132
oynanan 2 milli maç, galatasaraylı futbolcular ve taraftarları için hiç de sevindirici geçmedi. ülkenin en iyi futbolcusu 2 maçta da oynamadı, en kariyerli futbolcusu ise son maçı kulübede tamamladı. küçük hocanın bizi sıktığı maçlardan sonra, galatasaray bir başka küçük hocanın takımıyla, büyük macera öncesi deplasmandaydı. küçük şifo'nun taktiği dahiyaneydi. oynatma, bir gol yersen bile kafana takma, bekle, vakit geçir, timsah sabrıyla rakibin açığını kolla, faul yap, yere yat vakit geçir. oldu da son 4 maçta ki gibi tutturursan, seni bir halt sanarlar, tutturamayıp da duman olursan sorun yok. koskoca şampiyona yenilmiş olacaksın, kimse sana kızmaz, ceza kesmez.
ilk yarı oynanan oyuna tahammül etmek gerçekten ızdıraptı. oynayan takımlardan biri galatasaray olmasa hiç kimse bana bu maçı seyrettiremezdi. gözüm cris'teydi, dikkatle izledim. bu kadar kolay bir maçta bile bir defa santrayı topla geçmedi. aldığı topları semih'e ve daha çok muslera'ya doğru kullanmayı tercih etti. hüküm verdim desem üstüme çullanacaksınız biliyorum ama yine de ilk benden duyun. dany, bu cris'e en az 5 basar. son gün apar topar yapılan transfer eğer popescu çıkmaz ise benden çekeceği var. ben nankörüm kardeşim, o bölgede benim birine iyi futbolcu demem için ağzıyla kuş tutması lazım.
ilk yarı 2-0 biterken maçla ilgili ilk cümlemi yazmıştım. semih kaya'dan gayrisi yalandı. uyanıklık yapıp gol attıran, sonrasında da kendi mıhlayan amrabat bile benim için semih'in çok altındaydı. ah ulan bülent korkmaz, biz de seni adam sanmıştık. hamburg maçında kewell'i stoper oynatıp, semih'in, dolayısıyla büyük galatasaray'ın 3 senesine, çok daha kolay gelecek 2. uefa kupasına ve olası süper kupaya mani oldun. semih her geçen gün demeyeceğim, her saniye futbol aklını geliştiriyor. ofsayt'ı mükemmel okuyup, oynuyor, bu konudaki profesörüm cannavaro idi, semih aynı yolda. bir savunmacı için en değer verdiğim şey, pozisyona müdahale anının kararıdır. ne zaman ve nasıl müdahale etmesi gerekiyorsa öyle yapıyor. gelişigüzel şişirmelere girişmiyor, son goldeki muhteşem çıkışını da her maç bekliyorum, yürü be koçum.
kadro biraz da yüce gök tarafından yapılıyor gibi. hamit hastalanmış, oynayamayacak olmasına sevindim. hamit zaten bilinen, büyük futbolcu. oynamaya oynamaya paslanmış, iç dış bakımdan geçmesi lazım. bu formuyla engin baytar'ı oturtamaz diye fetva vermiştim, engin kendi kendini oturtarak hamit'e kolay yol verdi. hamit hastalanarak amrabat'a ilk 11 yolunu açtı. yoksa biz amrabat'ı banko seyretmek için hamit'in kötü oyunlarına katlanacaktık. gerçi bugün hamit yerine aydın oynadı, ama hamit olsaydı muhtemelen amrabat oturacaktı. çünkü sıra bu maç için aydın'da idi. geçen maç emre topla fazla oynamış, hakkını kullanmıştı.
bu takımın ucundaki ikili umut ve burak'tır. elmander sakatlanmasa burak'ı bu kez banko seyretmek için umut'un golsüz geçen maçlarını seyretmek zorunda kalacaktık. hatta, hakan balta galiba sıkıntıya girdi de, ilk defa çağlar birinci benden azar işitmeden maçı tamamladı. inanılır gibi değildi ama ben çağlar'ı bu maç hakan'dan daha iyi oynarken seyrettim. selçuk ilk yarı pek ortalıkta görünmedi,bence ikinci yarıya da iyi başlamadı. kaptanlık bandını takarken hatırladım ve o dakikadan sonraki 10 dakikalık futbolu tüm zamanların en büyük selçuk inan futboluydu. iki muhteşem asist güme gitti. bir büyük şut kıl payı auta gitti. kendi kullanacağı iki serbest vuruşu burak'a bıraktı. ve bu 10 dakika oynadığı futbolla benim maç adamım oldu. aslında gol olmayan muhteşem asistlerin de sayılması lazım. adam atamıyorsa o ne yapsın, henüz istatistiğe giremedi. küçük hoca sevinçten havalara uçuyordur.
galatasaray ne kadar onurlu ve büyük takım olduğunu yine gösterdi. gerçi topun geliş biçimi muhteşem di ama sonra cortlayarak bir langırt golüne dönüştü. hiç kimse sevinmedi, hatta burak'la amrabat niye gol oldu diye tartıştı. belki de burak takımın böyle dandik gol atmasını içine sindiremedi. takımda doğru dürüst top gelmemsine rağmen en kötü oyuncu muslera idi. bütün topları aykutvari oyuna soktu. bana hiç güven vermedi. manchester maçında en korktuğum adamımız bana göre o. melo'da kendini fazla kasmadı, haklıydı. melo iş sarpa sardığı zaman devreye girecek bir futbolcu. gereğinden fazla gücü kullanmak biz zaten yakışmazdı.
neticede pis geçmesi muhtemel bir maçı, antrenman tadında atlattık. bu maçı da topla fazla oynayarak geçirdik. maçın en güzel golü, burak'ın göğsüyle indirip çaktığı, direkten dönen goldü! avrupa artık duysun sesimizi, cim bomun ayak sesleri kapıda.
avrupa göklerinde eski hayula bela görünmeyeli değneksiz gezenler çoğalmıştı. biz de özlemiştik şampiyonlar ligi marşı dinlerken takımızı seyretmeyi. yüreyedurun çocuklar, gazanız mübarek olsun, yenilseniz de büyüksünüz, yenseniz de.
altın adam, selçuk gümüş adam, semih, bronza adam amrabat
ilk yarı oynanan oyuna tahammül etmek gerçekten ızdıraptı. oynayan takımlardan biri galatasaray olmasa hiç kimse bana bu maçı seyrettiremezdi. gözüm cris'teydi, dikkatle izledim. bu kadar kolay bir maçta bile bir defa santrayı topla geçmedi. aldığı topları semih'e ve daha çok muslera'ya doğru kullanmayı tercih etti. hüküm verdim desem üstüme çullanacaksınız biliyorum ama yine de ilk benden duyun. dany, bu cris'e en az 5 basar. son gün apar topar yapılan transfer eğer popescu çıkmaz ise benden çekeceği var. ben nankörüm kardeşim, o bölgede benim birine iyi futbolcu demem için ağzıyla kuş tutması lazım.
ilk yarı 2-0 biterken maçla ilgili ilk cümlemi yazmıştım. semih kaya'dan gayrisi yalandı. uyanıklık yapıp gol attıran, sonrasında da kendi mıhlayan amrabat bile benim için semih'in çok altındaydı. ah ulan bülent korkmaz, biz de seni adam sanmıştık. hamburg maçında kewell'i stoper oynatıp, semih'in, dolayısıyla büyük galatasaray'ın 3 senesine, çok daha kolay gelecek 2. uefa kupasına ve olası süper kupaya mani oldun. semih her geçen gün demeyeceğim, her saniye futbol aklını geliştiriyor. ofsayt'ı mükemmel okuyup, oynuyor, bu konudaki profesörüm cannavaro idi, semih aynı yolda. bir savunmacı için en değer verdiğim şey, pozisyona müdahale anının kararıdır. ne zaman ve nasıl müdahale etmesi gerekiyorsa öyle yapıyor. gelişigüzel şişirmelere girişmiyor, son goldeki muhteşem çıkışını da her maç bekliyorum, yürü be koçum.
kadro biraz da yüce gök tarafından yapılıyor gibi. hamit hastalanmış, oynayamayacak olmasına sevindim. hamit zaten bilinen, büyük futbolcu. oynamaya oynamaya paslanmış, iç dış bakımdan geçmesi lazım. bu formuyla engin baytar'ı oturtamaz diye fetva vermiştim, engin kendi kendini oturtarak hamit'e kolay yol verdi. hamit hastalanarak amrabat'a ilk 11 yolunu açtı. yoksa biz amrabat'ı banko seyretmek için hamit'in kötü oyunlarına katlanacaktık. gerçi bugün hamit yerine aydın oynadı, ama hamit olsaydı muhtemelen amrabat oturacaktı. çünkü sıra bu maç için aydın'da idi. geçen maç emre topla fazla oynamış, hakkını kullanmıştı.
bu takımın ucundaki ikili umut ve burak'tır. elmander sakatlanmasa burak'ı bu kez banko seyretmek için umut'un golsüz geçen maçlarını seyretmek zorunda kalacaktık. hatta, hakan balta galiba sıkıntıya girdi de, ilk defa çağlar birinci benden azar işitmeden maçı tamamladı. inanılır gibi değildi ama ben çağlar'ı bu maç hakan'dan daha iyi oynarken seyrettim. selçuk ilk yarı pek ortalıkta görünmedi,bence ikinci yarıya da iyi başlamadı. kaptanlık bandını takarken hatırladım ve o dakikadan sonraki 10 dakikalık futbolu tüm zamanların en büyük selçuk inan futboluydu. iki muhteşem asist güme gitti. bir büyük şut kıl payı auta gitti. kendi kullanacağı iki serbest vuruşu burak'a bıraktı. ve bu 10 dakika oynadığı futbolla benim maç adamım oldu. aslında gol olmayan muhteşem asistlerin de sayılması lazım. adam atamıyorsa o ne yapsın, henüz istatistiğe giremedi. küçük hoca sevinçten havalara uçuyordur.
galatasaray ne kadar onurlu ve büyük takım olduğunu yine gösterdi. gerçi topun geliş biçimi muhteşem di ama sonra cortlayarak bir langırt golüne dönüştü. hiç kimse sevinmedi, hatta burak'la amrabat niye gol oldu diye tartıştı. belki de burak takımın böyle dandik gol atmasını içine sindiremedi. takımda doğru dürüst top gelmemsine rağmen en kötü oyuncu muslera idi. bütün topları aykutvari oyuna soktu. bana hiç güven vermedi. manchester maçında en korktuğum adamımız bana göre o. melo'da kendini fazla kasmadı, haklıydı. melo iş sarpa sardığı zaman devreye girecek bir futbolcu. gereğinden fazla gücü kullanmak biz zaten yakışmazdı.
neticede pis geçmesi muhtemel bir maçı, antrenman tadında atlattık. bu maçı da topla fazla oynayarak geçirdik. maçın en güzel golü, burak'ın göğsüyle indirip çaktığı, direkten dönen goldü! avrupa artık duysun sesimizi, cim bomun ayak sesleri kapıda.
avrupa göklerinde eski hayula bela görünmeyeli değneksiz gezenler çoğalmıştı. biz de özlemiştik şampiyonlar ligi marşı dinlerken takımızı seyretmeyi. yüreyedurun çocuklar, gazanız mübarek olsun, yenilseniz de büyüksünüz, yenseniz de.
altın adam, selçuk gümüş adam, semih, bronza adam amrabat