedir ve belki de değeri 150.000 tl olmuştur. şirketin bir an için tasfiye olacağını düşünürsen, şirket, borçlarını kayıtlı değeri olan 60.000 tl’yi alarak ödemeyecek, daireyi satıp oradan kazanacağı 150.000 tl ile ödeyecek. işte o yüzden o günkü satış bedelleri üzerinden değerleme yapılıyor ara bilanço hazırlanırken. başka bir deyişle mal varlığı bilançosu. anlaştık mı?
sportif a.ş’nin borcunun denizbank’a olması ve kulüp varlıklarının değerlemesinin deniz yatırım tarafından yapılmasının hiçbir sakıncası yok!! dün söyledim, tekrar söylüyorum, eğer bu değerlemeyi kpmg yapmış olsaydı o zaman yasal olmazdı. çünkü bir şirketin bağımsız denetimini yapan kurum, o şirkete mali danışmanlık, kurumsal finansman gibi hizmetleri veremez!
ayrıca, burada bir örnek daha vermek gerekirse, bir bankaya gidip kredi çekmek istediğinizde, sizin mali tablolarınızı, finansal durumunuzu ya da borç ödeme kabiliyetinizi ölçen, size kredi verecek olan bankanın kredi tahsis departmanı değil midir? denizbank’tan kredi çekerken, sizin değerlendirmenizi yapı kredi bankası mı yapmakta?
onu da geçtim, deniz yatırım’ın yaptığı değerleme eğer gerçekleri yansıtmayan bir değerlemeyse, bu galatasaray’ın denizbank’tan aldığı kredi için kötü referans olmaz mı? yani galatasaray bu borcu ödeyemediği takdirde denizbank zor durumda kalmaz mı? işin özü, denizbank kendi bacağına sıkmış olmaz mı?
2030 yılına kadar olan gelirlerini realize ederek özkaynakları artıya geçirdi galatasaray dedin. bilgisizliğinden kaynaklandığı için çok üstüne gelmedim o konuda, kısaca anlatıp geçtim. madem sen durmadın, ben de yükleneyim biraz.
galatasaray kulübü 2030 yılına kadar olan gelirlerini realize ederek özkaynaklarını artıya geçiremez canım evladım. çünkü o realize edilen gelirler aktiflere, karşı bacağı da yükümlülüklere girer, özkaynaklara değil! aç bak galatasaray’ın bilançosuna, sermaye artırımı öncesi özkaynakları hala ekside. galatasaray’ın özkaynaklarının artıya geçmesinin sebebi bedelli sermaye artırımı. buradaki yanlışını düzeltelim senin yine. o realize edilen gelirler sermaye artırımı vasıtasıyla özkaynaklar altına girdi. bir şeyler anlatmak istiyorsun ama kelimeleri düzgün seçemediğin ya da cümleleri düzgün kuramadığın için sürekli bir şeyler eksik.
şimdi ben de sorayım bakalım birkaç soru, o soruların da cevabını eğer biliyorsan bekliyorum.
1 fenerbahçe 6111 sayılı kanun kapsamında ne kadar vergi affından yararlandı? bunun açıklaması hiç yapılmadı çünkü fenerbahçe birleşmeyi torba kanundan sonra yaptı ve bunu hiç açıklamadı. galatasaray ve beşiktaş’ın açıklamasının nedeni torba kanundan yararlanırken, galatasaray’ın birleşmesini tamamlamış, beşiktaş’ın da vaktinde borsaya tam olarak açılmış olmasından kaynaklı. fenerbahçe vergi affından ne kadar yararlandı? ve sizin liseli medya’nız bu soruyu neden hiçbir zaman sormadı ? eğer yararlanmadıysa yok dersin. açıklama yapmadığı için sormak zorunda hissettim kendimi.
2 fenerbahçe şirket birleşmesi esnasında, neden çağrıda bulunup birleşme duyurusu yapıp, hisseleri toplayarak birleşmedi? esas sözleşme değişikliği vasıtasıyla birleşme yaptı? yoksa birleşme maliyetinin altından kalkamayacak mıydı? ne de olsa o zamanlar değeriniz milyar tl’lerde dolaşıyordu. çok değerli şirkettiniz.
3 bir sene içerisinde fenerbahçe de bedelli sermaye artırımına giderse, o zaman tepkin ne olur?
4 galatasaray’ın 16 senelik karını realize ederek bilançosuna koymasına hile derken, fenerbahçe futbol a.ş.’nin spor kulübünden bütün tesislerini 20 seneliğine peşin olarak kiralaması hakkında ne düşünüyorsun? fenerbahçe hile mi yapmakta?
5 sesiniz çok çıkıyor diye kendinizi hep haklı mı görüyorsunuz? her konuda, her zaman? yalan yanlış yazdıklarına, iftiralarına cevap veren insanlar zeytinyağı gibi üste çıkmış mı oluyor sizin gözünüzde, yoksa asıl zeytinyağı olan sen ve senin zihniyetindekiler mi?
ben o yazıyı bir internet sitesinde görmüştüm, aldım oradan kopyaladım ona cevap verdim. yazıyı senin yazdığını, kaynağının senin blogun olduğunu bilmiyordum. sonradan öğrendim. girdim bloguna galatasaray ile fenerbahçe arasındaki “tarihi fark” adlı yazını okudum. print-out aldım bundan sonra cebimde taşıyacağım. canım sıkıldığında bakıp bakıp gülmek için.
sen yine bunlara cevap verme, yine cemaat de, ağar de, mesut yılmaz de, bizi bitirmeye çalışıyorlar, fenerbahçe yıkılmaz de, yaşa aziz de. size kurulan uluslararası komploya inan. sen kendini kandırmaya devam et, ne de olsa cehalet erdemdir.
imza
cahil bilge
asdajsdhask*
galatasaray sportif a.ş’nin sermaye artırımı ile ilgili bir yazı yazdım. ortalıkta, bloglarda dolaşan yalan yanlış çarpıtma bir yazı vardı, onu da aldım teker teker, satır satır, cümle cümle yazılan her şeye cevap verdim. o yazının sahibi, belli kanına dokunmuş ortaya attığı yalanların yüzüne vurulması, konuyu burak yılmaz’ın yere atmasına falan getirmiş ama yazılan hiçbir şeye cevap vermemiş. ya da cevap verecek donanımı yok, en iyi bildikleri şey olan ad hominem’i yapmış. bana da cahil bilge demiş. teşekkür ederim. ahah.
ben dün yazdım bıraktım, susar da önüne bakar diye. ben nerede yanlış yapıyorum der diye düşünür sandım. yetmemiş,itin götünden çıkmış belli, havlamış. madem öyle, bu sefer itin götüne sokalım, tıpayı da tıkayalım ki çıkamasın bir daha.
başlayalım mı ulu manitu?
dünkü yazımızda yazdığımız gibi, galatasaray sportif a.ş. bedelli sermaye artırımına giderken, şirket’in ortaklarından %55 paya sahip olan galatasaray spor kulübü, bedelli sermaye artırımına şirket’ten olan alacaklarına mahsuben katıldı, nakit koymadı. bunun yasal bir durum olduğunu, ortakların şirket’ten alacaklarının sermaye artırımı vasıtasıyla sermayeye devrolunabileceğini yazdık. hatta bunun bağımsız denetim raporunda da görülebileceğini söyledik. ama kendisi tutturmuş (gbkz: “reel” nakit)(gbkz: “reel” nakit) diye bir şey. ağlayıp da susmayan bebeklerin ağzına emzik verir gibi 2 tane banka dekontu versen susacak belli ki.
kısaca bir örnek verelim hemen fenerbahçeli arkadaşımızın “reel” nakit “reel” nakit diye ağladığı duruma. galatasaray sportif a.ş. gitti bankadan 1 gün vadeli 200 milyon tl kredi çekti. gitti bu kredi ile galatasaray spor kulübüne olan borcunu ödedi. galatasaray spor kulübünün kasasında 200 milyon tl nakit var artık değil mi? ertesi gün gitti bu parayla sportif a.ş’nin bedelli sermaye artırımına katıldı. para tekrardan galatasaray sportif a.ş’nin hesaplarına girdi. tek farkı, pasif tarafta ortaklara borçlar hesabında dururken, artık özkaynakların altında yer alması. sportif a.ş de, elindeki 200 milyon tl nakitle gitti ertesi gün bankaya borcunu kapadı. elimizde ne var şu anda? sportif a.ş. kulübe olan borcunu ödedi, yükümlülüğü yok. kulüp, bedelli sermaye artırımına “reel” nakit olarak 200 milyon tl ile iştirak etti. galatasaray sportif a.ş. bankaya olan kredi borcunu ödedi. elimizde sadece 2 tane dekont ve bir adet kredi sözleşmesi kaldı.fıkrası bile var bu konunun, bankacı olanlar bilir;
yaşlı bankacı ile genc bankacı parkta sohbet ederek dolasiyorlar. yasli gence meslegin puf noktalarini anlatiyor:
‘ -bak evladim. bu meslekte basarili olmak icin sadece firsatları degerlendirmek yetmez. zaman zaman firsatlari da senin yaratman gerekir. bunun için surekli dikkatli olman gerekir. uygun bir yorumla hic umulmadik olaylar bile, çok büyük firsatlara dönüşebilir. bak mesela, şu karşida gördüğün taze kopek pisligi sana sadece iğrenç bir şey olarak geliyordur. ama ben eğer, ‘şu pislikten bir lokma alip agzina atarsan sana 1 milyar lira veririm’ dersem, olay senin açindan nasil da büyük bir firsata dönüşüverir degil mi? yapar misin?’
genc bankacı:’-tabi efendim,’ der. parmagini pislige daldirir, bir lokma alir yutar.
yasli bankacı cebinden bir milyari çikartir, gence verir. bir sure yururler, genc dayanamaz sorar:
‘-hocam, ben size ayni teklifte bulunsaydim kabul eder miydiniz? bakin ileride de başka bir pislik var. 1 milyar karşiliği dener miydiniz? ‘
yasli bankacı:’-tabi ki,‘ der. o da bir lokma alip yutar.
genc bankacı da çikartir, biraz önce kazandigi 1 milyari iade eder.
bir sure sessiz sessiz yürürler. genç yine dayanamaz sorar:
‘-hocam, ne sizin cebinizdeki para miktari değişti ne de benim cebimdeki. söyler misiniz, biz bu boku niye yedik ?’
kurt bankacı cevap verir:
‘-oyle deme evladim. 2 milyarlik islem hacmi yarattik!!’
heh işte, bu kanunları yazan adamlar da senin kadar gerizekalı olmadığı için, ortaklara borçlar hesabını sermaye artırımlarında mahsup edilebilmesini mümkün kılmışlar. yetmemiş, ortakların ayni sermaye katmasına da izin vermiş. yeni ttk’daki önemli bir husus ise, sermaye artırımı sırasında taahhüt edilen sermaye tutarının %25’inin bankalara bloke edilmesi ve makbuzunun ibrası. bu sermaye artırımına %45 diğer yatırımcıların katıldığını da düşünürsek, bankalara giren 127 milyon tl, toplam sermaye artırımının %25’sini geçtiği için, bankalara blokaj ve makbuz konusunda da bir sıkıntı olmadığı aşikar. geçelim.
fenerli arkadaşımızın bir başka takıldığı konu,teknik iflas tespiti için gerekli değerlemeyi yapan şirket olan deniz yatırım’ın, galatasaray’ın kredi kullandığı denizbank’ın bir iştiraki olması. dün anlattım, burası önemli diye de belirttim, ama lafın uzunu aptala anlatılırmış, karşımızda bir aptal var gibi tane tane yine anlatacağım.
bak arkadaşım, biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar diye bir laf var, bildin mi?
galatasaray spor kulübü teknik iflastan kurtulmak için yapmıyor bunu dedik, türk ticaret kanunu’nun 324. maddesi uyarınca, sermayenin 2/3’ünü kaybettiği için ara bilanço hazırlaması gerektiği için yapıyor dedik, dinletemedik. türk ticaret kanunu’nun 324. maddesi 2. fıkrasında der ki;
“şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder. esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır.”
şirketlerin bilançolarında, aktifler, ufrs kapsamında değil, vuk usulünce, maliyet bedelleri ile muhasebeleştirilir. ufrs'de ise size seçenek sunulmuştur, ya maliyet bedeli ile değerlendirirsin, ya da değerleme yaptırabilirsin. 324. maddenin 2. fıkrasından da anlaşılacağı üzere, şirket sermayesinin 2/3’ünü kaybettiği takdirde ara bilanço hazırlamak zorunda. bu ara bilanço hazırlanırken de şirket’in aktiflerimaliyet bedeli üzerinden değil, o günkü satış fiyatları üzerinden hesaplanır! neden diye soracak olursan;
bir şirket düşünün, maddi duran varlıklarının altında 1 adet daire var ve dairenin maliyet bedeli 100.000 tl. ve 20 senedir şirket’in aktiflerinde yer almakta. binaların amortisman oranı %2, yani 50 sene içinde kendini amorti eder. 20 senelik ayrılan amortisman ne kadardır o zaman? 40.000 tl. yani senin bilançonda o dairenin net değeri 60.000 tl olarak gözükür. ama o gün o daireyi elden çıkarmak istersen 60.000 tl’ye mi satarsın? bulunduğu muhit yıllar içerisinde değerlenmiştir, çevresi gelişmiştir veya gelişmeye müsait bir yerdedir ve belki de değeri 150.000 tl olmuştur. şirketin bir an için tasfiye olacağını düşünürsen, şirket, borçlarını kayıtlı değeri olan 60.000 tl’yi alarak ödemeyecek, daireyi satıp oradan kazanacağı 150.000 tl ile ödeyecek. işte o yüzden o günkü satış bedelleri üzerinden değerleme yapılıyor ara bilanço hazırlanırken. başka bir deyişle mal varlığı bilançosu. anlaştık mı?
sportif a.ş’nin borcunun denizbank’a olması ve kulüp varlıklarının değerlemesinin deniz yatırım tarafından yapılmasının hiçbir sakıncası yok!! dün söyledim, tekrar söylüyorum, eğer bu değerlemeyi kpmg yapmış olsaydı o zaman yasal olmazdı. çünkü bir şirketin bağımsız denetimini yapan kurum, o şirkete mali danışmanlık, kurumsal finansman gibi hizmetleri veremez!
ayrıca, burada bir örnek daha vermek gerekirse, bir bankaya gidip kredi çekmek istediğinizde, sizin mali tablolarınızı, finansal durumunuzu ya da borç ödeme kabiliyetinizi ölçen, size kredi verecek olan bankanın kredi tahsis departmanı değil midir? denizbank’tan kredi çekerken, sizin değerlendirmenizi yapı kredi bankası mı yapmakta?
onu da geçtim, deniz yatırım’ın yaptığı değerleme eğer gerçekleri yansıtmayan bir değerlemeyse, bu galatasaray’ın denizbank’tan aldığı kredi için kötü referans olmaz mı? yani galatasaray bu borcu ödeyemediği takdirde denizbank zor durumda kalmaz mı? işin özü, denizbank kendi bacağına sıkmış olmaz mı?
2030 yılına kadar olan gelirlerini realize ederek özkaynakları artıya geçirdi galatasaray dedin. bilgisizliğinden kaynaklandığı için çok üstüne gelmedim o konuda, kısaca anlatıp geçtim. madem sen durmadın, ben de yükleneyim biraz.
galatasaray kulübü 2030 yılına kadar olan gelirlerini realize ederek özkaynaklarını artıya geçiremez canım evladım. çünkü o realize edilen gelirler aktiflere, karşı bacağı da yükümlülüklere girer, özkaynaklara değil! aç bak galatasaray’ın bilançosuna, sermaye artırımı öncesi özkaynakları hala ekside. galatasaray’ın özkaynaklarının artıya geçmesinin sebebi bedelli sermaye artırımı. buradaki yanlışını düzeltelim senin yine. o realize edilen gelirler sermaye artırımı vasıtasıyla özkaynaklar altına girdi. bir şeyler anlatmak istiyorsun ama kelimeleri düzgün seçemediğin ya da cümleleri düzgün kuramadığın için sürekli bir şeyler eksik.
şimdi ben de sorayım bakalım birkaç soru, o soruların da cevabını eğer biliyorsan bekliyorum.
1 fenerbahçe 6111 sayılı kanun kapsamında ne kadar vergi affından yararlandı? bunun açıklaması hiç yapılmadı çünkü fenerbahçe birleşmeyi torba kanundan sonra yaptı ve bunu hiç açıklamadı. galatasaray ve beşiktaş’ın açıklamasının nedeni torba kanundan yararlanırken, galatasaray’ın birleşmesini tamamlamış, beşiktaş’ın da vaktinde borsaya tam olarak açılmış olmasından kaynaklı. fenerbahçe vergi affından ne kadar yararlandı? ve sizin liseli medya’nız bu soruyu neden hiçbir zaman sormadı ? eğer yararlanmadıysa yok dersin. açıklama yapmadığı için sormak zorunda hissettim kendimi.
2 fenerbahçe şirket birleşmesi esnasında, neden çağrıda bulunup birleşme duyurusu yapıp, hisseleri toplayarak birleşmedi? esas sözleşme değişikliği vasıtasıyla birleşme yaptı? yoksa birleşme maliyetinin altından kalkamayacak mıydı? ne de olsa o zamanlar değeriniz milyar tl’lerde dolaşıyordu. çok değerli şirkettiniz.
3 bir sene içerisinde fenerbahçe de bedelli sermaye artırımına giderse, o zaman tepkin ne olur?
4 galatasaray’ın 16 senelik karını realize ederek bilançosuna koymasına hile derken, fenerbahçe futbol a.ş.’nin spor kulübünden bütün tesislerini 20 seneliğine peşin olarak kiralaması hakkında ne düşünüyorsun? fenerbahçe hile mi yapmakta?
5 sesiniz çok çıkıyor diye kendinizi hep haklı mı görüyorsunuz? her konuda, her zaman? yalan yanlış yazdıklarına, iftiralarına cevap veren insanlar zeytinyağı gibi üste çıkmış mı oluyor sizin gözünüzde, yoksa asıl zeytinyağı olan sen ve senin zihniyetindekiler mi?
ben o yazıyı bir internet sitesinde görmüştüm, aldım oradan kopyaladım ona cevap verdim. yazıyı senin yazdığını, kaynağının senin blogun olduğunu bilmiyordum. sonradan öğrendim. girdim bloguna galatasaray ile fenerbahçe arasındaki “tarihi fark” adlı yazını okudum. print-out aldım bundan sonra cebimde taşıyacağım. canım sıkıldığında bakıp bakıp gülmek için.
sen yine bunlara cevap verme, yine cemaat de, ağar de, mesut yılmaz de, bizi bitirmeye çalışıyorlar, fenerbahçe yıkılmaz de, yaşa aziz de. size kurulan uluslararası komploya inan. sen kendini kandırmaya devam et, ne de olsa cehalet erdemdir.
imza
cahil bilge
asdajsdhask*